Hasan Mert Kaya Profile picture
Jun 8, 2023 64 tweets 34 min read Read on X
M İ D Y E C İ A H M E T

Muhteşem Bir Başarı Öyküsü

Bu paylaşımım sanırım şimdiye kadar yaptığım tüm paylaşımların en özeli ve benim için en değerlisi.

Ahmet kardeşimle çocukluk arkadaşıyız biz.

Okuyacağınız hikaye tamamen gerçek. Bu onun benim tanık olduğum hikayesi, . ++ ImageImage
Yıllar içinde geçen zaman bir arkadaşlıktan çok daha fazlasını kazandırdı bize. Dost olduk, sırdaş olduk ve kardeş olduk. Doksanlı yıllar… Beyoğlu’nun hızlı zamanları. Ahmet o yıllarda Sıraselviler’de, caddenin en popüler mekânı Kemancı’nın önünde seyyar midye satıyor. ImageImage
Diğer midyecilerden çok daha lezzetli geliyordu bana midyesi. Hele arada, böyle beş altı midyede bir denk gelen, hafif yanık, karamelize olmuş, içi yağlı ve biraz sulu olanlar denk geliyor ki gerçekten yok böyle bir tat. Tencerenin dibinden tam damak çatlatan bir aroma ve lezzet. Image
O zaman rahmetli annesi henüz sağ ve o yapıyor midyeleri.

Karabiberi, baharatı dengeli, temiz midyeler. Yedikçe yiyorsun.

Bazen gece 03.00 gibi gidip midyenin bittiğini görüp feci yıkılırdık çünkü o lezzeti bulamazdık başka yerlerde.

Alternatifi olmayan bir lezzetti bu. Image
24 saat bitmeyen bir trafiği olduğu için bazen zor olurdu Ahmet’e ulaşmak.

Fakat tezgâha yeni çıktığı zamanı yakalar ve henüz daha ılık olan midyelere denk gelirseniz 80-100 adet midyeyi nasıl yediğinizi anlamazdınız bile.

Yıllar böyle geçti. Ben üniversiteyi kazandım. Image
Son sınıfta bitirme projesi olarak Mardin belgeseli çekecektim. Ahmet’te tezgâha biraz ara vermiş ve Mardin’e gelmişti. Otobüse atladım, “yanağım otobüs camının garantisinde, bolca otlu peynir kokusu deneyimi yaşadığım uzun bir otobüs yolculuğu ile soluğu Kızıltepe’de aldım. Image
Herhalde hayatımın en güzel kahvaltılarından birini o yol yorgunluğu üzerine misafir olduğum Ahmet’te yaptım. Uzun bir mercimek tarlasının kenarında, buz gibi bir ayran ve bahçeden taze reyhan, harika bir omlet, zeytin, peynir, kaçak çay ve tandırdan çıkan sıcak taze ekmek. Image
Sahaya çıktık ve Mardin’in her yerine gittik. Dara, Dara’nın üstündeki köyler, Nusaybin, Mor Evgin Manastırı, Mor Yakup, Deyruzzaferan, Artuklu Ulu Camii, Kasım Bey Medresesi, Mardin Kalesi, Midyat, Mor Gabriel Manastırı, Kızıltepe Koçhisar Camii ve daha nice yerlerde çekimler. ImageImageImage
Kızıltepe'de bir sabah namazını hiç unutamam. Gece evin damında yatıyoruz. Ezan okundu, kalktım. İpek yolu vızır vızır tır geçiyor Silopi'ye, Habur'a. Annem kanser, ölmek üzere. Onun için dua edeceğim. Hava karanlık. Bir baktım Ahmet yetişti arkamdan. İmam, oğlu ve ikimiz kıldık. ImageImage
Mardin yemeklerini de çektik. Sonunda belgesel Cnntürk kanalında hocam Rıdvan Akar tarafından yayınlandı. Ahmet olmasaydı bu belgesel de asla olmazdı. Her an yanımdaydı ve tüm desteğini vermişti. Bir süre sonra tekrar döndü Ahmet İstanbul’a. Seyyarlığı bırakıp mekân açacaktı. Image
Beyoğlu Balık Pazarı’nda ortaklı bir yer açtı ama fazla yaşamadı mekân ve kapandı. O günlerde İstanbul’da iki üç yere eş zamanlı bombalı saldırı oldu. Birisi de Ahmet’in evine çok yakın olan İngiliz konsolosluğuna düzenlenmişti saldırının. Konsolos falan ölmüştü hatta. Image
Ben o esnada Balmumcu’daydım ve Levent'te de saldırı olmuştu. Oturduğum koltuktan yerimden fırlamıştım patlamaların şiddetiyle. Olaylar anlaşılınca hava kararmıştı. Aklıma Ahmet geldi ve giriş olmamasına rağmen Beyoğlu’na, oradan da Ahmet’in evine gittim. Sarıldık birbirimize. Image
Evin tüm camları kırılmış, üzerine onlarca parçalanan güvercin düşmüştü. Sonra benim annem öldü. İlk koşup gelendi Ahmet. Sarılırken cebime bir tomar para sıkıştırdı, böyle günde lazım olur bulunsun dedi ve gitti. Birbirimizin zor günlerinde de hep beraberdik, dert ortağıydık. Image
Bir süre sonra küçük bir vespa aldı Ahmet ve yemek sepeti üzerinden siparişle satmaya başladı midyeyi. Zor, yorucu ve kazancı düşüktü.Önceki kapanan mekândan ciddi bir borç birikmiş ve yüklü bir mali yükü altına girmişti. Canlar sıkkın, moraller bozuk, yüzler asık ve endişeliydi. Image
Zorlaşan koşullar endişeyi daha da artırıyordu. Ay dediğin hemen geçiyor kira, maaşlar, toptancı alacakları hemen geliyordu.

Son bir gayretle bulup buluşturup Beşiktaş’ta, Ortaköy’e giden ana cadde üzerinde küçük bir yer açtı.

İşte asıl büyük hikâye tam da bu noktada başladı! Image
Burası büyük bir dönüm noktası, adeta içinde yaşadığım ve tanık olduğum müthiş bir filme, inanılmaz bir başarı hikayesine dönüştü.

Başlangıçta midye dolma vardı sadece. Açıkçası da pek gitmiyordu, günde 500, bazen 1000, hafta sonu 1500-2000 adet gibi bir satış oluyordu. Image
Bu da ancak günlük masrafı, kirayı zar zor çıkarıyordu. Yer güzeldi ama olan iş beklentiden çok uzaktı. Acaba yanına nohutlu pilav mı yapsam diye düşünmeye başladı Ahmet. Şartlar yine zorluyordu. Ben de o sırada Okmeydanı tarafında yayıncılık üzerine çalışıyordum maaşlı. Image
Hem dergi yayın yönetmeniydim hem de genel müdür. Yaklaşık 50-55 kişinin çalıştığı bir operasyonu yönetiyordum.

İş çıkışları gidiyordum. Çay içip oturup sohbet ediyorduk. Acaba kokoreç konulsa nasıl olurdu?

Kokoreçin altından kalkılabilir miydi? Araştırıp soruşturuyorduk. Image
İşin uzmanı olarak gördüğümüz isimler ‘’sakın denemeyin kokoreç zordur, sizi aşar yapamazsınız” cevabını işitiyorduk. Fakat bu düşünmekten vaz geçirmiyordu Ahmet’i. Sonuçta yapan yapıyordu ve o da yapabilirdi. O günlerde İnstagram diye bir uygulama çıkmıştı. Merak edip baktık. Image
Oradan paylaşım yapılsa acaba yürür müydü? Başladık eşi dostu arayıp ya şu hesaba girip bir like atsana abicim demeye. İşte 10 like, 15 like geliyor, arada oradan görüp gelen müşteri oluyor ve mutlu oluyorduk. Vay be 40 like gelmiş çok iyi ya falan diyip moral depoluyorduk:) Image
Ben Ahmet’e sürekli “Kardeşim sana eve misafir geldiğimde sıcak midye dolma ikram ediyorsun, tadı çok farklı ve adeta çekirdek etkisi yapıyor, dükkânda da sıcak satsana” demeye başladım. Özellikle ılık olunca soğuğa göre çok daha fazla ve hızlı yeniyordu. Denemeye değerdi. Image
-Bu arada Ahmet midye çuvallarından çıkan için kırmızı büyük deniz salyangozundan (çağanoz) zencefil ve sarımsakla inanılmaz lezzetli bir yemek yapardı.-
Menü muhteşem: Mardin usulü sumaklı, kemikli etli sarma, sıcak midye dolma, Mardin bulgu pilavı ve salyangoz. Füzyonun kralı. Image
Olurdu olmazdı, denedi Ahmet ve sıcak midye tuttu. İnstagramda da hesap büyümeye, paylaşımlar arttıkça farklı yerlerden de çok sayıda müşteri gelmeye başladı. Bu noktada Ahmet gerçekten büyük bir inovasyona daha imza attı. Midye dolmayı kova içinde satacaktı. Müthiş bir fikirdi. Image
Paket yapılan kese kağıdına yağı çıkan ve itici bir görünüm arz eden durum da bitecekti böylece. Üç farklı ebatta kova düşündük. Ben hemen kovanın dış yüzüne bir İstanbul silueti tasarımı yaptım böyle Kız Kulesi, Galata Kulesi, martılar, boğaz, tarihi yarımada vs. Yanıyordu kutu! Image
Instagram, sıcak satış ve kutu, Ahmet’in güven veren, hijyeni, temizliği çok önemseyen tutumu ile birleşince satış patladı, koptu gitti. 5.000, 10.000, 30.000, 80.000, 100.000 ve uzayıp giden midye dolma kuyrukları başladı. Midye dayanmıyordu. İşler düzeliyordu artık. Image
Dükkân midye kalmadığı için bazen gece 11.00’de kapanıyor, sosyal medyadan “lütfen gelmeyin, midye bitti” duyuruları yapmak zorunda kalıyordu Ahmet. Ahmet aslen Kürt fakat mükemmel diksiyona sahip. Pırıl pırıl bir İstanbul Türkçesi konuşuyor. Seslendirme yapsa gider yani. Image
Gerçekten hiçbir iş yapmasa sadece seslendirme yapsa o Türkçe ve ses tonuyla yine ekmeğini çıkarır, o derece yani. Midye dolma cephesinde tüm bunlar yaşanırken, Ahmet diğer taraftan kokoreçe odaklandı. Harika bir kokoreç tezgâhı yaptırdı. Meşe kömüründe saf, temiz kuzu kokoreç. ImageImage
İşi bilen iyi ustalarla, iyi ve profesyonel tedarikçilerle çalışmaya başladı. Gerçek kuzu kokoreçi bulmak çok zordu, buldu. Tadında, meşe kömüründe pişirmek daha zordu, başardı. Farklı porsiyon birimleri oluşturdu, sevildi ve müşteri tarafından tutuldu. Bunlar daha başlangıçtı. Image
8 Nisan Ahmet’in doğum günüydü. O günü “Dünya Midye Dolma Yeme Günü” ilan etti Ahmet ve tüm gün bedava dolma dağıttı. Midye dolma ve kokoreç yeme yarışmaları, telefon, araba, çeyrek altın ödüllü etkinlikler birbirini izledi. Marka giderek daha çok tanınıyor, daha çok seviliyordu. ImageImage
Instagramda 1.3 milyon takipçisi olan, paylaşımları 70-80-150 bin beğeni alan bir Midyeci Ahmet vardı. Ahmet’in doğallığı, tüm paylaşımlarını kendisinin yapması, içtenliği, cömertliği, ürünlerin mükemmel lezzeti ve baştan sona içten, temiz ve hijyenik oluşuydu bunun nedeni. Image
Tarım Bakanlığı denetiminde, arındırılmış, ruhsatlı ve sertifikalı çiftlik midyeleri kullanılıyordu dolmada. Pirincin, yağın, baharatın en iyisi tercih ediliyordu. Tüm bunlarla Ahmet midye dolmayı geceleri mekân çıkışı ayak üstü yenen bir atıştırmalık olmaktan çıkardı. Image
İnsanların ailece geldikleri nezih bir ortamda sunulan keyifli bir lezzete dönüştürmüştü midye dolmayı. Karne hediyesi olarak getirilen çocuklar, düğün sonrası gelen yeni evli çiftler, torunu ile gelen dede ve nine, muhafazakarı, seküleri, hasılı toplumun her kesimi sahiplendi. ImageImageImage
O artık Midyelerin Efendisi, Lord of Mussels olmuştu. Bu sırada yoğun bir bayilik talebi gelmeye başladı Ahmet’e. İnsanlar İstanbul’un uzak yerlerinden geliyor, sıra bekliyor, bazen gelse de yetişemiyor hele İstanbul dışındaki sosyal medya kullanıcıları çıldırıyordu. Image
Çoğu kişi ekmeği telefon ekranına banarak yutkuna yutkuna uzaktan izlemekten şikayet ediyordu:) Tabi Ahmet artık maddi sıkıntıları geride bırakmış, boğaz manzaralı güzel bir ev ve iyi arabalar almıştı. Görüp görebileceğiniz en cömert ve imkanlarını paylaşan biri Ahmet. Image
Birçok vakfa düzenli bağışlar yapan, gelip imkânı olmayandan asla hesap almayan, dükkânın etrafındaki sokakları temizlemek için özel ekip kuran, sokak hayvanlarına sahip çıkan son derece bonkör ve iyiliksever biri. Aynı zamanda son derece keskin bir zekâ ve anlayışa sahip. Image
Yeni tanıdığı bir insanı çözmesi 20-30 saniye sürer ve ben şimdiye kadar tespitlerinde yanıldığını görmedim. İşler böyle giderken Ahmet şubeleşmeye karar verdi ve ben daha geniş zamanlı şubeleşme çalışmasına dahil oldum. Heyecanlıydık ve dikkatli olmalıydık. ImageImage
Benim Okmeydanı’ndaki işin zaten keyfi iyice kaçmıştı. Ahmet ise hem kardeşimdi hem son derece cömert bir teklifi vardı ve hepsinden önemlisi önümüzde büyük bir challenge vardı. Önce dükkân konsepti belirledik. Midye dolma ve kokoreç günün sonunda bir sokak lezzetiydi. Image
Buradan hareketle tüm şubeleri sokak konsepti ile oluşturmaya karar verdik. Sokak lambaları, telefon kulübesi, otobüs durağı, yerde yaya geçidi ve ortası boş, içinde battal çöp poşeti olan, dışı Midyeci Ahmet markasıyla giydirilmiş özel yapım varil masalar tasarladık. Image
Kuru gıda deposu, ek dolma imalathanesi, soğuk zincir sevkiyat araçları, zorunlu sağlık testleri düzenli olarak yapılan personel, personel eğitim günleri, gider yönetimi için toptan gıdada ilk ellere ulaşma, midye çiftliklerini ziyaretlerle detay detay geçti hazırlık aşaması. ImageImage
Bununla birlikte ciddi bir franchising sözleşmesi hazırladık. Tüm dünyada marka tescili, fiyatlar, bayi aylık cirosundan alınacak komisyon yüzdeliği, isim hakkı bedeli, ödeme koşulları, bayi personelinin temin ve eğitimi başlıklarını detay detay günlerce, gecelerce çalıştık. Image
Ardından “bayilik verilecektir, başvuru: hasanmertkaya@...com“ duyurusunu yaptı Ahmet. Ertesi sabah mailimde 5.830 başvuru maili vardı! Her gün 10-15 randevu verip gelenlerle hem koşulları görüşüyor hem de bayi olup olamayacakları belirleyip düzenli olarak Ahmet’e raporluyordum. ImageImage
Sonunda 1 Ankara’da, 2 İstanbul’da toplam 3 şube ve bayileri belirledik. Sözleşmeler imzalandı, şubeler düzenlendi ve açılışlar yapıldı. Ankara açılışını unutamam. Öğlen saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar Ahmet ile fotoğraf çektirmek isteyen binlerce insan koştu geldi. Image
İnsanların oluşturduğu yüzlerce metrelik kuyruklar uzadı gitti. Ankara bizi adeta bağrına bastı.

Kurduğumuz sistem başta ufak tefek sorunlar dışında da tıkır tıkır çalıştı çok şükür.

Bayileşme sürecinin böylece ilk halkasını Ahmet’le birlikte gerçekleştirmiş olduk. 💪 Image
Bu esnada Türkiye’nin en iyi üniversiteleri Ahmet’i konuşmacı olarak çağırmaya başladı. Boğaziçi, Odtü, Koç, Sabancı, İtü, Bilgi, Marmara, Çukurova Üniversiteleri aklımda kalan birkaçı. Mesaimizin ciddi bir kısmını almaya başladı üniversite konuşmaları. ImageImage
Tabi yurtdışından da ciddi bir bayilik talebi vardı. Hem bayilik talep eden yerleri görmek hem yurtdışındaki midye çiftliklerini görmek hem de günün sonunda biraz stres atmak için yurtdışında gitmeye karar verdik. İlk durak Paris oldu. Uzun bir gezi olacaktı. Image
Yanımızda yasal limitin oldukça üzerinde nakit götürdüğümüz için Paris Havaalanı’nda deklare etmek üzere kısa süre alıkonmamız, o esnada benim pasaportumu düşürmüş olmam ve bunun farkına St.Germain’de otele giriş yaparken varmış olmam başta bir kriz yarattı tabi:) Image
Ortalığı ayağa kaldırdım:) Tüm filmi geri sarıp alana gidip sonunda pasaportumu getiren yaşlı Fransız teyzeye bir Recep İvedik sarılışı yapmam dışında Paris’te her şey gayet keyifliydi. Uzun yıllardır orada yaşayan bir abimi ziyarete gittik beraber. Image
Gıda işini, Fransa’daki midye tedariğini ve tüketim alışkanlıklarını konuştuk. Gezdik dolaştık, Eyfel’i, Louvre’u, Michelin Starlı en baba mekanları. Oradan Düsseldorf’a uçtuk. Orayı gezdik, bayilik talep edenlerle oturduk. Aynı şekilde Köln’e, Antwerp’e, Brüksel’e devam ettik. ImageImageImageImage
Ardından ver elini Hollanda. Kuzeydeki Yerseke sahil şehrine gittik, oradaki çiftliklere girip çıktık, görüşmeler yaptık. Sonra döndük Amsterdam’a, sigarası da güzel, bir mola verdik:) Burada da şehrin en iyi ve en beğenilen balık lokantalarını denedik. ImageImageImageImage
Amsterdam’da keyifli birkaç günün ardından rotamız Dubai oldu. Çünkü körfez Arap ülkelerinden de ciddi talepler alıyordu Ahmet.

Bunları da bir sıraya koyduk, randevuları düzenledik ve Dubai’den başladık. Abu Dhabi ve Sharja’da da görüşmelerimiz oldu. Ardından Bahreyn’e geçtik. ImageImageImageImage
Manama’da iki toplantı gerçekleştirdik. Sonrasında Kuveyt’e geçtik. Kuveyt’ten hala arkadaşlığımızın sürdüğü güzel bağlantılarımız oldu. Son olarak da Katar’a geçtik. O zaman Katar’a ambargo vardı ve o nedenle uçuş olan tek ülke olan Kuveyt üzerinden gittik. ImageImageImageImage
Doha’da da potansiyel bayilerle -detayını vermeyeyim- ama ilginç mekanlarda görüşmelerimiz oldu. Bugün Doha'da 4 şube var:)

Doha’daki görüşmelerin ardından hayatımın en uzun uçuşunu yine Ahmet’le birlikte gerçekleştirdim:

Doha – Los Angeles. 15,5-16 saat sürdü bu uçuş. ImageImageImage
Ancak Allah var, Ahmet’le gerçekleştirdiğim tüm uçuşlar eğer First Class varsa First Class, yoksa Business oldu. LA’a da Qatar Airways ile First Class uçtuk. Büyük keyifti. Los Angeles’ta benim Türkiye’den o dönem staja gelen kardeşlerim vardı. Sağolsunlar çok ilgilendiler. Image
Mangalına, nargilesine kadar yaptık beraber. Tabii ki Santa Monica’da, Route 66’nın final noktası olan iskelemizi de gezdik. Otelimiz Beverly Hills’teydi. Rodeo Drive’ın gözde mekanlarında yine deneyim yemekleri ile günlerce gezdik. Holywood, Los Angeles'ı baştan aşağı keşfettik. ImageImageImageImage
Amerika'nın Batı Yakası'nı çok ciddi araştırdık. California’nın en büyük midye ve deniz ürünü toptancılarının firmalarını da bol bol ziyaret ettik. Midye tedariğinin nereden ve nasıl gerçekleştiğini, Meksika Baha Körfezi’nden gelen midye örneklerini deneyerek öğrendik. ImageImageImage
Oradan San Diego ve Meksika sınırına kadar arabayla indik. San Diego tarafında bir midye çiftliğini ziyaret ettik. Los Angeles’ta yeteri kadar kaldıktan sonra beş saatlik bir uçuşla New York’a geçtik. New York tabi ticari anlamda dünyanın en zor ama şehri.Hiç bir şey kolay değil. ImageImageImageImage
New York kurtlar sofrası, devlerin şehri. Burada da Manhattan tarafında, 5.Cadde’de ve Times Square’e 50 metre mesafede oldukça tarz bir otele yerleştik. Ardından buradaki deniz ürünleri toptancılarıyla görüşmeler başladı. Çok profesyonel pazarlama satışçılar. Hiç açık vermezler. ImageImageImageImage
Time Square’de dükkân aramalar, emlakçılara kira sormalar başladı. British Columbia ve Prince Edward Adaları’ndaki midye potansiyelini araştırmaya ve buraları ziyaret başladık. Tüm bu uzun yolcukların ve toplantıların ardından yorulmuştuk. Birkaç gün de New York’un tadına vardık. ImageImageImageImage
Madison Square Garden’ın oralardan İtalyan ve Çin Mahalleleri’ne uzanan, şehrin her yerini, gecesini, gündüzünü keşfettiğimiz zamanlar geçirdik. Ardından ben Türkiye’ye döndüm. Ahmet ise Amsterdam’dan aktarmalı Uzakdoğu’ya devam etti. Çünkü orada da bizim kullandığımız siyah… twitter.com/i/web/status/1… ImageImageImageImage
Günler geçti, Beşiktaş’ta bir araya geldik. Çanakkale tarafında bir midye çiftliği bulmuştum. Oraya bakmaya gittik. Oradaki görüşmelerimizin ardından burnumuzun dibinde, Yunanistan’ın Selanik şehri yakınlarında büyük, çok büyük midye çiftlikleri olduğunu öğrendik. Hızla arabayla… twitter.com/i/web/status/1… ImageImageImageImage
Yunanistan burnumuzun dibinde ama yeme içme kültürü, zevki bize açık ara fark atar. Her şey zeytinyağı ile yapılıyor. Denize dostlar. Kendimizi cennette bulmuştuk. Hollanda'dan Meksika Körfezi'ne, Prince Edward Adaları'ndan British Columbia'ya aradığımız midyeyi İstanbul'da 4-5… twitter.com/i/web/status/1… ImageImageImageImage
Ahmet ise bugün Yunanistan’da tüm dünyaya midye dolma üreten, çalışanların Yunanlı olduğu, Avrupa Birliği standartlarının da üzerinde gurur verici bir tesis kurdu. Benzeri dünya standartlarında bir tesis de Türkiye'de tamamlanıyor. Bugün hem oradaki hem de İstanbul’daki imalat… twitter.com/i/web/status/1… ImageImageImageImage
Ahmet’le yaptığımız bu dünya turunun ardından hem yurtiçinde hem de yurtdışında özellikle Körfez ülkelerinde birçok şubeler açtı Ahmet. Halen de hızla büyümeye devam ediyor. Bugün Suudi Arabistan'da 5, BAE'de 5, Bahreyn'de 1, Katar'da 4, Irak, Filistin, yakında Hollanda ve… twitter.com/i/web/status/1… ImageImageImageImage
Tabi burada bir cümlede geçtiğim hikayelerin içinde öyle detaylar, öyle alt hikayeler var ki, anlatmakla, yazmakla bitmez.

Midyeci Ahmet, sıfırdan çok büyük emeklerle, çok ciddi çaba ve çalışmalarla ortaya çıkan, her zerresi hak edilmiş bir başarının sonucu.

Ahmet’in bu… twitter.com/i/web/status/1… Image

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Hasan Mert Kaya

Hasan Mert Kaya Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @kayamerthasan_

Apr 8
Yuvarlak şehir Bağdat

Bağdat’ın doğuşu dünya medeniyeti için önemli bir dönüm noktasıydı.

İkinci Abbasi halifesi Mansur tarafından kurulan şehre ilk kurulduğunda ‘Barış Şehri’ anlamına gelen ‘Medine’t us-Selam’ adı verilmişti.

Kültür üreten muhteşem bir şehir oldu Bağdat.++Image
MS 762'de Halife Mansur’un temel tuğlasını koyduğu ‘Yuvarlak Şehir’in temeli, şehir planlama ve tasarım tarihinde görkemli bir dönüm noktasıydı.

Kısa zamanda dünyanın kültür merkezi haline gelen Bağdat 10. yüzyılda Abbasi Halifeliği’nin zirve dönemi yaşanıyordu. Image
Bugün Bağdat tarifi imkansız bir çürüme ve şiddetin merkezi olsa da, 1.250 yıl önceki kuruluşu insanlık için görkemli bir kilometre taşı oldu.

Dahası, medeniyet için bir dönüm noktasıydı bu kuruluş çünkü olağanüstü bir hızla dünyanın kültürel yıldızı olacak bir şehir doğmuştu. Image
Read 29 tweets
Mar 30
Prof.Muzaffer Şerif Nasıl "Muzafer Sherif"e Dönüştü?

Film gibi bir hayat. Sosyal psikolojinin kurucularından, literatüre adıyla giren deneyi olan, Harvard, Yale, Princeton, Oklahoma, Pennsylvania ve Columbia üniversitelerinde bulunan bir bilim insanını nasıl küstürüp kaçırdık?+Image
1906 yılında İzmir, Ödemiş'te zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

1919 yılında, 13 yaşındayken İzmir'i işgal eden Yunan ordusundan bir asker yanındaki kişiyi öldürdükten sonra süngüsünü ona doğrultur.

Fakat muhtemelen yaşı küçük olduğu için öldürmekten vazgeçer. Image
Ölümler, işgal, savaşlar, esaret, kurtuluşla geçen ilginç bir çocukluğu olur.

Muzaffer Şerif belki de insanların toplu halde sergiledikleri uç davranışları ileride incelemesi için gerekli olan deneyimin en büyüğünü farkında olmadan bu yıllarda edinir. Image
Read 25 tweets
Mar 16
Doğanın en özel ikramı: BAL

En özel yiyeceklerden biridir bal. 2009 yılından bu yana bal koleksiyonu yapıyorum. Gittiğim tüm ülkelerden oraya ait yerel ve özel ballardan hem tattım hem de aldım. Dünya ve Türkiye balları üzerine epey araştırma ve okuma yaptım. İşte bal dünyası++Image
Bal kutsal metinlerde de geçer: ‘’Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) edin. Sonra da her türlü çiçekten, meyveden, ürünlerden ye ve Rabbinin sana yayılman için belirlediği yolları tut!"Image
Image
Image
Image
Onların karınlarından renkleri çeşit çeşit bir şerbet çıkar ki, onda insanlara şifa vardır.’’ (Nahl Suresi, 68-69) Gerçekten de onlarca değişik türde bal vardır. Aromaları ve lezzetleri dışında temel olarak çiçek balları ve salgı balları olarak iki ana grupta ele alabiliriz balı.Image
Read 24 tweets
Mar 15
İslam Tarihinde Ramazan Ayı

İslam tarihine bakıldığında birçok önemli hadisenin Ramazan ayında gerçekleştiği görülür.

Kuşkusuz bu gelişmeler İslam tarihinin dönüm noktaları olarak ciddi bir hafızayı da ifade ediyor.

Örneğin Endülüs'ün fethi Ramazan ayında olmuştu.++Image
"En uzak batı" demek olan Magrib-i Aksa adıyla da bilinen Endülüs’ün, yani bugün İspanya ve Portekiz’in bulunduğu İber Yarımadası’nın Müslümanlarca fethi sadece İslam tarihi için değil, aynı zamanda dünya tarihi için de oldukça önemli gelişmelerden biri oldu. Image
Miladi 711 yılı, 19 Temmuz günü İslam ordusunun komutanı Tarık bin Ziyad ile Vizigotların komutanı Rodrik’in idaresinde yaşanan savaşı kesin zaferle kazanan Müslümanlar hızla İber Yarımadası’na yayıldı. Endülüs fethinin unutulmaması gereken bir diğer ismi de Tarif bin Malik oldu.Image
Read 19 tweets
Mar 14
İmkansızı Başaran Adam: Abdurrahman bin Muaviye

Arkasında onu kovalayıp ele geçirdikleri anda öldürmek isteyen bir ordu, önünde ise bilinmeyenlerle ve tehlikelerle dolu bir coğrafya vardı.

Eşine az rastlanan, insan üstü bir mücadele verdi ve Endülüs Emevi Devleti'ni kurdu.++Image
Emeviler iktidara geldikleri andan itibaren fetihlere giriştiler ve büyük askeri başarılar elde ettiler.

Afganistan'dan Hindistan'a, İran'dan Kuzey Afrika ve Endülüs'e uzanan inanılmaz büyüklükte bir coğrafyanın hakimi oldular. Kıbrıs'ı, Girit'i, Kafkasya'yı fethettiler. Image
Ancak fethettikleri coğrafyada son derece otoriter bir yönetim kurdular. Özellikle de devlet idaresi hususunda, İslamiyet öncesinden itibaren rekabet halinde oldukları Haşimoğulları'nı çok sıkı kontrol altında tutuyorlardı. Haşimoğulları'nın her hareketi izleniyordu. Image
Read 24 tweets
Mar 10
1989 Mekke Hz.Hatice Evi Kazısı

1989 yılında Mekke’de ender görülen, istisnai bir arkeolojik kazı gerçekleştirildi.

Kazının arkasında dönemin güçlü isimlerinden, 1973 petrol ambargosu ile Avrupa’yı dize getiren, S.Arabistan Petrol Bakanı, Mekke doğumlu Zeki el-Yemani vardı.++Image
Image
Bu kazı çok değerliydi. Çünkü Mekke döneminde vahyin önemli bir bölümü bu evin çatısı altında gelmişti. Hz.Muhammed'inﷺ küçük bir mescidinin de olduğu bu evde Hatice(ra); Kasım, Abdullah, Rukiyye, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Fatıma'yı doğurmuştu.Image
Yapılan kazı, Hz.Muhammed’inﷺ eşi Hz.Hatice’nin evini açığa çıkarmıştı.

Olabildiğince hızlı, adeta bir kurtarma kazısı gibi gerçekleştirilip tamamlanan çalışmanın ardından, bir kazı raporu niteliğinde de olan “The House of Khadijah bint Huwaylid" adlı kitap yayınlandı.Image
Read 36 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(