How to get URL link on X (Twitter) App
Trablusgarp savaşı başladığında Osmanlı'nın bölgeye gidecek hali yoktur. Bir avuç subay, kendilerinden 10 kat fazla kuvvete karşı savaşmak üzere karayoluyla ve gizlice bölgeye koşmaya karar verirler.BinbaşıMustafa Kemal de çocukluk arkadaşlarıNuri veFuat'la birlikte yola koyulur.


Asurlular zamanında ise sedir tomruğu ve reçinesi, savaş ganimeti ve haraçlara konu edilmiştir.
https://twitter.com/didemyvzylmz/status/1994805540132696067
Papaz ısrar eder, Haham razı olur, ama bir koşulu vardır: "Soracagım soruya doğru yanıt verebilirsen, ogretirim"...
Turan ovalarının Boz Kurt türüydü, ve bu hasletler onu eyleme geçirdi. Anzakları durdurmak için.
Bana baktı—ben, yabancı, iri yarı, dövmeleriyle korkutucu duran bir motorcuya—ve sordu: Gitmeden önce babası gibi davranmamı isteyip istemediğimi.
Konser, tiyatro vb etkinlikleri hiç kaçırmazdı. Kenter Tiyatrosu'ndaki oyunları izlemek için sezonluk koltuk alırdı.
Dar geliyordu bende ki o büyük umutlara o koca metropol
TÜRKÇEYİ NEREDE ÖĞRENDİĞİNİ SORDUĞUMDA ANA DİLİM DİYOR…
Dayım 1915 doğumluydu. Anneannemin ifadesi ile Seferberlik ilan edildiğinde 40 günlük imiş. Babası muhacerette Rus işgalinden kaçarlarken Giresun'da bir gece bombardımanında şoktan ölmüş.
https://twitter.com/Saka_larr/status/1993850647033368983

İSVİÇRE'NİN NEDEN İŞGAL EDİLEMİYECEĞİNİN 
1-Buraya kadar sorun yok!


1-Hollanda'da bu iş nasıl oluyor?
Cem Sökmen'in yüksek lisans tezi olarak hazırladığı "Eski İstanbul Kahvehaneleri" (Ötüken Yayınları) kitabı ise Beyoğlu, Şehzadebaşı, Beyazıt, Babıali arasında hizmet veren ama zamanla unutulan pek çok kahvehaneden bahsediyor.
Benim planım;
Yazıcıoğlu, ''çok iyi olur.
https://twitter.com/didemyvzylmz/status/1993782669620961542


Bulgar Tarihçi Ezber Bozuyor:TÜRK ASILLIYIZ !
Top atışı on sekiz saattir durmaksızın sürüyordu.
Osmanlı Devleti bunun üzerine 2. Ordu adı altında Doğu’da görev yapmak üzere, Batı’dan gelen kuvvetlerce oluşturulacak bir ordu kurmaya başlar. Bu ordunun komutanı Ahmet İzzet (Furgaç) Paşa’dır.
Bir de baktım, Yavrunun Çayhanesi adını taşıyan, içine ancak üç dört masa sığabilecek küçücük bir yer. Gençliğimde bile sayısı azalan, artık tümüyle yok olan gerçek bir çayhaneydi bu. Kahve, gazoz filan değil, ancak çay içebilirdiniz orada. Çayı da çok güzeldi.
Atatürk vaktiyle şarktaki bir ordunun kurmay subayı iken benim kayınpederim Kurmay Subay Kolağası Merhum Hüsamettin Bey’le arkadaşmışlar. Bu münasebetle ara sıra bizim eve gelip Hüsamettin Bey’in validesinin elini öper, birlikte çay çerdik, kendisi ile o zaman tanışmıştık.
Denizciliği iyi bildiği için gidip Samsun'a yerleşmiş. O zamanlar Samsun'da liman yok. Büyük gemiler açıkta demirliyor ve insanlar, gemiden karaya mavnalarla naklediliyor. Babam da teknesiyle gemilerden yolcu ve eşya taşıyarak ekmeğini kazanıyor, nafakasını çıkarıyormuş.