HOCAEFENDİ’NİN MİRASI…
-
-01
Peygamber (sav) mirasını, “Sonsuz Nur”dan biliriz,
Hocaefendi’yi biz, işte bundan severiz.
-02
Nebi’nin (sav) mirasında, ne varsa okuyoruz,
Şimdi aynı şeyleri, yeniden görüyoruz. -03
Muhammedi (sav) olmayı, bize öğrettin Hocam,
Mirasının içinde, her şey ayandır Hocam.
-04
Bir hikaye anlatıp, konuyu açıklasak,
Ondört asır önceyi, şimdi ile bağlasak.
-05
Buradaki beyitleri, biz kendimize yazdık,
Mirası ne diyenlerle, hep bunları paylaştık.

KURBAN’DAN ÖNCE ALMANYA’DA 🇩🇪 EYALETÇİ TAYİNLERİ…3
-
-01
Her bayram öncesinde, aynı oyun sahnede,
Kurban-bağış toplayın, “cash para” hemen cebe.
-02
Hizmete 50 yıldır, “kurban bağışı” olur,
Ama sistem kurulmaz, hüsn-ü zanla soyulur. -03
Bunca zaman içinde, neden netleşmez durum?
Sistematize edip, deseniz “işte buyrun.”
-04
Şeffaflığın düşmanı, hizmette yönetici,
Eğer gerçek böyleyse, durum gerçekten feci.
-05
Güven cemaati bizdik, ama şimdi öyle mi?
Emniyet tesis etmek, ilk işimiz değil mi?

BARLA’DAKİ SAİD NURSİ
-
-01
Barla kutlu bir belde, küçücük bir ilçedir
Üstad orda yaşarken, gençlerle içiçedir
-02
O ilçe ve insanı, Üstad’ı konuk etti
Nurlar ilk kez yazıldı, iman meyveler verdi
-03
Doğuda neşet eden “Atlas Cepkenli” yiğit
Yükü çok ağır olan, mütevazı bir Seyyit





-04
Sürgün geldi Barla’ya, tek başına sadece,
O asla yılmıyordu, “iman” derdi herkese.
-05
Barla’yı çok severdi, Barla’da onu sevdi,
Nerede bir genç görse, hep sohbetler ederdi.
-06
Genç ve yaşlı demeden herkesle ilgilendi,
Barla’daki insanlar “Hocaefendi” derdi.

SU - ATEŞ & AŞK
-
-01
Biliriz su ve ateş, daima birliktedir,
Beraber olmaları, kaderin cilvesidir.
-02
Su ateşe dolanır, “kor”u “kül”e döndürür,
Ateş suyu sarınca, yokluk ile söndürür.
-03
Su ve ateş adeta ,muhteşem ikilidir,
Birbiriyle dans eden, aşıkların resmidir. -04
Bu şiirin içinde biz buna bakacağız,
Aklımıza geleni sırayla yazacağız.
-05
İddialı değiliz yazdığımız şiirde,
Tasvirler yapacağız burada her beyitte.
-06
Yazdığımız ‘su’yun ve ‘ateş’in söylediği,
İsteğimiz sadece haykırmak gerçekleri.

HASRETİMSİN..
-
-01
Gönlüm seni özledi, ruhum özüne hasret,
Tebessümün can suyum, elim eline hasret,
Kapında bir kitmirim, kavuşmak sana arzum.
Kalbim aklına vurgun, yüzüm yüzüne hasret. -02
Sen ki benim tabibim, ilaçlarım sendedir,
Sen ki benim kıymetlim, her anım seninledir,
Omuzların, saçların, sözlerin ve gözlerin,
Beni sana mıhlıyor, bendeniz esirindir.

BULMAK MI? BULMAMAK MI?…1
-
-01
Gayet hoş bir şiiri Erdem Bayazıt yazar,
“Şair Adayı” ona eklemeleri yapar.
-02
Şiirin ilk beyiti Erdem Bey’e aittir,
Altındaki beyitse şimdi bendenizdendir.
-03
Bu şiir hem onundur, hem de benim oluyor,
Şair Adayı’na da bu şiir yakışıyor. -04
Haydi gelin birlikte şiiri okuyalım,
Erdem Bayazıt’a da dualar yollayalım.
-05
Yaşamın içindeyken debelenip dururuz,
Hayat bizi kucaklar, biz ona tutunuruz.
-06
“Bir an kayboldun gibi yaşadım kıyameti,
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti.”

ANNEM-BABAM İLE YAŞ(LI) (A)(O)LMAK…
-
-01
İnsan hayatı sanki, dört-beş döngü içinde,
Bebeklik ve çocukluk, yetişkinlikten önce.
-02
Beşikten mezara dek, eğitim bulunmalı,
Yaş kemale erdikçe, insan kamil olmalı. -03
İhtiyarlık dönemi, yavaş-yavaş geliyor,
Saç-sakal beyaz insan, pir-i fani oluyor.
-04
Er ya da geç her insan, bu döngüyü yaşıyor,
Hasat ahiretteyse, dünya tarla oluyor.
-05
Büyükanne ve dede, hanelerin çınarı,
Her bir çocuk mutlaka, onlarla yaşamalı.

TÜRKİYE: KIYMETİNİ BİL KARDEŞİM…
-
-01
Boğazından akıp giden,
Sana her an hayat veren,
Sudur bizi sevindiren,
Kıymetini bil kardeşim.
-02
“Nedir bu mavilik?” deme,
Pencerenden bak güzelce,
O hem nefis, hem latifce,
Kıymetini bil kardeşim. -03
Çiçek açan bademlerin,
Yağmur kokan bahçelerin,
Tozun, çamurun, nehirin,
Kıymetini bil kardeşim.
-04
Beyaz, mavi ve yeşilin,
Pembe, sarı ve kahvenin,
Bedendeki diriliğin,
Kıymetini bil kardeşim.

16 YAŞINDA İNTİHAR: TRABZON’LU AHMET PİRAS
-
01
Adı AhmetPiras Trabzon’luydu
Tam buluğ çağında ve umutluydu
Okulu iyiydi,sorunu yoktu
02
Onun da gelecek planı çoktu
Sorana anlatır, mutlu olurdu
03
On altı yaşında 1fidan idi
Umutları olan genç birisiydi
Lise de öğrenci, azimli idi -04
Genç yaşta omzuna yükler binmişti,
Dertler ağır geldi, o sükut etti.
-05
Babası-annesi öğretmen idi,
Din kültürü dersi verirler idi,
Herkes onları seviyor idi,
-06
Soykırım süreci, aileyi buldu,
KaHeKa belası, onları vurdu.

SANA YAZMAK KOLAY DEĞİL..
-
-01
Söylemesi kolay, yazması çok zor,
Aklımla, ruhumla sen sevilmekte.
Her satır, her kıta, ateşten bir kor,
Yazdığım şiirde sen belirmekte. -02
"Aşkım" dedim sana, "’ney’im" diyorsun?
"Sen Leylamsın" dedim, “ahhh” ediyorsun,
"Yandım-kül oldum ben", "huuu" çekiyorsun,
Hayalimde her an sen tüllenmekte.

BENİM FİDANLARIM VARDIR..
-
-01
Karşı bayırı süsleyen,
Papatyalar dumanlıdır
Bahçesinde güller deren,
Benim fidanlarım vardır.
-02
Hayallerim dallarında,
Sevdalarım yapraklarda,
El açtığım dualarda
Benim fidanlarım vardır. -03
Dualarım, fidanlarım,
Çölde vâha umutlarım,
Yıldız gibi meyvalarım,
Benim fidanlarım vardır.
-04
Salkım saçak söğütlerim,
Rahmet yüklü sevinçlerim,
Mis kokulu çiçeklerim,
Benim fidanlarım vardır.

HARESE VE AŞK
-
“Huzursuzluk” olmuş kitabın adı,
Müzik eşliğinde dinler misiniz?
Zülfü Livaneli yazmış romanı,
Güzel bir eserdir bilir misiniz?
-
“Harese” nedir ki hiç der misiniz?
Hırslı, muhteris ve haris misiniz?
Kitabın içinde tek bir kelime,
“Harese”dir desem bilir misiniz? Deveye çöldeki gemi diyorlar,
Dört hafta yemeden yaşar diyorlar,
Aç-susuz çöllerde gezer diyorlar,
Develer çok güçlü bilir misiniz?
-
Devenin sevdiği çöldeki diken,
Görünce koparıp ağzına giden,
Durmadan çiğnenen ve çok yenilen,
Diken can acıtır bilir misiniz?
-

CAMİDE ÇOCUKLAR..
-
-01
Yabancı çocukların camiyi ziyareti,
Gerçekten de çok güzel, tatlı bir hareketti.
-02
Çocuklar ilkokulda okuyorlarmış meğer,
Camide yaşananlar, sanki bir ömre değer.
-03
Küçük-küçük kağıtlar, onlardan geri kalan,
İçindeki cümleler kalpleriyle yazılan. -04
“Ben Mesih’i dinledim” diyor yazan birisi,
“Allah ile konuştum” demekte bir diğeri.
-05
“Kilise Allah evi, cami de aynen öyle,
İçim ısındı burda, söyleyeyim böylece.”
-06
“Yerdeki pencereden, cennet seyrettim”diyen,
“Müslüman olmak zor mu?” diye soru yönelten.

DENİZ GEZMİŞ’İN SON ARZUSU YA DA ÖZGÜRLÜĞE ÖZLEM…
-
-01
Mazlum manifestosu, Rodrigo konçertosu,
Özgürlüğün özlemi, ‘Deniz’lerin arzusu.
-02
Şiirin hüzün sesi, gitarın güzelliği,
Kıssaların dersleri, Can Yücel’in işreti. -03
Rodrigo'nun gitar konçertosu hüzünlüdür,
Deniz’in son arzusu, dinleyerek ölümdür.
-04
Biz önce bu eserin, tarihinden söz etsek,
Sonra da bestecinin hayatını zikretsek.
-05
Konçerto altı yüz bin, kişinin umududur,
Faşizme direnmenin insanca muştusudur.

LENİN, STALİN, NAZIM, TANTAN, PERİNÇEK’Lİ BİR ŞİİR
-
-01
Lenin, Nazım, Stalin, beni biraz dinleyin,
Mehmet Perinçek de var, gönlünüzü eğleyin.
-02
Bir anekdot yanında, iki de şiir vardır,
Hepsine kulak verin, akılda kalan kârdır. -03
Yıl ikibin oniki, ikibin onüç idi,
TeVe’de tartışmalar gerçekten moda idi.
-04
Saadettin Tantan ile Beyaz TeVe’de idik,
Bedrettin Habiboğlu davet etti, biz gittik.
-05
Tartışma programı oldukça neşeliydi,
Program son bulunca, kulise geçilmişti.

BEDDUAM..
-
-01
Bu şiirde bedduam, hizmetteki kötüye,
İşte onlar ediyor ihaneti hizmete.
-02
Hizmet ilk göz ağrımız, canımız, namusumuz,
Eğer o huzurluysa, biz de rahat oluruz.
-03
Üstad’ın eserleri bize yolu gösterdi,
Fethullah Gülen ile bire binler eklendi. -04
Burada yazdıklarım, içsel bir murakabe,
Söylediğim her bir söz, hizmeten semirene.
-05
Sizler ki hizmet içi zulümleri yaptınız,
Biliyoruz yapılan zulmü onayladınız.
-06
Zulme seyirci kalıp, hep görmezden geldiniz,
Kulakları tıkayıp, hiç sorun çözmediniz.

AŞK NEDİR?..
-
Aşk bazen bir gülümseme,
Gülen gözlerini gördüğümde,
En sıcak sözler dilinden dökülünce,
Sana sımsıkı sarılınca usulce,
İçimden sanki bir şeyler eriyiverince,
Ya da kelebekler uçuverince,
En derinlerimde özgürce,
Aşk böyle bir şey işte,
Değil mi?
- Aşk bazen gönlümde bir sızı,
Gözlerinden avuçlarıma düşen
İnci damlaları,
Bakmaya doyamadığım,
Hasretine bile hayran kaldığım,
Yanımda değilken, hep özlediğim,
“Yarim keskin bıçak” dediğim,
Özlemim, ümidim, sevincim,
Kederim, kaderim, kardelenim,
Aşk böyle bir şey işte,
Değil mi?

BİR MÜLTECİ YAZAR: MEHMET POLAT
-
-01
Nijerya’ya gelirken korkularım yanımda,
Erdoğan’ın zulümü hatıramda, aklımda.
-02
Malatya ve Bitlis’e iki kez tayin geldi,
Bu sürgünler ardından, bakanlık ihraç verdi. -03
İki defa gözaltı, mahkemeler, savcılar,
Her seferinde bana, zulüm eden insanlar.
-04
Evime polis geldi, belki onlarca defa,
Hiç bir şey bulamadı, evde kitaptan başka.
-05
Arabamı takipler, eşime de tacizler,
Bunları hep yaptırtan, sözde islamcı lider.

HİZMET BİZİZ - BİZ HİZMETİZ…6
-
-101
Bundan sonra yapılan, hatalar kıyım olur,
Beraberinde gelen, yıkımlar vahim durur.
-102
Hizmet 15 temmuzda büyük deprem yaşadı,
Bu deprem planında Adil Öksüzler vardı. -103
Artık yeni artçılar, olursa durum vahim,
Size temin ederim, yıkılış gelir kesin.
-104
İman Hizmetinde ki hatalar koparıyor,
Yalnızca dünya değil, ahirette yanıyor.
-105
Allah rızası için, yeni sayfa açalım,
Hesapverebilir ve gayet şeffaf olalım.

HİZMET BİZİZ - BİZ HİZMETİZ…5
-
-80
Yaşanılan son deprem, biliyoruz çok büyük,
Hasar yok sayılamaz, enkazda binler göçük.
-81
Ağırdan alamayız, böyle bir lüksümüz yok,
İnsanlara yardımda, deşilecek enkaz çok. -82
Nasıl ki son depremde, devlet geç yardım etti,
15 temmuz sonrası, hizmette çok geç geldi.
-83
Dışlama, tahkir, tezyif, bir arada görüldü,
Koordine eksikti, yetersizlik öldürdü.
-84
Şeytanlaştırma vardı, Hizmet’e Türkiye’de,
Bir nesil hortlatıldı, inanılmaz ucube.

HİZMET BİZİZ - BİZ HİZMETİZ…4
-
-61
15 temmuz elbette, öncekilerden farklı
Gemideki herşeyi bir kenara fırlattı
-62
Son 10 yılda yaşanan, olaylar çok sancılı
İtikadi anlamda, ümidimizi kırdı
-63
Tesbihin ipi koptu, her birimiz savrulduk
Hapishane, gaybubet, hicret ile kavrulduk -64
Yapılan hatalara, beşeri zaaf dedik,
Yönetici abiyi, biz hep kusursuz bildik.
-65
İslam’a ve Hizmet’e sadakati koruduk,
Hatalıyı gösterdik, doğruları savunduk.
-66
Bazılarımız ise genellemeler yaptık,
Yönetici kadroya hiç durmadan saydırdık.