Arşiv Saka Profile picture
Jul 4, 2023 21 tweets 8 min read Read on X
General Harington Fenerbahçe'ye kafayı takmıştı... İngilizlerin tek derdi: Fenerbahçe'yi yenmekti!..

Bunu Biliyor muydunuz? 🏆

1923'de Türkler, işgalcileri hem cephede, hem masada, hem de Taksim Stadyumunda yendi.
1- 29 Haziran 1923 tarihinde, İşgal Kuvvetlerinin İngiliz başkumandanı General Harrington'un oluşturduğu karma İngiliz takımı "Coldstream Guards" karşı "Fenerbahçe" oynadığı, "General Harrington Kupası"nı 2-1 kazandı.
https://t.co/yWnZGKHXJYdemkaryayinevi.com
2- 29 Haziran 1923 tarihinde, Taksim Stadı'nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde İngiliz başkumandanın oluşturduğu karma İngiliz takımına karşı Fenerbahçe kendi kadrosu ile karşı karşıya gelmiştir. Fenerbahçe bu maçı Zeki Rıza Sporel'in iki golüyle 2-1 kazanmıştır.

3- Fenerbahçe maça şu ünlü kadrosuyla çıkışmıştı: Şekip Kulaksızoğlu, Hasan Kamil Sporel (Kaptan), Cafer Çağatay, Kadri Göktulga, İsmet Uluğ, Fahir Yeniçay, Sabih Arca, Alaattin Baydar, Zeki Rıza Sporel, Ömer Tanyeri, Bedri Gürsoy.

4- İngiliz Başkomutan Harington kendi adını taşıyan kupa için oynayacak takımı seçmek amacıyla bir hazırlık turnuvası düzenlendi. Ayrıca General Cebelitarık ve Mısır'daki İngiliz askerî güçlerinden, turnuvada oynaması için hepsi profesyonel birer futbolcu olan oyuncu getirtmişti.

5- General gazeteye turnuvayla ilgili şöyle bir ilan da vermişti:

"Gardler Muhteliti Türk kulüplerine meydan okuyor. Galibine, Başkumandanın adını taşıyan büyük bir kupa verilecek bu maça Türk kulüpleri diledikleri gibi takviye de alabilirler."
6- Fenerbahçe'nin generale cevabını gazeteye şu ilanı vererek gönderdi:

"Fenerbahçe Kulübü yalnız kendi kadrosuyla bu maçı şartsız olarak kabul eder."
7- Bu millî Özgürlüğe Yürüyüş maçında her ne kadar Galatasaraylılar "Aslan Nihat Bekdik dahil tüm kadromuzdan istediğinizi kadronuza dahil edebilirsiniz. Yeter ki şu mağrur İngilizleri yenin" deseler ve Beşiktaş da yenilenmiş kadrosunu teklif ettiyse de Fenerbahçe kabul etmez.
8- Fakat bu isteğin üzerine Fenerbahçeliler şöyle der:

"Teşekkür ederiz! Şu an kadromuz formda ve onları yenebilecek güçteler. Ama bu dostluğunuzu asla unutmayacağız."
@GalatasaraySK @GSEsports 9- Fenerbahçelilerin bu sözleri Galatasaray ve Beşiktaşlılar üzerinde büyük bir millî direniş etkisi yaratmıştır.

Maç günü Taksim Stadı, çoğu İstanbullu hayatlarında ilk kez futbol maçı izleyecek erkek ve kadınlar la hınca hınç doluydu.

@GalatasaraySK @GSEsports 10- İstanbul terbiyesi gereği sahanın etrafına dizilen sandalyelerde hanımlar oturuyordu, erkekler ise ayaktaydı. Bu maçı izlemek için “Iron Duck Zırhlısı” ile özel olarak gelen Malta Valisi Lord Plummer de General Harington’la birlikte şeref köşesindeki yerini almıştı.
11- Şeref köşesinin önündeki masanın üzerinde de maçın galibine verilecek olan “General Harington Kupası” duruyordu.
12- Hakem düdüğüyle maç başladı. Maç ilk yarısı Fenerbahçe’nin 1-0 mağlubiyeti ile sona erdi. Tribünlerde bir hayal kırıklığı vardı. Trübünde bulunan Galatasaray Lisesi öğrencileri ve Beşiktaşlı gençlerin Türk bayrakları ile “Dağ başını duman almış” adlı marş söylenmeye başladı.
13- Marş kısa sürede Türklerin olduğu tüm tribünlere yayıldı. Fenerbahçe takımı yoğun alkış ve tezahürat altında ikinci yarıya başladı. Sarı Kanarya 60. dakikada Zeki Rıza’nın golüyle beraberliği yakaladı ve 74. dakikada yine Zeki Rıza'nın golüyle maçı 2-1 kazandı.
14- Tribünlerde kırmızı, beyaz, sarı, siyah ve lacivert renkler birbirine karıştı ve İstanbullular sevinçle haykırdı. Maçtan sonra işgal orduları Başkomutanı General Harington, adını taşıyan bu büyük gümüş kupayı Fenerbahçe takım kaptanı Hasan Kamil Sporel’e verirken...
15- ...Taksim Stadı’nda fesler havada uçuşuyor ve yer yerinden oynuyordu. Fenerbahçeli futbolcular, ellerinde General Harington Kupası olduğu halde seyircilerin omuzları üzerinde stattan çıkarılmışlar ve Beyoğlu caddelerinde, büyük sevgi gösterileri arasında dolaştırılmışlardı.

16- Bu galibiyet, halkta millî bir zafer etkisi uyandırmıştı. İstanbullu'lar aslında özgürlüğünü kutluyordu. Nitekim maç gecesi Lozan Konferansı’nda bulunan Türk Heyetine de bu galibiyet haberi ulaştığında heyet başkanı İsmet (İnönü) Paşa tarafından Fenerbahçe kulübüne; ...
17- ... “Heyetimiz namına hepinizi meserretle tebrik eder, gözlerinizden öperim.” diye bir kutlama telgrafı gönderildi.
18- İşgal orduları ise kısa bir süre sonra, sessizlik içerisinde İstanbul’u terk ettiler. 30 Haziran 1923 tarihinde İstanbul'da yayınlanan Vatan gazetesindeki haberin Türkçesi şöyledir:
19- "Fenerbahçe'nin parlak bir galibiyeti. En kuvvetli İngiliz oyuncularından mürekkep muhtelit takıma (1)e karşı (2) sayıyla galip geldi."

Hangi takımın taraftarı olursanız olun, bundan gurur duyun.
20- Derleyen: Şener Erkaya
Görsel: 30 Haziran 1923 tarihinde İstanbul'da yayınlanan Vatan gazetesinde Harington Kupası maçının haber fotoğrafı.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Arşiv Saka

Arşiv Saka Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @ArsivSaka

Nov 16, 2024
BİR YÖRÜĞÜN SİTEMİ: "YÖRÜKLER ÇOK HIZLI ASİMİLE OLDU"

Yörüklerin 100-200 metrekarelik apartman dairelerinde, 5-10 metrekarelik balkonlarda ömrünü tüketmek için milyonlarca lirasını müteahhitlere yatırmasının ana nedeni çok hızlı asimilasyona uğramalarıdır. Image
1- Yörüklerin geçmiş yaşamlarında yakın komşuluk bile yokken, şimdi aynı binada çok sayıda komşu ile birlikte yaşamak zorunda kaldılar.

Yörükler, hayvanlarını otlatmak için gerek sahilde gerekse de yaylalarda birbirlerine uzak yerlerde ev kurardı. Image
Image
2- Hayvanların otladığı alanlar karışmasın diye böyle yerleşildi.

Sebzeciliğin yalnızca ılıman Akdeniz ikliminde yapılabildiği 1980'li yıllara değin Yörükler yetiştirdiği sebzelerin satışından tatlı kazançlar elde ettiler. Image
Image
Read 11 tweets
Nov 9, 2024
AYTUNÇ ALTINDAL'IN BİLİNMEYEN YÜZÜ

Aytunç Altındal, Kenan Evren döneminde Marksist yayınlar yapan ender kişilerdendi. Altındal, komünistlerin, solcuların işkence gördüğü, infaz edildiği 12 Eylül döneminde bile yayınını sürdüren tek komünist(!) derginin sahibiydi. (Süreç Dergisi) Image
Image
1- Altındal, 80'li yıllarda Marksizm adı altında sürekli olarak Atatürk'ün de hilafet istediğinden bahseden yazılar yazarak hem Atatürk'e iftira atmış hem de Türkiye Cumhuriyeti'ni Osmanlı'ya hazırlamıştı.
2- Sadece hilafetçilik yapmazdı Altındal, laikliğe de sık sık saldırırdı. Saldırıları tarihi gerçeklere uygun olmayıp, mantıksızcaydı. Hatta 1986'da, "Kemalist laikliğe son verilmesi ve Osmanlı sekülerizmine geçilmesi" gerektiğini söylemiş, daha sonraları daha da ileri giderek, "laikliği Yahudi dönmelerinin getirdiği" savını da ortaya atmıştı.
Read 17 tweets
Nov 7, 2024
ALEVİ VE KÜRTLERİ KANDIRAN SEYİT RIZA'DA ERMENİ’DİR.

İngilizlerin 1919’da İngiltere'de yayınladıkları bu kitapta Ermeni dönmesi oldugu hatta sultan Alparslan'in 1076'da yıktığı o küçük Ermeni krallığını sancağını taşıdığını... Image
1- ...Sevr gereği Doğu’da Ermenistan kurulacaksa bu Ermenistan’nın kimlerle kurulması gerektiğini..

Yine; 1915 tehcirinden dolayı Ermeni tebası, halkı bulmanın zor olduğunu ve bunu aşmak icin daha önceden planlanan projelerin bu kitapta deşifre edildigini okuyunca şok olacaksınız..Image
2- Kitabın yazarı ise İngilizlerin Diyarbakır konsolosluğunda özel görevli konsolos yardımcısı olan Tomas ve eşi Ester Mugirdicyanlar.

Bu konsolosun özel görevi ise, tehcirde Alevi ve Kürtlerin içine sızdırılan Hoybun ve Taşnak Ermenilerinin kaydını tutup organizasyonunu yapmak. Image
Read 19 tweets
Nov 4, 2024
ÖZAL'IN DEVLET GEZİLERİNDEKİ REZALET (Kamuoyunu ayağa kaldıran ibret belgesi. Konuştuğum kişinin ismini gizli tutuyorum.) / EMİN ÇÖLAŞAN

"Böyle utanç verici şey olmaz"

- Beyefendi siz Sayın Turgut Özal'ın Uzakdoğu harekatına katıldınız. Kimliğiniz, adınız soyadınız kesinlikle gizli kalacak. Benden başka belki gazetede iki kişi bilecek, ama gizlilik
kuralına kesinlikle uyulacak. Bana ve okurlarımıza bu harekatın değişik yönlerini anlatmanızı rica ediyorum. Neler oluyor Türkiye Cumhuriyeti adına düzenlenen bu seferlerde?Image
1- - Efendim, biliyorsunuz iki gezi oldu. Birisi esas itibariyle Japonya gezisiydi. Uçağın transit iniş kalkışları hariç, Japonya ve Singapur'a gidildi. İkincisinde ise Çin Halk Cumhuriyeti, Bangkok ve Hongkong.

Yanılmıyorsam her iki kafilede de 170-180 kişi vardı. Belki biraz daha fazla olabilir.
- Kimlerden oluşuyordu kafile?
- Önce Sayın Başbakanımız ve eşi hanımefendi... Şöyle sayayım. Önce devlet görevlileri. Başbakan, eşi hanımefendi, bunların müşavir ve sekreterleri, memurları, milletvekilleri ve korumalar. Bunlar resmi heyette yer alanlar. İkincisi çok sayıda ünlü işadamımız. Üçüncüsü ise basın mensupları. Tabii bir de uçakta görevlli THY yetkilileri var.Image
2- - Gezilerin amacı ne oluyor?
- Amaç, Türkiye Uzakdoğu'ya açılacak ve o bölgeyle yakın ilişkiler kurulacak. Bunun için işadamları da kafileye katılıyorlar ve orada iş bağlantısı yapmaya geldiklerini söylüyorlar. Oysa çoğunlukla başka işlerin bağlantısını yapıyorlar.

- O bölümü sonra soracağım size.. Şimdi kafileyi taşıyan uçağa bindiniz. Neler oluyor uçakta? .. Bir de, uçak paralı mı?

- Uçak paralı. .. Resmi heyette yer alanların ücretini devlet ödüyor. Bunlar ayrıca devletten harcırah alıyorlar. Geri kalanlar da bilet ücreti ödüyor. Bu ücret bir milyon lira civarında. Tabii herkes Allah ne verdiyse dövizlerini cebine dolduruyor ve uçağa biniyor.

- Uçak yolculuğu nasıl geçiyor?
- Uçakta önde Sayın Başbakan, eşi ve protokol sırasına göre görevliler oturuyor. Onun arkasındaki bölümde Özal ailesi için hazırlanan çalışma ve yatak odası var. Bunların arkasında gazeteciler ve işadamları oturuyor. Ama kalkıştan hemen sonra bu düzen bozuluyor ve herkes birbirine karışıyor. Turgut Bey uçağa biner binmez soyunup kravatı falan çıkarıyor ve sohbet başlıyor.

Tabii bu arada herkes kendisine yakın olabilmek için birbirini omuzlamaya başlıyor. Çünkü işadamının derdi var, gazetecinin derdi var. İşadamı Türkiye'de kolay göremeyeceği Başbakan'ı hazır bulmuşken sorunlarını iletmek istiyor.

Gazeteciler özel demeç peşinde...Image
Read 10 tweets
Oct 20, 2024
İRAN'LI SOSYOLOĞUN ATATÜRK YORUMU:

Nasıl olsa herkes evde... Bu yazıyı okuyacağınıza ve hatta olanağı olanların çıktı alarak yada belleklere bilgisayarda kaydederek saklayacağına inanıyorum. Nesilden nesile aktarılacak değerler silsilesine katkı sunan Yüce Atatürk'ün İranlı bir sosyologun gözüyle anlatımıdır.

İranlı Sosyolog ve Siyaset Bilimci
ÜLGEN TÖLGE’nin, ATATÜRK hakkındaki saptamaları:

ATATÜRK kimdir?Image
1- ATATÜRK üst insandı. Onu başka İnsanlarla karşılaştırmak doğru olmaz. ATATÜRK'ün vatan sevgisine inanmıyorum. Üst insanlarda vatan sevgisinden daha yüce bir duygu olduğuna inanıyorum.

“Vatan kuruculuğu…”

Tüm uyarılara rağmen hasta hasta Hatay'a gitmiş, saatlerce ayakta konuşma yapmış, dönüşte son ve ölüm komasına girmiştir.
2- Farklı düşünüyorum bu konuda. Çünkü o zaman sevilecek vatan diye bir olgu yoktu ki. Osmanlının yok ettiği ümmetçi karanlık geçmişin harabeleri vardı. Vatan sadece toprak yığınından oluşmuyor. Vatan; Yüce değerlerin zarfıdır.
Read 21 tweets
Oct 2, 2024
İSMET PAŞA'NIN TARİHE BIRAKTIĞI VEBAL

Dün bu sayfada, "İsmet Paşanın tarihe bıraktığı vebal" başlıklı bir yazı yazacağımı duyurunca, bazı arkadaşlardan yorum yapanlar bile oldu. Halbuki bizim amacımız İsmet Paşa hikayesinin tamamı üzerinde durmak değil, Milli Şef döneminin sadece eğitim politikası ve Köy Enstitüleri üzerine kısa bir değini yapmaktır. Takdir edilir ki sayfamız geniş bir değerlendirmeye elbette müsait değildir.

Konuya şöyle girelim: Atatürk’ün ölümünden bir gün sonra Cumhurbaşkanı seçilen İsmet Paşa ile yeni bir sayfa açılmış oluyordu.

Bu seçim sonrası Atatürk ile 17 yıllık onurlu beraberlik sona ermiş, yerini hüzünlü bir yoldaşlığa bırakmıştı.

Bu dönemin ilk göze çarpan noktası, İsmet Paşa'nın, eski küskünlerle barışma ve yumuşama politikasına kapı aralamasıdır. Atatürk'le küskün eski muhalifler de "diktatör öldü yaşasın İsmet Paşa" faslından onun kanatları altına sığınmıştır. İsmet Paşa'nın kendine özgü bu siyasetinin adı da "hamiyyet" siyasetidir.Image
1- Biz bu yazıda İsmet Paşa döneminin sadece eğitim alanında yaşanan yozlaşma zaafına değineceğiz.

Bu da şudur: Atatürk’ün sağlığında planlanan ve 17 Nisan 1940 tarihli kanunla kurulan Köy Enstitüleri kapatılacak, Laik eğitimden oportünizme kapı aralanacaktır.

Çağdaş eğitim ve Cumhuriyet Laikliğinin en önemli unsuru olan Köy Enstitülerinin kuruluş felsefesini Hasan Âli Yücel şöyle ifade etmişti:

“... Biz köylere, istiklal mücadelesinden itibaren sosyal hayatımızda yaptığımız büyük devrimleri götürecek adam isteriz. Ümmet devrinin adamı imamdır. İmam, çocuk doğduğu vakit kulağına ezan okuyarak, vefat ettiğinde mezarı başında telkin verip bağırarak, doğumdan ölüme kadar bu cemiyetin manen hakimidir. Biz bunun yerine devrimci düşüncenin adamını köye göndermeyi isteriz. İmam nasıl doğarken ezan, vefatında telkin ile doğumdan ölüme kadar elinde tuttuğu köyün hakimi ise, bizimki de bir taraftan maddi, diğer taraftan manevi köyün imamı olsun, istedik...”Image
2- II. Dünya Harbi sonunda Batı ikliminden demokrasi rüzgarları esmeye başlayınca, çok partili demokrasiye geçilmesi (1946) İsmet Paşa ve CHP’nin hem fazileti hem hendikabı oldu.

CHP'nin VIII. kurultayında (17 Kasım 1947-4 Aralık 1947) parti içindeki İslamcı kanadın kodamanlar harekete geçtiler.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri dinci muhafazakar kesimin dışlanmışlığı ve kültürel yabancılaşma, medrese yobazlığına elverişli bir zemin hazırlamıştı.

CHP güya din istismarını önlemek için 19 Kasım 1948 tarihli kararla, dini eğitim ve imam-hatip yetiştirilmesi için eski uygulamayı gevşetmek zorunda kalmıştı...

Gelelim işin hendikap noktasına...Image
Read 13 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(