1) Sözcü Gazetesinden İsmail Saymaz büyük bir gazetecilik başarısına imza atarak Sinan Ateş ile cinayetin azmettiricisi Doğukan Çep’in aynı karede yer aldığı fotoğrafı paylaştı. @ismailsaymaz
2) İsmail Saymaz’ın ortaya çıkardığı fotoğrafın Sinan Ateş’in yaptığı bir İstanbul ziyaretinde çekildiği ve fotoğrafta Ateş cinayetinin azmettirici Doğukan Çep’in de yer aldığı görülmektedir. Çep o sırada başka bir cinayet suçundan aranan firari durumundaydı!
3) Sinan Ateş cinayetinin azmettiricisi olan Doğukan Çep yakalanması sonrasında verdiği ilk ifadede Sinan Ateş ile defalarca görüştüğünü, kendisine söz verdiği halde Yargıtay’daki dosyasının takibi konusunda yardımcı olmadığı için Ateş’e husumet beslediğini belirtmişti.
4. Sinan Ateş cinayeti bütün çıplaklığı, delilleri ve itiraflarıyla ortadayken, Seçimler öncesinde gizli bir merkezden düğmeye basılarak Milliyetçi-Ülkücü Harekete yönelik büyük bir kumpas süreci başlatılmıştır.
5) Bu karanlık operasyon merkezinin İyi Parti üzerinden FETÖYE uzandığı netleşmiştir. Nitekim faili yakalanmış cinayet üzerinden Milliyetçi-Ülkücü Harekete saldırıların FETÖCÜ sosyal medya hesapları ile İYİ Parti iltisaklı kişilerin yaptığı ortaya çıkmıştır!
6) Bu noktada; Sinan Ateş cinayeti üzerinden İyi Parti yönetiminin akbaba gibi siyasi rant devşirmesi, bu yüzden de öteden beri yargı içerisinde gizlenmeyi başarmış, kendilerine yakın kripto FETÖCÜ bir savcı üzerinden operasyon yürüttüğü kayıtlarla ortaya çıkmıştır!
7. Sinan Ateş cinayeti sonrasında, kendisinin "nöbetçi savcı olmaması ve cinayet dosyalarına bakan başsavcıvekilliği görevinde bulunmamasına" rağmen bu cinayetin dosyası neden Durdu Özer’e verilmiştir? Bu aşamada kim ya da kimler devreye girmiş ve kumpas sürecini başlatmıştır?
8) Dosyanın kendisine verilmesi sonrasında Savcı Durdu Özer ile İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz arasında gerçekleşen ve HTS kayıtları ile MİT raporlamalarında yer aldığı belirtilen telefon görüşmelerinde neler konuşulup, hangi konuda anlaşma yapılmıştır?
9) Kayıtlardaki o görüşmelerde; İP’li Poyraz’ın Özer’e: "14 Mayıs’ta seçimi kazanıyoruz. Erdoğan ve Bahçeli gidici, sen cinayeti MHP ve Ülkü Ocakları ile bir şekilde ilişkilendir. Gerisini hallederiz. Seni de yargıda iyi bir yere getireceğiz merak etme’’ dediği ifade edilmektedir
10) Koray Aydın’ın özel kalemi ile yakın dostluğu bulunan ve İP’le ilişkilerini bu kanaldan yürüten Savcı Özer’in Sinan Ateş cinayetiyle ilgili bu kişiyle zaman zaman istişare yaptığını hakiminden mübaşirine kadar herkes bilmektedir!
11) Durdu Özer'in para ve özellikle silahlara karşı zaafı olduğu, yakın çevresindeki kişilere ‘’silahını getir de bir seveyim’’ diyerek açıktan silah hediyesi talep ettiği ve Sedat Peker gibi suç örgütü liderlerinden silah ve benzeri hediyeler aldığı herkesçe bilinmektedir.
12) Kariyer planını 14 Mayıs seçimlerinde Erdoğan’ın kaybetmesi üzerine kurgulayan Özer, seçimlerde Cumhur İttifakının büyük başarısı sonrasında korku ve paniğe kapılmıştır.
13) Korkudan ne yapacağını bilemeyen Savcı Durdu Özer, önce telefonlarını değiştirmiş, sonra makam ve konutundaki bazı özel evrakları imha etmiş ve buralarda bulunan ruhsatsız silahları bilinmeyen bir adrese taşımıştır. Ne var ki; Devlet kendisini adım adım takip ediyor!
14) Paniğe kapılan Savcı Özer, İP’li Uğur Poyraz’ı arayarak "Beni kandırdınız, seçimi alamadınız. Hani kazanıyordunuz. Bu işten nasıl sıyrılacağız?’’ diyerek yardım istemiştir. Poyraz'ın ise "Kaybettiysek hepimiz kaybettik, yapacak bir şey yok" diye terslediği kayıtlara düşmüştür
15) Yurt dışına kaçmayı dahi düşünen Savcı Özer, yakın çevresindeki siyasilerden kendini kurtarma talebinde bulunmaktadır. Türk adaletinin saygınlığına gölge düşüren, Milliyetçi-Ülkücü Harekete yönelik kumpasın parçası haline gelen D. Özer’in itirafçı olmaktan başka çaresi yok!
16) Milliyetçi-Ülkücü Harekete aşağılıkça kurulan bu kumpas, devletin raporlarında çökmüş, FETÖnün planları boşa çıkmıştır. Türk devletinin FETÖ ile mücadelesi dün olduğu gibi bugün de tüm hızıyla devam ettirecektir. Yarına kalır da kimsenin yanına kalmaz!
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1) Hasan Oktay… Uluslararası Vizyon Üniversitesi Rektör Yardımcısı!
Ve tabi Kripto Sinan Ateş’in ve Vampir Erdem Karakoç’un kadim dostları! Hatırlarsanız, Sinan sık sık Kuzey Makedonya’ya gider gelirdi! Neredeyse yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi! Gözaltına alındı!
2) Sinan Ateş, bu Kel Hasan'ı o kadar çok severdi ki... Bu herifi bir de Ülkü Ocakları gibi güzide bir kuruma sokup, gençlerimize örnek bir şahsiyet gibi sundu!
Ben birkaç foto ekleyeyim, gerisini siz araştırın!
3) Bu Kel Hasan, binlerce Türk gencinin kanına girmiş, hayatını çalmış, parasını hiç etmiş hokkabazın biridir!
Üniversitesinde "YÖK Denkliği" olmadığı halde, türlü vaatlerle gençlerimizi kandırarak hem paralarını hem de yıllarını çalan bir şarlatandır!
MHP ve Ülkü Ocaklarına karşı akla hayale gelmedik iftira atılıp, algı operasyonları yapılmak istendiği çok açık.
O zaman bütün ülküdaşlarım şu soruları ellerini vicdanına koyarak kendine sordun ve düşünsün
Sinan Ateş'in öldürülmesi ile ilgili ne MHP, ne Ülkü Ocakları taziye mesajı paylaşmadı.
O zaman önce şunu sormak lazım "Sinan Ateş ne yaptı ki koskoca hareket onu yok saydı"
Demek ki bir şey yapmış!
Hem de çok kötü bir şey!
Düşünsenize 10 yıl danışmanlığını yaptığı Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman bile taziye yayımlamadı, cenazesine katılmadı. Sadece o mu Ateş'in 30 kişilik yönetiminden sadece 3'ü taziye bildirdi! Bu kişiler ne partide ne de ocakta üstelik. Sizce de garip değil mi?