HARESE VE AŞK
-
“Huzursuzluk” olmuş kitabın adı,
Müzik eşliğinde dinler misiniz?
Zülfü Livaneli yazmış romanı,
Güzel bir eserdir bilir misiniz?
-
“Harese” nedir ki hiç der misiniz?
Hırslı, muhteris ve haris misiniz?
Kitabın içinde tek bir kelime,
“Harese”dir desem bilir misiniz?
Deveye çöldeki gemi diyorlar,
Dört hafta yemeden yaşar diyorlar,
Aç-susuz çöllerde gezer diyorlar,
Develer çok güçlü bilir misiniz?
-
Devenin sevdiği çöldeki diken,
Görünce koparıp ağzına giden,
Durmadan çiğnenen ve çok yenilen,
Diken can acıtır bilir misiniz?
-
Dikenler devenin ağzını keser,
Açılan yaralar kanını döker,
Tuzlu kan dikenle karışır gider,
Bu tad çok sevilir bilir misiniz?
-
Yedikçe kan damlar, damladıkça yer,
Bir türlü doyamaz “bu ne lezzet?” der,
Engel olunmazsa hayatı biter,
“Harese” böyledir bilir misiniz?
-
“İhtiras”, “muhteris” buradan gelir,
Acı harislikle hep iç-içedir,
Hırslı Ortadoğu hep mi böyledir?
“Öldüren vurulur” bilir misiniz?
-
Tarihler boyunca vardır tek gerçek,
Muhteris huzura hiç ermeyecek,
“Hepsini öldürdüm” dese de zevzek,
“Ölen kendisidir” bilir misiniz?
-
Kan tadı alanı sarhoş ediyor,
İçenler içtikçe tekrar istiyor,
Ölümden beslenen asla doymuyor
“Tutku” haresedir bilir misiniz?
-
Belgesel de bile hiç izlemedim,
Deveyi dikenle çok göremedim,
Bu koca yalanı sindiremedim,
““Harese” kezzap mı?” bilir misiniz?
-
Fikirler, sınırsız özgür olmalı,
Düşünce serbestçe savunulmalı,
Harese konusu tartışılmalı,
“Doğru olan nedir?” bilir misiniz?
-
Harese belki var, belki de yoktur,
Muhteris insanlar elbette çoktur,
Yalan binbir çeşit, doğruluk zordur,
“Eğri olan nedir?” bilir misiniz?
-
Sufi dergahından uzlet istedim,
“Hiç aşık oldum mu?” sordu dervişim,
Dedim “hayır” ama “bu soru niçin?”
“Aşık ol da gel” der, bilir misiniz?
-
Önce aşkı tanı, sonra Rabbi bil,
Mevlevi misali durmadan çevril,
Yaydaki ok gibi Allah’la geril,
“Harese” zor aşktır, bilir misiniz?
HOCAEFENDİ’NİN MİRASI…
-
-01
Peygamber (sav) mirasını, “Sonsuz Nur”dan biliriz,
Hocaefendi’yi biz, işte bundan severiz.
-02
Nebi’nin (sav) mirasında, ne varsa okuyoruz,
Şimdi aynı şeyleri, yeniden görüyoruz.
-03
Muhammedi (sav) olmayı, bize öğrettin Hocam,
Mirasının içinde, her şey ayandır Hocam.
-04
Bir hikaye anlatıp, konuyu açıklasak,
Ondört asır önceyi, şimdi ile bağlasak.
-05
Buradaki beyitleri, biz kendimize yazdık,
Mirası ne diyenlerle, hep bunları paylaştık.
-06
Ebû Hüreyre (ra) bir gün, Medîne de pazarda,
Alış-veriş yapardı, dostlarıyla orada
-07
Avazı çıktığınca insanlara seslenir,
“Siz burada dururken, miras taksim edilir.
-08
Siz de oraya gidip, mirastan pay alsanız,
Taksimat var mescitte, haydi tez davranınız.”
KURBAN’DAN ÖNCE ALMANYA’DA 🇩🇪 EYALETÇİ TAYİNLERİ…3
-
-01
Her bayram öncesinde, aynı oyun sahnede,
Kurban-bağış toplayın, “cash para” hemen cebe.
-02
Hizmete 50 yıldır, “kurban bağışı” olur,
Ama sistem kurulmaz, hüsn-ü zanla soyulur.
-03
Bunca zaman içinde, neden netleşmez durum?
Sistematize edip, deseniz “işte buyrun.”
-04
Şeffaflığın düşmanı, hizmette yönetici,
Eğer gerçek böyleyse, durum gerçekten feci.
-05
Güven cemaati bizdik, ama şimdi öyle mi?
Emniyet tesis etmek, ilk işimiz değil mi?
-06
Haydi gelin beraber Kurban’ı toplayalım,
20-25 yılı yeniden anlatalım.
-07
Umarız yazılanlar, gerçekleri gösterir,
20 yıldır biriken, borçlar bize ders verir.
-08
Abdullah Aymaz’ın da, bir fetvası olmasa,
Bunu yapan harami, sistematik çalmasa.
BARLA’DAKİ SAİD NURSİ
-
-01
Barla kutlu bir belde, küçücük bir ilçedir
Üstad orda yaşarken, gençlerle içiçedir
-02
O ilçe ve insanı, Üstad’ı konuk etti
Nurlar ilk kez yazıldı, iman meyveler verdi
-03
Doğuda neşet eden “Atlas Cepkenli” yiğit
Yükü çok ağır olan, mütevazı bir Seyyit
-04
Sürgün geldi Barla’ya, tek başına sadece,
O asla yılmıyordu, “iman” derdi herkese.
-05
Barla’yı çok severdi, Barla’da onu sevdi,
Nerede bir genç görse, hep sohbetler ederdi.
-06
Genç ve yaşlı demeden herkesle ilgilendi,
Barla’daki insanlar “Hocaefendi” derdi.
-07
Yaşlıydı, cübbeliydi, daima sarık sarardı,
Hak’ka çok saygılıydı, zalimlere kızardı.
-08
Hiç hediye almazdı, minnetsizlik şiarı,
Şair değildi ama Nurlar onun pınarı.
-09
Evinin altındaydı akan bir kaynak suyu,
Üstünde yağmur gözlü Üstad’ım otururdu.
SU - ATEŞ & AŞK
-
-01
Biliriz su ve ateş, daima birliktedir,
Beraber olmaları, kaderin cilvesidir.
-02
Su ateşe dolanır, “kor”u “kül”e döndürür,
Ateş suyu sarınca, yokluk ile söndürür.
-03
Su ve ateş adeta ,muhteşem ikilidir,
Birbiriyle dans eden, aşıkların resmidir.
-04
Bu şiirin içinde biz buna bakacağız,
Aklımıza geleni sırayla yazacağız.
-05
İddialı değiliz yazdığımız şiirde,
Tasvirler yapacağız burada her beyitte.
-06
Yazdığımız ‘su’yun ve ‘ateş’in söylediği,
İsteğimiz sadece haykırmak gerçekleri.
-07
Bazılarına göre, ‘su’ ve ‘ateş’ deyince,
“Kadın” ve “erkek“ gelir, akıllara ilk önce.
-08
‘Erkek’ bir ‘su’ gibidir, ‘kadın’ ise ‘ateş’tir,
Su çok zaman ateşe, biliriz galip gelir.
-09
Erkek yenik kadına, ateş ile yanınca,
Mağlup bile galiptir, muhabbetler artınca.
HASRETİMSİN..
-
-01
Gönlüm seni özledi, ruhum özüne hasret,
Tebessümün can suyum, elim eline hasret,
Kapında bir kitmirim, kavuşmak sana arzum.
Kalbim aklına vurgun, yüzüm yüzüne hasret.
-02
Sen ki benim tabibim, ilaçlarım sendedir,
Sen ki benim kıymetlim, her anım seninledir,
Omuzların, saçların, sözlerin ve gözlerin,
Beni sana mıhlıyor, bendeniz esirindir.
-03
Her gece düşlerimde, gönlümde konuğumsun,
Hayattaki yoldaşım, kavuşma umudumsun,
Aklım seninle huzur bulmaktadır her daim,
Ruhu canım, cananım, sevgilim, maşukumsun.
-04
Mesafeler çok uzak, "gel" demeni beklerim,
Sürgünde mülteciyim, sensizliktir hasretim,
BULMAK MI? BULMAMAK MI?…1
-
-01
Gayet hoş bir şiiri Erdem Bayazıt yazar,
“Şair Adayı” ona eklemeleri yapar.
-02
Şiirin ilk beyiti Erdem Bey’e aittir,
Altındaki beyitse şimdi bendenizdendir.
-03
Bu şiir hem onundur, hem de benim oluyor,
Şair Adayı’na da bu şiir yakışıyor.
-04
Haydi gelin birlikte şiiri okuyalım,
Erdem Bayazıt’a da dualar yollayalım.
-05
Yaşamın içindeyken debelenip dururuz,
Hayat bizi kucaklar, biz ona tutunuruz.
-06
“Bir an kayboldun gibi yaşadım kıyameti,
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti.”
-07
Senin bir tel saçına benim canım fedadır,
Bu “kutsal emanete” “Acem mülkü” sezadır.
-08
“Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma,
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma.”
-09
Can suyuna kavuştuk Rabbimize hamd olsun,
Yağmur ile yoğrulan balçık iy(i)ce kavrulsun.