Otel Abbasi diğer oteller gibi lüks konfor sunan bir yer değil. Burada kalmanın en en özel hissi İran’ın kadim / geleneksel sanatlarının muhteşem ve yaşayan örnekleri içinde zamanda yolculuk yapma ve tarihin içinde yaşama duygusu.
Safevi Odası gibi 450 - 500 yıllık odalarda boş yer bulmak çok zor. Bunun dışında caddeye ya da enfes bahçeye bakan odalar olarak iki ana grup oda var. Caddeye bakanlar 100-150$ / gün (oda+kahvaltı) civarında. Bahçeye bakanlar daha pahalı.
Safevi Odası ve benzeri diğer 5 asırlık mekanları çok hassas bir şekilde koruyup, sürekli bakımını yapıyorlar.
Abbasi Otel lobisinde de geleneksel sanat işlerini görebilirsiniz.
Abbasi Otel’in tarihi yemek salonlarından biri
Duvar işlemeleriyle bezeli bir toplantı / konferans salonu.
Bahçeye bakan oda balkonundan genel görünüm
Çayhaneye giden havuzlu bahçe yolu
Abbasi Otel’in meşhur çayhanesi. Özellikle safranlı & fıstıklı dondurmasını mutlaka deneyin. Çok güzel ve başarılı bir dondurma.
Duvarlardan detaylar
Abbasi Otel’de yer bulabilirseniz İsfahan’a gidince konaklayın. Sadece İran’ın değil, dünyanın da sanırım en eski oteli olsa gerek.
Camdan nar ağacı
Üzüm ve selvi motifleri de otelin duvarlarını süslüyor.
İsfahan’da bir doğu masalı Abbasi Otel. Buraya gelirseniz bir gece de olsa konaklayıp bu deneyimi yaşayın.
V’esselam🌿
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Prof.Muzaffer Şerif Nasıl "Muzafer Sherif"e Dönüştü?
Film gibi bir hayat. Sosyal psikolojinin kurucularından, literatüre adıyla giren deneyi olan, Harvard, Yale, Princeton, Oklahoma, Pennsylvania ve Columbia üniversitelerinde bulunan bir bilim insanını nasıl küstürüp kaçırdık?+
1906 yılında İzmir, Ödemiş'te zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
1919 yılında, 13 yaşındayken İzmir'i işgal eden Yunan ordusundan bir asker yanındaki kişiyi öldürdükten sonra süngüsünü ona doğrultur.
Fakat muhtemelen yaşı küçük olduğu için öldürmekten vazgeçer.
Ölümler, işgal, savaşlar, esaret, kurtuluşla geçen ilginç bir çocukluğu olur.
Muzaffer Şerif belki de insanların toplu halde sergiledikleri uç davranışları ileride incelemesi için gerekli olan deneyimin en büyüğünü farkında olmadan bu yıllarda edinir.
En özel yiyeceklerden biridir bal. 2009 yılından bu yana bal koleksiyonu yapıyorum. Gittiğim tüm ülkelerden oraya ait yerel ve özel ballardan hem tattım hem de aldım. Dünya ve Türkiye balları üzerine epey araştırma ve okuma yaptım. İşte bal dünyası++
Bal kutsal metinlerde de geçer: ‘’Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) edin. Sonra da her türlü çiçekten, meyveden, ürünlerden ye ve Rabbinin sana yayılman için belirlediği yolları tut!"
Onların karınlarından renkleri çeşit çeşit bir şerbet çıkar ki, onda insanlara şifa vardır.’’ (Nahl Suresi, 68-69) Gerçekten de onlarca değişik türde bal vardır. Aromaları ve lezzetleri dışında temel olarak çiçek balları ve salgı balları olarak iki ana grupta ele alabiliriz balı.
İslam tarihine bakıldığında birçok önemli hadisenin Ramazan ayında gerçekleştiği görülür.
Kuşkusuz bu gelişmeler İslam tarihinin dönüm noktaları olarak ciddi bir hafızayı da ifade ediyor.
Örneğin Endülüs'ün fethi Ramazan ayında olmuştu.++
"En uzak batı" demek olan Magrib-i Aksa adıyla da bilinen Endülüs’ün, yani bugün İspanya ve Portekiz’in bulunduğu İber Yarımadası’nın Müslümanlarca fethi sadece İslam tarihi için değil, aynı zamanda dünya tarihi için de oldukça önemli gelişmelerden biri oldu.
Miladi 711 yılı, 19 Temmuz günü İslam ordusunun komutanı Tarık bin Ziyad ile Vizigotların komutanı Rodrik’in idaresinde yaşanan savaşı kesin zaferle kazanan Müslümanlar hızla İber Yarımadası’na yayıldı. Endülüs fethinin unutulmaması gereken bir diğer ismi de Tarif bin Malik oldu.
Arkasında onu kovalayıp ele geçirdikleri anda öldürmek isteyen bir ordu, önünde ise bilinmeyenlerle ve tehlikelerle dolu bir coğrafya vardı.
Eşine az rastlanan, insan üstü bir mücadele verdi ve Endülüs Emevi Devleti'ni kurdu.++
Emeviler iktidara geldikleri andan itibaren fetihlere giriştiler ve büyük askeri başarılar elde ettiler.
Afganistan'dan Hindistan'a, İran'dan Kuzey Afrika ve Endülüs'e uzanan inanılmaz büyüklükte bir coğrafyanın hakimi oldular. Kıbrıs'ı, Girit'i, Kafkasya'yı fethettiler.
Ancak fethettikleri coğrafyada son derece otoriter bir yönetim kurdular. Özellikle de devlet idaresi hususunda, İslamiyet öncesinden itibaren rekabet halinde oldukları Haşimoğulları'nı çok sıkı kontrol altında tutuyorlardı. Haşimoğulları'nın her hareketi izleniyordu.
1989 yılında Mekke’de ender görülen, istisnai bir arkeolojik kazı gerçekleştirildi.
Kazının arkasında dönemin güçlü isimlerinden, 1973 petrol ambargosu ile Avrupa’yı dize getiren, S.Arabistan Petrol Bakanı, Mekke doğumlu Zeki el-Yemani vardı.++
Bu kazı çok değerliydi. Çünkü Mekke döneminde vahyin önemli bir bölümü bu evin çatısı altında gelmişti. Hz.Muhammed'inﷺ küçük bir mescidinin de olduğu bu evde Hatice(ra); Kasım, Abdullah, Rukiyye, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Fatıma'yı doğurmuştu.
Yapılan kazı, Hz.Muhammed’inﷺ eşi Hz.Hatice’nin evini açığa çıkarmıştı.
Olabildiğince hızlı, adeta bir kurtarma kazısı gibi gerçekleştirilip tamamlanan çalışmanın ardından, bir kazı raporu niteliğinde de olan “The House of Khadijah bint Huwaylid" adlı kitap yayınlandı.
Kadınlar Pazarı, İstanbul Fatih’te ağırlıklı olarak Siirtlilerin, genel olarak da Diyarbakır, Mardin, Bitlis ve Vanlıların yöresel ürünlerinin ve damak tatlarına hitap eden lezzetlerin bulunduğu, sevilen bir gastronomi mekânı++
Kadınlar Pazarı’ndaki ürünleri ve lezzetleri mevsimsel ve kalıcı olarak ikiye ayırarak değerlendirmek lazım.
Mesela ışkın ve bu diğer yabani otlar ancak Nisan ve Mayıs ortasına kadar bulunabilir.
Işkın soyularak çiğ yenir. Diğerleri aynı ıspanak gibi pişirilir.
Mart, Nisan ve Mayıs aylarında Kadınlar Pazarı’nda Diyarbakır ve Siirt’ten gelen koyun yoğurdu bulunur. Biraz pahalıdır ama o kokusu, kaymağı ve lezzeti bambaşkadır koyun yoğurdunun. İçine nane ve biraz acı biber suyu katıp yapılan ayranını da çok severiz.