TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa'nın makam aracının İstanbul'u işgal etmiş olan İngiliz Kuvvetlerinin Komutanı General Harrington'un makam otomobili olduğunu ve çalıntı olduğunu bilir misiniz? Düşünün!.. İşgal kuvveti komutanısınız. Kıçınızın altındaki araç çalınıyor...
1- Düşman komutana makam aracı oluyor. Bundan büyük rezalet olur mu? Tarihte bir benzeri görülmemiş bu olayın da kahramanı olan İstiklal Madalyalı Topkapılı Mehmet'i ne yazık ki Türk halkı hemen hiç tanımaz...
2- "TBMM Başkanlığından: İstanbul'un düşman altında bulunduğu sırada, Osmanlı ordusunun depolanan silâh ve teçhizatını her an ölümle karşı karşıya kalarak Anadolu'ya kaçıran, düşmanın gizli istihbarat teşkilâtının içinde yuvalanarak, Millî Kuvvetlere çok yararlı bilgiler...
3- ...sağlayan M.M.Grubu Başkanı Topkapılı Mehmet Bey'e, Vatana Üstün Hizmet faslından ayda 1.500 lira maaş bağlanması Büyük Meclis'in 24 Haziran 1923 tarihli toplantısında oy birliği ile kararlaştırıldı."
4- Ne var ki, Mehmet Bey, T.B.M.M. ve oybirliğiyle kendisine bağlanan 1500 liralık maaşı kabul etmedi. Bir tavuğun 12.5 kuruşa satın alındığı bir dönemde, kendisine bağlanan 1500 liralık maaşı getiren yaveri Nurettin Bey’e hayret dolu gözlerle bakarak şöyle dedi:
5- “Ben bir şey yapmadım. Vatanım için, Mustafa Kemal Paşam için üzerime düşen görevi yerine getirmeye çalıştım. Hizmetleri gerçekleştiren arkadaşlarımdır. Ben buna layık değilim. Hayır, bana bunu yapamazlar!... instagram.com/tv/CZF7au2gqxt…
6- Hemen gidin ve bu aylık iradı (maaşı) Hilal-i Ahmer’e (Kızılay'a) devir muamelesini yapın!.”
Topkapılı Mehmet Bey, maaşını Kızılay'a devreder. Tek kuruşunu bile almaz.
Peki kimdir bu Topkapılı Mehmet bey?
7- Topkapılı Mehmet, deli yüreği ve gözü karalığıyla çevrenin sayılı külhanbeyleri arasında sivrilmiş, kısa sürede namı bütün İstanbul’a yayılmış, İstanbul’un ünlü kabadayılarının kendisine bağlılıklarını bildirdiği ünlü biridir. Lakabı 'Cambaz'dır.
8- Topkapılı Cambaz Mehmet Çanakkale Savaşlarında sıradan bir erdir. Gösterdiği kahramanlıklardan dolayı er Topkapılı’ya Onbaşı şeridini Albay Mustafa Kemal verir: “Göreyim seni Topkapılı! ” diyerek uğurlar. Topkapılı’nın kahramanlıkları sürer.
9- Çavuş şeritlerini Topkapılı’ya uzatırken de Albay Mustafa Kemal yine “Göreyim seni Topkapılı!” diyerek cesaretlendirir. Çanakkale'de dökülen kanlara rağmen Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Anlaşması ile silâhları...
10- ...bırakıp düşmana teslim olmuştur. Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa da, Topkapılı Cambaz Mehmet de artık işgal altındaki İstanbul'dadırlar. Mustafa Kemal bu gözüpek, yiğit insanın yeteneklerini Çanakkale’deyken keşfetmiştir.
11- Kafasında, Anadolu’da bir “Millî Hükümet” oluşturma fikri kesinleşen Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçmeden kısa süre önce Cambaz Mehmet’i çağırır ve emirlerini bildirir. Sonra omuzlarını sıvazlar ve “Göreyim seni Cambaz Mehmet!..” der. istdergi.com/tarih-belge/to…
12- 13 Kasım 1918 günü İtilaf Devletlerinin savaş gemilerinin İstanbul limanına geldiği haberi alınmıştır. Cambaz Mehmet, “Arkadaşlar bu millet asla uşak olamaz” diye söze başlar, Mustafa Kemal’in emirlerini arkadaşlarına da anlatır. demkaryayinevi.com
13- "Önce İstanbul’da örgütleneceğiz sonra depo ettiğimiz silah ve cephaneleri Anadolu’ya kaçıracağız. Bunun yanında Kurtuluş mücadelesine katılacak cesur Türk gençlerini Anadolu’ya kaçıracağız."
14- Şeytana külahını ters giydirecek kadar zeki, tazı gibi koşan, silah atmada, bıçak sallamada rakibi bulunmayan, zalimlere karşı gaddar, ezilenlere karşı ise merhametli biri olarak tanınan Topkapılı Cambaz Mehmet, İstanbul'da kurulmuş "MM Grubu" adlı gizli örgütün başıdır.
15- Adı, "Milli Müdafaa" sözcüklerinin baş harflerinden (MM) oluşan bu gizli örgütte Yüzbaşılar, Binbaşılar, Albaylar, Doktorlar bulunmaktadır, fakat başkanlığını ise askerlikte aldığı en büyük rütbesi "Çavuş" olan Topkapılı Cambaz Mehmet yapmaktadır!..
Sebebi çok şaşırtıcıdır:
16- Topkapılının İstanbul'da binlerce silahlı adamı vardır. Bunlar, vatanın kurtuluşu söz konusu olmadan önce birer it, kopuk, hırsız ve haraççıdırlar; ancak, Topkapılı Mehmet'e, Şişli'deki evinde Mustafa Kemal Paşa ile görüştükten sonra, bu binlerce adam, vatan için ölmeye...
17- ...and içmiş birer kelle koltukta savaşçı olmuşlardır. Şişli'deki görüşmede Mustafa Kemal Paşa, "Mehmet, Çanakkale'de nasıl kazandıksa yine öyle kazanacağız. Hele sizin gibi kahraman Türk çocukları oldukça, ordularımızın yenilmesi imkânsızdır!" demiş ve bu sözler...
18- ...Topkapılıya yetmişti... Mustafa Kemal onu, "Göreyim seni Cambaz Mehmet!" sözleri ile uğurlamıştı. Mustafa Kemal Paşa'nın korumalığını bizzat üzerine alan Topkapılı, 5 bin silâhlı adamıyla Şişli çevresinde gerekli önlemleri alır.
19- 15 Mayıs 1919 günü, İstanbul Galata Rıhtımı'nda olağanüstü bir kalabalık vardır. Seyyar satıcılardan, ayakkabı boyacılarından, polislerden, jandarmalardan ve hamallardan geçilmiyordur. Bunlar, gizli örgüt MM Grubu'nun tepeden tırnağa silâhlı adamlarıdır.
20- Görevleri, Mustafa Kemal Paşa ile 19 kişilik maiyetinin Bandırma Vapuru'na sağ salim binmesini sağlamaktır. Operasyonu rıhtımda yöneten Topkapılı Cambaz Mehmet, iyi yüzme bilen, iyi silah kullanan 50 İnebolulu fedai genci de Bandırma Vapuru'nun içine yerleştirmiş...
21- ...bunlara gerekli talimatı vermiş ve Samsun'a kadar sürecek yolculuğun tüm güvenlik önlemlerini almıştır. Mustafa Kemâl Paşa, Samsun'a çıktıktan sonra Ulusal Güçleri örgütleme çalışmalarına başlarken, Cambaz Mehmet de İstanbul'da tarihe geçecek kahramanlıklar yaratır.
22- İngiliz Gizli Servisi'nin en tehlikeli ajanı Papaz Fru'nun güvenini sağlayarak bu teşkilâtın içine sızar ve çok yararlı istihbarat bilgilerini elde ederek Mustafa Kemal Paşa'ya ulaştırır. Osmanlı ordusu dağıldıktan sonra el konulan ve cephanenin büyük çoğunluğunun...
23- ...depolandığı Maçka Kışlası'nı soyar ve tüm silah ve cephaneleri Anadolu'ya, Mustafa Kemal Paşa'ya ulaştırır. Belki tarihte bir benzeri görülmemiş bir olayın da kahramanıdır Topkapılı Mehmet.
24- İstanbul'u işgal etmiş olan İngiliz Kuvvetlerinin Komutanı General Harrington'un makam otomobilini de çalar, Akşehir'e kadar sürer ve orada Mareşal Fevzi Çakmak'a teslim eder. Bu otomobil, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya verilir.
25- Miralay İsmet Bey’in Harbiye nezareti Müsteşarlığına getirilmesi haberi M.M. grubu üyelerini çok memnun etmiştir; çünkü bu sayede, terhis olan erlerin adreslerini ve ordudan alınan silahların nerede depolandığını öğrenmiş olacaklardı.
26- Topkapılı: “Depolardan silah çalma işini üzerime alıyorum. İstanbul’un bütün tanınmış hırsızları, yankesicileri benim emrimdeler. Bu insanlar hırsızdırlar, yankesicidirler; ama aynı zamanda sizin kadar, benim kadar vatan severdirler.” diyerek onların vatanperverliğini över.
27- Topkapılı’nın evindeki toplantılar devam etmekte ve M.M. grubuna katılımlar her geçen gün artmaktadır. Daha sonra bu gruba M.M. Grubu’yla Ankara arasındaki bağlantıyı sağlayacak olan İstanbul Telgrafhane Müdürü İhsan Bey’de katılır.
28- Silah, silah, silah!.. Silah olmadan olmazdı. Anadolu’da Türk Ordusu Büyük Taaruza hazırlanıyordu. Bunun için çok sayıda silaha ihtiyaç vardı. Bu ihtiyacı karşılayacak yer Maçka Kışlasıydı. Burası bir İngiliz taburu tarafından korunuyordu.
29- Kışlanın cephaneliğini boşaltacak emin bir yol aranıyordu. Nihayet Topkapılı düşüncesini açıkladı: Cephanelik, tünel kazılarak boşaltılacaktı. Plan başarıyla uygulandı. İngiliz askerlerinin çok iyi koruduğu cephanelik içten içe boşaltıldı.
30- Boşaltılan sandıkların içine toprak yerleştiriliyordu. Topkapılı’nın İstanbul’da beş bin usta hırsızı görev başındaydı ve Anadolu’ya tez elden ve acilen top gönderilmesi gerekiyordu. Gelen raporlara göre Rami Kışlası bu konuda gerçekten yararlıydı.
31- Bir gece yarısı Fransızlar’ın gözü önünde Fransız askeri üniforması giymiş Türkler tarafından boşaltıldı. General Harrington istihbarat başkanlığına Yüzbaşı Bennet’i getirmişti. Bennet İngiliz hükümeti adına önemli işler yapıyor, bu da Topkapılı Cambaz Mehmet’in hoşuna...
32- ...gitmiyordu. Bunun üzerine Yüzbaşı Bennet’e bir suikast düzenlendi. Bennet ölmedi; ama bacağından aldığı darbe ile tedavisine İngiltere’de devam edildiğinden etkisiz hale getirilmiş oldu. Bu olay üzerine Topkapılı ve arkadaşları idama mahkum edildi;
33- ...fakat Topkapılı’nın üye olduğu İngiliz Muhipleri Cemiyeti Başkanı Papaz Fru bu kararı engellemiştir. Topkapılı Mehmet ve Nurettin görevlerini yapmış olmanın huzuru ile Ankara’nın yolunu tutmuşlardı. guncelmeydan.com/pano/ingilizle…
34- Topkapılı, Nurettin Bey’e “Tarih böyle bir zafer yazmamıştır, Mustafa Kemal Paşa 1918 yılında Şişli’deki evinde konuşurken büyük zaferin pırıltılarını görmüştüm. O zaman bana Mehmet, Çanakkale’de nasıl kazandıysak yine kazanacağız.
35- Hele sizin gibi kahraman Türk evlatları oldukça ordumuzun yenilmesi imkansızdır.” demişti. Topkapılı Mehmet Beyi Mustafa Kemal Paşa karşıladı; hoş geldin, nasılsın bakalım diyerek elini uzattı.
36- Oturdular sohbet ettiler, Mustafa Kemal Paşa kendisine İstanbul mebusluğu teklif etti. Topkapılı, Paşa’nın teklifini kibarca reddetti. Mustafa Kemal de ”Hiç değişmemişsin Mehmet, yine o eski Topkapılı Cambaz Mehmet!”sin." dedi.
37- Millî Mücadeledeki hizmetlerinden ötürü "İstiklâl Madalyası" ile ödüllendirilmiş bir kahraman olan Topkapılı Mehmet bey 1932 yılı Haziran ayında vefat etti. Kabri, Merkez Efendi Mezarlığı'ndadır.
38- Bugünlerde "Kızılay" konusu gündem olunca Kurtuluş Savaşı'nın bu onurlu, adsız kahramanı aklıma geldi; minnet Rahmet ve saygıyla anıyorum.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
TÜRKİYE'NİN 60 YILLIK HAYALİ: BAŞKANLIK SİSTEMİ / MEĞERSE İSTEMEYEN YOKMUŞ!
İşte gazete kupürleriyle Türkiye'nin 60 yıllık başkanlık sistemi hayali...
Eğleniyor muyuz ağalar?
1- Menderes'den bu yana Türk siyasi hayatının en büyük hayallerinden biri olan Başkanlık sistemi yeniden Türkiye gündeminde. 7 Haziran seçimlerinde hem Türkiye'yi yönetecek vekilleri hem de Başkanlık sistemine zemin hazırlayacak meclis aritmetiği için sandık başına gideceğiz.
2- Ahmet Özal: "Parlamentoya seçtiğiniz insanları kendi bölgenizden, ırkınızdan seçmeye çalışırsınız" diyen Ahmet Özal, Başkanlıkta ise tek bir kişiye oy veriyorsunuz. O ayrım yapamaz" dedi.
MHP Ankara eski il yönetim kurulu üyesi Mehmet Sakarya’nın kaleminden..!!!
BİZ UYUDUK…!?
ABD 2002 yılında ülkemizi işgal ettirdi. Kime mi..!?
T.C. kimliği taşıyan, fakat aslında fanatik Türk düşmanı olan mollalara..!?
Hafızanızla zaman tüneline girin, Yaşadıklarımızı bir film gibi seyredin! Hafızın şiir okuması ve göstermelik kodese aldırılması…
1- Mağdura bu millet bayılır… ABD yani CIA bizi bizden iyi tanır…
Ben o sırada MHP Ankara İl yönetimindeydim. Bahçeli ani kararla istifa ettirildi, Hükümet yıktırıldı. İstifa haberi geldiğinde, İl yönetimi toplantıdayız, Dedim ki;
“Herkes intihar edebilir, Genel başkanımız da siyaseten intihar etmiştir, yalnız partiyi de peşinden sürüklemiş, onu da öldürmüştür”
2- Başkan Yaşar Yıldırım kireç gibi oldu.
“Abi ipimizi çekiyorsun” dedi…
“Başkan” dedim “benim ipim yok, 1966 yılından beri bu hareketin içindeyim.Her düşündüğümü söylerim… Rahmetli Başbuğumun döneminde de böyleydim”
Dediğim çıktı, Bahçeli’nin İsifasıyla hükümet yıkıldı, seçime gidildi… MHP barajın altında kaldı… Arapçı, daha doğrusu ABD’nin adamları kazandı… ABD, FETÖ, CIA, Yerli işbirlikçileri elele verdi, önce askeriyeyi çökerttiler…
TÜRKİYE’DE İLK OTOBÜSÜ YAPAN GÖRELE’DEN, SANAYİ SİTESİNİ YAPAMAYAN GÖRELE’YE NASIL GELİNDİ?
1949 yılında Görele’de ilk otobüsü imal eden ve hayatta kalan tek usta olan Hüseyin Avni Tavacı hatıralarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı
“Kahrımdan ağlıyorum!”
Görele, 1948-1949’lu yıllarda Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi ve adını tarihe altın harflerle yazdırmayı başardı.
Bir elin parmakları kadar çılgın marangoz ustasının bir araya gelerek hayat verdiği mucize o yılların Türkiye’sinde kısa zamanda duyuldu.
Balıkçı tekneleri yapan eller keser ile otobüs iskeletini oluşturacak kestane ve kayın ağaçlarını yontmaya başladı.
Ulusoy, Görele’de yaptırdığı ilk otobüsü ile İstanbul’a yolcu taşıdı. Görele, İstanbul’dan Hopa’ya, Sivas’tan Iğdır’a kadar otobüs imal edip sattı. Otobüs imalatı, elektriği bile olmayan Görele’de yeni iş imkânlarına kapı açtı. Bugünkü 5 yıldızlı otellere şapka çıkartan otel sayısı Görele’de 6’yı buldu. Görele’de lokanta, bakkal ve kahvehane gibi küçük iş yerlerinin geçmişi otobüs imalatı yıllarına dayanıyor...
1948–1949 yıllarında Görele’de birkaç marangoz ustasının çılgın fikri bir anda Görele’nin üzerine güneş gibi doğdu. 1945 yılında sadece 1940 kişilik nüfusa sahip olan Görele henüz elektrik ile tanışmamış. Evlerde ve iş yerlerinde gaz lambaları var.
Görele Çavuşlu arasında kurulan küçük tersanede balıkçı tekneleri imal eden Halil ve Remzi Firiğin usta (Halil Firidin’in yoğun bakımda olduğunu öğrendik) Halil, Hüseyin ve Galip usta Görele’ye tekne tamir etmeye gelir.
1- Alman harbinin sona erdiği yıllardır.
Görele’de otobüs imal ediliyor!
Savaş sonrası Görele’ye kamyonlar gelmeye başlar. Osman Aklaya, Samsun’dan “UĞUR” adında otobüs getirir. Osman Yanık, bu otobüs ile Trabzon’a Görele’den yolcu taşımaya başlar. O yıllarda Trabzon’a yolculuk deniz yolu ile yapılmaktadır. Osman Yanık bir sefer sonrasında Görele’ye Trabzon’dan doç kamyon alarak döner. Marangoz Niyazi ve yeğeni İsmail Tavacı ile birlikte, ağaçtan otobüsün ağaç iskeletini oluşturmaya başlarlar.
Bu Görele’de oluşturulan ilk otobüs iskeletidir.
Ağaçtan oluşturulan iskelet tamamlandıktan sonra otobüsün dış aksanı saç ile kaplanır.
Görele’de küçük çapta başlatılan otobüs imalatı kısa zamanda Türkiye’de özellikle İstanbul’da duyulur ve merak uyandırır.
Gurbetçiliğin emekleme dönemi olan o yıllarda İstanbul’da yaşayan Göreleliler memleketlerine dönmeye başlarlar.
2- Bunlardan biri de Hüseyin Avni Tavacıdır.
1951 yılında İstanbul’dan Görele’ye dönen Hüseyin Avni Tavacı, Görele’de tarih yazan ustalardan hayatta kalan tek ustadır.
Hüseyin Avni usta, Osman Yanık ustanın atölyesinde çalışmaya başlar.
O yıllarda elektriği bile olmayan Görele’de gerçekleştirilen mucize, Görele’nin adını Türkiye ve dünyaya altın harflerle yazılmasına vesile olur.
Hüseyin Avni usta, “Otobüslerin iç konforu bana aitti. İç konforlarını ben yapardım” derken sanki o yılları yeniden yaşıyordu. Hüseyin Avni usta, “hasarlı kaza yapmış kamyonları alıp Görele’ye getiriyorduk.
Biz burada kamyonu sadece torpido aksamı kalacak şekilde soyuyor ve şasesi üzerine otobüsün iskeletini oluşturuyorduk” diyor.
Görele’de otobüs imal edildiği haberinin kısa zamanda Hopa’ya kadar ulaştığını anlatan Hüseyin Avni usta, Ulusoy’un ilk otobüsünü kendisinin yaptığını söyledi.
Muhafazakârlar ve Osmanlıcıların Mutlaka öğrenmesi Gereken Faideli Bilgiler:
Osmanlı'da köle ticareti ve Itri dedikleri zat-ı muhterem Osmanlı'da "Esirciler Kethüdası", yani köle ticareti yapanların başıdır..
1- “Muhallebi çocuğu ne demek?
Sultanla sevişmeden önceki 3 gün boyunca sadece muhallebi yiyerek, bağırsaklarını temizleyen oğlanlara takılan lakap.
2- Kulağı kesik deyişi nerden gelmektedir?
Osmanlının ilk yıllarında yarı çıplak koyun postu sarıp gezen Kalenderi dervişleri kulaklarına demir küpe takar başlarını kazıtır, bazıları da erkeklik organlarına halka takar gezerdi. Bunlar kadınlarla olan ilişkiyi yasaklarlar...
Türkiye'nin 4. sondaj gemisine, donanmayı haliç'e zincirleyip çürüten ve bu yüzden pek çok savaş ve toprak kaybetmemize sebep olan Abdülhamid Han ismi verilmiş ve şaşırmıştık.
Bizler şaşırdık ama Abdülhamid pek şaşırmamış ve; "Benim saltanatım sizin vatanınızdan, bayrağınızdan, donanmanızdan daha değerlidir." demişti zamanında.
Değil vatanı ve milleti için kendini feda etmeyi, siz ölün yeter ki bana bir şey olmasın demişti.
Ziraat bankası şubelerinde hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum Mithad Paşa'nın resmi vardır. Peki neden var?
1- Ziraat Bankası, kurucusunu boğazlatan Abdülhamid'in oyununa sponsor oldu
Mithat Paşa'nın kurduğu Ziraat Bankası, 2. Abdülhamid'i öven oyuna sponsor oldu. Abdülhamid oyunu 81 ili dolaşacak.
Osmanlı Devleti’nden günümüze ulaşan ilk banka olarak bilinen Ziraat Bankası, 1863 yılında Mithat Paşa tarafından kuruldu. Ziraat Bankası'nın internet sitesinde bankanın kuruluşuyla ilgili şu bilgiler yer almakta:
Ezilen çiftçilerin dertlerine çare bulunabilmesi için devletin zirai kredi işine el atması düşüncesi, dönemin gazetelerinde ve resmi ağızlarda yer bulmaya başlamıştı.
2- O dönemde Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı Yugoslavya'nın Niş kenti valisi olan Mithat Paşa, çeşitli alanlarda başarılı çalışmalarda bulunmasının yanı sıra; çiftçilerin içinde bulundukları zor koşullara da yakından tanık olmuştur. Yaptığı araştırmalarla, bu alanda teşkilatlanmanın zorunlu olduğu ve çiftçilerin, tefecilerin elinden kurtarılması için devlet yardımının gerektiği ancak bu yardımın halk hareketiyle desteklenmesinin önem taşıdığı sonucuna varmıştır. Böylece 1863 yılında çiftçilerin oluşturduğu kaynakla, Mithat Paşa öncülüğünde devlet eliyle ve devlet himayesinde kurulan ve adına "Memleket Sandıkları" denilen organizasyon; milli bankacılığın ilk örneği olarak tarihe geçmiş ve bu girişim bugünkü Ziraat Bankası’nın temelini oluşturmuştur."
AMERİKA NASIL YANLIŞLIKLA KENDİSİNE İKİ ATOM BOMBASI ATTI?
Kazanın kelime anlamı; "Can ve mal kaybına neden olan kötü olay" diye geçmektedir.
Ancak Dünya tarihinde bir kaza var ki, meydana gelse değil can veya mal kaybı, bir ülkeyi yerle bir edebilirdi...
Dünya tarihini değiştirebilecek olay 1961 yılında Amerika'da yaşandı.
Amerika Birleşik Devletleri kaza ile kendi ülkesine iki atom bombası attı.
İşte Amerika'nın şans eseri felaketin eşiğinden döndüğü olay: GOLDSBORO KAZASI
1- Robert Oppenheimer'ın yarattığı bu canavar 1945 yılında, Hiroshima ve Nagasaki'de test edildi. Deneme binlerce insanın canına mal olsa da, yok ediciliği karşısında tam not aldı ve tüm güçlü ülkeler bu silaha sahip olmak için nükleer yarış içine girdi.