Sıkça sorulduğu için (1 kere) Garp klasikleri nasıl okunmalıdır sorusuna kısaca cevap vermek istiyorum. Önce İngiliz, Rus, Alman ya da Fransız edebiyatını seçiyorsunuz (ben İngilizleri seçmiştim, siz de sakın Fransızları seçmeyin).
Sonra bunların klasik eserlerinden 12 tane okuyorsunuz (en az 2'si şiir kitabı olmak kaydıyla). İlerledikçe bir sorun ortaya çıkıyor. Kitab-ı Mukaddes'i ve Antik edebiyatı bilmediğiniz için çoğu şeyi anlamadığınızı fark ediyorsunuz.
Bu aşamada önce bir Kitab-ı Mukaddes ediniyorsunuz. Tevrat'ın Yaratılış, Mısır'dan Çıkış, Vaiz, Süleyman'ın Ezgisi bölümünü, ve birkaç Mezmur'u; Matta, Markos, Luka & Yuhanna İncilleri'ni ve İncil'in Vahiy kısmını okuyorsunuz.
Sonradan şurada sıraladığım kitaplara geçiyorsunuz. Bu kitapları okuduktan sonra Shakespeare'in rastgele 5 oyununu, ardından Vergilius'un Aeneis'ini okuyorusunuz.
Sonra Aiskhylos, Sophokles & Euripides'in 1'er trajedisini, Aristophanes'in de 1 tane komedisini okuyorsunuz. Ardından Borges'in Öteki Soruşturmalar & Tartışmalar kitaplarını, & Borges'in Babil Kitaplığı serisindeki rastgele 3 kitabı okuyorsunuz.
Ondan sonra ne okuyacağınıza kendiniz karar vereceksiniz. Bütün bu serüvene Jane Austen'ın Gurur ve Önyargısı ile başlamanız tavsiye olunur (dünyanın en iyi romanıdır). Bunların hepsini okuduktan sonra hiç Şark klasiği okumadığınız için bir miktar utanıyorsunuz. Olsun o kadar...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Benim için iki tür garp var, eski Batı ve yeni batı. Bence eski Batı eksileri ve artılarıyla insanlığın uygarlık serüvenlerinden en başarılısını en ileriye taşımıştı. Bu Batı'nın bir ayağı Yeruşalim'de, bir ayağı Atina'daydı. Ancak ikisi de Yunancaydı.
Eski Batı Aryanilerin Yunanlılık tecrübesini Roma medeniyeti ve Hıristiyanlık diniyle birleştirerek insanlığın ufkunu epey genişletti. Bunu Orta Çağ'la yüceltip Aydınlatma ile doruğa ulaştırdı. Ancak gelişimin kuralıdır ki dorukların ardından eteklere dönülür.
Fransız devrimiyle birlikte bu uygarlık çökmeye durdu. Ve nihayet İkinci Cihan Harbi'nin ardından tümüyle öldü. Bunun üzerine, yeni batı onun mirasına çöreklendi. Bu yeni batı atasının bütün birikimini heba etmekte ve bu uygarlığın kolonlarını yıkmaktadır, ve bu hâlâ sürüyor.
Bir kelime bütünüyle Türkçeyse genellikle ya bizzat kendisi ya da kökü Eski Türkçeye kadar izlenebilir. Eski Türkçenin söz varlığı Sir Gerard Clauson tarafından ortaya konmuştur. Dolayısıyla bizzat kelimeyi ya da kökünü merak ettiğinizde onun sözlüğüne baş vurmanız gerekir.
Sözlük, kullanılan kaynakların ve bahsedilen lehçelerin açıklanmasıyla başlar. Ardından sözlükte sıkça karşılaşılan ve genellikle okurlarca dikkate alınmayan kısaltmaların anlamı verilir. Sonrasında sözlükle birlikte tespit edilen eklerin bir listesi sunulur.
Sözlük kendine has bir şekilde dizilmiştir ve tümüyle alfabetik değildir. Önce ünlülerle başlayan bütün kelimeler sunulur. Ardından ünsüzlerle başlayan kelimeler sessiz harfleri göz önüne alınarak sıralanır. Önce fiiller, sonra isimler gelir. Bunu takip etmesi zordur.