1-Geçtiğimiz günlerde başladığımız 3 TEMMUZ flood serimizin 2.bölümüne başlıyoruz dostlar...
Yıldırım ve Aydınlar anlaşma imzalasalar da aynı yerde olduğumuzu söylemiştik
Çayını kahvesini kapan gelsin...
Evet 3 Temmuz 2011 günü Türkiye'de gerçekleşen şike operasyonu gündeme düşerken Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım,Başkan Yardımcıları İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mısıroğlu gözaltına alınıyordu...+++
Ama hedefler nokta atışı seçiliyordu...
İsimler önemliydi ve aslında hedef "perdeleme" ile birlikte mesaj vermekti.
Adalı,Aziz Yıldırım ile birlikte 4 milyar dolarlık helikopter ihalesini kazanmış,bu ihalede Çalık kaybetmişti
Beşiktaş'tan diğer gözaltına alınan isim kimdi?Tayfur Havutçu...
Havutçu kimin yeğeniydi?Beşiktaş'ın efsane ve onursal başkanı Süleyman Seba'nın..
Odyakmaz Fenerbahçe üyesiydi ve Aziz Yıldırım ile yakın dostluğu vardı.
Savcılar böyle "ilişkiler" üzerinden manipülatif bir algı operasyonu yapıyorlardı.
Operasyon edilmiş medya ise işe hızlı koyulmuştu
Sonra ortaya çıkacaktı ki böyle bir silah orada hiç bir zaman olmamıştı...
Yönetici ve teknik adamı gözaltında olan Beşiktaş'ın başkanına neden dokunulmamıştı?
Ve Erdoğan Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe yanısıra Federasyon üzerindeki etkisinden de rahatsızdı.
Yıldırım aynı zamanda da Kulüpler Birliği başkanıydı
Kulüpler Birliği Vakfı da artık futbol içerisinde çok ciddi bir ağırlığa sahipti...Burayı da dizayn etmeyi düşünen Erdoğan burası için de Yıldırım Demirören'i düşünüyordu.
Erdoğan'ın kafasındaki planlarda Şahenk Fenerbahçe,Demirören Beşiktaş ve Kulüpler Birliği Başkanı olacaktı.Galatasaray'ın borçları ve yeni stadı nedeni ile eli kendisine mahkumdu...
Bunlara "enişte" Göksel Gümüşdağ ve zor da olsa dediğini yapacak Gökçek güdümlü Ankara Büyükşehir Belediyespor'u ve siyasi etkiye açık tüm belediye takımlarını ekleniyordu...
İşte 3 Temmuz için Cemaat'in Erdoğan'ı bu kadar kolay ikna etmesinin nedeni de buydu...
Yani cemaat siyasal,sosyal ve ekonomik sonuçları olacak stratejik bir operasyon olarak 3 Temmuz'u kurgulamıştı...
Siyasal olarak gücünü perçinlemiş olan Erdoğan,Yıldırım sonrası kongrede çıkarıp destekleyeceği bir aday ile rahatlıkla Fenerbahçe başkanlığına istediği kişiyi seyredebileceği kanısındaydı...
Yıldırım'ı tasfiye etmeden Fenerbahçe ele geçirilemeyeceğine göre+++
Ayrıca operasyonun ilk gününden itibaren ekonomik olarak da çıkar sağlanabilmeliydi ve sağlanacak bu çıkar yapılacak operasyona hizmet etmeliydi...
Cemaat adeta satranç oynar gibi hamlelerini planlıyordu...
Erdoğan futbolun kontrolünü aldığını sanıyordu ama "aldatılmıştı"
Kazanan aslında Cemaatti...
Fenerbahçeli Aydınlar yönetiminin en kritik yerlerine Galatasaraylı isimleri getirmişti...
Cemaat,Aydınlar'dan bir "Kahraman yaratma" projesini uygulamaya başlamıştı...
Medya dizayn edilmişti...Operasyon un ilk dakikalarından itibaren muazzam bir algı operasyonu yürütülmeye başlandı...
Aziz Yıldırım'ın evinden silahların çıktığı iddia ediliyor,bir silah görüntüsü döndürülüp duruyordu...
Aydınlar "kendisini o makama getirenlerin büyük planından habersiz" masumiyet karinelerine uygun olarak 2010-2011 sezonunun UEFA'ya tescil edildiği biçimde bildirildiğini açıklıyordu...
Ama onu "seçtiren" büyüklerin düşüncesi çok farklıydı...
Cornu'yu TFF adına İhsan Helvacı ve Lütfi Arıboğan ağırlıyordu...
3 Temmuz-10 Ağustos 2011 arası hisselerdeki kayıp %48,8 olmuştu
1 lor hisse 71 TL'den 36.30 TL'ye düşmüştü...
İşte tam da bu sırada Cemaat ekonomik operasyona başladı...
Hem de kendi ellerinde olan bir kaç gelişme ile hisseler değer kazandığında dipten alınan hisselerden vurgun yapılmış olacaklardı
İlk hamlesini yaptı ve "Ben bitti demeden bitmez.Ve beni hesaplamadan bu tahtada kimse satranç oynayamaz" dedi...
Ancak süreç pek çok şeyi ters yüz edecekti ve bundan kimsenin haberi yoktu...