Profile picture
Celal Eren Çelik @yazparov
, 203 tweets, 16 min read Read on Twitter
ALTERNATİF CHP PROGRAMI ve MİLLİ SOL MODEL
1-Sevgili dostlar bugünkü kurultay ile anlaşılmıştır ki CHP'nin genel muhalefet anlayısı kadar parti içi muhalefet anlayışında da ciddi zaafiyetler bulunmaktadır...
2-Parti içi muhalefet "Şucu,bucu,senden daha iyi ben yönetirim" söyleminden öteye bir adım geçememekte ve gerek partiye gerekse ülkeye umut vaad eden farklı,yeni ve solda bir vizyon,program,söylem ortaya koyamamaktadırlar...
3- Cumhuriyet Halk Partisi'nin asli sorunu ne lider,ne kadro ne de tüzük sorunudur.Bunlar da önemli sorunlar olmakla birlikte "tali" sorunlardır ve "asli" sorun günümüz şartları için geçerliliğini yitirmiş program sorunudur...
4-CHP değişen Dünya konjonktüründe veTÜRKİYE'NİN YARI SÖMÜRGE bir ülke haline getirildiği şu şartlarda, emperyalizmin sömüren ülke/sömürülen ülke çelişkisi üzerinden mücadele perspektifini yeniden tanımlamalı ve buna uygun olarak radikal bir program değişikliğine gitmelidir...
5- Yazılacak yeni programın ana ekseni TAM BAĞIMSIZLIK-ANTİ EMPERYALİZM ve EMEK İKTİDARI saç ayağı ekseninde kurgulanmalıdır...
6-Peki böyle bir program var mıdır? Evet vardır... İşte sizlerle paylaşıyporuz dostlar... Başlıyoruz...
7- ÖNEMLİ HATIRLATMA:

OKUYACAĞINIZ ALTERNATİF CHP PROGRAMI”NIN YAZIM DİLİ “YAPILMALIDIR”, “OLMALIDIR” “EDİLMELİDİR” GİBİ TESPİT VE TEMENNİ KELİMELERİ YERİNE,+++
8-BİLİNÇLİ OLARAK “YAPILACAKTIR”,”OLACAKTIR”, “KURULACAKTIR” GİBİ EYLEMSEL BİR CÜMLE YAPISI İLE KALEME ALINMIŞTIR.
9-BUNUN NEDENİ DE BU ALTERNATİF PROGRAMIN TAMAMEN KABUL EDİLMİŞ VE UYGULAMAYA KONULMUŞ OLDUĞUNU VARSAYARAK YAZIM İŞLEMİNİ GERÇEKLEŞTİRMEMİZDEN KAYNAKLANMAKTADIR
10-ALTERNATİF PROGRAMI OKURKEN BU UYARIYI LÜTFEN DİKKATE ALINIZ
11-ALTERNATİF CHP PROGRAMI
İDEOLOJİK ÖZÜMÜZ VE TEMEL TERCİHLERİMİZ
(1)
Cumhuriyet Halk Partisi, bir milleti küllerinden yeniden var eden, var olduğu coğrafyada yaşayan vatandaşlarını “teba” olmaktan çıkarıp,
12-+++onlara “birey” olma onurunu yaşatan, devleti kuruşu ve deveti kurduktan sonra yaptığı tüm uygulamalar ile tam anlamıyla bir “DEVRİM” partisidir.
13-Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Atatürk ve devrimleri temelinde var eden CHP, emperyalist güçlere karşı zafer kazanarak elde edilen bir bağımsızlığın öncü partisi olma şerefini daima taşımıştır, taşımaktadır ve taşımaya devam edecektir.
14-Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve CHP’nin ilk Genel Başkanı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “ Bağımsızlık benim karakteridir” vecizesi aynı zamanda CHP’nin temel ideolojik çerçevesini belirtmektedir.
15-Çünkü; emperyalist güçler, dış odaklar ve bunların yerli iş birlikçilerinin etki veya müdahaleleri ile yönetilen bir ülke asla “TAM BAĞIMSIZ” olamaz.
16-Bu nedenledir ki CHP her şeyden önce ANTİEMPERYALİST bir partidir. Partinin tüm politikalarının ana eksenini ANTİEMPERYALİZM oluşturur
17-İdeolojilerin tarihe karıştığı yalanının “Globalist”, emperyalist güçlerce insanlığa dayatıldığı çağımızda CHP bu büyük yalanı tamamı ile reddeder
18-En yalın hali ile “Hayata bakış felsefesi” olan ideolojik tutum, insanoğlu yaşadıkça var olacaktır.
19-Bir başka temel gerçeklik ise emek-sermaye, ezilen-ezen, sömüren devlet-sömürülen devlet temel çelişkileri ortadan kalkmadığı müddetçe ideolojilerin de yok olmayacağı gerçeğidir
20-İşte bu gerçekliklerden hareketle CHP emek- sermaye çelişkisinde “emekten”, “ezen-ezilen” çelişkisinde ezilenden, “sömüren devlet- sömürülen devlet” temel çelişkisinde de sömürülen devlet yanında tavrını açık ve net biçimde ortaya koyar.
21- Bu tercihler sonucudur ki; CHP kendisini açıkça “SOL” bir parti olarak niteler.
22-2)

Cumhuriyet Halk Partisi, tarihsel özü ve misyonu gereği sürekli devrimlerle , Atatürk ilke ve inkılapları ışığında Türkiye’yi müreffeh , TAM BAĞIMSIZ ve güçlü bir ülke yapmayı hedefler
23-Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu hedefe giderken güvendiği yegane güç ise , Kurtuluş Savaşı’nı başlatırken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün güvendiği tek güç olan yüce Türk Milletidir.
24-Cumhuriyet Halk Partisi bir isyanın, bir başkaldırının, bir umudun adıdır.
25-Cumhuriyet Halk Partisi emekçilerin, devrimcilerin, ezilenlerin, sömürülenlerin Türkiye’yi yeniden el ele-omuz omuza vererek inşa edecekleri, halkın içinden doğan ve bizatihi halkın kendisi olan yegane adrestir.
26- II
CHP VE “MİLLİ SOL”
ANTİEMPERYALİST ve TAM BAĞIMSIZ bir devletin Dünya siyaset sahnesinde var olabilmesinin birinci şartı bu ülkedeki siyasal akımların kendi ülkelerinin öznel ve nesnel şartlarına göre oluşmuş, milli değerlere dayalı siyasi hareketler olmasıdır.
27-Başka ülkelerdeki gerek sistem, gerekse ideolojik yapılanmaları alıp, aynen kendi ülkesinde uygulamaya çalışan her siyasi hareketin sonu hüsrandır.
28-Çünkü her ülkenin öznel ve nesnel şartları o ülkenin sosyal, kültürel, coğrafi, jeopolitik durumuna göre farklılıklar gösterir.
Bu nedenle bir ülkede çok iyi işleyen bir sistem yahut çok başarılı olan bir siyasal hareket, bir başka ülkede çok başarısız neticeler verebilir.
29-Ancak maalesef Türk siyasi tarihinde Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden itibaren, özellikle Batılı ülkelerdeki sistem veya siyasal akımların aynen Türkiye’de uygulanması halinde toplumsal ve yapısal sorunların çözüleceği aymazlığına düşülmüştür.
30-Ancak maalesef Türk siyasi tarihinde Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden itibaren, özellikle Batılı ülkelerdeki sistem veya siyasal akımların aynen Türkiye’de uygulanması halinde toplumsal ve yapısal sorunların çözüleceği aymazlığına düşülmüştür.
31-CHP’de 1976 Kurultayında “Demokratik Sol” bir parti olma kabulü yapılırken örnek alınan model İskandinav ülkeleri başta olmak üzere Batılı Sosyal Demokrat partiler olmuştur.
32-CHP, yakın tarihimizde ise bir dönem İngiliz İşçi Partisi’nin Tony Blair önderliğinde uyguladığı “Liberal Sol” modeli uygulamak istemiş, ancak bu 2 model de tam olarak başarıya ulaşmamıştır.
33-Bunun nedeni CHP’nin “Sol”un evrensel değerleri ile Türkiye’nin kendisine özgü nesnel ve öznel şartlarını ve temel değerlerinin bir sentezini yapamamış olmasıdır.
Sol evrenseldir ancak her ülkenin kendi koşullarına göre uygulandığında başarıya ulaşabilir.
34-CHP, Türkiye’de tam anlamı ile Batı tipi bir sosyal Demokrasiyi uygulamak istemiştir.,
35-Oysa ki Batı’da Sosyal Demokrasi tarihi 1800’lü yılların ortalarına kadar uzanmaktadır. Yani Batı Sosyal Demokrasi’sinin köklü bir tarihi ve geleneği vardır.
36- Batı tipi Sosyal Demokrasilerin ana sac ayaklarından birisi, son derece güçlü olan sendikalardır. Oysaki Türkiye’de sendikal hareket özellikle 1980 sonrası sindirilmiş ve toplumsal etkinliği yok denilecek düzeye indirgenmiştir.
37-Batı tipi sosyal demokrasi en yalın hali ile “Emek sermaye çelişkisinin emek-sermaye ilişkisine dönüştürülmesi” olarak tanımlanmaktadır.
38-Sanayileşme ve kapitalistleşme sürecini tamamlamış Batı’da emek-sermaye uzlaşısı daha kolay sağlanmakta, gelir adaleti konusunda uçurumlar bulunmamaktadır.
39-Oysa ülkemizde gelir adaletsizliği had safhaya çıkmış, sınıflar arasında büyük bir eşitsizlik oluşmuş, ekonomik ve sosyal yarılmalar meydana gelmiştir.
40-Oysa ülkemizde gelir adaletsizliği had safhaya çıkmış, sınıflar arasında büyük bir eşitsizlik oluşmuş, ekonomik ve sosyal yarılmalar meydana gelmiştir.
41- Oysa ülkemizde gelir adaletsizliği had safhaya çıkmış, sınıflar arasında büyük bir eşitsizlik oluşmuş, ekonomik ve sosyal yarılmalar meydana gelmiştir.Öte yandan sanayileşme ve kapitalistleşme süreci de ülkemizde tamamlanamadığından büyük sermaye uzlaşıya yanaşmamaktadır
42-İşte böylesine bir tablo içerisindeki Türkiye’de Batı’dan bire bir ithal edilecek bir Sosyal Demokrasi modelini uygulayarak başarıya ulaşma şansı yoktur.
43- Bu nedenle Türkiye kendi özgün sol modelini de geliştirmek zorundadır.
44-Türkiye’de sol ve dolayısı ile onun en büyük temsilcisi CHP’nin başarılı olabilmesinin tek yolu ANTİEMPERYALİZM ve milli değerlerle solun evrensel değerleri arasında başarılı bir sentez yapılmasından geçer.
45-Bunun için Türkiye’nin 2 temel değeri çok önemlidir.
46-Bu 2 temel değerden birincisi din, ikincisi ise milliyetçiliktir…Bu temel değer yarılarını dışlayarak, onları yok sayarak yapacağınız her türlü siyasi organizasyon başarısızlığa mahkumdur.
47-Din konusunda; muhafazakar-sağcı camianın özellikle Soğuk Savaş döneminde CHP’yi Sovyetler Birliği yanlısı olarak gösererek “CHP=DİNSİZLİK” şeklinde özetlenebilecek olan ve o dönemde sıkça kullanılan “Ortanın Solu Moskova’nın Yolu” sloganında vücut bulan söylemi, +++
48-CHP’nin laiklik konusunu adeta bir fetiş haline getirerek dinden kendisini olabildiğince uzak tutması ile birleşince kamuoyunda bugün bile halen kırılamayan olumsuz bir imaj ortaya çıkmış, +++
49-Türk halkının büyük kısmının sola ve solun Türkiye’deki en büyük temsilcisi olan CHP’ye “DİNSİZ PARTİ” şeklinde bakması gerçekliği vuku bulmuştur.
50-%99’u Müslüman olan ve manevi hassasiyetleri yüksek bir ülkede yaşıyor ve bu ülke için siyaset üretiyorsanız “Ben solcu bir partiyim” diyerek din olgusunu yadsıma ve dışlama gibi bir şansınız olamaz. Böylesi bir uygulama reel politiğe de aykırıdır.
51-Burada en önemli nokta SOLUN, MİLLİYET, DİN, DİL, IRK, MEZHEP V.S ÜZERİNDEN DEĞİL SINIFSAL ÇELİŞKİLER ÜZERİNDEN KURGULANAN BİR SİYASİ İDEOLOJİ OLUŞUDUR.
52-BU TEMEL BAKIŞ AÇISI HALKA ÇOK İYİ ANLATILMALIDIR.
53-CHP için önemli olan bir vatandaşın dindar olup olmaması değil, o vatandaşın ezilen sınıflar safında olup olmadığıdır.
54-Bu nedenle ezilen, sömürülen, emekçi ama bunun yanı sıra dini bütün mütedeyyin vatandaşlarımız da, CHP’nin en az toplumun diğer ezilen katmanları kadar potansiyel hedef kitlesi durumundadır.
55-CHP, laiklikten asla taviz vermeden ancak inançlarına saygı göstererek bu vatandaşlarımızın inançlarını en özgür biçimde yaşamalarını ve” kamu çıkarları ile ters düşmediği sürece” inançlarının tüm gereklerini yerine getirmelerini taahhüt ederek, +++
56-+++bütün inançlı mütedeyyin ezilenlerin de haklarının savunucusu olacağını garanti eder.
57-Milliyetçilik konusunda da yine soğuk Savaş döneminden kalan bazı etkiler ve SOL’un “Enternasyonalizm” ilkesine yapılan atıflarla birlikte, sol üzerinde “Solcular milliyetçi olmaz” gibi yanlış bir izlenim yaratılmıştır.
58-Oysa ki, CHP’nin milliyetçilik noktasında da en ufak bir tereddüdü olamaz.CHP sadece milliyetçiliğin ırkçı boyutuna karşıdır.
59-CHP için milliyetçilik ırksal bir temele dayandırılamaz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her birey; Türk’ü,Kürt’ü Laz’ı, Çerkezi, Pomak’ı, Abazası ile +++
60-+++vatanları için çalıştıkları, vatanlarını emperyalizme karşı savundukları, vatan çıkarını gözettikleri sürece “vatanseverdir” , milliyetçidir.
61-CHP vatan menfaatlerini her şeyden üstün tutarak ve milliyetçiliği etnik kökenler arasında bir ayrışma unsuru olarak değil, ortak kadere inanma ve o kadere sahip çıkma bilinci olarak gördüğü içindir ki, CHP’nin milliyetçiliği tartışmaya açılamaz.
62-CHP, vatan menfaatlerini savunarak, ortak kader bilinci yaratarak ve ulus benliğini güçlendirerek milliyetçi tavrını açıkça ortaya koyarken, +++
63-+++ezilen milliyetçi emekçileri de parti saflarına dahil etmek için çalışır, ezilen milliyetçi emekçilerin haklarının da en güçlü savunucusu olur.
64- Çünkü CHP siyasetini din veya milliyetçilik üzerinden değil “ezilen-ezen” sınıflar arasındaki mücadeleye göre belirler ve bu bağlamda ezilen geniş halk yığınları içerisinde oldukları müddetçe+++
65-+++dini bütün vatandaşlarımız gibi milliyetçi emekçiler de CHP’nin potansiyel hedefi ve savunuculuğunu yapacağı sosyal katmanlardan birisidir.
66-CHP, solu bir sınıfsal çelişki üzerinden tanımlar.
67- Bu nedenle inançlı-mütedeyyin ve milliyetçi emekçiler ile CHP’nin hiçbir problemi olamaz. Aksine bu kesimler ezilen-sömürülen, yoksul ve yoksun halk kesimleri olduğu için CHP’nin “Doğal Müttefikidir”.
68-CHP, solun evrensel ilkeleri ile ülkesinin temel değerlerini sentezleyecek ve bu sentezi ANTİEMPERYALİZM İLE TAM BAĞIMSIZLIK eksenine oturtacaktır.
69-CHP, solun evrensel ilkeleri ile ülkesinin temel değerlerini sentezleyecek ve bu sentezi ANTİEMPERYALİZM İLE TAM BAĞIMSIZLIK eksenine oturtacaktır.
70-İşte, CHP’nin Batı’dan birebir kopya ederek değil, kendi ülke şartlarını solun evrensel değerleri ile birleştirmesi ile ortaya çıkan siyasal model ise “MİLLİ SOL” olarak tanımlanır.
71-YENİ KOŞULLAR YENİ CHP

a-YENİ KÜRESEL KONSEPT

Değişen Dünya şartları gerek küresel, gerek yerel açıdan çok değişik bir konjonktürü de beraberinde getirmiştir.
72-Dünya’da özellikle SSCB’nin dağılmasının ardından yaşanan kısa süreli bir bocalama evresinin ardından ABD’nin tüm uluslararası kurum ve kuruluşları da kendi emperyal hedefleri doğrultusunda kullanmaktan çekinmediği tek kutuplu bir Dünya düzeni hüküm sürmeye başlamıştır.
73-Ancak özellikle son 10 yıl içerisinde yaşanan gelişmeler Dünya’nın yeni bir sürece girdiğini açıkça ortaya koymaktadır.
74-Yaşanan bu yeni süreçte Avrupa Birliği de önemli bir siyasi aktör olarak ortaya çıkmakla beraber , birlik içerisinde Almanya-Fransa ikilisinin önderliğindeki grup ile İngiltere öncülüğündeki birliğe yeni üye olan küçük ülkelerin oluşturduğu grup arasında yaşanan uyumsuzluk, ++
75- -Ki İngiltere ile Almanya-Fransa bloğu arasındaki anlaşmazlık İngiltere'nin BREXIT kararı ile AB'den ayrılmaya karar vermesi ile neticelenmiştir-en önemlisi de birliğin askeri gücünün oluşturulamayışı +++
76-+++Avrupa Birliği’nin ABD karşısında tam olarak bir alternatif güç odağı haline gelmesini engellese de Avrupa Birliği’nin güçlü ekonomik yapısı ile yeni dönemin bir diğer emperyal güç odağı olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır.
77-Öte yandan S.S.C.B’nin yıkılmasının ardından kısa bir süre çalkantılı bir dönemden geçen Rusya daha sonra özellikle zengin yer altı kaynaklarının etkin bir biçimde kullanımı ile, +++
78-+++SSCB döneminden kalan nitelikli eleman, altyapı ve askeri güç potansiyelini birleştirerek yeniden ve güçlü bir biçimde Dünya siyaset sahnesinde yerini almıştır.
78-Yeni dönemde Çin ve Hindistan da ekonomik ve askeri alanlarda önemli atılımlar gerçekleştirmiş ve ciddi ilerleme kaydetmiş son olarak Rusya ile birlikte Şangay 5’lisi olarak da anılan örgütü kurarak +++
79-Kafkaslardan Hindistan’a dek uzanan geniş bir coğrafyada nüfuz alanı elde etmişlerdir.
80-Kafkaslardan Hindistan’a dek uzanan geniş bir coğrafyada nüfuz alanı elde etmişlerdir.
81- Latin Amerika’da ise sivrilen ülke ise Brezilya olmuştur.
82-Ortadoğu’da özellikle ABD ve İngiltere’nin emperyal hesapları son Irak işgalinin ardından iyice su yüzüne çıkarken, +++
83-Irak’ın işgali; 21.y.y’ın asıl çıkar savaşlarının merkezi olacak olan Orta Asya’daki enerji koridorunun kontrolünün sağlanması yolunda ABD-İngiltere ittifakının attığı ilk adımı oluşturmuştur.
84-Türkiye’de ise 1980 askeri darbesi ile birlikte solun önü kesilmiş, alt yapısı ve hukuki mevzuatı olmadan geçilen serbest piyasa ekonomisi ülkenin milli ekonomik dinamiklerini çökertmiş, +++
85-+++Ülke uzun yıllar siyasal istikrarsızlıklar ve terör sorunu ile yaşamaya mahkum edilmiş, tarikatların, cemaatlerin önü açılmış, giderek yoksullaşan, yoksullaştıkça muhafazakarlaşan, muhafazakarlaştıkça siyasal İslami akımlara meyleden bir toplum yapısı meydana getirilmiştir.
86- 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında Türkiye, siyasal tarihimizin en büyük “Toplum Mühendisliği” uygulamalarından birisinin laboratuarı olmuştur.
87-Yaratılan bu toplum bilinçli olarak ahlaki ve milli değerlerinden uzaklaştırılmış, TAM BAĞIMSIZ bir ülke olmanın gururunu yaşamak yerine, sürekli Batı’ya ve Batı değerlerine özenen bir yapıya büründürülmüştür.
88-Sistem bu süreçte kendi istediği kalıplarda insan üreten bir fabrikaya dönüştürülmüştür.
89-Kendi iç sorunları ile boğuşan, siyasal olarak istikrarsızlaştırılmış, milli şuur ve kimliğinden uzaklaştırılmış bir Türkiye tablosu emperyalistlerin istediği bir tablodur.
90-Çünkü emperyal devletlerin planlarında TAM BAĞIMSIZ, bölgesinde bağımsız kararlar alıp uygulayabilen, siyasi iktidarını kendilerinin belirleyemediği yahut etkileyemediği bir Türkiye’ye yer yoktur.
91- Üstte de belirtildiği gibi 21. y.y’ın çıkar savaşları Orta Asya üzerinde verilecektir.
92-ABD-İngiltere ittifakının Orta Asya’ya giden yolda güvenliği tam olarak sağlamak için İran üzerinde bir denetim kurmaya çalışacakları, +++
93-Öncelikle reformistler kanalı ile sistem değişikliğini deneyecekleri, bu yapılamasa nihai olarak İran’a askeri bir operasyon düzenleneceği anlaşılmaktadır.
94-İran Orta Asya’da yaşanan nüfuz savaşında kilit bir öneme sahiptir. Ve bu ülkede ciddi oranda Azeri Türkü yaşamaktadır.
95-ABD-İngiltere ittifakı özellikle askeri bir operasyon seçeneği gündeme geldiğinde NATO müttefikliğini bahane ederek Türkiye’den üs isteyecek ayrıca İran’daki Türk nüfusu Türkiye kanalı ile kendileri adına yönlendirmeye çalışacaktır.
96-Öte yandan Rusya-Çin-Hindistan ittifakı ise Türkiye’yi kendi yanlarına çekerek ABD-İngiltere ittifakını ve Avrupa Birliği’ni Doğu Avrupa’da durdurarak nüfuz alanlarını kaybetmek istememektedir.
97-Avrupa Birliği ise Orta Asya’daki çıkar çatışmasında Türkiye’yi kendi hesabına kullanabilmek için Avrupa Birliği üyelik koşulları adı altında pek çok siyasi istekte bulunmaktadır, bulunacaktır.
98-Görülmektedir ki, 21. y.y’ın çıkar savaşlarının yaşanacağı Orta Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan hayati öneme haiz bir jeopolitik ve jeostratejik öneme sahip Türkiye +++
99-+++bu bölge için güç savaşı verecek 3 emperyalist bloğun da emperyal istekleri doğrultusunda kullanılmak istenmektedir.
100-Türkiye’nin bu emperyal oyunlarda kendisini bir piyon olarak kullandırmasının bedeli çok ağır olacaktır
101-Bunun önüne geçebilecek tek şey ANTİEMPERYALİST, milli ve bağımsız ekonomiye sahip, ezilen emekçi halk kitleleri ile kucaklaşmış, “TAM BAĞIMSIZLIK” milli şuuru ile hareket eden gerçek anlamda sol bir siyasal yapının iktidara gelmesidir
102- İşte bu siyasal yapının adı CHP’dir.
103-b-TÜRKİYE’NİN YENİ KONJONKTÜRÜ VE CHP
Bundan 10 yıl önce emekçi, aydın, ezilen halk kitlelerinin iktidarını kurabilme hedefi Türk solu ve CHP için geçerli ve yeterli bir hedefken bugün Dünya ve Türkiye’nin yeni konjonktürel yapısında maalesef bu hedef yeterli olmamaktadır.
104-Bugün Türkiye; finans sisteminin yarıya yakını yabancıların eline geçmiş, Cumhuriyetin en önemli kazanımları olan Kamu İktisadi Teşekkülleri uluslararası sermayeye yok pahasına satmış, limanlarını özelleştirmiş ,+++
105- +++borsası hemen hemen tamamı ile yabancıların eline geçmiş, milli eğitimi tarikatların-cemaatlerin eline ve etkisine bırakılmış, dış politikada kişiliksizleştirilmiş ve maalesef “Yarı sömürge” bir ülke konumuna sokulmuştur.
106-İşte bu nedenle şu çok iyi kavranmalıdır:
Bugün Türkiye’de sol mücadelenin üzerine inşa edileceği perspektif artık değişmiştir.
107- 20 yıl önce sol mücadelenin temel perspektifini “emek-sermaye çelişkisi” oluştururken, bugün gelinen noktada bu perspektif “sömüren ülke- sömürülen ülke” çelişkisi” olarak karşımıza çıkmaktadır.
108-Doğaldır ki birinci önceliğimiz Atatürk’ün bize emanet ettiği TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZI yeniden kazanmaktır.
109-Bu nedenle yeni dönemde verilmesi gereken mücadele TAM BAĞIMSIZLIK ve ANTİEMPERYALİZM eksenine oturtulan bir emekçi mücadele olmalıdır.
110-İşte bu nedenle CHP, siyasi mücadelesini “sömüren ülke- sömürülen ülke çelişkisi” üzerinden kurgulayacaktır.
111-CHP’nin hedefi TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE’dir.
112-Bu hedefe gidilirken üstün değer emek, birlikte hareket edilecek temel unsur ezilen, emekçi yoksul halk kitleleri olacaktır.
113-CHP her şartta siyasal tavrını ermekten ve ezilenden yana koyacaktır..
114-CHP’nin yeni dönemde, emekçilerle omuz omuza vererek ulaşacağı TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE hedefine giderken temel tarihsel ilke olarak benimsediği 6 oku dışında kendisine rehber edineceği ana çizgiler şunlar olacaktır:
115-
1-ANTİEMPERYALİZM
2-EMEĞİN ÜSTÜNLÜĞÜ
3-EŞİTLİK
4-ÖZGÜRLÜK
5-TOPLUMCULUK
6-DAYANIŞMA
116- c- YENİ CHP’NİN YENİ KODLARI

1-ANTİEMPERYALİZM:
ünümüz dünyasında küresel güçlerin ve emperyalist devletlerin 1990’ların başından itibaren tüm Dünya’ya dayattıkları tek bir kavram vardır, o da “Globalizm”dir.
117- Emperyal devletler, yeni çağın bilgi toplumu olduğunu, bilginin bu kadar erişilebilir bir hal aldığı Dünya’da sınırların anlamsızlaştığını dayatmaktadırlar.
118- Yine emperyal devletlere göre 20. y.y’ın başında monarşik yapılanmalı devletler nasıl tasfiye edildiyse, 21. y.y’da da “ulus devletlerin” tasfiye edilmesi gerekmektedir.
119-Ulus devletler yerine Dünyada etnik, kültürel ve mezhepsel farklılıklar temelinde kurulacak küçük ve yapay devletlerin var olması emperyal devletlerin öncelikli hedefidir.
120- Çünkü parçalanmış ulus devletler içerisinden ortaya çıkarılmış küçük devletleri siyasi olarak ele geçirmek, ekonomisini yönlendirmek ve yer altı zenginliklerini sömürebilmek çok daha kolay olacaktır.
121-Emperyalist güçler Balkanlar’da etnik ayrımcılığı körükleyerek Yugoslavya’yı bölmüş, Tito’nun güçlü merkezi idaresi ile yönetilen Yugoslavya’dan Sırbistan, Bosna-Hersek,Makedonya ve Hırvatistan devletlerini ortaya çıkarmıştır.
122-Yine Avrupa Birliği emperyalizmi bir diğer hamlesi ile Rusya’nın desteği ve himayesi ile Büyük Sırbistan’ı kurma peşindeki Sırpları da,+++
123-+++ Sırbistan içerisinde Arnavut milliyetçiliğini ve onların askeri kanadı UÇK’yı destekleyerek Sırbistan’dan ayrılan bağımsız bir Kosova Devleti’nin kurulmasını sağlayarak bölmüş ve etkisiz hale getirmiştir.
124-Avrupa Birliği emperyalizmi böylece hem faşizan eğilimler gösteren yayılmacı Sırbistan’ı pasifize ederek Avrupa’da doğabilecek başka faşizan akımların önünü kesmiş+++
125-+++Ama daha da önemli ve stratejik olarak Sırbistan vasıtası ile Rusya’nın Balkanların ortasında bir egemenlik alanı kazanmasını engellemiştir.
126-Çekoslovakya’da da aynı senaryo devreye girmiş, Çekoslovakya Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak 2’ye bölünmüştür.
127- ABD-İngiltere ittifakı ise Irak’ı işgal ederek bu ülkenin işgal sonrasında fiili olarak 3’e bölünmesini sağlamıştır.
128-İşgal sonrası Irak’ta Kuzey’de Kürt bölgesi, Ortada Sünni bölgesi ve Güney’de Şii bölgesi olarak ırak 3 parçaya bölünmüştür.
Buradaki ayrıştırıcı unsur ise mezhep ve kültür farklılıkları olmuştur.
129-Kısaca “Böl-parçala-yönet” yöntemi ile Balkanlar ve Ortadoğu’yu ele geçiren emperyalist güçler için yıkılması gereken son “üniter” devlet yapısına sahip ülke Türkiye’dir.
130-Türkiye’deki üniter devlet yapısının yıkılması ile birlikte ABD-İngiltere ittifakının kontrolü altındaki Batı koridoru tamamlanmış olacak, +++
131-+++işgal altındaki Irak ve içeriden reformistler yardımı, olmazsa son çare olarak askeri bir operasyonla rejim değişikliğine uğratılmış ve kontrol altına alınmış İran’la birlikte Orta Aya’daki Rus nüfuzu tamamen kırılacaktır.
132-Bu nedenle Türkiye öncelikle ve tartışmasız olarak ANTİEMPERYALİST bir tavır geliştirmek durumundadır
133- Emperyalist devletlerin bu hesaplarını bozabilecek tek formül emekçi halk kitleleri öncülüğünde kurulacak ANTİEMPERYALİST sol bir iktidar olabilir.
134-CHP Türkiye’nin Emperyalist devletlerin hesaplarının odağına bulunduğu bilincinde olması ve bağımsızlığına kast edecek küresel sömürü düzenine başkaldırdığı için ANTİEMPERYALİST mücadeleyi birincil önceliği olarak görür.
135-Bugün gelinen noktada ”Yarı sömürgeleştirilmiş” bir hale sokulan ülkemizin, TAM BAĞIMSIZLIĞINI yeniden kazanması ancak ANTİEMPERYALİST bir mücadele ile mümkündür.
136- İşte bu ANTİEMPERYALİST mücadelenin öncüsü ve örgütleyicisi, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi yine CHP olacaktır.
137-2-EMEĞİN ÜSTÜNLÜĞÜ

CHP, siyasal mücadelesini “sömüren ülke-sömürülen ülke” çelişkisi temelinden sürdürürken, bu mücadelenin en önemli dinamiği hiç kuşkusuz ezilen, yoksul halk kesimleri olacaktır.
138-CHP siyasal felsefesi gereği sınıfsal çatışmalarda tavrını net biçimde ezilen halk kesimlerinden yana koyacağı içindir ki, emekleri ve alın terlerinden başka satacak hiç bir şeyleri olmayan emekçilerin sözcüsü, onların haklarının savunucusudur.
139-Üreten emekçiler ezilirken bir gurup azınlığın zenginlik içerisinde yüzerek, geniş halk yığınlarını sömürdüğü bir düzeni reddeden CHP, +++
140-+++emekçilerle, ezilenlerle omuz omuza kuracağı emek iktidarında EMEĞİ EN YÜCE DEĞER olarak kabul edeceğini ve üretenlerin yönettiği, sınıfsal olarak emekçilere öncelik verildiği bir düzen kurmayı taahhüt eder.
141-3-EŞİTLİK
Eşitlik dendiği zaman toplumdaki her bir bireyin her şart ve koşul altında “standart” olarak görülerek bir eşitlik tanımı içerisine sokulması yanlış bir anlayış tarzıdır
142- İnsanlar eğitimleri, yetenekleri ve pek çok çeşitli özellikleri ile süreç içerisinde toplumsal yerlerini belirler.
143-Ancak burada şu çok önemlidir:
İnsanların eşit olup olmadığını yahut hangi konum için hangi insanın uygun olduğunu anlamak için “FIRSAT EŞİTLİĞİ” olmazsa olmaz temel şarttır.
144- Devlet vatandaşları için fırsat eşitliğini sağlamak zorundadır.
145-Her vatandaş aynı fırsatlardan yararlanabilmeli, toplumsal statü yahut konumlar bu fırsatların ne denli iyi kullanılabildiğinin sonucu olarak kendiliğinden ortaya çıkmalıdır.
146- Fırsat eşitliğinin yaratılması devlet-toplum arasındaki güven duygusunu güçlendirirken, kamu vicdanının yaralanmaması işlevini de görür.
147- Bunun yanı sıra feodal bağlarını halen kıramamış, erkek egemen bir ülke olan Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinin toplumsal hayatın tüm alanlarında tamamı ile ve ivedilikle sağlanması gerekmektedir.
148-Hukuk kuralları önünde tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşit haklara sahip olması ise devletin vazgeçilmez bir ilkesidir ve bu ilkeden CHP emek iktidarında da en ufak taviz verilmeyecektir.
149-Ekonomi alanında da özel teşebbüs noktasında fırsat eşitliği ilkesi benimsenmeli, “eşit ile eşit ücret” politikası benimsenmelidir.
150-Toplumsal hakların hepsi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her bir birey için din, dil, ırk, mezhep ve sınıf ayırımı olmadan eşit olarak kullanılmalıdır.
151- CHP, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda var olan her türlü eşitsizliği reddeder ve eşitliği toplumsal politikalarının mihenk taşlarından biri olarak kabl eder.
152- 4-ÖZGÜRLÜK
Toplumsal yaşam içerisinde özgürlükler hayati öneme haizdir.Bir toplum ne kadar özgürse ilerleme ve çağdaşlaşma yolunda o derece başarılı olur…
153-Özgürlük temelinde bir siyasi organizasyon gerçekleştiremeyen devletler ya faşist ideolojilerin yıkıcılığına yahut dogmaların esiri olmuş gerici zihniyetlerin karanlığına yenik düşmeye mahkumdur.
154- CHP özgürlükler noktasında 3 temel özgürlüğün “olmazsa olmaz” sınıfında değerlendirilmesi gerektiğini savunur.

Bunlar; inanç, düşünce ve ifade özgürlüğüdür.

İnanç özgürlüğü tamamen birey ile kişinin manevi değerleri ve kutsalları arasında bir alandır.
155-İnanç özgürlüğü tamamen birey ile kişinin manevi değerleri ve kutsalları arasında bir alandır. Hiçbir birey inandığı yahut inanmadığı dinsel yada mezhepsel nedenler ile yargılanamaz.
156- İnanmak, inanmamak yahut neye inanacağın tayin etmek tamamen kişinin kendi tasarrufundadır ve bireyler inanç konusundaki kişisel tasarrufları nedeni ile sorgulanamaz
157-CHP bu çerçeve içerisinde bireyin inanç özgürlüğünün savunucusudur.
158-CHP;inanç özgürlükleri çerçevesinde inançlarının gereklerini yerine getirmek isteyenlerin, bu istekler kamu çıkarlarına aykırı olmadığı müddetçe inançlarının gereklerini özgürce yerine getirmelerinin de teminatıdır.
159-Her hangi bir bireyin düşüncesi yüzünden sorgulanması baskı görmesi hele de cezai müeyyideye maruz kalması CHP’nin kabul edemeyeceği bir durumdur.
160-İnsanlar istedikleri düşünceye sahip olabilirler ve olmalıdırlar.
CHP her türlü düşüncenin hiçbir baskı altında kalmadan ortaya konulabildiği bir Türkiye’yi hedefler.
161-Farklı düşüncelerin ayrılık noktaları değil Türkiye’nin entelektüel zenginliği olarak görülmesi gerektiğini savunan CHP, düşünce özgürlüğüne vurulan ketlerin, ülke geleceğine çekilen setler olduğu inancın taşır.
162- Bir ülkede insanlar ne denli düşünme şansına sahip olurlarsa olsunlar, düşüncelerini ifade edebilme özgürlüğünden yoksunlarsa o ülkedeki düşünsel özgürlük tam olarak var olmuş sayılmaz.
163-CHP, bu nedenle her türlü düşüncenin serbestçe ifade edilebilmesini savunur.
164- Ancak CHP ifade özgürlüğü adı altında devletin üniter yapısını hedef alan ve Türk milletini hakaret yolu ile aşağılayan fiillerin ısrarla “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmesini, +++
165-+++ifade özgürlüğünün suiistimali olarak niteler ve buna müsaade etmeyeceğini açıkça beyan eder.
166-CHP, bu üç temel özgürlük boşluğu ile birlikte Anayasa ile teminat altına alınan tüm temel özgürlüklerin de savunucusudur.
167- 5- TOPLUMCULUK

CHP, üretim ilişkilerinin küçük, oligarşik, sermaye ve bürokrasi elitinin yerine geniş halk kesimlerinin lehine yeniden düzenlendiği bir sistemi hedefler.
168-Yeni sistemde üretim araçların kullanımı ve üretilen artı değer toplumun geniş kesimlerinin refahı için ve adilane biçimde kullanılacaktır.
169-Üretim araçlarının kullanımı ve üretim ilişkilerinin yapılandırılması toplumsal refahı da beraberinde getirecektir.
170-Hayatın her alanında toplumun refah ve mutluluğunu hedefleyen CHP, yapacağı her eylemsellikte “TOPLUMSAL YARAR” olması prensibini de temel şartlardan birisi olarak öngörür.
171-Ezilen sınıfların, sömürülen kitlelerin hayatlarında bunun bir kader olmadığını savunan CHP sınıfsal farkların minimize edilmesi noktasında emekten yana izleyeceği politikalarla sosyal adaleti sağlamayı taahhüt eder.
172-5-DAYANIŞMA

CHP “DAYANIŞMA” kavramını 2 temelde ele alır.

1-Sosyal ve Kültürel Dayanışma
2-Sınıfsal Dayanışma
173-A-SOSYAL ve KÜLTÜREL DAYANIŞMA

Küresel güçlerin “mili devlet” olgusuna saldırırken kullandıkları en önemli yöntemlerden birisi de o ülkenin sosyal ve kültürel bağlarının önce zayıflatılması, +++
174-+++sonra yozlaştırılması ve son olarak bu bağların tamamen koparılarak milli şuuru yok edilen bir toplum yaratılmasıdır.
175-12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Türkiye’de bu sürece sokulmuştur.
176-12 Eylül sonrası iktidara yerleşen Özalist felsefe ile apolitikleştirilen, bireyciliğin ve maddeciliğin özendirildiği, Amerikan dizi ve filmleri ile kültürel yozlaşmanın sağlandığı,+++
177-+++unutturulan Türk tarihi ile özünden koparılmış ve Batı’ya öykünmeci bir Türk toplumu yaratılmıştır.
178-Bu nedenledir ki; maalesef bugün ülkemizde “Keşke İngiliz mandası altına girseydik” diyenler çoğalmakta, Avrupa Birliği hayali ile yanıp tutuşanlar bu gaye için her türlü tavizi vermeye hazır hale gelmekte, +++
179-+++Türk gençlerinin hayallerini yabancı ülkelerde “işçi” olarak çalışmak süslemekte, bu kültürel-sosyal çözülmenin sonucu olarak emperyalist güçlere kendisini teslim etmeye hazır bir toplumun alt yapısı kendiliğinden oluşmaktadır.
180-Ne yazık ki yaşanan sosyal-kültürel çözülme ile emperyalist devletlerin istediği böylesine bir altyapının oluşmasında ciddi bir mesafe katedilmiştir.
181-Bu çok ciddi bir tehlikedir.
CHP, siyasal olarak reel politikte Türkiye’nin “Yarı sömürge” bir ülke haline getirildiği gerçeğinden hareketle mücadelesini “sömürülen ülke” konumun üzerinden kurgulamakta,+++
182-+++bu noktada Türkiye’nin üzerindeki emperyalist baskıları kırabilmesinin en temel yollarından biri si de toplumda olumsuz etkileri her geçen gün biraz daha hissedilen sosyal-kültürel çözülmenin önüne acilen geçilmesidir.
183-İşte sosyal- kültürel dayanışmanın önemi burada ortaya çıkmaktadır…
Dayanışma Türk toplumunun son derece önemli ve kendisine özgü temel kültürel özelliklerinden birisi iken son yıllarda bu özelliği Türk toplumuna adeta unutturulmuştur.
184-1980 sonrasında özellikle bireycileştirilen toplum sadece kendisini düşünür, çevresi ve ülkesi ile ilgili hiçbir sorunu görmez, görse de sosyal bir dayanışma içerisine girmez hale gelmiştir.
185-CHP, politikalarının ana eksenini oluşturan “ANTİEMPERYALİZM” ve “TAM BAĞIMSIZLIK” ilkelerinin uygulanabilirliği için toplumun sosyal ve kültürel bağlarının yeniden kuvvetlendirilmesi gerekmektedir.
186-Sosyal ve kültürel dayanışma bu bakımdan hayati öneme haizdir. Dayanışma kültürünü yeniden diriltebilen bir Türkiye, sosyal ve kültürel çözülmenin önüne geçme noktasında çok önemli bir adım atmış olacaktır.
187-Sosyal ve kültürel dayanışma ile toplumsal patlamaların da önüne geçilebilecek ve yeni bir milli şuur yaratılabilecektir.
188-2-SINIFSAL DAYANIŞMA

CHP, siyasal mücadelesindeki temel perspektifini “sömüren ülke-sömürülen ülke” çelişkisi üzerinden kurgularken, hedefe giden yoldaki yanına alacağı en önemli dinamiğin “ezen-ezilen” çelişkisi tarifinde yerini bulan, +++
189-+++ezilen-sömürülen geniş halk katmanları olacağını savunur ve siyasal tavrını bu sınıfsal katmanlar lehinde ortaya koyar.
190-Bu bağlamda ezilen halk kitlelerinin işçi,memur,emekli,işsiz, öğrenci gibi pek çok kesimi arasındaki dayanışmayı sağlamak ve bu konuda faaliyet göstermek CHP için en önemli görevlerden birisidir
191-Bu ezilen halk katmanları arsında sağlanacak dayanışma ortak bir sınıf bilinci yaratacak, ortaya çıkacak bu ortak sınıf bilinci emekçi-ezilen-aydın kitleleri CHP önderliğinde iktidara taşıyacaktır.
192-Yıllardır toplumun ezilen katmanlarının medya eli ile “işçi sınıfı”, “memur sınıfı”, “ öğrenci sınıfı” şeklinde kategorize edilmesi aslında büyük sermayenin bir tuzağından başka bir şey değildir.
193-Böylelikle ezilen halk katmanları bölünerek etkisizleştirilmiş, ortak bir sınıf bilinci ve ortak bir sınıfsal söylem geliştirememişlerdir.

CHP, toplumsal sınıf katmanlarını “ezenler” ve “ezilenler” olarak net biçimde 2’ye ayırır.
194-İşçi, memur,öğrenci,işsiz, emekli; tüm ezilenlerin geliştirecekleri sınıfsal dayanışma ve bunun sonucunda oluşacak doğal bir “ortak sınıf bilinci” ezilen-emekçi halk katmanlarını CHP öncülüğünde iktidara taşıyacak ve +++
195-+++ANTİEMPERYALİST, TAM BAĞIMSIZ bir Türkiye’nin 2.kez kurulmasının temel dinamiğini oluşturacaktır.
196-Evet sevgili dostlar ALTERNATİF CHP PROGRAMI ve MİLLİ SOL MODEL flood serimizin ilk bölümünün sonuna geldik... Bu bir flood değil bir siyasal program alternatifidir ve yazımı 19.05.2009 tarihinde tamamlanmıştır...
197-ALTERNATİF CHP PAROGRAMI ve MİLLİ SOL MODEL'i flood serisi ile sizler ile buluşturmaya devam edeceğiz...
198-İşte "Şucu,bucu,ben daha iyi yönetirim" sığ söylemlerinin dışında ortaya koyduğumuz ideolojik temelli alternatif program ve ilkeleri paylaşmaya başladık...
199-Ekonomiden,dış politikaya,milli eğitimden,sağlığa,tarımdan, hayvancılığa ger alandaki ALTERNATİF SÖYLEMİMİZİ bu programda yazdık ve sizler ile de paylaşacağız...
200-ALTERNATİF CHP PROGRAMI VE MİLLİ SOL MODEL'i biz yazacağız siz takibe devam edin ve unutmayın:DİYARBAKIR'DA,MAMAKLARDA,METRİSLERLERDE BEDENİZİMİZİ ESİR ALDILAR,HAYALLERİMİZİN ÜZERİNDEN TANK PALETLERİ GEÇTİ BELKİ AMA... İNANCIMIZI VE UMUDUMUZU HİÇ BİR ZAMAN ALAMADILAR...
201-İŞTE O NEDENLEDİR Kİ GÜNEŞ BİZİM ÜZERİMİZE DOĞACAK,KIRILACAK BU PRANGALAR VE MOTORLARI MAVİLİKLERE SÜRECEĞİZ...
Savredip okuyan tüm dostlara selam olsun...
Missing some Tweet in this thread?
You can try to force a refresh.

Like this thread? Get email updates or save it to PDF!

Subscribe to Celal Eren Çelik
Profile picture

Get real-time email alerts when new unrolls are available from this author!

This content may be removed anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member and get exclusive features!

Premium member ($3.00/month or $30.00/year)

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!