Arşiv Saka Profile picture
Görevim, bitmemiştir, bitmeyecektir. Ben toprak olduktan sonra da devam edecektir. - Afyonkarahisar, 21 Ekim 1925. Atatürk’ün bütün eserleri / Cilt 18, s. 94)
Sadi Özgül 🇹🇷 🌤️ Profile picture Leyla Profile picture MEHMET Profile picture 4 subscribed
Apr 21 10 tweets 9 min read
GÜNÜMÜZ UKRAYNA TOPRAKLARINDA KURULMUŞ BİR BÜYÜK TÜRK DEVLETİ; “HAZAR İMPARATORLUĞU”

Tarih bize daha önce hep anlatılmış gibi gelir. Bunun için de insanlığın hiçbir sırrı kalmamış zannederiz.

Ama…
Durum hiç de öyle değildir.
Hazarlar gibi…

Eflatun’un 9000 yıl önce, var olduğunu söylediği efsânevî kıta Atlantis misâli, 300 yıllık Hazarlar’ın da ardında iki mektupdan başka hiçbir iz bırakmadan yok oluşu gibi…

Hazarlar, Volga kıyılarında yani günümüzde Ukrayna bölgesinde hâkimiyet kurmuş Türkmen kökenli bir devlettir.

Hazar kelime anlamı olarak
“gezer adamlar” demektir.

Hazarlar’ın başlangıçta tamamen konar göçer Türkler gibi yaşam tarzları vardı.

Batı Göktürk Devleti’nin (582-659) parçalanmasıyla önce Gürcüstan yakınlarına daha sonra da Karadeniz’in kuzeyinden batıya hareketle günümüzde Ukrayna bölgesine yerleşmişler, önce Kırım’ı almışlar ardından da…
Hazar Türkçesi’nde;

Su kıyısındaki yer; Kıyı ev; (Kıyev) anlamına gelen Kiev’i ele geçirerek 300 yıl sürecek büyük bir imparatorluğun temelini atmışlardır.(651-1048)

Hazar İmparatorluğu kendi bölgesinde hâkim büyük bir güç olduğu gibi komşu ülkeleri de gücü ve kültürü ile çoğu zaman etkilemiştir.

Hazarlar neden o dönemde hâkim dinler olan İslâmiyet ya da Hristiyanlık değil de Yahudiliği seçmişlerdi..?Image Hazar hükümdarı Bulan Kaan, tek tanrılı üç dinin temsilcilerini çağırıp onlardan kendi inançlarını anlatmalarını ister.

Hatta…
Onlara adeta;
“-Beni baştan çıkarın” der…

Her biri kendi dininin üstün yanlarını anlatırken söylediklerini kanıtlamak için hepside bir şekilde Eski Ahid’e baş vurur.

Kaan da susayınca sucuların tasından su içmektense suyun kaynağına gitmenin daha doğru olacağını söyleyerek Yahudiliği seçer.

Bu anlatılan bazılarına garip bazılarına da romantik gelsede aslında bir efsânedir.

Zaten doğrulanmışı olasıdan, olasıyı olabilirden, olabiliri de efsâneden ayırmak kolay iş değildir.

Ancak….

“Türk Töresi” bizi her zaman doğru olana götürür...

Türkler’in her şartta özgürlükten başka hiçbir düşünceleri olmamıştır.Image
Apr 14 16 tweets 15 min read
Bu adamı biz ülkemizde misafir ettik öldürülmesin diye. Ne büyük hata!

Şivan Okçuoğlu yazdı: Humeyni'nin fetvalarını okuyunca küçük dilimi yutacaktım

İran İslam Devrimi'nin mimarı olan Ayetullah Humeyni hakkında yaptığım bir araştırma esnasında, kendisinin fetvalarını içeren 'Yeşil Kitap' adlı bir metinle karşılaştım. İslam Hukuku'nun gündelik yaşama olan etkilerini belirli kurallar dizisi ile açıklayan Humeyni'nin fetvalarını okurken adeta kanım dondu, bazı fetvalar ile oldukça şaşırtıcıydı diyebilirim.

Eşcinsel ilişkiden çocuklar ile yapılan sürekli ya da geçici evliliklere kadar, İran'ın Müslüman Şia halkının bir kesimi tarafından Humeyni'ye yöneltilen sorulara, Ruhani'nin verdiği yanıtların derlenmesinden oluşan ve İslam hukukunun Şia inancındaki yansımalarının dehşet boyutunu ortaya koyan bu fetvaların bazılarını Odatv okuru için derledik.

Little Green Book – Küçük Yeşil Kitap'ın, bilhassa Humeyni tarafından kaleme alınmamış olduğunu biraz araştırma yaptıktan sonra anlama şansım oldu, fakat içeriğindeki sözler, yani fetvalar Humeyni'ye ait. Humeyni'nin yaşam süresi boyunca çok sayıda takipçisinden gelen sorulara verdiği yanıt niteliğindeki fetvaları İran'da Tahrir Al-Vasilah adlı dört ciltlik bir eserde toplanmıştır. Küçük Yeşil Kitap ise, batılıların bu dört ciltlik eserin içerisinden yaptıkları derlemeleri içermektedir.

İnternet forumlarında konu hakkında yapılan tartışmaya bakılacak olursa, sadece Küçük Yeşil Kitap'ın (KYK) referans olarak gösterilmesi insanlarda kuşku yaratmış, KYK'nın içerdiği bilgileri doğrulama ihtiyacı oluşması nedeniyle asıl kaynak olan Tahrir Al-Vasilah'ın dmrt cildinin içerisinden karşılaştırma yapmak gerekti ki bunu da gerçekleştirdik.

İranlı Dr. Sayyid Ali Reza Naqavi'nin hazırladığı Humeyni'nin dört ciltlik Tahrir Al-Vasilah adlı eserinin baskısının PDF linklerini yazının sonunda kaynak olarak bulunabilir.

Dr.Sayyid, hazırladığı Tahran'da bulunan İmam Humeyni'nin Çalışmalarını Derleme ve Yayınlama Enstitüsü tarafından, 2002 (Hicri 1381) yılında basılan kitabın bir sayfasında Arap harfleri ile yazılan orijinal metinin karşı sayfasında İngilizce çevirisi ile yayınlanmış.Image TÜRKİYE'DE YAZMAYA BAŞLADI

Humeyni bu kitabı 1964 yılında Türkiye, Bursa'da sürgün olduğu yıl yazmaya başlamış ve bir sene ülkemizde kaldıktan sonra İran şahının ardından Türk hükümeti tarafından ülkeden çıkması istendiğinde geçtiği Irak'ta tamamlamış. Soruların bir kısmı kendisine geçmiş yıllarda yöneltilmiş olabileceği gibi, Türkiye ve Irak'ta geçirmek durumunda kaldığı zaman içerisinde mektup ile gelebilecek sorular olduğu gibi, bazı soruları kendi kendisine sormuş ve yanıtlarını gelecekte kullanılmak üzere fetva olarak kayıt altına almış olabilir.

Kitabın ilk yazımında ifadelerin daha sert bir üslupla dile getirildiği söylense de, ilerleyen yıllarda günümüze yaklaştıkça yapılan baskılarda kitabın anlatım üslubunda bir yumuşamaya gidilme ihtiyacı hissedildiği de belirtilmektedir.

Tahrir Al-Vasilah ile Little Green Book (KYK) arasında bazı farklar bulunuyor, KYK daha ziyade orijinal dört cildin 75 sayfalık bir özeti ve sadeleştirilmiş bir dil ile çevirilmiş diyebiliriz, halbuki Humeyni'nin fetvalarını içeren Tahrir Al-Vasilah dört cilt ve yüzlerce sayfadan oluşuyor ve daha resmi ve ağdalı bir dil kullanılmış.

Hepsini olmamakla birlikte 'kaynaklar' bölümünde bazı fetvaların Tahrir Al-Vasilah içerisinde hangi cilt ve hangi sayfalarda bulunduklarını da not düştüm.Image
Apr 6 15 tweets 22 min read
TÜRK-İSLAM SENTEZİNİ İCAD EDEN ARVASİ KİMDİR?

Ülkücülerin çok sevdiği, milliyetçi ilan ettikleri ve hakkında bahsederken ''hazret'' ''seyid'' gibi ifadeler kullandıkları, Türk İslam sentezini icad eden Arvasi kimdir, nedir, tanıyalım..
Ülkücü Arvasi ve aşireti aslen araptır, fakat bölgedeki kürt unsurlarla karışması sonucu tamamen kürtleşmiş durumdadır.

Ahmet Seyid Arvasi'nin babası Şeyh Abdülhakim Arvasi Nakşibendi tarikatının önde gelen isimlerinden biriydi. Bütünüyle Nakşi olan bu aşiret Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğü ve laik rejimi aleyhine faaliyet gösteren birçok kürtçü - şeriatçı yetiştirdi. Adlarının başında "Seyyid" lakabı bulunan Fehim Arvasi, Ali Arvasi, Abdülbaki Arvasi, Abdülhakim Arvasi gibi tarikatçılar devletin anayasal düzenini yıkarak islami esaslara dayanan bir sistem oluşturma özlemindeydiler; Şefik Arvasi ise kürtçülük üzerine kitap yazan bir kürtçüydü. Birkaç yıl önce Diyarbakır'da infaz edilen kürtçü ideolog Musa Anter'in "Hatıralarım" adlı kitabında Şefik Arvasi'den "değerli bir kürt milliyetçisi" diye bahsedilir. Adı geçen kişilerin hepsi ülkücü Ahmet Arvasi'nin akrabalarıdır. Nitekim Ahmet Arvasi'nin kendisi de koyu bir şeriatçıdır.

Bir kürt ayaklanmacısı olan Sıbgatullah Arvasi ülkücü Ahmet.S Arvasi'nin tam anlamıyla dedesi, yani babasının babası değildir fakat bunların ikisi de Van ve Ağrı illerinde yerleşik bulunan Arvasi aşiretinin mensubu olup birbirleriyle yakın akrabadır. Sıbgatullah efendi 1913'de İngilizlerden aldığı para karşılığında bölgedeki kürtleri kışkırtarak isyan etmelerini sağlamış ama bu ihanetin cezasını ağır ödemişti.Image
Image
S.Arvasi ülkücülerin gözünde "büyük Türk milliyetçisi"dir fakat aslında akrabaları ve aşireti gibi bir köktendincidir, siyasal islamcıdır. Türk milliyetçiliği diye adlandırdığı irticai fikirler milliyetçiliğin gerçek anlamına tamamen ters düşer. Müslüman olmayan Türkleri dışladığı gibi, müslüman Türkleri de mezheplerine göre ayırır.

Türklük kavramını nasıl tanımladığını da tahmin ediyorsunuzdur herhalde. Türkiyede yaşayan tüm sünnileri Türk kabul eder, sünni olmayan safkan bir Türk bile onun gözünde 2. plandadır. Müslüman olmayan Türkün arvasinin gözünde hiç değeri yoktur. ama kendi soyundan olan arapları kürtleri çok sever...

Laik düzene karşı çıkarak islam şeriatını savunur, ülküsü islam birliğidir. yazdığı kitapları tarafsız bakış açısıyla okuyan herkes, üstü örtülü bir şekilde Atatürk ve devrim düşmanlığı yaptığını kolayca görür.

Kendisi Türk olmadığı için yaptığı ülkücü tarifinde TÜRK adı bile geçmez. Bakınız Türk-İslam Ülküsü adlı kitabında "ülkücü"yü nasıl tanımlıyor. Tek kelimesini değiştirmeden aynen aktarıyorum:

"Kendini Allah ve Resulü'nün davasına adamış, sırf Allah rızası için canını, malını ve mevkiini, din ve devleti, müllk ve milleti için fedaya hazır, şanlı, mukaddes, ay yıldızlı bayrağın gölgesinde döğüşen, nefsini düşünmeyen ve ülküsüne fani olmuş yiğitlerdir. Onlar büyük ve şanlı tarihimizin doğurduğu, Allah ve Resulü'nün hizmetine sunulmuş ve küfrün bütün oyunlarını bozan, cesaretini kıran, yolunu kesen kadrolardır. Bunlar Mümin'lere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve zorlu, Allah yolunda savaşanları kınayanların kınamasına aldırmayan yiğitlerdir. Bu nesil Allah'ın İslam alemine ihsanıdır."

Bu tanımlamada "TÜRK" adı geçiyor mu?.. Geçmiyor...

NETİCE İTİBARİYLE ARVASİ TÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİSİ DEĞİL AÇIKÇA ÜMMETÇİDİR.

Ayrıca bu adam Özal döneminde kürt Özal'ı yazılarıyla desteklemiştir. Çünkü Özal'da kendisi gibi nakşi ve kürttür. Yaşı 40'ın üzerinde olan her ülkücü bunu bilir.

İlaveten; Seyyid Abdülkadir Arvasi, 1919-1925 yılları arsında da Atatürk`ün liderliğindeki Türk İstiklal Harbi ve Cumhuriyet Türkiye`sini yıkmak için İngiltere`yle işbirliği yaptı. Bir Nakşibendi Şeyhi olan Şeyh Sait, Seyyid Abdülkadir`in de desteği ile 8 Şubat 1925`de Cumhuriyet Türkiye`sine isyan etti. Diyarbakır İstiklal Mahkemesi`nin vatana ihanet suçundan idam cezası verdiği Seyit Abdülkadir ve oğullarından Mehmet, 27 Mayıs 1925`te idam edildiler. Öteki oğlu Abdülkadir İran`a kaçtı.

Şeyh Said`e gelince. Melik Fırat`ın `Kürt Şehidi` saydığı bu Nakşibendi Şeyhi vatana ihanetten 29 Haziran 1925`te idam edildi. Özoğlu`na göre, Şemdinan ailesinin bir ferdi olarak Nakşibendi Seyyid Abdülkadir her ne kadar rakipleri Berdirhan aşireti gibi doğrudan bağımsızlığı savunmayıp özerkliği savunuyorsa da, iki açıdan bütün Kürtçü hiziplerin liderlerinin bir simgesidir. Birincisi, Osmanlı Türk devleti çökerken faal olarak Kürtçülük faaliyetlerine başlamıştı.

Şefik Arvasi`nin Said Nursi`nin yakın arkadaşı olduğu belirtilmekte. Arvasilerin Hakkari`nin Arvas`ta toprağının olduğu ve Nakşibendi tarikatının bölgedeki en önemli temsilcilerinden Hakkarili Şemdinan ailesiyle de ilişkileri var. Milletvekili Şeyh Kürdistan Teali Cemiyeti`nin (KTC) kurucu üyelerinden olan Şefik Arvasi 1919 yılında, KTC yayın organı olan Kürdistan gazetesinin başyazarlığını yapmakta ve makalelerinde Kürt kimliğini desteklemektedir.Image
Feb 18 11 tweets 10 min read
TÜRKİYE'Yİ PARÇALAMAK İÇİN 100 PLAN

Avrupa’ya ayak basıp, asimile olmayan ve Hristiyan dünyasına hâlâ unutamadıkları bir korku yaşatan tek topluluk Türkler’dir. XIV. Louis, II. Katerina, V. Pius, Erasmus, Bacon ve Leibniz gibi krallar, çariçeler, papalar ve aydınlar, Türk korkusunu yenmek ve Türkiye’yi parçalamak için yüzlerce plan proje hazırlamışlardı.

Tarihçi Albert Sorel, "Şark Meselesi (Doğu Sorunu) Türklerin Avrupa'ya girmesiyle başladı" der. Türkler'in Avrupa'daki algılanmalarıyla ilgili 3 ciltlik önemli bir eser hazırlayan Carl Gölner ise Osmanlı Devleti'ni şöyle anlatır: "Akka Savaşı (1291) ve klasik Haçlı seferlerinin başarısızlığa uğraması üzerinden 50 yıl geçmemişti ki, Osmanlılar Avrupa'nın eşiğinde duruyordu ve Müslüman dünyanın en önemli siyasî ve askerî gücü olarak tarihe geçtikleri hâkimiyet sistemini kurdular. Türkler böylece nefes kesen bir dinamizmle, büyük halifelere lâyık olan ve Avrupa devlet sistemini temelden sarsan yeni bir fetih dalgası oluşturdu. Türkler İslâm'ı yüzyıllar içinde canlandırdı."Image TÜRKİYE'Yİ NASIL PARÇALARIZ
Avrupa'ya ayak basıp, asimile olmayan tek topluluk Türk milletidir. Avrupalılar, Türk korkusuyla ilk olarak 1600 yıl önce Avrupa Hunları'nın hâlâ unutamadıkları hükümdarı Atilla vasıtasıyla tanıştılar. Daha sonra Selçuklular'ın Anadolu'yu fethedip, Bizans'ı sıkıştırmaları üzerine Papa'nın kışkırtmasıyla 1095'ten itibaren Haçlı Seferleri başladı. Avrupa asırlarca Türkler'i Avrupa ve Anadolu'dan atmak için uğraştı.

Osmanlılar'ın Balkanlar'da hızlıca ilerlemeleri Avrupa'da korkuya sebep olmuştu. Papasından krallarına, filozoflarından bilim adamlarına birçok kişi Türkler'i önce Avrupa'dan, daha sonra da Anadolu topraklarından atarak Asya'ya göndermeyi planladılar. Bu planların ikinci bir hedefi de Kutsal Topraklar'a hâkim olmaktı. Bu planların pek çoğu kâğıt üzerinde kalsa da bazıları başarısız Haçlı Seferleri'ne dönüştü. Hayata geçirilmeye çalışılan projelerin önündeki en büyük engellerden biri Hristiyan krallar arasındaki çekişmeydi. Bu yüzden papalar Türkler'e karşı birlik sağlamak için uğraşıp, durdular. 1571 İnebahtı Deniz Savaşı'nda Osmanlı'nın aldığı mağlubiyet, "Yenilmez Türk" algısını yıktı ve bu tarihten sonra Osmanlı topraklarının paylaşılmasıyla ilgili pek çok proje gündeme geldi.Tarihçi Albert Sorel, "Şark Meselesi (Doğu Sorunu) Türklerin Avrupa'ya girmesiyle başladı" der. Türkler'in Avrupa'daki algılanmalarıyla ilgili 3 ciltlik önemli bir eser hazırlayan Carl Gölner ise Osmanlı Devleti'ni şöyle anlatır: "Akka Savaşı (1291) ve klasik Haçlı seferlerinin başarısızlığa uğraması üzerinden 50 yıl geçmemişti ki, Osmanlılar Avrupa'nın eşiğinde duruyordu ve Müslüman dünyanın en önemli siyasî ve askerî gücü olarak tarihe geçtikleri hâkimiyet sistemini kurdular. Türkler böylece nefes kesen bir dinamizmle, büyük halifelere lâyık olan ve Avrupa devlet sistemini ...
Feb 8 7 tweets 7 min read
BENİ NASIL BULDUĞUNUZU SÖYLEYİN, BEN DE HER ŞEYİ İTİRAF EDEYİM! NAM-I DİYAR: CHAO

"Dünyadaki sanal dolandırıcılığın en tanınmış ismi. INTERPOL tarafından en çok aranan dört dolandırıcıdan biri. Tuzla'daki lüks villasında yakalandıktan sonra "yakalanmasaydım abd'yi 5 milyar dolar zarara uğratacaktım" diyerek pek çok insanın sempatisini kazanan kişi.

İyi bilardo oyuncusu olup çeşitli Dünya ve Türkiye şampiyona'larına katılmış Türkiye'de ilk sanal suçu işleyen, henüz internet bağlantısı ile tanışmadığımız 1993 yıllında, "bunu internetsiz nasıl yaptı" detirten minik kuş lakaplı sempatik, zeki insan modeli.

"Dünya beni arıyor, siz nasıl buldunuz? Beni nasıl bulduğunuzu söylerseniz her şeyi anlatırım" dedi.

FBI, kurduğu özel ekiple yıllardır peşinde olduğu ChaO’nun yakalanması nedeniyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne teşekkür etti.

Polisler: Atölyesini görseniz herşey büyük bir düzen içindeydi.

Cha0 Diğer Adıyla Çağatay Evyapan!Image Yıl 2008. Eylül ayındayız. Ülkede internetin hızının 4-8 Mbps olduğu, Eski başbakan, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın “Türkiye Hızlı Internet (ADSL) ile tanışacak” dediği, Facebook’un, Twitter’ın bilimum şimdiki Sosyal Mecraların bu kadar ünlü olmadığı zamanlar. IRC’nin, ICQ’nun en meşhur iletişim aracı olduğu dönemdi, aranızda mutlaka hatırlayanlar olacaktır. Tüm TV kanallarında aynı anda Son Dakika bilgisi geçiyor. “FBI’ın Aradığı Türk Hacker Yakalandı” ŞOK! Son dakika! Chao İstanbul’da Yakalandı!”
Dec 12, 2023 6 tweets 6 min read
380 AYRI ANADİLİN KONUŞULDUĞU AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDE TEK ORTAK VE RESMİ DİL: İNGİLİZCE

1990 yılı nüfus sayımında ABD yurttaşlarına soruldu:

“Etnik ırk, soy kökeniniz nedir?”

Verilen yanıtlar ABD yurttaşlarının 500 dolayında değişik soy ve ırklardan geldiklerini ortaya çıkardı. (Belgelerini geçen ayki yazımda yayımladım.) Aynı sayımda ABD yurttaşlarına şu da sorulmuştu:Image “Evinizde hangi dili konuşuyorsunuz?”

Verilen yanıtlar, ABD yurttaşlarının, evlerinde İngilizce dışında 380 dolayında ayrı anadil konuşmakta olduklarını ortaya çıkardı.

ABD resmi raporlarında hangi eyalette kaç değişik anadil konuşulduğu da saptanıyor. 2010 nüfus sayımına göre:

4,779,736 nüfuslu Alabama’da 114 ayrı dil; 710,231 nüfuslu Alaska’da 109 ayrı dil; 6,392,017 nüfuslu Arizona’da 152 ayrı dil; 2,915,918 nüfuslu Arkansas’da 89 ayrı dil; 37,253,956 nüfuslu California’da 213 ayrı dil; 5,029,196 nüfuslu Colorado’da 128 ayrı dil; 3,574,097 nüfuslu Connecticut’da 107 ayrı dil; 897,934 nüfuslu Delaware’de 81 ayrı dil; 18,801,310 nüfuslu Florida’da 162 ayrı dil; 9,687,653 nüfuslu Georgia’da 141 ayrı dil; 1,360,301 nüfuslu Hawaii’de 104 ayrı dil; 1,567,582 nüfuslu Idaho’da 107 ayrı dil; 12,830,632 nüfuslu Illinois’da 140 ayrı dil; 6,483,802 nüfuslu Indiana’da 114 ayrı dil; 3,046,355 nüfuslu Iowa’da 113 ayrı dil; 2,853,118 nüfuslu Kansas’da 111 ayrı dil; 4,339,367 nüfuslu Kentucky’de 109 ayrı dil; 4,533,372 nüfuslu Louisiana’da 99 ayrı dil; 1,328,361 nüfuslu Maine’da 86 ayrı dil; 5,773,552 nüfuslu Maryland’da 145 ayrı dil; 6,547,629 nüfuslu Massachusetts’de 142 ayrı dil; 9,883,640 nüfuslu Michigan’da 141 ayrı dil; 5,303,925 nüfuslu Minnesota’da 123 ayrı dil; 2,967,297 nüfuslu Mississippi’de 85 ayrı dil; 5,988,927 nüfuslu Missouri’de 133 ayrı dil; 989,415 nüfuslu Montana’da 80 ayrı dil; 1,826,341 nüfuslu Nebraska’da 106 ayrı dil ayrı dil; 2,700,551 nüfuslu Nevada’da 114 ayrı dil; 1,316,470 nüfuslu New Hampshire’da 83 ayrı dil; 8,791,894 nüfuslu New Jersey’de 136 ayrı dil; 2,059,179 nüfuslu New Mexico’da 114 ayrı dil; 19,378,102 nüfuslu New York’ta 173 ayrı dil; 9,535,483 nüfuslu North Carolina’da 136 ayrı dil; 672,591 nüfuslu North Dakota’da 77 ayrı dil; 11,536,504 nüfuslu Ohio’da 128; 3,751,351 nüfuslu Oklahoma’da 131 ayrı dil; 3,831,074 nüfuslu Oregon’da 136 ayrı dil; 12,702,379 nüfuslu Pennsylvania’da 152 ayrı dil; 1,052,567 nüfuslu Rhode Island’ta 81 ayrı dil; 4,625,364 nüfuslu South Carolina’da 105 ayrı dil; 814,180 nüfuslu South Dakota’da 79 ayrı dil; 6,346,105 nüfuslu Tennessee’de 117 ayrı dil; 25,145,561 nüfuslu Texas’da 170 ayrı dil; 2,763,885 nüfuslu Utah’da 123 ayrı dil; 625,741 nüfuslu Vermont’da 78 ayrı dil; 8,001,024 nüfuslu Virginia’da 135 ayrı dil; 6,724,540 nüfuslu Washington’da 166 ayrı dil; 1,852,994 nüfuslu West Virginia’da 84 ayrı dil; 5,686,986 nüfuslu Wisconsin’de 124 ayrı dil; 563,626 nüfuslu Wyoming’de 61 ayrı dil ve 601,723 nüfuslu District of Columbia’da 94 ayrı dil konuşulmakta olduğu; yapılan sayım sonucu resmen belirlenmiş bulunuyor.Image
Image
Dec 3, 2023 12 tweets 7 min read
KARAMANOĞULLARI DEVLETİ BAYRAĞI / SEMBOLÜ

Karamanoğulları Beyliği 1250-1487 yılları arasında Anadolu'da hüküm sürmüş olan beyliklerden biridir.

Yahudilerin kullandığı Davut yıldızı; Yahudilik henüz daha ortaya çıkmadan çok daha öncesi Türkler tarafından kullanılan çolpan yıldızından başka bir şey değildir. Bu nedenle Karamanoğlu beyliğinin kullanmış olduğu Çolpan Yıldızının Yahudilikle uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Karamanoğlu beyliği halis muhlis bir Türk beyliğidir. İsrail devleti ise henüz daha 1948'de kurulmuştur. Yani Davut yıldızının orijinali aslında Türklerin Çolpan/Çoban yıldızıdır.
Image Türkçe'den başka dilin konuşulmasını yasaklayan Karamanoğulları, Osmanlı Devleti'nin en büyük rakibi idi. Anadolu'da yaklaşık 230 yıl hüküm süren bu beylik, Türkmen beyliklerinin Osmanoğulları'dan sonra en önemlisi, en kudretlisidir. Merkezi Karaman (o zamanki adı Larende) olan geniş bir bölgede, güçlü bir devlet olarak hüküm sürmüş ve Büyük Selçuklu Devleti'nin halefi, Anadolu'nun hakimi olmak için Osmanlılarla mücadele etmişlerdi. "Karaman Tacı" bir prenslik değil, bir krallık sayılmıştır.
Image
Nov 10, 2023 4 tweets 4 min read
HER OKUDUĞUMDA BOĞAZIM DÜĞÜMLENİYOR

Salona eli bağlı üç kişi getirildi,
sanık sırasına oturtuldular.
Mahkeme başkanı Saruhan Mebusu Mustafa Necati, sanıklardan
en yaşlısı olan,
ihtiyar köylüye sordu.
- Baba Adın ne?
Dinleyicilerde bir ferahlama görüldü.
Demek bu ihtiyarın suçu ötekilerden daha hafifti.
Bu yüzden ilk yargılanıyordu.
İhtiyar ayağa kalktı.
- Hüsnü
- Baba adı ?
- Ramazan
-Nerelisin ?
- İnebolu’nun Çatal bucağından.
- Baba, sen askerden kaçan oğlunu evinde saklamış, bir asker kaçağına yataklık etmişsin!
- Tövbe de Reis bey!
- Ben tövbe dedim, sen ne dersin?
İhtiyar köylü başkanın üstelemesinden sıkılmıştı.
Elini koynuna sokup yıpranmış, buruşuk iki tomar kağıt çıkardı, kürsüye doğru salladı.
- Reis Bey, Reis Bey!..
Şu kafa kağıtlarının içini okusan bana dediğinden utanırsın !.
- Neden?
- Bu kağıtlar Balkan Harbin'de ve
Çanakkale'de şehit düşen oğullarımın nüfus kağıtlarıdır.
İki arslanını millet için şehit veren baba, üçüncü oğlunu bu ölüm dirim savaşında bir kahbe gibi gizlemez Reis Bey!

Salonda çıt yoktu.
Mahkeme üyeleri birbirlerinin yüzüne baktılar.
Şaşkındılar. İhtiyar birden yamalı mintanını yırttı. Çıplak, ak kıllı göğsü dışarı fırladı.
- Hele gel Reis Bey, yakın gel de,
şu kalbura dönmüş
göğsüme bak!
Bu gördüğün yaraları Makedonya'da Bulgar çeteleri ile döğüşürken aldım.
Sekiz yıl askerliğim var benim. Kurşun yarasına yara demem.
Şehit arslanlarımın yarasıdır bağrımı delen.
Benim oğlum askerden kaçsa bile ben saklamam.
Bunu böyle bil!

Mustafa Necati Bey sıkıntısını gizleyemeyerek sordu:
- Peki baba. Oğlunu en son ne zaman, nerede gördün ?
- En son ilk kar düştüğünde gördüm.
Aha şurada, Kastamonu askerlik şubesinin önünde.
Ankara'ya selametlerken...
- Sonra hiç haber almadın mı?"
İhtiyar duraladı.
Bu soruyu beklemediği belliydi. Kuşkulu gözlerle dinleyicilerden yana baktı.
Orada birilerinden, birilerinin bir şeyler söylemesinden
korkuyordu sanki.
Kararsızdı.
Bir süre sağına soluna baktı.
Sonra tükenmiş bir sesle başkana döndü:
- Diyecem diyecem, emme o itin ipini de ben çekecem!
Başkan gün görmüş geçirmiş bir tavırla sordu:
- Anlat bakalım baba!
- Askerin bazısı kandırılmış, başıbozuk olmuş dediler.
Askerden kaçanları ortalıkta görmüyorduk,
emme kulağımıza geliyordu.
Kaçaklar yakalanırım korkusuna evine ocağına gelmezmiş.
Kimi dağa çıkıp eşkiyalık edermiş. Kimi de bir kıyıya siner mektup yazıp evden para istermiş.
Bir ay önce bana da bir mektup geldi. Muhtar getirdi.
Hah dedim, oğlan askerden kaçtı para ister.
Benim okumam yazmam yok.
Utancımdan kimseye okutamadım.
Muhtar her önüne gelene demiş bana mektup geldiğini.
Ele güne bakamaz oldum.
Dünyaya kahrettim
eve kapandım.
İhtiyar eğildi, bağlı elleriyle yün çorabının arasından katlanmış bir kağıt çıkardı.
- Aha mektup bu!. Alın okuyun.
Nerdeyim diyorsa gidin yakalayın.
Asarken de ipini bana çektirin!
Mahkeme başkanı Mustafa Necati kağıdı açtı, okudu.
Birden yerinden fırladı, ağlayarak kürsüden indi.
İhtiyarın önüne geldi.
Boğuk sesiyle hıçkırdı..
- Baba bizi bağışla.
Küçük oğlun da İnönü'de şehit düşmüş. Sana gelen mektup askerlik şubesinin şehitlik ilmuhaberiymiş.
İhtiyar elini öpmek isteyen Mustafa Necati Bey'i durdurdu.
- VATAN SAĞ OLSUN!..
SİZ ASLANLARIM SAĞ OLUN!...

İhtiyar sessizce
ağlamaya başladı.
Çıplak ak kıllı göğsü körük gibi inip kalkıyor, kırışık yanaklarından süzülen gözyaşları sakallarının içinde kayboluyordu.
Vatan hainliği suçlamasından kurtulduğuna mı ağlıyordu, son oğlunu da yitirdiğine mi?
Kimse anlayamadı...

Ey Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları.. İşte bu vatan böyle kazanıldı, Cumhuriyet böyle kuruldu.

Sizin gücünüz yetmez
ATATÜRK'ÜN adını
Bu milletin kalbinden
silmeye
Ne de kurduğu
Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'ni
yıkmaya.

SİZİN İŞİNİZ DE ZOR BE..
Kurduğu fabrikaları satıyorsunuz,
ÖLMÜYOR..

Adını statlardan kaldırıyorsunuz..
ÖLMÜYOR..

Resmini ders kitaplardan çıkarıyorsunuz,..
ÖLMÜYOR..

Zaferlerini kutlamayı yasaklıyorsunuz..
ÖLMÜYOR..

Onu ÖLDÜREMEDİKÇE,
siz ölüyosunuz kahrınızdan
yavaş yavaş..
Image Ah be Zübeyde Ana
Nasıl Bir Evlat Doğurdun ki...
Heykelinden Bile korkuyorlar...
Canlısını dünya yenemedi, ölüsünü 84 yıldır hainler yenemedi.

Atatürk'ü kalbimizden
silmeye gücünüz,
unutturmaya ömrünüz yetmez.

Her gün birinize..
Bir gün hepinize
Atatürk'e
Saygı duymayı öğreteceğiz..........

Bu vesileyle bu cennet vatanımızı canlarını vererek bize bırakan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bütün şehitlerimizi, gazilerimizi minnetle ve şükran'la anıyoruz.
mekanları cennet,
ruhları şad olsun...

Nihat Gökbulut
Oct 19, 2023 6 tweets 4 min read
OKUMAYA DEĞER BİR YAZI

Kanada'da mercimek yoktu, 1972 yılında üniversitelerinde mahsül üretim merkezi kurdular, mercimek araştırmalarına başladılar, hatta ürün çeşitliliği için Türkiye'den mercimek örneği aldılar.

Bizim çok da umrumuzda olmadığı için, bugün Kanada'dan mercimek ithal ediyoruz, mercimek ithalatımızın yüzde 80'i Kanada'dan.

Yoğurt… Biz icat ettik, adını biz koyduk, dünyanın hangi lisan konuşulan ülkesine giderseniz gidin, yoğurdun üzerinde Türkçe “yoğurt” yazar, gurbet ellerde marketleri dolaşırken, rafta akrabanı görmüş gibi olursun, sarılasın gelir.

Ama bizim çok da umrumuzda olmadığı için, durup dururken yoğurdumuzun standardı değiştirildi, AB'ye uyum ayağıyla protein oranı düşürüldü, yüzde 12 oranında yağsız kuru madde bulunması şartı tamamen kaldırıldı.

Geleneksel olarak sade tüketilen, kıvamlı, koyu Türk yoğurdu, cıvık hale getirildi. Böylece, Türk pazarında yer bulamayan, meyveli, cıvık Avrupa malı yoğurtlara yol açıldı. Çok kısa sürede çocuklarımızın yoğurt konusundaki damak zevki değişti.

İnek ithal ediyoruz, koyun ithal ediyoruz, çok da umrumuzda değil, aynı zamanda, uğurböceği ithal ediyoruz. Hani “uç uç böcecik annen sana terlik pabuç alacak” var ya, işte onu ithal ediyoruz. Tarımdaki zararlıları yok etmeye yarıyorlar. İthal tarım ilaçlarıyla bizim uğurböceklerinin neslini yok ettik, şimdi, tarımdaki zararlıları yok etsinler diye İspanyol uğurböceklerini ithal ediyoruz.

Süt ürünlerinde kullanmak için “bakteri” ithal ediyoruz. Çok da umrumuzda olmadığı için “yerli ve milli” bakterimiz yok mu birader diye düşünmüyoruz!

Fare ithal ediyoruz, laboratuvarlarda deney yapmak için memlekette fare bulamıyoruz iyi mi…

Memleketin adı Turkey, çok da umrumuzda olmadığı için hindi ithal ediyoruz.

Angola, Eritre, Kongo gibi Afrika'nın gelişmiş ülkelerinden (!) saman ithal ettiğimizi zaten biliyorsunuz…

Çok da umrumuzda olmadığı için solucan ithal ediyoruz.

İthal ettiğimiz solucanlarla gübre yapıyoruz. Çünkü sadece toprağın üstünü değil, toprağın altındaki yaşamı da kuruttuk. Elalemin solucanını ithal etmezsek, bu memlekette gübre bile üretemiyoruz.

Narenciye para etmiyor, dalında çürümeye bırakıyoruz, ağaçları söküyoruz. Çok da umrumuzda olmadığı için, ilaç ve çay üretimi için, portakal kabuğu, mandalina kabuğu, limon kabuğu ithal ediyoruz.

İskenderun demir çelik, Ruslar yaptı, parasını domatesle ödedik.

Seydişehir alüminyum, Ruslar yaptı, parasını portakalla ödedik.

Aliağa rafinerisi, Ruslar yaptı, parasını salatalıkla ödedik.

Oymapınar barajı, Ruslar yaptı, parasını mandalinayla ödedik.

Türk tekstilinin temeli, Nazilli Sümerbank basma fabrikası, Ruslar yaptı, bir lira bile vermedik, kabak biber greyfurtla ödedik.

Sebzemiz meyvemiz narenciyemiz işte bu kadar kıymetliydi.

Çok da umrumuzda olmadığı için, hem bu hayati tesislerimizi sattık savdık, peşkeş çektik, imha ettik, hem de sebzemizi meyvemizi artık “çöp” fiyatına bile ihraç edemez hale geldik.

Üç tarafımız denizlerle çevrili, iç denizimiz var, deniz büyüklüğünde göllerimiz var, çok da şeyimizde olmadığı için barbun Senegal'den geliyor, kalamar Hindistan'dan, ahtapot İspanya'dan, karides Endonezya'dan, midye Şili'den lagos Mısır'dan, kalkan Romanya'dan, uskumru Norveç'ten, sinarit Gana'dan, lüks otellerde yediğiniz kılıç şişler aslında Çin'den ithal köpek balığı…

Karadeniz'de 26 balığın neslini kuruttuk, Marmara'da 125 balığın neslini tükettik, tarlada çipura yetiştirmeye çalışıyoruz. Sardalya festivali düzenliyoruz ama, çok da umrumuzda olmadığı için sardalya Yunanistan'dan geliyor.

Çok da umrumuzda olmadığı için, 2002'den beri, toplam tarım alanımız 26 milyon hektardan 23 milyon hektara geriledi.

Ekilen tarım alanımız 18 milyon hektardan 15 milyon hektara geriledi.

Ayrıca, şu anda 4 milyon hektarlık alan, maddi imkansızlıklar nedeniyle ekilemiyor.
Image CUMHURBAŞKANIMIZ AHMET NECDET SEZER'İN CARGILL YASASI'NI VETO ETTİĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ?

Hal böyleyken, Türk tarımının ocağına incir ağacı dikilirken ne yaptık biliyor musunuz?

Çok da umrumuzda olmadığı için Afrika'da tarla kiraladık. Bastık tiko parayı, Sudan'da 7 milyon 805 bin dönüm arazi kiraladık. Hem de 99 seneliğine kiraladı. Kim çalışacak bu arazide? Sudanlı köylüler çalışacak. Sudanlı köylüler bizim araziyi ekip biçecek, ürün yetiştirecek, ihraç edecek!

Kiraladığımız arazinin büyüklüğü, Sivas kadar… Kayseri, Eskişehir, Diyarbakır, Yozgat, Çorum ve Manisa'nın tarım arazisinden daha büyük.

Türkiye'nin kendi kendine yetebildiği tek ürünü “şeker pancarı” kalmıştı. Çok da umurumuzda olmadığı için mısır şurubuna yol verildi, şeker fabrikaları satıldı, çok da umrumuzda olmadığı için hem şeker pancarımız imha edildi, hem diyabette milletçe rekora gidiyoruz.

Boşnaklar için ağlıyoruz Sırp Kasabı'ndan kıyma ithal ediyoruz.

Son beş sene içinde 568 milyon kilo tohum ithal ettik.

Nereden ithal ediyoruz bu tohumu…

Türkiye'nin topraklarının yarısından fazlası tarım arazisi ama, Filistin için ağlayıp umrumuzda olmadığı için, topraklarının yarısından fazlası çöl olan İsrail'den tohum ithal ediyoruz.

Başka örnekler de vermek isterdim…

Çok da umrumuzda olmadığı için gerek görmüyorum...
Oct 16, 2023 5 tweets 4 min read
ARAP İSYANI YOK DİYENLER VAR / MURAT BARDAKÇI

Herşey, Arap yarımadasının ortasında bir yerlerde 1703’te doğan ve Abdülvehhab adı verilen bir çocuğun küçük yaşlarda İslami ilimlere merak salmasıyla başladı...

Abdülvehhab, kendisinden 500 yıl önce yaşamış şeriat alimi İbni Teymiyye’nin yolundan gitti ve olgunluk çağına geldiğinde sonraki asırlarda kendi adıyla anılıp "Vehhabilik" denecek olan mezhebin temellerini attı.
Image Vehhabilik, Hazreti Muhammed’in zamanındaki hayat tarzına dönülmesi demekti ve Vehhabiler’e göre peygamberin yaşadığı devirde mevcut olmayan yahut hoş karşılanmayan ne varsa yasak edilmeliydi.

Mesela altın ve ipek kullanmak peygamber zamanında haram kabul edilmişti ve dolayısıyla erkekler altın takamaz, ipekten yapılmış elbiseler giyemezlerdi. İslamiyet’te mezar diye bir kavram da yoktu; mezarın bırakın ziyareti, yerinin belli olması bile cehennemin kapılarını açacak bir kabahatti.
Oct 9, 2023 16 tweets 8 min read
PAKİSTANLI MÜSLÜMAN BİR BİLİM ADAMININ İLGİNÇ ARAŞTIRMASI..

Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var;
~Amerika'da 7 milyon,
~Asya'da 5 milyon,
~Avrupa'da 2 milyon,
~Afrika'da 100 bin
Adet Musevi yaşıyor..

Soru: Pekiyi de kaç adet Müslüman İnsan var?
Cevap: 1,4 milyar Müslüman;
~1 milyar Asya,
~400 milyon Afrika,
~44 milyon Avrupa,
~6 milyon Amerika
Kıt'asında Yaşıyor.

👉Yâni Dünyada 1 Musevi’ye Karşın 100 Müslüman Var...

İyi ama Yahudiler Müslümanlardan niçin 100 kat daha güçlü ve daha zengin ve daha eğitimli ve daha mucitler?

Tarafsız ve Bilimsel Yollarla tespit edilmiş nedenlerini öğrenmek istiyorsanız lütfen okumayı sürdürün.

👉Tüm zamanların en etkin bilim adamı Albert EİNSTEİN bir Yahudiydi.
👉Psikanalizin babası Sigmund FREUD bir Yahudiydi.
👉Karl MARKS Yahudiydi.

Tüm İnsanlığa zenginlik ve sağlık katmış Yahudilere bakalım;
👉Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini armağan etti.
👉Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
👉Gertrude Elion lösemiye karşı ilaç buldu.
👉Baruch Blumberg Hepatit-B aşısını geliştirdi.
👉Paul Ehrlich frengiye karşı tedaviyi buldu.
👉Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili buluşuyla Nobel ödülü kazandı.
👉Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.
👉Bernard Katz nöromasküler iletişim kaslarla sinir sistemi arası iletişim alanında Nobel ödülü kazandı.
👉Andrew Schally endokrinoloji metabolik sistem rahatsızlıkları, diyabet, hipertiroid tedavilerinde kullanılan yöntemi geliştirdi.
👉Aaaron Beck Cognitive Terapi’yi akli bozuklukları, depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemini geliştirdi.
👉Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.
👉Stanley Cohen embriyoloji embriyon ve gelişimi çalışmaları dalında Nobel aldı.
👉Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yaptı.
👉Peter Schultz optik lif kabloyu, Charles Adler trafik ışıklarını,
👉Benno Strauss paslanmaz çeliği,
👉Isador Kisse sesli filmleri,
👉Emile Berliner telefon mikrofonunu,
👉Charles Ginsburg ilk bantlı video kayıt makinesini geliştirdi.
👉Stanley Mezor ilk mikro işlem çipini icat etti.
👉Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.

Peki, ama;
~Son 100 Yıl içinde Yahudiler sadece Bilimsel alanda 104 Nobel Ödülü kazanırken,
~1.4 milyar Müslüman neden yalnızca 3 Nobel kazandı

Yahudiler niçin bu kadar yaratıcı ve neden bu kadar güçlüler? Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu yatırımcılara ve işadamlarına ve markalarına bakalım;
* Ralph Lauren (Polo),
* Levi Strauss (Levi's Jeans),
* Howard Schultz (Starbuck's),
* Sergei Brin (Google),
* Michael Dell (Dell Bilgisayarları),
* Larry Ellison (Oracle),
* Donna Karan (DKNY),
* Irv Robbins (Baskins & Robbins),
* Bill Rosenberg (Dunkin Doughnuts)
* Richard Levin (Yale Üniversitesi'nin kurucu başkanı).
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu sanatçılara bakalım:
* Michael Douglas,
* Dustin Hoffman,
* Harrison Ford,
* Woody Allen,
* Tony Curtis,
* Charles Bronson,
* Sandra Bullock,
* Billy Crystal,
* Paul Newman,
* Peter Sellers,
* George Burns,
* Goldie Hawn,
* Cary Grant,
* William Shatner,
* Jerry Lewis,* Peter Falk...
Yönetmenler ve Yapımcılar arasındaki Yahudiler:
* Steven Spielberg,
* Mel Brooks,
* Oliver Stone,
* Aaaron Spelling (Beverly Hills 90210),
* Neil Simon (The Odd Couple),
* Andrew Vaina (Rambo 1 /2 / 3),
* Michael Mann (Starzky and Hutch),
* Milos Forman (One Flew Over The Cuckoo's Nest, Amadeus),
* Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat),
* Ivan Reitman (Ghostbusters) ,
* Kohen Kardeşler,
* William Wyler.
* William James Sidis
Sorun kendinize;
250’lik IQ derecesiyle Dünyaya gelmiş en parlak insan hangi dine mensuptur?
Sorun kendinize;
Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?
Cevabı şudur;
Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler...
Bu eğitim türü sorgulayıcı (teslimiyetçi değil), araştırıcı (ezberci değil) ve yaratıcıdır (bilgi üretmek/bulmak içindir)
Image @Saka_larr Küresel Silah Endüstrisi "İtirafını" anlamak için izlemeden geçmeyin.
Oct 2, 2023 16 tweets 14 min read
"Rusya’da bir söz vardır: Hangi Rus’u kazısanız, altından mutlaka Tatar çıkar” - Rus Devrimci Vladimir Lenin – 1920

“Araplarda bir söz vardır: Mısırlılar Allah’tan başka kimseden korkmaz, Türkler ondan da korkmaz” - Arap Düşünür Semame İbn-i Eşreş

“Dünyada iki bilinmeyen vardır: Biri kutuplar diğeri Türkler” - Fransız Tarihçi Albert Sorel – 1839

“İnsanlari yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur, kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir daha meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki; Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler” - Fransa İmparatoru Napoleon Bonaparte – 1801

“Eğer bir Türk devleti olmasaydı mutlaka yaratmak gerekirdi” - Fransa İlk Cumhurbaşkanı Adolph Tiers – 1850

“Dağ başındaki haydutlar olarak isimlendirdiğiniz Mustafa Kemal ve ordusundaki Türkler burada olsalardı teker teker hepsinin heykellerini dikerdik” - Fransa Başbakanı Aristide Briande – 1940

“Türkün yüzünü, kuvvetli endamını, pırıltılı kostümünü, zarif tavırlarını, kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini fırçayla göstermek mümkündür. Fakat pek güç olan, Türkün özünü göstermektir. Bu öz, ayışığı gibi görülür fakat gösterilemez” - Fransız Ressam Alexandre G. Decamps – 1830

“Türkçeyi öğrenmek benim için büyük bir mutluluk oldu. Çünkü Türk’ü anlamak için kendisiyle mutlaka tercümansız konuşmalıdır. Tercüman, ışığı örten zevksiz bir perde gibidir” - Fransız Bilgini Antonie Gelland – 1704

“Irk ve millet olarak Türkler; geniş coğrafyalar ve imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenidir. Sosyal ve örfi faziletleri tarafsız kimseler için birer takdir ve hayranlık kaynağıdır” - Fransız Yazar Devlet Adamı Lamartine

“Bugün Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar alicenap, asil ve bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak ne kadar değerli bir bilseniz” - İsveç Kralı Demirbaş Şarl

“Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren bir sihirbaz zekası vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır, uygarlıklar yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır. Zaten Avrupanın yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün olamazdı” - Rus Komutan İvan Çarnayev – 1922

“Rusya tarihinde Türklerin olmadığı herhangi bir dönemden söz etmek mümkün değildir, hangi Rus’u kazısanız altından mutlaka Tatar çıkar deyimi, milli kimlikten ziyade tarihi ve kültürel bir gerçekliği ifade ediyor” - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin – 2010

“Kılıcı insafsız bir beceriyle kullanan Türkün eli, yendiği insanların yarasını sarmakta da ustadır” - İskoç Şair Lord Bayron – 1801

“Türkler, devlet yıkmakta ve devlet kurmakta birinci sınıf üstadlardır” - Avusturyalı Tarihçi Diplomat Joseph von Hammer Purgstall

“Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş, kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır” - İngiliz Yazar Lady Mary W. Montagu

“Türk’ün ahlâkî seciyesi çocukluğunda aldığı iyilik telkinleriyle yada farazi ahiret tehdidiyle değil, çevrelerinde fenalık görmemek sureti temelinde oluşur” - Danimarka’lı Filozof Thomas Thorsten

“Türkler kahramadırlar, dostlarına zarar vermezler. Bu yüce millet tuttuğu eli bırakmaz, sözünden dönmez, iyi ve kötü günlerde dostundan ayrılmaz. Böyle bir ulusla el ele vermek yeryüzünde her zorluğu yenmek için sonsuz bir güç ve yetenek kazanmak demektir” - Çek Bilgini Jon Amos Comenuis – 1630
“Türkün şevkat ve insaniyet duygusunu inkâr mümkün değildir. Bu duygu insanı atalete sevkedip teşkilatı düzensiz bir toplumun bir derdine tek çare demektir. Türk ırkının soyluluğunu gösteren diğer duygular, yani en küçük iyiliklere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, ölmüşlere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, büyük bir nezaketle yapılan konukseverlik adeti, hayvanlara saygı alışkanlığı gibi faziletlerin inkârı da mümkün değildir” - İtalyan Edebiyatçı Edmondo De Amics – 1900

“Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu seher yelini yıldırmak, gözleri kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek tabiatı da inciten bir gaflet olur.” - İtalyan Şair Yazar ve Edebiyatçı Tasso

“Türk gibi ölüme gülerek bakan bir eri başka hiçbir ulusta bulamazsınız. Yalnız ona iyi bir komutan gereklidir” - Alman Binbaşı Mullman – Çanakkale

“Her Türk’ün bakışında silahın ruha verdiği güveni görmek mümkündür. Onlar; hayata ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmişler. Kaçınılmaz olan şu ki, Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu kahraman milletin tarihi eski ışığını bulacaktır. Şimdiden görebildiğim bu gerçeği, tarihe bir not olarak düşüyorum” - Alman Feldmareşal Von Moltke

“Türk, Heredot’tan ve Tevrat’tan çok daha eski yüzyılların tanıdığı bir ulustur. Sadelik içinde görkemi, sükunet içinde ihtişamı, tahakküm kabul etmeyen bir yüreklilik, alabildiğine geniş bir fetih aşkı, bölgelere ve inançlara uymaktan daha çok, bölgeleri ve inançları kendine uydurma zevki ve alışkanlığı Türk milletinin asırlar dolduran tarihinde açıkça görülür. Ülkeleri değil kıtaları altüst etmişler ve korkunç saldırılar karşısında sarsılması hiç de kolay olmayan egemenliklerini yaratmışlardır. Kısacası tarih, Türklerden çok şey öğrenmiştir” - Alman Tarihçi Hammer
Sep 11, 2023 16 tweets 7 min read
Celal Şengör: "Milletimizin en büyük talihsizliği, Fatih ve Atatürk arasındaki zamanda malesef bu çapta bir lider gelmemiştir."

Kanuni Sultan Süleyman, Gutenberg’in 1438 yılında matbaayı buluşundan 57 sene sonra dünyaya gelir (1495). Süleyman 1520'de Osmanlı'nın başına geçer ve 46 yıl saltanat sürer. 1566'da öldüğünde matbaanın icadından bu yana 128 yıl geçmiştir. Süleyman matbaanın icadıyla zerre kadar ilgilenmez. Sultan Süleyman bu keşifle zerre kadar ilgilenmediği gibi halkın ahlakını, örf ve edebini korumak uğruna Türkçe kitap basımına kesinlikle izin vermemiştir. Cezası ölümdür. 📚 Ancak, bu yasak ve ölüm cezası gayrimüslimleri kapsamaz. Nitekim Kristof Kolomb’un Amerika kıtasını keşfettiği bir dönemde, Fatih’in oğlu padişah II. Beyazıt’ın izniyle, Samuel Nahmias ve David Nahmias’ın 1493de İstanbul’da kurduğu ilk basımevinde tipo basım yöntemiyle ilk kitap basılmıştır: Ama sadece İbranice kitaplar!
Sep 10, 2023 15 tweets 7 min read
İRAN'LI SOSYOLOĞUN ATATÜRK YORUMU:

Nasıl olsa herkes evde... Bu yazıyı okuyacağınıza ve hatta olanağı olanların çıktı alarak yada belleklere bilgisayarda kaydederek saklayacağına inanıyorum. Nesilden nesile aktarılacak değerler silsilesine katkı sunan Yüce Atatürk'ün İranlı bir sosyologun gözüyle anlatımıdır.

İranlı Sosyolog ve Siyaset Bilimci
ÜLGEN TÖLGE’nin, ATATÜRK hakkındaki saptamaları:

ATATÜRK kimdir?
Image 1- ATATÜRK üst insandı. Onu başka İnsanlarla karşılaştırmak doğru olmaz. ATATÜRK'ün vatan sevgisine inanmıyorum. Üst insanlarda vatan sevgisinden daha yüce bir duygu olduğuna inanıyorum.

“Vatan kuruculuğu…”

Tüm uyarılara rağmen hasta hasta Hatay'a gitmiş, saatlerce ayakta konuşma yapmış, dönüşte son ve ölüm komasına girmiştir.
Sep 8, 2023 14 tweets 7 min read
HALKI CEZALANDIRMA / KEZZAP ATMA TİMİ

İran Rejiminin Sokağı Bastırmaktaki Paramiliter Sopası: Besic Milisleri

İran rejimi hızla cevap vermesi gereken toplumsal her nevi olayda ilk olarak Besic milislerini öne sürer ve Besic milislerinin komutanları hep en radikal Devrim Muhafızları Ordusu generallerinden seçilir.
Image 🇮🇷 Beş aydır İran toplumunun önemli bir muhalif damarı kadın hareketinin öncülüğünde tarihi bir özgürlük mücadelesi veriyor. Eylemler zaman zaman sönümlenip alevlense de biçim değiştirerek hala devam ediyor. Sokaklardaki kanlı baskınların ön saflarında paramiliter Besic milis güçleri var. Kitlelerin “Besiciye Ölüm!”, “Rüşvet Yiyen Besic, Sonu Geliyor, İyi Ye!”, “Besici; Bizim IŞİD’imiz Sensin!” gibi sloganları toplumun muhalif kanadının Besic milislerine karşı bakışını ortaya koyuyor. Paramiliter Besic milisleri İran rejiminin en radikal unsurlarından oluşuyorlar ve sokak protestolarının bastırılması için kanlı yöntemler uyguluyorlar.
Sep 5, 2023 32 tweets 14 min read
Hani hep milleti kandırmaya çalışırken kullandıkları yüzeysel bir şablonları var; "Japonlar yaparken siz nerdeydiniz...?"

Bu konu aslında bayağı ayrıntılı ama yüzeysel değineyim...

Japonlar 1900 yılında kendi otomobil ve minibüslerine biniyordu. O tarihte biz ülkeye ithal edilmiş otomobili şeytan işi diye denize atıyor, geriye gidersek, Kanuni döneminde medreselerde matamatik dersini yasaklıyorduk.

Japonlar yine Avrupalılar gibi 1800'lerde bu işlerin temellerini attılar. Biz ise yobazların "Takuyiddin meleklerin bacaklarıni dikizliyor" şikayeti üzerine top atışları ile rasathanemizi yıktık.

2. Dünya savaşından sonra Japonya, Amerika'dan şuan ki değerde, yüz milyarlarca dolar yardım aldı. Türkiye'ye ise çok cüzzi miktar dışında verilmedi. Adnan Menderes sanayileşme için ruslara yanaşınca asıldı. Önce izin verildi, desteklendi. Sonra bahane üretip DEVRİM arabasının üretimi engellendi. Maşallah o dönem medya kıyamet koparıp cazgırlık yaptı: "Ne arabası ya! Halkın parasını çöpe atmayın!" diye... Şuan ise Dünya'da en değerli konu: Yazılım! Ama biz araç üretmeye karar verdik. Yazılıma yönelseydik ve parayı oraya harcasaydık keşke...
Image Darbeler nedense hep siyasal islamın işine yaradı!

Ayrıca 2. Dünya savaşının İsrail'i kurmak için bir tiyatro olduğu, savaşa katılan ülkelere sonra yapılan yardımlarla güçlendirilip süper ekonomik güç yapıldığı ile ilgili ciddi çalışmalar var.

Neyse dağıtmayalım konumuzu...

Amerika bilakis Türkiye'ye engellemeler yaptı. Japonya'nın ise sanayi ülkesi olması için her şeyi yaptı.

Japonlar hiç bir dönemde "din bezirganları", din tüccarları", ile uğraşmadı.

Japonların hiç bir zaman "kadın kılı, kadın saçı, kadın tırnağı, kadın sesi, kadın... kadın... gibi bağnazlık sorunları olmadı.

Japonya'da kimse kimseye karışmaz. Dürüstlük, ahlak temel kriterdir. Japonya'da kimse size "genç kayınvalide'ye şehvet duymak haramdır, kırmızı don helaldir, yada akrabalarınızdan kimlerle sevişebilirsiniz gibi liste vermez, veremez. Japon kazığına oturturlar.

Japonya'da hiç bir zaman "mevcut sistemi yıkalım, şinto dinine göre ülke yönetelim" diyen bölücü ve hainler olmadı.

Japonya'da kimse ülkesinin devlet büyüklerine düşman olmaz. Saygı esastır. "Keşke Çin kazansaydı" diyen bir hain göremessiniz.

Japonya'da kadınlar için ayrı metro vagonu olabilir ama bu din temelli bir uygulama değildir. Tercih meselesidir. Bizde ise daha çok din temelli istenen konudur.

Özetlersek...

Bizim yöneticilerimiz, şeyhülislam denen birisinin her şeye karışmasına ve din baronu olmasına izin verdi. Aynı şeyhülislamın din dışı pek çok fetvası da oldu... Bu kişi tek başına koca bir milletin geleceği ile istediği gibi oynadı.

Malesef İslam dininin Arap/Emevi (uydurulan hurafe dolu) yorumunu benimsedik. Maturidi Türk yorumunu terkettik. Kendimiz bir düşünce üretemedik. Türk tarikatı yapamadık. Arapları kendimize din patronu yaptık. Gereksiz yere çok fazla saygı duyduk hatta sırtımızdan haince vurulduk. Bilimsel gelişmelere kuru kibir ile sırt çevirdik ve bu hallere düştük.
Aug 13, 2023 25 tweets 12 min read
Sabetayist ailenin damadı İngiliz ve Yunan muhibbi Kadir Mısıroğlu’nun ardından! / Ömür Çelikdönmez

1979-1980 öğretim döneminde ortaokul son sınıftaydım, Milli Türk Talebe Birliği’ne gidiyordum ve orada elime tutuşturulan “Lozan Zafer mi, Hezimet mi?” kitabını okumuştum.

Sonra… https://t.co/Pvbt6IXIQdtwitter.com/i/web/status/1…
Image 1- Bu kısır döngüden kurtulmam yıllarımı aldı. Nihayet “İngiliz İslamcılığı”nın müdafisi Kadir Mısıroğlu her canlı gibi öldü. “Hurufiler”, ölümünün Ramazan ayına denk gelmesinin kutsiyetinden dem vuruyor!. Allah bilir. Kadir Mısıroğlu Kimdir? Nerede doğdu, nerede okudu zaten… https://t.co/GI7xwPlJZptwitter.com/i/web/status/1…
Image
Aug 7, 2023 13 tweets 6 min read
Bu nüfus kağıdının üstündeki ay yıldıza dikkat edin. Hilal sola bakıyor. Ulu önderin kurduğu genç Cumhuriyetin amblemi sola bakan hilaldir, yani yeni doğan aydır. Yeni doğan ay sola bakar. Kenan Evren bunu sağa çevirdi.. Image Parada, pulda resmi evraklarda hilal sağa döndü, hiç kimse bunu önemsemedi. Halbuki sağa bakan hilal BATAN aydır. Atamız sola bakan hilali bilinçli olarak seçmiştir. Herşeyde olduğu gibi...
Image
Image
Aug 5, 2023 8 tweets 4 min read
Oğuz’un Çepni Boyu (Çepni, Çebni veya Çetmi olarak da bilinen Oğuz Türkleri) hakkında varılan genel bilgiler;

- Çepni, 24 Oğuz Boyundan 21. olanının adıdır.
- Çepni isminin yer aldığı ilk yazılı metin, Büyük Türk bilginlerinden biri olan Kaşgarlı Mahmud’un 1070 yılında kaleme… https://t.co/tsGiQq7I0Ftwitter.com/i/web/status/1…
Image – Çepniler Osmanlının zayıfladığı dönemlerde Trabzon’un Doğusuna ve Rize’ye doğru uzanmışlar oradaki Laz Beyleriyle mücadeleye girişmişler, uzun mücadeleler sonucu Sürmene’ye, Of’a, İyidere’ye, İkizdere’ye, Kalkandere’ye, Rize’ye ve hatta Artvin ve Batum’a varana kadar yer-yurt… https://t.co/MlDgAZozgHtwitter.com/i/web/status/1…
Image
Aug 4, 2023 19 tweets 10 min read
Bir devirde iki ayrı işadamı..
Vehbi Koç / Nuri Killigil

Birisi fabrika temeli kazısında çıkan tarihi eserleri satıyor. Diğeri ise müzeye teslim ediyor..

İlki kendisi hakkında en fazla övgüler yazılan ünlü işadamı Vehbi Koç..
Image
Image
1- Diğer işadamı ise öldükten sonra araştırmacı yazarların hücumuna uğrayan saboraj kurbanı Nuri Killigil. Bu iki işadamının ortak bir özelliği var. Her ikisinin de sahibi olduğu gayrımülkte yapılan kazı sırasında değerli tarihi eserler ortaya çıktı.. Image
Jul 30, 2023 11 tweets 8 min read
ARAPLARA SATILAN KIBRISLI TÜRK KIZLARI

Kıbrıs 1974’den bugüne ikiye bölünmüş bir ada. Kim ne derse desin, Kıbrıs kapanmayan yaralarla dolu. Kapanmayan yaralar bir yana, Kıbrıs’ın bir de az bilinen eski yaraları var. Bunlardan biri, Araplara satılan Kıbrıslı Türk kızları. Kıbrıs… https://t.co/MX7V3gCWOwtwitter.com/i/web/status/1…
Image FİLİSTİNLİLERE SATILAN KIZLAR

1920 ile 1950 yılları arasında, Kıbrıs bir İngiliz sömürgesiyken, yaklaşık 4 bin Türk kızı Filistinli Araplara anne babaları tarafından satıldı. Bu kızların çok azı geri dönebildiler. Geri dönemeyenlerin çoğu evlerinin, köylerinin, memleketlerinin… https://t.co/UOekSFRMJEtwitter.com/i/web/status/1…