İslam-Öncesi Cinler: Palmyra ve Etiyopya Gelenekleri
Kuran’daki cin (جن) ile Kuzey Arabistan, Palmyra'daki ginnāyā tanrıları veya Etiyopya Yahudi-Hristiyan geleneğindeki gānēn modern akademisyenler tarafından ilişkilendirilmiştir. Bu flood bu iki olası kökeni inceleyecektir.
Flood’un ilk kısmında ginnāye tanrıları ile cinleri ilişkilendiren verileri, ikinci kısımda gānēn isimli ruhani varlıklarla cinleri ilişkilendiren verileri sunup son kısımda nihai bir fikir olmaksızın düşüncelerimi söyleyeceğim. Başlayalım.
İslam öncesi Araplardan gelen epigrafik veriler cin inancı ile ilgili yetersiz. Böyle bir inanca sadece Palmyra çevresinde köylerde Palmyra ve Hatra Aramicesi yazıtlarda ilahi varlıklara gnyʾ denmesiyle rastlıyoruz, gnyʾ akademisyenler tarafından ginnāyā olarak seslendiriliyor.
Cinler bazen Enoch literatüründeki düşmüş melekler ya da Tanakh ve Yahudi kültüründeki Shedim gibi varlıklarla özdeşleştirilmiştir.[1][2] Gerçekten benzerlikler vardır. Ama tam olarak özdeşleşmezler. Kuran’daki cin kavramının bir kökü de Palmyra’da bulunuyor olabilir.
Ginnāyānın Süryanicedeki kökü gny, gnyˀ (gnē, genyā) “gizli bir yerde saklanmak, korunmak,korunan yer/sığınak” ve feminine plural haldeܓܢܝ̈ܬܐ Ashtarot putlarını ifade eder.[3] “korunma” çağrışımından ötürü “koruyucu tanrılar” olarak bilinirler.
Peshitta’da Yeşaya 32:2: Her biri rüzgara karşı bir sığınak(ܓܢܝܐ), Fırtınaya karşı bir barınak, çölde akarsu, çorak yerde gölge salan büyük bir kaya gibi olacak.
Teixidor ginnāyānın cin’den türemiş olabileceğini söyler. Bu iddia zayıf gözükür, daha çok Phono-semantic matching ile birbirlerinin yerine kullanılmış olabilirler.
Christopher Moreman bir makalesinde “Çeşitli mezar ve onursal yazıtlar cinler ile kabile/yerel ata tanrıları arasında bir bağlantı kurmakta, Palmyra yakınlarındaki yazıtlarda 'iyi ve ödüllendirici tanrılar' olarak adlandırılan ginnayeye dikkat çekilmektedir.” yazıyor. [5]
Bahsedilen yazıt MS 191 yılına ait. Palmyra yakınlarında bulundu. Şam’da Ulusal Müze’de sergilenen yazıtta “Bes Fasi’el köyünün iyi ve ödüllendirici tanrıları olan cinleri (Aramice:ginnāyēsi)” yazıyor. [6]
Kabartmada muhtemelen en soldaki tütsü sunan bir adam ve en sağdaki tanrıça arasında yazıtta bahsedilen “ginnāyē” olarak isimlendirilen savaşçı tanrı tiplemesiyle varlıklar yer alıyor.
Robert G. Hoyland bu yazıttan bahsederken şöyle diyor: “Kuzey Arabistan'da, Palmyra civarındaki bir yazıtta geçen, 'ginnaye' olarak adlandırılan varlıklar vardır(...)”
“Muhtemelen Batı ve Orta Arabistan'daki kayıtlarda yer alan cinler bunlarla bağlantılıdır; Kur'an'da onlardan sık sık insanlarla birlikte bahsedilir (el-cinn ve’l ins)” [7]
Diğer bir yazıtta bir atlının üzerinde “İyi cin(gny’/ginnāyā) Abgal” öteki atlıda “İyi cin(gny’/ginnāyā) Ashad” yazıyor. Ortadaki rahipte de “Attay” yazısı var. [8]
Abgal (أبغال) için yazılmış farklı bir yazıtta da ʾbgl ʾlhʾ ṭbʾ “İyi tanrı Abgal” deniyor.[9] Abgal’ın Palmyra’da hem “tanrı” hem de ʾbgl gnyʾ “ginnāyā” olarak anıldığı, böylelikle bu kelimelerin birbirleri yerine kullanılabildiği anlaşılıyor.
Gawlikowski’nin kitabında “Atlı cin Mun'im ve ona tapanlar” başlığıyla aldığı yazıt ve altındaki kabartma.[10]
Tanrıça šlmt’e dikilen temsil ve altındaki yazıtta cin(ginnāyā) olarak hitap edilmesi:
“šlmt ve kardeşi, iyi ve cömert gny’/ginnāyāya dindar bir hatıra. Nurbel oğlu Bolemmeh oğlu Rafael, 470 yılının Ab ayında kendisinin ve oğullarının yaşamı için (bunu) dikti.
Healey verilerden yola çıkarak cin sınıfında olan tanrıların Palmyra’da “koruyucu tanrılar” olduğunu, sonradan kötü ruhlar gibi bir yoruma evrildiğini düşünüyor. [11]
Javer Teixidor’ın (gny’) için söyledikleri:
“Palmyra'nın Arap tanrıları sıklıkla <gnyʾ> ginnaya olarak adlandırılır (çoğulu: ginnaye) yani genii veya koruyucu tanrılar. Modern zamanlarda cinler şeytanlar anlamına gelse de bu Aramice terim Arapça “cin” ile akrabadır.(...)”
“(..)Bu cinlerin endişesi insan hayatıyla ilgilenmekti. Palmyralılar her yerde onlara tapındılar ve tanrıların insanların koruyucuları olduğu anlamına gelen ‘sbb’ ‘yakın’ sıfatını verdiler.” [12]
Palmyra’daki ginnāye tapınması Kuran’daki cinlere kulluk etme (Q6:100 “Cinnleri, Allah'a ortak koştılar. Halbuki onları, O yaratmıştır.” vs.) durumunu açıklar. Kuzey Arabistanda pagan Arap tanrılarına ginnāyā ismiyle tapılmıştır.
Ancak açıkça bunu yapan pagan Palmyra’dır. Kuran’daki düşmüş melek contextli ehli kitabın elindeki verilere benzer cin tasavvurları yoktur ve bu yazıtlar Kur’an’dan 400 küsür yıl önceye tarihlenmişlerdir. Kur’an döneminde devam ettiğine dair epigrafik veriler yoktur.
Bir eksik yönü ise ginnāyēnin türediği kökün g-n-y kökü olmasıdır. Cin’e dönüşüme kök farklılığından ötürü ancak “fonetik benzeşme” ile kapı aralıyor. Şimdi diğer ihtimali inceleyelim.
Joshua Falconer, 2019'da cahiliye Araplarına ait binlerce yazıt, çanak ve muskada cinlere bir atıf olmadığını, muhtemelen bu varlıkların Ethiopic (Gəʿəz) dilindeki gānēn olduklarını ve bu ön bilginin ehli kitap tarafından bilindiğini savunduğu bir makale yayınladı. [13]
Falconer ayrıca g-n-y kökünden gelen ginnāyānın açıkça cin ile farklı kökten geldiğini, fakat Ethiopic ruh/şeytan anlamına gelen gānēnin g-n-n köküyle Arapça cin ile cognate olduğunu ve İslam öncesine ait Ethiopic Garima Gospel’larda bu kelimenin olduğunu söylüyor.
Makalede Jübileler Kitabı üzerinden devam ediliyor. J4:22’ye göre gözcü meleklerin (watchers) insan kadınlarla ilişkiye girmesi sonucu melez ruhlar olan gānēnler (agānǝnt) doğuyor.
Yine Jübileler Kitabında gānēnlerin insanları resimlere, putlara, heykellere tapmaya yönlendiren ruhlar olarak geçtiğini ve Jübileler Kitabında geçen peygamberlerin gānēnlerden korunmak için dua ettiği pasajlar yazılmış.
Makalenin sonlarında Kuran’ın cinleri ve Ethiopic Jübileler Kitabındaki gānēnler (agānǝnt) arasındaki insanları saptırabilme, ateş ile ilişkilendirilme gibi benzrerlikler sıralanmış. Ayrıca isyan eden Mastema ve gānēnler Falconer’a göre Kuran’daki İblis-cinler temasını veriyor.
Manfred Kropp’un yayınladığı makalede ortaya koyduğu şekliyle Kuran’ın maide, şeytan, tağut gibi kelimelerinin Ethiopic incil geleneğinden alıntı olduğunu biliyoruz. [14]
Levh-i Mahfuz اللوح المحفوظ benzeri olarak göksel tabletler gibi benzerlikleri de sayarsak Kuran Ethiopic İncil geleneğindeki terimlere aşina duruyor. Bu durumda gānēnin cin olarak kullanılması olası gözükür.
Burada bir sorun, Leslau - Comparative Dictionary of Geʿez’de ጋኔን gānēn maddesinde Régis Blachère ve Theodor Nöldeke’yi kaynak alarak bu kelimenin Arapa’dan Geʿez’e geçtiğini söylemiş.[15] ANCAK ben Arapça’da döneme ait oturmuş bir "ruh" g-n-n kullanımı göremedim.
Sabaic, Hismaic, Nabataean, Dadanitic corpuslarda g-n-n asla cin veya kötü varlıklar için kullanılmıyor. Safaiticte de genelde kişisel isimlerde geçiyor. Birkaç ufak tartışmalı istisna var, ancak genel olarak attested bir g-n-n kullanımı henüz dilde yok.
Safaiticte bir yazıt wgd ʾṯr ʾlr f ʾtgnn f ḫbl “ lr'nin izini buldu ve bu yüzden delirdi ve acıdan aklını kaybetti.” Olarak çevriliyor. [16] Burada gnn kökünden ʾetgannana “delirmek” olabilir.
Ahmad Al-Jallad Safaitic sözlüğünde gnn kökünün “to protect” anlamının Safaiticte tasdik edildiğini, ama “delirmek” anlamının henüz tasdik edilemediğini söylüyor. [17] yani MÖ 1.yy - MS 4.yy arasını kapsayan Safaiticte, Kuzey Arabistanda bir “cin” tasdiki de yok.
Görünüşe göre henüz Arapça’da “cin” kullanımı yokken yazımı çoktan tamamlanmış Ethiopic Jübileler ve Enoch kitabında asi bir melek/ruh sınıfı olarak gānēnler geçiyor. Bazı Latince versiyonlarında genii olarak geçiyorlar. Bu kelimeyi kimin kimden aldığı bir daha düşünülmeli.
ÖZET VE SONUÇ: Elimizde İslam öncesi Araplara ait direkt bir cin verisi yok. Ona en yakın Palmyra’nın koruyucu Arap tanrılarına ginnāye ismiyle tapan insanlar var.
İkinci olası köken olarak da muhtemelen Ethiopic konuşan ehli kitap tarafından kullanıma sokulan ve farklı dillere tercüme esnasında diğer ehli kitabın da öğrendiği gānēn ruhları var. Burada cinlerin İslam öncesi Araplarda mı, ehli kitapta mı aranması gerektiği devreye giriyor.
Q21:99, Q34:41 gibi ayetlerde insanların taptığı bu varlıkların tanrı olmadığı, Cehennem’e girecekleri belirtiliyor. Özellikle cinlere tapan insanlar vurgulanıyor. Bu tarz anlatımlar Kuzey Arabistan’da ginnāyeye tanrı olarak tapanlarla benzerlik gösterir.
Aynı şekilde Q37:158 ve Q6:100’de Allah ile cinler arasında akrabalık bağı uydurulması ifade edilir. Bir benzeri Q53:19-21 arasında Arap tanrıları ile Allah arasında akrabalık kurulur. Bu Arapların tanrılarına ginnāye denmesini ve Kuran’ın cin olarak kullanmasına işaret olabilir
Ancak Kuran’daki cinler saf “tapınılan tanrılar” değillerdir. Ehli kitabın elindeki isyankar ruhlar/düşmüş melekler hikayeleri ile benzerler (Q18:50), insanları saptırabilirler (Q6:128). Bu bağlamda ruhani varlıklar düşünüldüğünde gānēnler bağlama daha iyi uyuyor.
Burada sonuç okuyuculara bırakılmıştır. Cinlerin İslam öncesi kökenleri ile ilgili görünen en güçlü iki argüman Palmyra’daki ginnāyē ve Etiyopya geleneğindeki gānēn isimli varlıklarla ilgili bağlantıları anlatmaya çalıştım.
Bu flood tartışmaların ucundan köşesinden tutan bir survey niteliğinde yazılmıştır. Maalesef Türkçe cinlerle ilgili çalışmalarda hep İslam sonrası hikayeler anlatılır, İslam öncesine ise pek bakılmaz.
Bu iki muhtemel köken hakkında derin akademik çalışmalar yapılması iyi şeyler yakalatacaktır. Büyük ihtimalle Kuran’daki cinler bunlardan biri ve hatta belki de ufak bir ihtimal Arabistan’da ikisinin birlikte iç-içe geçmesiyle oluşmuş anlatılardır.
10. Michał Gawlikowski - Tadmor – Palmyra A Caravan City between East and West 11. John F. Healey - The Religion of The Nabataeans A Conspectus 12. Javier Teixidor - The Pantheon of Palmyra 13. 14. academia.edu/42941535/Famil… academia.edu/47608498/Beyon…
Üzerine düşünülebilecek birkaç güzel görüş var. Watt'e göre ümmi okuma-yazması olmayan (unlettered) değil, Yahudi olmayan (gentile) anlamında. Peygamberlerin Yahudi ulusundan çıkması gerektiği inancını kırmaya yönelik bir reaksiyon.
Günter Lüling ise ümmî'yi ümmete (Millet) bağlıyor. Ümmî'nin çoğulu ümmîyyun üzerinde duruyor. Ona göre ümmet “İslam cemaati” ya da “Tanrının etnik olarak tanımlanmamış milleti” ümmi de ona mensup kimse.
Bunun yanında eğitimli kişinin zıddı olan ümme de değerlendirilebilir. İbranice'de onunla aynı anlamdaki ve Yahudilerin Babil Talmudunda cahil, eğitimsiz Yahudiler için kullandığı ʽAm haʼaretz (עם הארץ) (Yer Halkı/Köylü) ile de mukayese yapılabilir.
İSLAM ÖNCESİ KUZEY ARABİSTAN, SAFAİ YAZITLARDA "ALLAH" KULLANIMLARI
MÖ 1.yy - MS 4.yy arasında Ürdün, Suriye, Batı Irak, Kuzeybatı Suudi Arabistan, Lübnan'da sıkça kullanılan Safai yazıtlar İslam öncesi Araplarda Allah inancı hakkında veriler verir.
Flood'a başladam önce, başlıktan da anlaşılacağı gibi flood İslam inancındaki Allah tasavvuru hakkında değil, Safai yazıtlarla İslam öncesi Araplardaki Allah tapınması üzerine olacak.
Allah, Safai yazıtlarda lh (𐩡𐩠) (Modern Arapça:له) ile yazılır. Ahmad Al-Jallad, Safai sözlüğünde bu formun Allāh veya Lāh olarak okunabilecek bir tanrı ismi olduğunu yazmış. Ancak kendisi dahil dil uzmanlarına göre “Allāh” olarak okunması daha uygun.
Yazıtlarda genellikle "mezarlık" olarak kullanılıyor. "örtmek" anlamı ile bağlantılı olarak ceset örtmek için kullanılmış.
satır 2: kfr/l- -h/w l- wrṯ -h/h- kfr/ḏh/kll -h
çeviri: bu mezarlığı(كَفْر) soyundan gelenlere inşa etti.
İkinci mezar yazıtı:
satır 7: b- ḥq[w]y /kfr/ ḥmm/w ʾrṭṭ/ʾḫ -h
tercüme: Ḥmm ve kardeşi ʾrṭṭ'ın mezarı
Akabe'de bir kabile ismi olarak da kullanıldığı görülüyor. Bu sebeple normal Araplar için henüz "inkarcı" ya da benzeri bir kötü anlama geldiği söylenemez.
transkript: w zdqm bn wʾl bn whblh ḏ- ʾl kfr
çeviri: Kufr(الكفر) (kabilesi) Soyundan Zeyd al-Qawm bin Wael bin Wahballah
Süleyman’ın Tahtına Geçen Şeytan – Yahudi ve Müslüman Kaynakları Arasındaki Intertextuality Örneği:
Sad Suresi 34. Ayet: “Andolsun ki; Biz, Süleyman'ı fitnelendirdik. Tahtının üzerine bir ceset bıraktık. Sonra (tövbe edip) döndü.”
Arapça cesed (جَسَد) vücut, beden, gövde anlamlarına gelir. (*Edward William Lane Arapça-İngilizce sözlük). Müfessirlerin önemli bir kısmı Süleyman’ın tahtına geçen bedenin Yahudi ve Hristiyan anlatılarındaki Asmodeus/Ashmedai adındaki cin ile aynı olan Sahr olduğunu söylerler.
Aşmeday, ortaçağ metinlerinde “Şeytanların prensi” olarak anılır. Rabbinik literatürde Lilith ve Samael’in oğlu olarak bilinir. İsmi etimolojik olarak İbranice değil. Avesta dilinde Aēšmō Daēuuō (Gazap Şeytanı)’dan türemiş. Çok sayıda İran efsanesinde anılır.
Arabistan’da Yahudileşme hakkında en net gösterge Gazze doğumlu olan 5.yy tarihçisi Sozomenos’un kitabında belirtilen domuz eti yemeyen, sünnet olan ve Yahudi şeriatını öğrenmek için Yahudilerle konuşan Araplar olabilir.
İslam-Öncesi Hicaz’ın Kuzey’inde, özellikle Hayber, Teyma veya Yesrib’de(Banu Nadir, Banu Qureyza, Banu Qaynuqa vs.) büyük Yahudi toplulukları bulunur. Ancak Arabistan’da Yahudileşmeyi sağlayan asıl etken Himyar kralı Abu Karib’in Yahudi dinine dönmesidir.
380-520 arasında Yahudileşen krallıkta Zafâr ve San’a’da monoteizm baskınken genel olarak Güney Arabistan’da Arap paganizminin baskın olduğu kabul edilir. Dhū Nuwās ve devlet kademesinin Yahudiliği benimsediğini açıklamasına kadar (6.yy başı) Himyar’da Yahudi dini yaygındır.
İslam-Öncesi Nebati Tanrıları ve Allah isminin Kullanımı
Nabatu sulamak demektir. Nebatiler Dumat al Jandalden'den Suriye Güneyine varasıya etnik grupları kapsar. İslam Öncesi Al-Qaum, Dushara, Uzza, Lat, Menat gibi tanrıların yanında pagan ismiyle Allah'ı da kullanırlar.
Nebati Aramicesi ile yazılmış pagan yazıtları Kuran’da (Q53:19-21) Gibi ayetler ile bildirilen Allah ile birlikte Lat, Menat vs. tanrılara tapınma kültürü hakkında ipucu verebilir. Bu floodda hem buna hem Nebati-Arap tanrılarına değineceğim.
Duşara hakkında 1. Nebati yazıtı:
Satır 2: ve (...) oğlu Taim'in yaptırdığı pencereler.
Satır 3: Tanrılar Dushara ve Sharait için...