Otel Abbasi diğer oteller gibi lüks konfor sunan bir yer değil. Burada kalmanın en en özel hissi İran’ın kadim / geleneksel sanatlarının muhteşem ve yaşayan örnekleri içinde zamanda yolculuk yapma ve tarihin içinde yaşama duygusu.
Safevi Odası gibi 450 - 500 yıllık odalarda boş yer bulmak çok zor. Bunun dışında caddeye ya da enfes bahçeye bakan odalar olarak iki ana grup oda var. Caddeye bakanlar 100-150$ / gün (oda+kahvaltı) civarında. Bahçeye bakanlar daha pahalı.
Safevi Odası ve benzeri diğer 5 asırlık mekanları çok hassas bir şekilde koruyup, sürekli bakımını yapıyorlar.
Abbasi Otel lobisinde de geleneksel sanat işlerini görebilirsiniz.
Abbasi Otel’in tarihi yemek salonlarından biri
Duvar işlemeleriyle bezeli bir toplantı / konferans salonu.
Bahçeye bakan oda balkonundan genel görünüm
Çayhaneye giden havuzlu bahçe yolu
Abbasi Otel’in meşhur çayhanesi. Özellikle safranlı & fıstıklı dondurmasını mutlaka deneyin. Çok güzel ve başarılı bir dondurma.
Duvarlardan detaylar
Abbasi Otel’de yer bulabilirseniz İsfahan’a gidince konaklayın. Sadece İran’ın değil, dünyanın da sanırım en eski oteli olsa gerek.
Camdan nar ağacı
Üzüm ve selvi motifleri de otelin duvarlarını süslüyor.
İsfahan’da bir doğu masalı Abbasi Otel. Buraya gelirseniz bir gece de olsa konaklayıp bu deneyimi yaşayın.
V’esselam🌿
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
İngiliz işgalinde Hindistan halkına uygulanan zulüm açlıkla sınırlı değildi.
İngiltere'ye ait East India Company (Doğu Hindistan Şirketi) 60 Bin Hintli dokuma ustasının baş parmaklarını keserek onları tezgâhta dokuma yapamaz hale getirdi.++
Yazar William Bolts, 1772 yılında yayınladığı
''Consideration on India Affairs'' adlı kitabında şu bilgiyi verir:
''Şirket, el tezgâhlarında çok kaliteli yerli kumaş imal eden Hintli ustaların baş parmaklarını keserek İngiliz makina dokuması tekstil sektörünün önünü açtı.''
1808 yılında ölen Almanya doğumlu İngiliz yazar William Bolts'un bu kitabı yayınladıktan hemen sonra titizlikle toplatıldı.
Bolts, kitabında Doğu Hindistan Şirketi'nde edindiği tecrübeyi ve şahit olduğu parmak kesme olaylarını kaleme almıştı:
19.Yüzyıl'da Amerikalı yerleşimcilere, kıtanın doğu kıyısından batı kıyısına kadar genişlemeyi hedef gösteren Manifest Destiny çağrısıyla katliamlar tekrar başladı.
İnanılır gibi değil ama Kızılderili nüfusu hızla 12 milyondan 237 bine geriledi.++
Yuki Kızılderilileri kapatıldıkları rezervasyon çiftliğinde zorlama ile çalıştırıldılar. Yukilere yalnızca kişi başına günde altı buğday başağı olarak açlık diyeti (starvation diet) uygulandı ve yetersiz beslenme ile hastalıklardan çok sayıda ölümler görüldü.
Kaliforniya'da kendini human (insan) olarak tanımlayan beyaz yerleşimciler Yukileri ''Subhuman'' (insan-altı, alt-insan, insanımsı, insan olmayan, insanla aynı kategoride bulunmayan, insandan daha aşağıda bulunan) olarak tanımlıyordu.
Az önce İsviçre'de yaşayan ama aslen Kuveytli olan çok sevdiğim bir dostumla görüştüm. Bana göre müthiş bir hayat hikâyesi var. Bir ara söz etmiştim. Şimdi konuşunca tekrar paylaşmak istedim:
Hikâye 2 Ağustos 1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesiyle başlıyor. ++
Dostum o tarihte henüz 20'li yaşlarının başlarında. İşgal ile hemen herkes kaçıp ülkeyi boşaltırken, o ve kendisi gibi bir grup genç kalıp ülkelerini işgalcilere karşı savunuyor. Savaşanların çoğu öldürülüyor. Kendisinin de aralarında olduğu az sayıda direnişçi ise esir düşüyor.
Esirler Irak'ta Basra yakınlarında bir yer altı zindanına atılıyor. Burada gördükleri kötü muamele ve berbat koşullar nedeniyle esirlerin çoğu kolera ve tüberküloz nedeniyle ölüyor. Bir buçuk yıl sonra halem hayatta olan dostum esir takası ile serbest kalıp ülkesine dönüyor.
Fatih, ilk altın Osmanlı parasını #İstanbul ’da bastırmıştı.
Fetihten 23 yıl sonra, 1476 (Hicri 882) yılında basılan ve 'Sikke-i Sultani’ adı verilen Fatih Sultan Mehmet'in bu ilk altın parasının işçiliği de kusursuzdu.++
Sadece 129 adet basılan bu ilk altın sikkeden günümüze çok az sayıda örnek ulaşabilmiş.
Hicri 882 / Miladi 1476 tarihli bu altın Osmanlı sikkesi ilklerin sikkesidir:
-İlk Osmanlı altını, -Fatih’in ilk altın parası, -İstanbul’da basılan ilk Osmanlı parası işte bu paraydı.
Fatih, az sayıda basılan bu ilk altının ardından bir yıl sonra, Hicri 883 / Miladi 1477’de bir altın sikke daha bastırdı ve bu defa bolca basılan bu altın para hızla tüm Avrupa, Afrika ve diğer Akdeniz ticaret havzalarına yayıldı.
Tarihçi Heredot’un ‘Arabia Felix’, ‘Mutlu Arabistan’ olarak nitelendirdiği Arap Yarımadası, güneybatı Asya ile kuzeydoğu Afrika arasında uzanan dünyanın en büyük yarımadalarından biri.
Yarımadanın en büyük ve bence en güzel ülkesi ise burası++
Dünyanın bu özel coğrafyası gerçekten şaşırtıcı sürprizlerle dolu.
Üç tarafı denizler ve okyanus ile çevrili olan Arap Yarımadası'nın kültürel mirası ve doğal zenginliklerini en iyi görebileceğiniz yer Suudi Arabistan'dır.
Çöller, masmavi ve cam gibi denizler, vadiler ve dağlar.
Suudi Arabistan Arap Yarımadası'nın en büyük ülkesi. Ülkenin batısı Kızıldeniz kıyıları, doğusu ise Arap Körfezi'nin sahilleriyle çevrili.Kinde Krallığı, Himyeriler ve Nebatiler bu olağanüstü toprakların kadim medeniyetleri.Mimarisi, müziği ve sanatlarıyla büyük bir dünya burası.