Thread by @selcuksalih

Olağanüstü zamanlar, daha öncenin “olağan” düşünce kalıplarına sığmadıklarından, eskinin klişe ve rutinlerinden kopamayanlar için önce “anlaşılmaz”dırlar ve genellikle “zaman içinde” anlaşılır hale gelirler, -ama (“Ben”den ziyade)“Biz Çağı”nda artık böyle olmak zorunda değil… >>

https://twitter.com/selcuksalih/status/1652386388208123904

1. Esnek olmak (yani Flexibility/Flexibilität), pragmatizmden daha farklı bir kavram, Yeni Dönem’de öne çıkıyor ve eski/eskimiş düşünceleri/kanıları -kişilik sorunu yapmadan- aşmaya yardımcı olacak gibi görünüyor.
Yeni dönemin başında bir çok konu yeniden düşünülmek zorunda…

2. Ayrıca artık yirmi-yirmibeş yıl öncesine nazaran hergün, en az eskinin beş misli daha fazla veriye maruz kalıyoruz ve bunlar arasında yaşamaya, fikir oluşturmaya vs. çalışıyoruz, hem de eskisi gibi gazete okumaksızın, televizyon seyretmeksizin, -sadece internetle…

3. Yabancı dostlarımın yardımıyla yapay zeka kullanmayı da öğrendim, elektronik kitap okuyorum ve Dünya basınında gördüğüm, eleştirisini okuduğum kitapları okuma aparatından okuyorum -bunlar, yirmi yıl önce düşünemeyeceğim şeylerdi.
Bildiğimiz anlamda “yüksek IQ” da yetersiz… >

4. Kadın yükselişiyle birlikte, EQ’nun (Duygusal Zeka’nın) önem kazanacağı bi süreç yaşıyoruz; bu yeni gerçek, “çok bilmek” konusunun da yeniden tarifini gerektiriyor.
Yüksek IQ sahibi olanlar, gördükleri/ilgilendikleri alanlarda hemen “bildik” (eski) martisleri “keşfediyorlar”…

5. Baktığımız yerde “yüksek zekamız” ile bildik alışıldık eski matrisler yerine, yepyeni şeyler görmeye/keşfetmeye açık olmak için, kuru IQ değil, derinlikli EQ gerekiyor.
Çok zeki olup eski bilgileri yutmuş olanların, o bildiklerini değiştirmekle daha fazla uğraşacakları açık…

6. Bir de, “tasdik ihtiyacı” denen durum var. Ekranda anlatıyor-anlatıyorsunuz ve diğerleri sizi destekleyip tasdiklediğinde rahatlıyorsunuz veya baktığınız her yerde, düşüncenize uyan bir yan arıyorsunuz.
Bu durumlar, ‘Yeni Gerçekler’le başetmek önünde engel teşkil ediyor… >

7. Yeni Dönem’de düşünce hayatında benimsenmesi gerekebilecek en uygun durum, insanın kimliğini ve kişiliğini bilgisi (ve mesleği) üzerinden değil, YÜKSEK DEĞERLER üzerinden tanımlaması olacak gibi.
Bunu açmalıyız…
Kriterler: insanlık, iyilik, dürüstlük, kamu yararı vd…

8. Konuyu -kapitalizm çağına özgü bir görüngü olan- ‘İdeolojiler’ üzerinden anlatmak da mümkün.
Eğer asıl düşünce modu, verilere dayalı (bilimsel) rasyonal yaklaşım ve veriler değişince yaklaşımı değiştirmek ise:
Düşünceyi ideoloji haline getirip bir yerde dondurmamalısınız…

9. Hızlı değişen durumlara göre değişim gösterecek fikri, bir “ideoloji”ye dönüştürmemek gerekir, -bilimcilerin son isteyeceği şey de budur. Yoksa Bohr’un atom modelinde takılıp kalırsınız, “Kuantum” denen konuya da kendinizi kapatmış olursunuz -bilimin doğasına aykırıdır…

10. Bilimsel anlamda ‘Fikrini Değiştirmek’ -eğer verilere dayanan bir durum ise-gayet anlaşılabilir bir şey iken, aynı metodu esas alarak fikir değiştirmeyip eski fikrinde “direnmek”, bir tür yanlış kişilik yoğunlaşmasıdır. Kişinin tanımı çok bilmişliği üzerinden yapılamaz…

11. Asıl konu, bildik/alışıldık düşüncelerimizin tasdikinden çok, değişken gerçekliğe göre esnek bir düşünce ve HAREKET biçimi geliştirmek.
Tabii bu YENİ yaklaşım tarzına engeller çıkacaktır, mesela “bu işlemez” denilip “tecrübelere aykırı” veya “karmaşık” bulunabilecektir…

12. Yeni Dönem’de ön almak için yeni esnek bir yaklaşım tarzı benimsemek, yanılmayı izzet-i nefis meselesi yapmamak falan gibi konulardan bahsettikten sonra konunun özüne gelebiliriz, o da, sahiden iyi ve insani kaliteleri yüksek insanlar olmak ile alakalı görünüyor…

13. ‘Yüksek Değerler’i kimlik/kişilik odağı haline getirmek, para/maddiyat yerine başka yüce değerlerin esas olacağı bir atmosfer kurmakla alakalı. Bunun dış çeperi sağlam/sıkı bir Hukuk Devleti kurmak demektir. Kamucu ve Dişi değerlerin yükseleceği bir Dünyadan bahsediyoruz…

14. Mesela insanın yanıldığını anlayıp, pozisyonunu yenilemesini kişilik sorunu haline getirmemesi, hem bilim adamı/kadını yaklaşımını, hem de kibirli olmamasını gerektiriyor.
Kibrin ahmaklarda daha çabuk “üreyip serpildiği”, -başka bir Thread konusu… <<
#KonstantiniyeNotları