Prof Dr Erhan Afyoncu: İskitler Türk müdür?
Prof Dr Ahmet Taşağıl: bir kısmı Türktür çünkü çok büyük bir coğrafyadadırlar.
Evet, Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük konfederasyonunu, İlk Turan devletini kuran ve yöneten Çar İskitler Türktür. 12 ayrı kağan tarafından yönetilir ve++
+++ 7 ayrı dil konuşulur.
Savaş zamanları en az 12 yıl tecrübesi olan bir kağanın etrafında birleşir öyle savaşırlar.
Herodot Tarihte, bu Kağanın aynı zamanda bilge bir Kam olduğu anlatılır ve sorunları bunların çözdüğü anlatılmaktadır.
2-Wikipedi gibi gönüllü bilgi erişimine açık kaynaklarda İskitlere İrani bir halk yakıştırması yapılır ve bu çoğu zaman anlaşılmaz.
Çünkü İran 5 bin yıldır bir Türk coğrafyasıdır. 3 asır Pers hakimiyetine girmeden önce de İranda Turani Medler, Elamlar vardı, sonra da vardı.
3-Bin küsür yıllık devrinde İskit coğrafyası o kadar büyük ki; bir ucu Çin denizinde bir ucu Ön Asya'da, diğer ucu da Tuna da...
Yine Afganistan'dan Mısır'a Anadolu'ya kadar uzanıp hakimiyet kurmadıkları saha yoktu.
4-İskitler konusunda yurt içinde ve yurt dışında yazılan bütün eserleri kitabıma koydum.
Yine eski çağ kaynaklarını, antik Doğu ve Batı kaynaklarını da koydum.
Bu konuda kendi kitabımla (master tezidir) birlikte diğer kitaplardan da bir kaçını ekliyorum.
5-Prof Dr İlhami Durmuş,
Doktora tezi olan bu kitabın ilk adı (Sakalar/İskitler-1993),
İkinci kitabının adı ise (İskitler-2007) tarihlidir.
6-Azerbaycan eski Başbakanı Hasan Hasanov'un oğlu Zaur Hasanov'un Çar İskitler kitabı,
ABD 'de yapılan Rusça doktora tezidir.
Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı Türkçeye çevirtip 2002 de yayınlamıştır.
Rus kaynaklarından aktardığı için içinde çok değerli bilgiler bulunmaktadır.
7-Yakın zamanda 2. Baskısı çıkan Doç dr Emine Sonnur Özcan hocanın Doktora çalışmasının adı da Türk-İskit Aynılığıdır.
Genişletilmiş 2. Baskısında Zelina Sultanı da eklemiş harika bir kitaptır.
8-Prof Dr Ekrem Memiş hocanın doktora çalışmaları da ilklerdendir. Ve 4. Baskısı bekleniyor.
9-Prof Dr İbrahim Çeşmeli'nin
İskitler, Hunlar ve Göktürkler de Din ve Sanat kitabı çok ilginç bilgiler vermekle beraber, Göktürklerin güney tarafının (Semerkant, Buhara, Taşkent vb civar bölgelerin) Şamanizmden Hırıstiyanlığa geçtiğini ortaya koyuyor. Bilim bunların icadıydı...
10-Bu konuda tatmin edici bir kitap da B.N. Grakov'un
İSKİTLER kitabıdır.
11-Bu konuda çok yazan adsız kahramanlardan birisi de Prof Dr Kazım Mirşan'dır.
12-Atatürk dönemi liselerde okutulan 4 ciltlik Türk Tarih Tezi'nin 68. Sayfasında konu
TÜRK-İSKİT İMPARATORLUĞU başlığıyla işlenmektedir. ...
13-Birbirinden kaliteli bu kitaplar da İskit-Türk tarihine ve Urartu ile Med Türklerine de ışık tutmaktadır.
Urartu dili ve alfabesini ortaya çıkartan Prof dr Afif Erzen ile
Med Yazıtlarını aktaran
Prof dr Mehmet Bayraktar'ın kitaplarının yeni baskısı çıkıyor.
Prof Dr Mustafa Aksoy hocamızın efsane Damgalar kitabı da 2. Baskı da.
Servet Somuncuoğlu'nun eserleri de görülmeye değer.
Herodot Tarih İskitlerin coğrafyası, yönetim tarzı, inancı ve kültürel vb özellikleri hakkında çok değerli bilgiler aktarmaktadır.
16-Hepsi ve daha fazlası bilgiselimde var.
Hala daha İskitler Türk değil İranlı, yok Hint-Avrupalı diyen varsa ağzına kar küreği ile vurun!!
Balkan Harbi'nin hemen öncesiydi,
Osmanlı'nın Dışişleri Bakanı bir Ermeniydi.
Siyasi tercihlerinin öne çıkarılmasıyla birlikte, ordunun temel disiplini, eğitimi, emir ve komuta hiyerarşisi alt üst edilerek bugünkü gibi bozulmuştu...
Askerler subaylarını, subaylar da komutanlarını tanımamaya başlamışlardı.
1908'den Balkan Harbi başlangıcına kadar, orduya sadece iki sefer tatbikat yaptırılabilmişti...
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Trakya ve Makedonya'daki askeri kuvvetimiz düşmanlarımızın iki katıydı.
Fakat ne oldu?
Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü dercesine, Rumeli'den tam 75.000 askeri birden terhis ettiler!
Ne zaman?
Seferberlik ilanından yaklaşık bir, bir buçuk ay önce!
Gerekçe?
Harp tehlikesinin olmayışı ve hasat zamanının yaklaşmış olması gibi, gafilce sebepler.
Terhisten önce, Osmanlı'nın barış zamanı kuvvetleri 280.000 kişiydi.
Daha önce de, siyasi sebeplerden dolayı, (görüntüde ise orduyu gençleştirmek adına); Rumeli'yi iyi bilen 1000 kadar tecrübeli subay zorla emekli edilmişti.
Bu terhis edilen 75.000 kişi öyle önemliydi ki; seferberliğin ilanından sonra zar zor toplanabilen seferberlik ordusunun 4'te 1'ine tekabül ediyordu!
Ordunun tecrübeli subaylarını emekli, usta askerlerini de terhis ettiler!
Sonuç?
Bütün Balkanları sadece üç ayda kaybettik!
Rumeli'deki beş asırlık Türk varlığı da böylece sona erdi.
Balkanlar mı? Hala daha kaynayan kazan!
Şimdi gelelim günümüze...
15 Temmuz kaotik darbe girişimi'nden sonra, orduda en büyük darbeyi komuta kademesi aldı!
Ordunun komuta yapısı, disiplini ve hiyerarşisi bozuldu! Silah arkadaşlığı ve güven tamamen bitti!
Bu olumsuz ortama dayanamayan birçok tecrübeli subay ve astsubay, emekli olarak ordudan ayrılmayı seçti.
Askeri okullar kapatıldı!
Askeri liseler ve sınıf okulları, bomboş vaziyette çürümeye terk edildi! Şu anda sınıf eğitimlerinin nasıl verildiği ise tam bir muamma!
Akıllara zarar bir karar alınarak, askeri sağlık sistemi kökünden kazındı!
Öyle ki, bugün Türk Ordusu'ndaki atların ve köpeklerin dahi kendi hekimleri (veterinerleri) varken, çarpışan mehmetçiklerin askeri hekimleri yoktur!
Ve Türk Ordusu, dünyada askeri sağlık sistemine sahip olmayan tek ordudur!
Çatışma sahalarından gelen bilgilere göre, ölümlerin önemli bir kısmı ne yazık ki kan kaybından olmaktadır!
Şimdiye kadar, nizami harplerde de önemli görevler üstlenen jandarma, organik olarak Silahlı Kuvvetlerden kopartıldı!
Deniz Kuvvetleri dışındaki kara ve hava ordularımız, çok uzun zamandır nizami bir harbe yönelik, büyük ve müşterek tatbikatlar yapmıyor! En son Vahdettin köşkündekine selam çaktılar hem de 29 Ekim 100. Yılda...
Harp Akademileri kapatıldı. Ordunun stratejisini belirleyen kurmaylık sistemi artık yok! Askerler mağarada metan gazıyla şehit oluyor! Tarihte görülmemiş ihmaller zinciri var!!
Ülkemizin en önemli harp sanayi tesislerinden biri olan Tank Palet Fabrikası yabancılara satıldı!
Hala Tank veya Uçak motoru yapamıyoruz, Mersin Nükleer santralde çalışan Ruslardan 10 bini ülkelerine geri döndü, Ruslar santraldeki hisselerini satılığa çıkarttı..
Irak'ın durumu ortada!
Suriye'deki işler her geçen gün daha kötüye gidiyor dedik dedik inanmadınız sonunda Suriye bölündü, İsrail'in kontrolünde kıytırıktan bir ülke oldu ve PKK/PYD 2. Devletini de Suriye'de kurdu, devlet oldular!
İsrail güneyimize girdi, ABD İsrail Yunanistan'a tüm çevremize iyice yerleşmeye devam ediyor! İran'a neler yaptıklarını gördük!
Bu kadar da değil....
(Devamı Var)
1+++Amerika son birkaç yıldır, Romanya'da ve daha da önemlisi Bulgaristan'da, Türk sınırına yakın bölgelerde askeri yığınak yapıyor!
Balkan Harbinde Rusya'nın oynamış olduğu yıkıcı ve kışkırtıcı rolü dikkate alırsak, Ruslara da çok güvenemeyiz. Eğer zayıf düşersek, Rusya'nın en büyük parçayı kendisi için koparmak isteyeceği kesindir!
Yunanistan? Her zamanki gibi pusuda, Kin kapısı kapalı hala... 300 küsür Pontus derneği kuran Yunan, 19 Mayıs 1919 tarihini soykırım tarihi ilan etti Atatürk'ü de soykırımcı!
Etrafında bu kadar çok düşmanı olan bir devlet, askeri kadrolarını bu kadar çok boşaltır mı? Şeriatçı askeri terfi ettirip, Atatürkçü Tegmenleri ihraç edip, Güneydoğu'da efsane olan komutanlarını Orduevinde yasaklı konuma sokar mı? Örneğin Osman Pamukoğlu..
Hani beka meselesi vardı?
Beka meselesi olan bir devlet, ordusunu bu kadar zayıflatır ve niteliksizleştirir mi?
Askeri sağlık sistemini kökünden kazır mı?
Akıl ve mantık, tabi ki "hayır" diyor.
O zaman ne yapmaya çalışıyorlar?⚔🦅⚓🇹🇷
(Not: Bu zinciri ilk olarak 29 Mayıs 2019'da paylaştım, hala bir şey değişmemesi ne acı!)
Ekli linkten Türk Tarih Kurumu sayfasından İsmet Görgülü'nün yazısını lütfen okuyunuz. ttk.gov.tr/belgelerle-tar…
2-Osmanlı Hariciyesinde Bir Ermeni Nazır:
Gabriyel Noradunkyan Efendi
Özet
19. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti’nin çok uluslu yapısı, imparatorluğun bekası için en önemli sorunlardan birisini teşkil etmekteydi. Osmanlı devlet yönetiminin en üst tabakalarına kadar yükselen ve “Millet-i Sâdıka” olarak nitelenen Ermeniler içinde de devlete karşı isyan hareketleri görüldü.
Yaklaşık yarım asır Osmanlı Devleti’ne bürokrat ve bakan olarak hizmet eden Gabriyel Noradunkyan Efendi, bu hizmetleri neticesinde çok sayıda nişanla taltif edilmişti.
I. Dünya Savaşı öncesinde yurt dışına çıkan ve Fransa’ya yerleşen Noradunkyan Efendi, Osmanlı Devleti’nin parçalanmasını öngören Paris Barış Konferansı ile yeni Türk devletinin bağımsızlığının kabul edildiği Lozan Antlaşması’nda Ermeni heyeti içinde yer alıp, Osmanlı'nın parçalanıp Doğu Anadolu'da Ermenistan'ın kurulmasını savunmuştu.
Daha Ayasofya yokken, oranın HUN TOPRAĞI olduğuna dair VATİKAN BELGELERİNE bakalım:
Ayasofya’nın bulunduğu yer bile bir zamanlar HUN toprağı sayılıyordu. Hunlardan önce de İskit ve Ön Türkler'in. Bunu Vatikan arşivleri söylüyor. Ayasofya ortada yokken, temelinin Türklere ait olduğunu arşiv belgeleri söylemektedir.
1664 basım Papa Clemens imzalı iki cilt kalın kitap var Vatikan Arşivlerinde. Alessandro Sperelli’in gravürlerinde Sultan Ahmet’teki Mısır’dan gelen taş vardır ve ilk Bizans Kilisesi Aya İrini de açıkça görülür Nova Roma İstanbul’un geçiş adıdır ve Costantinapol yazar.
Resimde ayrıca Hun atlıları; 4 savaş atı ve 4 kımız sağılan kısrak vardır. Çadırda Göktürk harfleri vardır. Saptırılmış şekilde yani asıl Aya İrini eski pagan tapınağı üzerine yapılmıştır duvarın hemen yanı Hun otağıdır. Yani Hun toprağıdır.
Bu arşiv belgesi bize neyi anlatıyor; bugünkü Ayasofya temeli, toprağı, Vatikan arşivlerindeki belgelerde de "TurkuHunas" olarak geçmektedir.
Ve burası konsolosluk gibidir. Daha sonraki yıllarda 1. Ayasofya tahtadan yapılıp, yok olmuştur. Bugünkü Ayasofya çok sonra yapılmıştır. Nereye? Türk topraklarının üzerine… O günlerde her medeniyet, başka yapıların üzerine kendi yapılarını yaparlar. +++
1-Bugünkü Ayasofya daha ortada yokken, Ayasofya’nın bulunduğu yer Türk toprağıdır. Bunu da Vatikan arşivlerindeki belgeden öğreniyoruz. Hıristiyanlık açısından Ayasofya önemlidir algısı bilinçlidir. +++
2- Sonuçta #Ayasofya için kılıç hakkı denilebilir. Bu çalışmanın gayesi, bütün dünyaya bu mabedin Hıristiyan dünyasının malı gibi sunulmasını kanıtlarıyla ortadan kaldırıyor.
Bu safsata şimdiye kadar başarılı olmuştu ama artık bu belgelerden sonra bu algıda yıkılacaktır. Çünkü konjonktüre göre Hıristiyanlar bu algıyı da kullanıyorlar. Katolikler Ortodokslar'a karşı Ayasofya’yı cami olarak açın demekten çekinmiyorlar. Yani Katolikler Vatikan Ayasofya'nın Cami olmasını destekledi. Çünkü Ortadoklardan nefret ediyorlar.
Kısacası Ayasofya daha yokken arsası binlerce hektarlık alan Hun Türklerinindi. Dünya'da ahmak mı yok, İstanbul’u hala Konstantinapolis olarak görmek, öyle anılmasını isteyenler var. Bütün bunlar bize bir şey anlatıyor, İstanbul zaman zaman el değiştirse de Türklerle bağı hiçbir zaman kaybolmamıştır, yine eski SAHİBİNE kavuşmuştur. +++
ABD Ankara Büyükelçisi Barrak: Ulus devleti ve Atatürk'ü unutun, Türkiye için en iyi sistem Osmanlı Millet Sistemidir. Açıkça ne diyor? Türklerin devleti olmasa da olur diyor!
'Yeni Osmanlıcılık' Siyonist Projedir.
Dünya Siyonist Örgütünün Ortadoğu için Siyonist Plan. Yazarı: Oded Yinon.
Cengiz Özakıncı; "Şimdi bu plandan anlatacaklarımı izleyicilerimiz dinlerken gerçekleştimi, gerçekleşmedimi diye düşünerek izlesinler..."
1- Yıllardır anlatıyoruz yeni Osmanlıcılık Siyonist plandır diye 🔽
Osmanlıyı savunanlar Türk değildir diye. Türkiyeli değil Türk'üm 🇹🇷 🐺
Ne Mutlu Türk'üm Diyene 🇹🇷 🇹🇷🇹🇷
2-Yeni-Osmanlıcılık ABD'nin Ortadoğu'daki "Mayın Eşeği"'dir.
1982'de yazılan Rapor ne diyor?
İsrail'in güvenliği için Suriye'nin parçalanması zorunludur. Bunları yıllarca paylaştık mankurtlara anlatamadık maalesef! Sıra Türkiye'ye geldi ama! İsrail TV lerinde sıra Türkiye'de dediler.
Göbekli Tepe'yi ilk ortaya çıkaran Arkeolog Klaus Schmidt, 20 tapınaktan sadece 6'sının gün yüzüne çıkarıldığı ve ortaya çıkan benzerlikler; Türklerin erken kültürünün Göbeklitepe olabileceği yönünde ciddi kanıtlar sunuyor demişti Peters ile birlikte yazdıkları makalede(2004).
Klaus Schmidt, Göbeklitepe de, Asya balbal kültürü var. Altaylar'da 12 sütundan oluşan bir kamlar tapınağı var, Göbeklitepe'de de var, OZ tamgası ve çemberli T, Tengri sembolü 9 bin yıllık Çatalhöyük'de de var, 7 bin yıllık Hacılar Höyük'te de var.
Göbeklitepe'deki dikilitaş kültürü ile Türklerin dikilitaş kültürü aynı. Örn: 1 sütunda 3 adet hayvan figürü üst üste işlenmiş bir Göbeklitepe sütunu var, Tuva'da ve Moğolistan'da yer alan bazı Türk sütunlarında da aynı üslup var. Hatta işlenen hayvanların bazıları tamamen aynı.
Bu açıklamalarından sonra Klaus Schmidt, Almanya'da bir gölde tüplü dalış yaptıktan sonra ölüsü bulundu. Eşine kalp krizi geçirdiği söylendi ama eşi su altında tüplü dalışta kalp krizi geçirmek çok zordur ve kalp hastası değildi açıklaması yaptı.
Arkeolog Dr Semih Güneri, Göbeklitepe'deki taşlara kabartma figürlerini yapan metal keski aletleri, o tarihlerde sadece Güney Sibirya Lena bölgesinde görüldü başka bölgelerde görülmüyor diye açıklama yaptı.
Evet açıklamalar ve Sorular çok.. . ⏩Göbeklitepeyi kimler yaptı?
⏩Neden kazıların ödeneği kesildi,durduruldu, bilinmeyen bir tarihe ertelendi?
⏩Yılan figürleri üzerinden konuyu Anunnakilere bağlamak sağlıklı mı?
⏩Kültür ve Turizm bakanlığı neden kazı yaptırmıyor ya da tatmin edici açıklamalar yapılmıyor?
⏩Ne dersiniz bu işe???
Dr Semih Güneri hocanın konuya dair konferansı. İyi seyirler 🔽
Rusya'dan Doç Dr Ekaterina Anatolievna Lippina ile Dr Semih Güneri,
Güney Sibirya'dan Dağılan Teknoloji,
Üst Paleolitik Taş Alet Endüstrisinin Kökeni ve Yakın Doğuya Taşınması, Yayılımı. Ön Türk Akademisi Konferansı @grok sende dinle öğren madem 😃 🔽
YIL: 2002
Aytunç Altındal: Apo idam edilmeyecek, hapisten çıkıp bir partinin başına geçecek, Vatikan öyle istiyor çünkü...
Son gelişmeler de gösteriyor ki, Türkiye Ankara'dan yönetilmiyor😪😪
2- Aytunç Altındal, "Tapınak Şövalyeleri" kitabında PKK Apo, Papa bağlantılarını ve daha fazlasını anlatmış 🔽
Kitabını okumayan videoya buyursun
3- E. Müsteşar ve Büyükelçisi Onur Öymen'in "Arka Plan" kitabında Türkiye'yi kimlerin nasıl yönettiğini WikiLeaks belgelerine yansıyan haliyle göreceksiniz ve derin devletin ABD güdümünde olduğunu üzülerek öğreneceksiniz.
İşte E. MİT Müsteşarının itirafı
Büyük Türk Ozanı Nesimi, bir tarikata gider. Azgın softa Nesimi'nin Türkçe konuşmasından rahatsız olur. Nesimi'den ya Arapça ya da Farsça konuşmasını ister.
"Nesimi ise azgın softaya şu cevabı verir"
"Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi Farisi bilmem dile minnet eylemem."
Hâlbuki Nesimi ana dili Türkçe dışında Arapça ve Farsça da bilmektedir. Fakat küstah tarikat faresine karşı Türkçe'nin kendisi için ne kadar önemli olduğunu göstermek için Arabî Farisi bilmem demiştir.
Yazdığı şiirler yüzünden dinsiz olduğu gerekçesiyle yargılanan, Ve derisi yüzülerek idam edilen Nesimi'nin "Tanrının insan yüzünde tecelli etmesi" gibi fikirleri dönemin yobaz din adamları tarafından tepkiyle karşılanmıştı...
Boynu vurulup derisi yüzülen Nesimi'nin cesedi 7 gün boyunca ibret olması için teşhir edilmişti.
Yobazları hafife almayın, gücü eline geçirdiler mı kaçacak ülke ararız...
Nesimi olayına onedio gözüyle bakalım. +++
#FerdiZeyrek
1-Nesîmî, gerçek doğum tarihi tam olarak bilinemese de, 14. yüzyılın ikinci yarısı ve 15. yüzyılın ilk yarısında yaşamış Divan edebiyatı şairi.
Yaşadığı dönemde kendisinin peygamber soyundan geldiğine inanıldığı için ona 'seyyid' denilmiş.
2-Yaşadığı dönemde Azerbaycan’da oldukça yaygınlaşan Hurufîlik hareketinin kurucusu, Nesîmî'nin hocası Naimi olduğundan, o da bu görüşü öğrenmiş ve kabul etmiş.