Thread by @zynp_karli

1) Depremde en çok hasarı alan şehir olmasına rağmen #Adıyaman ın durumunun 3.- 4. günde ancak duyulabilmesine neden şaşırmadım biliyor musunuz?
Hemen açıklayayım;

Çünkü biz hiçbir zaman yoktuk zaten.

Önce K.Maraş' ın, sonra Diyarbakır' ın, sonra Malatya' ın kazası olup ++

2) 1954' te zar zor il olabilmiş, Güneydoğu' un tam anlamıyla gariban şehrini anlatacağım size. Kulağınızı dört açıp dinleyin ve ders alın lütfen.
Biz şehrimizi sel basacağını sel basınca öğreniriz, bizim hava durumunda ismimiz hiç geçmez çünkü. ++

3) Civar illerdeki değerlere göre tahminde bulunuruz.
Türkiye'den çıkan petrolün hatrı sayılır derecede büyük bir kısmına sahip olmamıza rağmen hiçbir zaman bir Batman kadar bahsedilmeyiz.
Bizim de hem şehir merkezimizde hem de ilçelerimizde çok eski yapılarımız, dünyaca ünlü ++

4) tarihi eserlerimiz, onlarca medeniyete ve imparatorluğa ev olmuş topraklarımız var ama bir Mardin kadar bahsedilmeyiz.
Kuzeyimizde dağlarımız, güneyimizde "Taş eksen, elmas biçersin" denilen, altı da üstü gibi verimli; baharda yemyeşil, kışın beyaz, güzün altın sarısı olan ++

5) ovalarımız var. Bir yanımızda Mezopotamya, bir yanımızda şırıl şırıl akan derelerimiz var.
Bir yanımızda İslam'ın en büyük düşmanlarından sayılan Nemrut'un imparatorluğu Kommagene, diğer yanımızda İslam' ın göznurlarından sayılan sahabemizin ve evliyalarımızın türbeleri var ++

6) Bir yanımızda her önünden geçişimde hayranlıkla izlediğim; nahif, sessiz ama bir o kadar da heybetli Ulu camiimiz, diğer yanımızda çok kıymetli kiliselerimiz var. Bizim de Türkiye' nin her şehri gibi rengarenk bir kültürümüz, hâla devam ettirdiğimiz geleneklerimiz, ++

7) belki bizim yörenin olduğunu bile bilmeden mırıldandığınız yüzlerce türkümüz var. Kışın soba etrafında, loş ışıkta anlatılan hekatlarımız, efsanelerimiz var. Bizim de atamız, evladımız, soyumuz, emeklerimiz, şehitlerimiz var.
Biz de VARIZ! Biz de bu ülkenin bir şehriyiz. ++

8) Eee peki bunca " var" içinde neden "yok" olduk?

Çünkü bunların yanı sıra, bunca zaman mecliste halkının isteğini, sıkıntısını layığıyla dile getirmemiş, ilinin sorununu kendi sorunu bellememiş, maaşını alıp kârına bakmış milletvekillerimiz(!) var. ++

9) Sapsarı taş evlerimizle kaplı şehrimizin dokusunu tamamen bozup restorasyon yaptığını sanarak alakasız, betondan yeni yapılar yaptıran, bünyesinde doğru düzgün restoratör veya mimar bile bulundurmayan; tek işi sokaklara ışıklandırma yaparak göz boyamak olan belediyemiz var. ++

10) Başka bir şehir, kendi ilçemizin sınırları içindeki Nemrut dağımıza yol yapıp turizm gelirinin büyük bir kısmına el koyarken "Bizim olandan uzak durun" demeyip ulaşımı kolaylaştırmak için kendi çabalamayan Kültür ve turizm sorumlularımız var. Çok yakın bir geçmişe kadar ++

11) Tvlerde Adıyamanlıyım demeye bile utanmış sanatçılarımız var. Bizden olup bize isdihtam sağlamak yerine civardaki büyük illere fabrika kurmuş iş insanlarımız var.
Üstünde her şey yetişen o verimli arazilere tohum yerine bina eken şehir planlayıcılarımız var. Bahsettiğim ++

12) petrol, rezervinden çıkarılıp başka şehirlere işlenmeye gönderilirken bu sektörü şehrimizde daha fazla kalkındırmaya çalışmak yerine tembel bünyeleriyle oturdukları yerden sorgulamadan para yiyen, istese eli kolu her yere ulaşabilecek yetkililerimiz var.

13) "Büyük bir hasarımız yok" diye rapor vererek binlerce insanın *lümüne sebep olan, iş makinalarını, ekipleri büyük bir beceriksizlikle oradan oraya savuran, kendileri çalışmak istediklerindeyse makinalarına el koyan valiliğimiz var.
++

14) Bizim oralarda hain kelimesi hainlik edene değil vefasız olana denir. Ama yukarıda bahsettiklerim hem hain,hem vefasızdır.
Çünkü cebine iki kuruş koyulan göz ardı etti, beş kuruş koyulan üstünü kapattı.Parazit gibi içten içe yiyip bitirdiler bizi.Kanımızı içmeye doymadılar ++

15) Bu hainler yüzünden hiçbir zaman bahsedilen bir şehir olamadık. Varımızı yoğumuzu aldılar. Değerlerimizi yok ettiler. Ne turizmimiz, ne tarımımız, ne üretimimiz hiçbir zaman olmadı. Hep hazırdan, depodan yiyip arkasına yaslanan, gelişmek için veya sahip olduğumuza ++

16) sıkıca sarılmak için hiçbir çaba göstermeyen bir şehir olduk. Uslanmadık, aynı hainleri koltuklarında tutmaya devam ettik.
Hâl buyken bir de bizi mi konuşacaklardı? Biz zaten hiç olmamışız. Biz zaten kimsenin aklına gelmeyiz. Binlerce insanımız göçük altındayken attığımız ++

17) çığlıkları duyan da kulağını kapattı.

"Yardım yok, bu şehirde devlet yok, çalışma yok" dediğimizde yalancı, iftiracı hatta şerefsiz olduk. Mâlum kişi aldığı tepkilerden sonra çıkıp ihmalini itiraf edene kadar yalan yere ayılıp bayılan "şerefsizler" olmaya devam ettik ++

18) onların gözünde. Koca şehir aynı şeyi haykırıyordu oysa ki. İnanan olmadı gerçi.

Çünkü en kolay gözden çıkarılan da en kolay sömürülebilen de hep biz olduk. Çünkü insanımızı ele güne karşı yalnız bırakan da yine bizdendi. Çünkü sokaklarda da hep yetimler dayak yerdi... ++

19) Bunca zaman gücü olan yedi, gariban kahır çekti. Ama sonra ne oldu biliyor musunuz? Zayıfla beraber güçlü de *ldü. Mazlumla beraber zalim de kayıp verdi. Ama inanın hiçbir zaman oh olsun demedik. Çünkü o giden de bizimdi. Birimizin akrabası, birimizin tanıdığı, arkadaşı. ++

20) Söylenecek daha çok fazla şey var
Ama bir o kadar da yok.

Özetle;
Bize varlık içinde yokluk yaşattılar.
Sonunda gerçekten de yok olduk.

Artık en çok da ne yok biliyor musunuz?
Korkumuz.