Bugün biraz sağlık sektöründen bahsetmek istiyorum. Türkiye’ye babamın ufak bir operasyonu için geldim. Hastanedeki yoğunluk dikkatimi çekti ve sebeplerini araştırdım.
Belki sonlara doğru #MPARK hakkında da konuşuruz. Blog'da şirket incelemeleri çok okunmuyor çünkü. (1/11)
Son dönemde dünyada sağlık sektöründe yaşanan çok ciddi bir baskı var. Yaşam süreleri uzuyor ve nüfuslar yaşlanıyor.
Ambulans bekleme süreleri dünyanın neredeyse her yerinde çok uzun ve Avrupa'da ölüm oranı ortalamaların %10 üstüne çıktı. (2/11)
Türkiye maalesef veri konusunda Batı ülkeleri gibi değil. Buradaki ambulans çağrı bekleme sürelerini bulamadım.
Ancak İngiltere’de felç ve kalp krizi gibi vakaları da kapsayan "ikinci kategori" olaylara yapılan ambulans müdahale süreleri 90 dakikalara çıktı. (3/11)
Kamu kuruluşu Ulusal Sağlık Hizmetleri (@NHSuk), yaşam tehdit edici çağrıların ortalamasının bile 10 dakika 57 saniye olduğunu açıkladı.
Uzmanlar standart sürenin 7 dakikada olduğunu vurgularken, bu sürelerin 2017’den beri en yüksek süreler olduğunu bildirdi. (4/11)
Yine İngiltere’de geçen ay hastane yatağına ihtiyacı olan 54 bin hasta 12 saat acil serviste bekledi.
Kanada’da da durum çok kötü gözüküyor. Ülkede bir çocuk hastanesi, hizmetlerini yerine getiremediği için Kızıl Haç’tan acil yardım istemek zorunda kaldı. (5/11)
Dünyada sağlık harcamaları tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Yaşlanan nüfus talebi artırıyor.
Pandemide insanlar mecburen tedavilerini erteledi ve maskeler sebebiyle grip salgınlarıyla boğuşuyoruz. Ertelenen tedaviler ölüm oranlarını artırıyor. (6/11)
Türkiye’de durum farklı değil. Sağlık harcamalarımız günden güne artıyor. Elimizde en taze @tuikbilgi'nin geçen ay gelen sağlık harcamaları verisi var.
2021 yılında sağlık harcamaları bir önceki yıla göre %41,6 artarak 353 milyar 941 milyon TL'ye yükseldi. (7/11)
Türkiye’nin en yaygın hastane ağına sahip @MedicalParkHG, araştırmalar esnasında bu alanda en çok dikkatimi çeken şirket oldu.
Değişik gelir gruplarına hitap eden hastane portföyü, Azerbaycan yatırımları, geri alım programı ilgimi daha da artırdı. (8/11)
Sağlık turizmi ve artan özel sağlık sigortası sayıları burada ana katalizörler.
Sağlık turizminde Türkiye ve İstanbul’un merkez olduğunu biliyoruz. Aşağıdaki grafik ülke gelirlerine ait. #MPARK özelinde yabancı sağlık turizmi üçüncü çeyrekte %138 yükseldi. (9/11)
Özel sağlık sigortası, iş kolu tamamlayıcı sağlık sigortasının artan etkisi sayesinde 2022’nin ilk 9 ayında %89 arttı.
Gelen son Kasım verilerine göre 3 milyon 300 binin üzerinde bir sayıdan bahsediyoruz. (10/11)
Daha önce ilaç sektörü hakkında yazmıştım, bu sefer kendi gözlemimle hastanelerdeki durum dikkatimi çekti.
Sağlık sektörü her zaman önemli ve enflasyona karşı daha güçlü duran sektörlerden. Radarımda olmaya devam edecek. (11/11)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
2013-2023 çıkış döneminin ardından yabancı yatırımcılar tekrardan Türk varlıklarına ilgi gösteriyor.
Haber akışı oldukça pozitif bir haftaydı. Cumartesi okumalarımızı moralli yapıyoruz.
(1/20)
Türk varlıklarına ilgi rekor seviyede. Özellikle tahvil tarafına çok ciddi bir giriş var. 10 Mayıs haftası verilerine göre Türk tahvillerine haftalık bazda son 11 yılın en büyük girişi gerçekleşti.
Geçen hafta 761 milyon $ tahvil girişi görülürken, bu hafta 2,83 milyar dolarlık tahvil alımı gerçekleşti. Yabancılar ihalelere fazlasıyla ilgi gösteriyor ve talep rekorları geliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı, geçen hafta 5 yıl vadeli TÜFE'ye endeksli tahvil, 9 yıl vadeli tahvil, 2 yıl vadeli tahvil ve 11 ay vadeli bononun ihracı gerçekleştirdi.
Bu ihalelerde toplamda 48,2 milyar TL'lik borçlanma gerçekleşti.
(2/20)
Yabancıların Türk bankalarıyla yaptığı swap miktarındaki artışlar da dikkat çekici.
Geçen hafta swap miktarında 4,6 milyar dolar artışlık artış gözlemliyoruz. Son yedi haftada kümülatif swap miktarı artışı ise 13,6 milyar dolar.
Dolar borçlanıp Türk lirası varlıklarına yatırım yapmak, gelişmekte olan piyasalarda son 6 ayın en fazla getiri sağlayan "carry-trade" işlemi oldu.
Yoğun bir gündem ve haber akışı içindeyiz. Özellikle yurt dışı kaynaklı.
Haftanın en önemli gelişmesi II. Enflasyon Raporu toplantısıydı ve yıl sonu beklentilerine dair yukarı yönlü revizyon yapıldı.
Rutin cumartesi okumalarımızı yapalım.
(1/20)
Yılın ikinci enflasyon raporu toplantısı, perşembe günü Merkez Bankası İdare Merkezi’nde düzenlendi. TCMB Başkanı Fatih Karahan, 2024 yıl sonu enflasyon tahmininlerini 2 puan artışla yüzde 38’e revize ettiklerini açıkladı.
Enflasyonda beklediklerinden daha yüksek bir seyir olduğunu vurgulayan Karahan, zirvenin mayıs ayında yüzde 75-76 seviyesinde görüleceğini söyledi. 'Sıkılaşma' vurgusu basın toplantısının ana fikrini oluşturdu. Fatih Karahan, dünyada merkez bankacılığı için çok kritik bir ifade olan "ne pahasına olursa olsun" ifadesini kullandı. Karahan, "Haziran'dan itibaren yaşayacağımız dezenflasyon sürecinde, enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise, para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız. Bundan sonra da enflasyon görünümünde bozulma olması halinde ek sıkılaşma yapmaya hazırız" ifadelerini kullandı.
TCMB'nin rezerv ve kur hedefi yok. Başkan yardımcısı Hatice Karahan, rezervler konusunda uluslararası normları referans aldıklarını söyledi. Swap hakkında gelen sorulara Fatih Karahan, yetkinin TCMB'de olmadığını söyledi.
(2/20)
Para politikasında atılan adımlardan sonra şu anda ana gündem tasarruf önlemleri. Pazartesi günü kamuda tasarruf paketinin açıklanması bekleniyor.
Bloomberg News'in perşembe günü geçtiği haberde bir dizi önlemden bahsediliyor. Tasarruf paketinin hükümetin tasarruf tedbirlerinin harcamaların gözden geçirilmesini, bazı kamu harcamalarının yavaşlatılmasını ve bazı sektörlerdeki yatırımların azaltılmasını içereceği söyleniyor. Detaylar pazartesi belli olacak ancak bazı somut maddeler var:
◽️ Fiziki ilerlemesi %75'in altındaki projeler yavaşlayacak.
◽️ 2-3 maaşlıların limiti aşan bölümleri bütçeye aktarılacak.
◽️ Sadece emekliler yerine yeni alım yapılabilecek.
◽️ Taşıt, bina alım ve kiralamaları duracak.
Haftanın iki önemli gelişmesi Merkez Bankası'nın faiz kararı ve ABD'den gelen F-16 haberiydi.
Sanki yeni bir faza geçiyoruz; dışarıdaki algımızın 2013 öncesine döndüğü, yabancı girişlerinin artabileceği bir faz.
Cumartesi okumalarımızı yapalım.
(1/18)
Beklentilere paralel 250 baz puan artış gördük.
Metindeki en önemli kısım, çerçeve içine aldığım kısımdı. MB, şu andaki faiz seviyesinin yaratacağı etkileri izlemek istiyor. Son cümle de aşırı bir rehavetin ortaya çıkması durumundaki uyarı sinyali.
(2/18)
2013'ten beri haklı-haksız tartışmasından müstesna, dış ilişkilerde farklı bir dönem geçirdik. İsveç kararıyla birlikte tekrardan Batı bloğuyla normalleşme rüzgarları esmeye başladı.
Bunun savunma boyutu haricinde algıdaki boyutu çok kuvvetli.
Sebepleri tartışılabilir ancak likidite kuruduğunda fiyat, değerden kopmaya başlıyor. Biz yatırımcıların amacı fiyat-değer makasından yararlanmaksa, enseyi karartmak olmaz.
Cumartesi okumalarını unutmayalım.
(1/17)
Haftaya Moody’s raporuyla başladık. Uluslararası derecelendirme kuruluşu, olumlu senaryoda bile toparlanmanın zaman alacağını düşünüyor.
Not kararı gelmemişti hatırlarsak, muhtemelen bir t anında not kararını alacağız. Cari denge ve bütçe düzeldikçe, illa ki not artacak.
(2/17)
Tüketici Güven Endeksi'nde hala 100'ün altında ve karamsar yerlerde olsak da ağustos ayındaki dipten bir miktar toparlama var.