Türk Dünyası Ortak ALFABE için ilk toplantısını yaptı.

Türkiye adına toplantıya katılan Prof. Dr. Yüksel Özgen "Latin alfabesine geçiş sürecine" özel bir vurgu yapılması gerektiğine değinmiş ve Çağdaş dünya ile (Sanırım sömürgeci Batılıları kastediyor-AHÇ) ortak hareket etmek, çağdaş muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak Atatürk’ün önemli ve öncelikli meselesi olmuştur” demiş.

Yani diğer Türki Cumhuriyetleri de LATİN alfabesine geçip BATILI sömürgecilerin nüfuz ve kültür alanına davet etmiş.

Kazakistan, Kırgızistan, Azerbeycan'da kalkıp

Martın 30'unda Amerika'da BM Genel Merkezinde düzenlenen toplantıda Dış işleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu:

"Tek insanlık tek dünya' yaklaşımını benimsersek, bu karmaşık sorunların üstesinden gelebiliriz" demiş.

Aynı toplantıda BM Genel Sekreteri Guterres: "Sıfır atık konusunda Türkiye ve Emine Erdoğan'ın liderliğini takdir ediyorum" demiş ve Emine Hanımın Sıfır Atık Danışma Kurul Başkanlığına getirileceğini açıklamış.

Kafam Karıştı:
-Tayyip Bey parmakları ile Rabıta işareti yapıp "Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet"

2008 krizi ve Korona virüs süreciyle birlikte piyasa düzeninin, onun iktidar ilişkilerinin yol açtığı gelir ve servet dağılımındaki eşitsizlikler, artan yoksulluklar sürdürülemez bir hal aldı; siyasi direniş, ayaklanma ve en nihayet popülist tepkiler yaygınlaştı... Getirilen çözümler, siyasetler ciddi adaletsizliklere yol açtı ve büyük şirketlerin ÇIKARLARINI gözeten liberal politikaların fayda vermediğini fark eden pek çok ülke kendi tarihi tecrübelerine dönmeyi tercih etme kararı aldı...

Kişi tercihlerinin bazen kendisine ait olduğunu, çoğunlukla başka etkenlerin dayatması olduğunu fark etse de isyan sarmalına kapılabilir.

Zira onun tercihlerinin kaynağının neresi olduğunu fark etmiş olması yeterli değildir. Bir üst aşamaya geçmesi gerekir. BU ise kişinin kendisi ile olan ilişkisini varoluşsal mükellefiyet (hayatta kalma gayesi-AHÇ) düzeyinden metafizik şehadet (Hakk'a şahitlik eden, Hakk'ın şahitlik ettiği-AHÇ) seviyesine çıkarmakla olur.

Abdurrahman TAHA, Dinin Ruhu, s:792

DSÖ grup Eş başkanı, "Bireysel Özgürlükleri Kısıtlayabilecek Eylemlere ÖNCELİK verilmesi" çağrısında bulundu.

Eş Başkan Assiri özetle: "Yeni pandemileri önleyebilmek için bireysel özgülüklerin çok daha hızlı ve ETKİLİ kısıtlanması gerekiyor. Bunun için gerekli yasaların çıkarılmasına öncelik verilmelidir... Şu an elimizde yeteri kadar etkili GÜÇ yok" demiş.

DSÖ'nün istediği yetkiler DEVLETLERİN ve devlet üzerinden HALKLARIn kontrolü olarak değerlendirildiği için ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya ve

Gösteriler, bir tür emniyet valfi vazifesi görerek, devlet denen yapıya ve onun bütün unsurlarına ve onların bireysel yetiler üzerindeki etkilerine karşı bastırılmış kızgınlığın periyodik olarak serbest bırakılmasına izin verir. Böylece katılımcılar yenilenen bir dayanıklılık enerjisi ile can sıkıcı rutinlerin, uyuşturan eylemlerin döngüsüne geri dönebilirler.
Bu gösteriler, protestolar, karnavallar muhalefet yapıyormuş gibi yapan diğer tezahürler kamusal sağlık hizmetlerinin sosyolojik versiyonudur.

Artık gösteri ve protestoların siyasi açıdan etkisi kalmamıştır.

Protestolar geçmişte beraberliğin, onurlu bir hayatı talep etmenin, VAR olduğunu ifade etmenin ve değişimin potansiyel silahı iken, günümüzde tüketim ekonomisinin çarklarının başlıca yağlayıcısı haline gelmiştir. Zygmund Bauman, Akışkan Kötülük, s:90

Geçmişte yani Tanrı'nın hala yaşadığı, Ahlakın önemli bir unsur olduğu, insanların ŞEREFLERİ için yaşadıkları dönemde protestolar toplumların uğradıkları HAKsızlıklara karşı çıktıkları, sistemi değişime zorladıkları ve

Kişi kendi zatı ile olan ilişkisinde de ilahi öğretiyi referans alamıyorsa ahlaki zeminini koruması mümkün değildir.

Ahlaki zeminin süreklilik arz etmesi, kişinin fiillerinde tercihini yaparken zatının sınırlarını idrak edip, arızi duygularını disiplin altına alması ile olur. Zira kişi, yaptığı tercihlerin sonuçlarını kestirebilecek tecrübe ve hikmetten yoksundur.

Belki de maslahatına uygun bir tercih yaptığını düşünürken, gerçekte kendisine yıkım getirecek fasit bir tercihin peşinde koşmakta, Gücünün yetmeyeceği bir belayı başına sarmakta,

Bu konuyu bir daha irdeleyelim:

“Sözüm Var, Hiçbir Kadını Bir Erkeğe Muhtaç Etmeyeceğim”

Hemen hemen her siyasinin dilinden duyulabilecek bir cümleyi duymuştuk seçimin son günlerinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan:
“Sözüm var, hiç bir kadını bir erkeğe muhtaç etmeyeceğim ”. Bir slogan olarak özellikle hanımefendiler adına çok sempatik duran bu kelimeyi müsaadenizle biraz irdelemek istiyorum. Zira bazı kelimelerin, zihnimize düştükleri anda giyindikleri mana ile onları var eden ortamda yüklendikleri mana aynı şeyi ihtiva etmeyebiliyor.

Sorgulamayı bırakmış olmamız ,şikayet etmeyi bıraktığımız anlamına gelmiyor.

Çok azımız "zamanımızın ruhu" diye bir saptama yapabileceğimiz merhamet eksikliğinden, duyarsızlıktan, etrafımızdaki insaniliğin dışına çıkan yabancılaşmadan ve kayıtsızlıktan kaçabiliyor. Halbuki, tarihin hiç bir döneminde görülmemiş derecede etkili olan sosyal medya sayesinde, duyulabilir hale gelen şikayetleri kaydetmeye kalksak sonsuz derecede ihtiyacımız ve derdimiz olduğu ortaya çıkardı.

Zygmund Bauman, Akışkan Kötülük, s:89

İlahi sözleşme paradigmasını benimsemiş kişi tarafından makbul görülmeyen insanın kendi zatına yönelik ilgi duyma eğilimi, açık bir şirkmiş gibi durmasa da aslında su katılmamış bir şirktir.

Gerçekte insanın kendi zatına olan ilgisi, insanı, arayışında olduğu özgürlükten mahrum eden bir tür gizli ve üstü örtülü şirkten ibarettir.
Abdurrahman Taha, Dinin Ruhu s:790
Şeytan, Hz Adem'e "ilelebed yaşamak ister misin" diyerek kandırmıştı. Ölümsüzlük isteği (yani TANRI olma isteği) kişinin kendisini ÖNEMLİ hissetmesinden kaynaklı haramlardan bir haramdı

İlahi sözleşme paradigmasını benimsemiş kişi tarafından makbul görülmeyen insanın kendi zatına yönelik ilgi duyma eğilimi, açık bir şirkmiş gibi durmasa da aslında su katılmamış bir şirktir.

Gerçekte insanın kendi zatına olan ilgisi, insanı, arayışında olduğu özgürlükten mahrum eden bir tür gizli ve üstü örtülü şirkten ibarettir.
Abdurrahman Taha, Dinin Ruhu s:790
Şeytan, Hz Adem'e "ilelebed yaşamak ister misin" diyerek kandırmıştı. İlelebed yaşama isteği, (aslında TANRI olma isteği) kişinin kendisini ÖNEMLİ

Küresel Devrim

Süt için İNEĞE gerek kalmadı.İsrail'liler YAPAY SÜT üretmenin yolunu bulduklarını söylemişler.

İsrail Devlet Başkanı olan Netanyahu yapay et de üreten yapay süt üreticisi Rehovot şirketini ziyaretinde “Bugün balıksız üretilen balığı, ineksiz üretilen eti yedik. Bu küresel bir devrimdir” demiş.
Temmuz ayı raporuna göre İsrail, alternatif proteinler alanında çalışan 100’den fazla şirkete ev sahipliği yapıyor. Buna ek olarak rapor, İsrail’in bitki bazlı proteinlere yatırımda dünya LİDERİ olduğunu

Hükümdar, eylemlerinde yalnızca ulusal çıkarlara göre hareket ederken, EŞİ ve BENZERİ OLMAYAN bir şekilde, "Devletin mantığının" nelerden oluştuğunu, ne yapmamızı emrettiğine, nasıl ilerlememiz gerektiğine, düşmanların kimler olduğuna (dolayısı ile kimin yoldan çekilmesi gerektiğine) karar veren GÜÇTÜR. (Bu yetkiye sahip TEK varlıktır.)

Bu egemen gücün egemenliği, Tanrı'nın ki gibi, her şeye GÜCÜ YETER olma ayrıcalığının ortaya çıkmasıdır.
Gerek TANRI, gerekse DEVLET, tebaya yani HİÇ kimseye, eylemlerinin sebebini açıklamak zorunda değildir.

Toplumsal Yapıyı Tahrip Timi İş Başında

Anayasa mahkemesi karar açıklamış:
"... Bu bağlamda eşlere içlerinden birinin soyadını veya bunun dışında bir adı ortak soyadı olarak belirleme imkânının tanınması ya da ortak soyadının eşlerin evlenmeden önceki soyadlarının birleşimden oluşacağının öngörülmesi de mümkündür..."
Yani kadının kocasının soyadını alması EŞİTLİK'e aykırıdır.
Doğrudur.

Lakin bu yolla bir nesep düzenlemesi yapabiliyorduk. Hiç değilse ERKEK çocuk üzerinden KADIN ya da ADAM torununa kendi soy ismini verebiliyordu.

KADEM'in kıymetli başkanı Saliha Okur Hanım Efendi, "Hz Peygamber döneminde kadınlar özgürce camiye gidiyorlardı. Sonra KUR'an'dan sünnetten kopuk tipler onları camilerden uzaklaştırdı vs." demiş

Kur'an ve sünneti bilmenize ve onlara gösterdiğiniz dikkat ve hürmete çok sevindik. Ancak aklıma takıldı Saliha Hanım; aile ile ilgili KADEM olarak sizin de hararetle savunduğunuz düzenlemeleri Kur'an ve Sünnetten hangi ahkama dayandırıyorsunuz.

Mesela;
- 18 yaş altındaki kızlarla evlenen erkekleri hapse atmanızın delili nedir?

Laik Arapların, "din üzerinden siyaset yapan Araplardan" bilgi, düşünce ve diğer konularda üstün olduklarını kabul etmek zorundayız.

Fakat bu durum dindar siyasetçinin yapamadığı yaratıcılığı, laik siyasetçinin gerçekleştirebildiği anlamına gelmiyor. Tam tersine laik siyasetçiler de doğrudan moderniteden ya da modernitenin temsilcilerinden transfer ettikleri kazanımları taklit etmeye çalışmaktadırlar.
Dindar siyasetçilerin "kendi kültür ve kökenine" bağlı olduklarını iddia etmelerinden dolayı burun kıvırdıkları Batıyı taklid

Kıbrıs'ın İsrail'leşmesine müsaade edilir mi?

"Yabancılara taşınmaz mal satışına ilişkin yasanın meclisten çıkmaması için elimden ne gelirse yapacağım"

Diyen KKTC milletvekili Yasemin Öztürk.

Yasemin Hanımın KKTC topraklarındaki mülklerin yabancılara satışını sınırlayan ve uzun süreli kiralamalar için bile 25 Milyon Euro bankaya para yatırılmasını şart koşan yasa önerisi geri çekilmiş.
Kıbrıs'ta, dünyaca ünlü, Yahudilere ait bir emlak şirketi ve yöneticisinin adadan bol miktarda gayrı menkul aldığı ve bunları İsrail, Rus, Ukrayna ve Avrupalı

Sayın Başkanım;

"Kiralara yüksek zam yapanlara hesabını soracağız" demişsiniz.

Benim bildiğim kadarı ile sağlıklı bir ekonomide ortalama ev kiraları asgari ücretin 3'te 1'i civarında olmalıymış. (Yani Türkiye'de 2-3 Bin lira bandında). Şu an benim yaşadığım ilçede (Alanya) ortalama 2+1 evlere 10-15 bin lira, 3+1 evlere 15-20 Bin lira isteniyor. (Yani asgari ücretin 1,5 ila 3 katı kadar)

Sizin için bir kiranın fahiş kira olması için kiraların asgari ücrete oranının ne olması lazım?

Dünya Milyarderler listesi yayınlandı
Türkiye'den 26 isim DOLAR milyarderleri arasına girmiş.

1. Sıra Antep'li Merinos halılarının sahibi İbrahim Erdemoğlu
2. Sıra Ülker'in sahibi Murat Ülker
3. Sıra yine Merinos Halılarının diğer ortağı Ali Erdemoğlu
4. Sıra KOÇ'lar 5. Sıra Koçlar
6. Sıra Koçlar
11. Sıra Chobani Süzme Yoğurt'un sahibi Hamdi Ulukaya
12. Sıra Eczacıbaşı Holdingin sahibi Bülent Eczacıbaşı
15. Sıra Türkücü ve Divan Müziğin sahibi Mustafa Küçük

Hani devlete BORC veren tefeciler?

İngiltere'de TV kanalı EĞİTİM programı.

Programda 14-16 yaşındaki öğrencilerin karşısına farklı yetişkinler çıplak çıkarılmış.

Programın amacı, gençlere farklı insan tiplerini göstererek, onlara karşı ayrımcılığı ve kendilerindeki güvensizlik duygusunu giderme olarak duyurulmuş Daha önce ifade etmiştik, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve onun üzerine oturduğu Quer Teori; haya, edep, ar, namus, şeref, utanma, mahrem gibi değerlerin yapı bozuma uğratılması (yok edilmesi) gerektiğini düşünür ve onlara saldırır.

Sanırım Tv kanalında da yapılmakta olan bu.