Kayseri'de, eşinin vefatı üzerine fabrikanın başına geçen kadın girişimci, iş hayatındaki başarısını uluslararası arenaya taşıyarak CERN'e tedarikçi oldu.
Zuhal Gözüküçük. Aslında ziraat mühendisi...
1- Eşini kaybettiğinde Tarım Bakanlığında çalışıyordu. Eşinin makine üretim atölyesi vardı. Bilmiyordu Zuhal makine işini. Eşi ölünce, atölyeye kapandı. Ama eşinin açtığı işyerinin kapanmasını içine sindiremedi. 47 yaşında üniversiteye girdi; Makine Bölümü’ne...
2- Gece gündüz çalışarak Makinelerin nasıl çalıştığını öğrendi. Bir usta ile yola çıktı. Usta iki ay sonra ayrılınca, tek başına sıfırdan başladı, Zuhal. Kısa sürede, 20 metrekarelik bir atölyeden, 2.300 metrekarelik bir tesise ulaştı.
3- Ne mi yapıyor orada? TÜBİTAK için askeri dizüstü bilgisayarların kasalarını. Otomotiv sanayi, demir yolları ve şeker fabrikalarına, yurt dışına otomotiv parçaları üretiyor. Ürettiği otomotiv parçaları yoğunlukla İtalyan arabalarında kullanılıyor.
4- Ama daha da önemlisi, CERN deneyinde kullanılan 3 farklı tipte, 4 bin 480 adet parça üretiyor. CERN Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ne savunma kalkanları üretimi yapıyor. Yaptığı anlaşmaya göre, CERN’e 2027 yılına kadar parça üretmeye devam edecek.
5- Bugüne kadar Türkiye’den CERN’e tedarikçilik yapan 11 firma arasında, tek kadın girişimci. Kayseri'yi ve ülkemizi uluslararası platformlarda en iyi şekilde temsil eden Gözüküçük diyor ki;
6- “Sözüne güvenilirlik, sadakat, sabırlı olmak, istikrarlı olmak önemli kavramlar. Bunlar iş hayatında başarılı olmanın temel anahtarları. Bir de olmazsa olmaz kavram eğitim. İnsan sürekli öğrenmeli ve kendini geliştirmeli. Ülkemizin kalkınmaya ihtiyacı var.
7- Kadın erkek demeden hep birlikte omuz omuza çalışmalı ve üretmeliyiz. Ekonomi seferberliği ancak kadın ve erkeğin güç birliği ile mümkün.”
8- 2000 yılında Dünya Gazetesinin Kayseri’nin En Başarılı İş Kadını Ödülünü, 2005’te Kayseri Ticaret Odasının Girişimci Kadın Ödülünü, 2010’da Kayseri Sanayi Odasının otomotiv ve savunma sanayisine katkılardan dolayı Özel Ödülünü, 2012’de ise Kayseri Kadın Ahilik Ödülünü aldı.
9- Ne dersiniz;
• Kapatalım mı kadınları eve?
Yoksa,
• “Çalışan kadın ahlaksız olur,” Diyenlerin gözüne mi sokalım?
(🇬🇧 Pasaportlu) Feslinin talebelerinden biri Almanya 1926'da Mercedesi kurarken biz şapka takmayanları asıyorduk o yüzden batının gerisinde kaldık dedi. Aslında art niyetli içi boş diğer iftiralarından farksız bu tip alçak söylemlere cevap verilmez ama maalesef yeterli bilgiye...
1- ...sahip olmayan çok sayıda insan bu söylemle uyutulunca cevap verme gereği doğdu. Mercedes fabrikası 1926'da kurulmadı. Kurucusu aynı zamanda otomobil patentini alan kişi Karl Benz tarafından 1883'te kurulan ve Benz Cie olan fabrikanın adı Mercedes olarak değiştirildi.
2- Ayrıca 1926'da Türkiye Kayseri'de uçak fabrikası kuruyor, ilk şeker fabrikasını açıyor, yurdu demiryolları ile örüyor, çiftçinin belini büken aşar vergisini kaldırıyor, bir taraftan Osmanlı'dan kalan borçları ödüyordu. Yabancıların elinde olan kuruluşları satın alıyordu.
Türkler, Kuran-ı Kerim'i Hakanlılar (Karahanlılar) çağında Türkçeye çevirmişlerdi, yani yeni bir dine girdikleri için dinlerinin kitabını kendi dillerinde okumak istemişler ve bunu sağlamışlardı, daha sonra da Kur'an Tercümesi adıyla onlarca eserimiz var...
1-Bu milletin bir bölümünün bugünkü gibi cahilleşip yobazlaştığı, bilgiye bu kadar uzak durduğu, imanından bu kadar tereddütte olduğu zaman tarihte çok az görülür. Bugün de büyük kitlenin aklı selim olduğunu biliyoruz ancak gürültüsü çok çıkanlar "din elden gidiyor" silahıyla ve,
2-++örgütlü biçimde insanları dinleriyle korkutuyor.
Başka herhangi bir alanda söyleyeceği söz olmayan siyaset kurumu da bu durumdan son derece ahlaksız biçimde yararlanıyor.
Macar Türkolog Atilla Mattefy, Macarların kökenlerinin Asya Türklerine dayandığını ve günümüzde Macarlar arasında Türk kökenine aidiyet bilincinin giderek yaygınlaştığını söyledi.
Macarlardan ilk kez 10. yüzyıl Arap ve Bizans kaynakları söz ediyor...
1- Örneğin: El Bahri’nin Macarları Türk olarak nitelediği, aynı dönemde Bizans kaynaklarında ise Macar yerine Türk yazıldığı biliniyor. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) önce Bizanslılar, "Tourkia" sözcüğünü Macaristan için, "Türk" sözünü de Macarlar için kullanıyorlardı.
2- Bunun kanıtı 11. yüzyıla ait Kral I. Géza’nın (1074 – 1077) portresi.
Elinde haçlı asasıyla betimlenen kralın iki yanında ‘ΓΕΩΒΙΤZΑC ΠΙΣΤΟC ΚΡΑΛΗC ΤΟΥΡΚΙΑC’ (Geōvitzas pistós králēs Tourkías) yazıyor.
Bu cümle "Türk ülkesinin cesur kralı Géza" anlamına geliyor.
Fotoğrafa iyi bak !
Pakistanlı göçmen bir ailenin oğlu Hamza Yusuf, İskoçya'nın ilk Müslüman başbakanı oldu. İskoç ulusal giysisini giydi. İskoç halkının çıkarlarını koruyacağına, İskoç Devleti'ne, İskoç Milleti'ne sonuna kadar bağlı kalacağına, İskoçya için canla başla...
2- Avrupa'da çok fazla Ortadoğu kökenli müslüman var, fakat hiçbirine "ben Arabım, ben Peştunum, ben Hinduyum, ben şuyum ben buyum" dedirtemezsiniz. Sizi döverler! Şaka yapmıyorum. Bir Arap, bir Pakistanlı, bir Afgan; bir İngilizden daha İngiliz, bir Fransızdan daha Fransızdır.
KIBRIS’ta bundan birkaç sene önce yaşanan komediyi belki hatırlarsınız...
Magosa Kalesi’nde garip sesler işitilmiş, “Şeyh Nazım el Kıbrısî” adını takınan İngiliz pasaportlu ve kafasında devâsâ bir sarıkla dolaşan adamın biri...
1- ...“İşbu çığlıklar kırk küsur metre boyunda yedi başlı ejderhaya aittir ve de kıyamet alâmetidir” kerametini yumurtlamıştı. Derken aradan birkaç gün geçmiş, sesin kalenin mazgallara sıkışıp kalmış zavallı bir baykuşun çığlıkları olduğu anlaşılmış...
2- ...devâsâ sarıklı adam rezil olmuş ama işi pişkinliğe vurup tek lâf etmemişti. Adamın yüzsüzlüğü bu kadarla kalsa gene iyi... Yine o günlerde İngiliz veliahdı Prens Charles‘ı diline dolamış ve “Prens’i Müslüman ettim” deyince bu defa İngilizler’i güldürmüştü...