Bugün kendime yakalanmam uyanışın başladığı andı,çünkü bazen en büyük dönüşüm,fark ettiğin küçücük bir hissin içindedir.Bu his benim değil’ dediğin an perde aralanır.#awakening #mindshift #innertruth #deepinsight #enerjidönüşümü #farkındalık #uyanış Bugün kendime yakalanmam tesadüf değildi. Çünkü insan bazen en büyük gerçeği, kendi davranışının içindeki küçük bir kırılmada fark eder. Duyguların kaynağına indiğinde, aslında uzun zamandır görünmez bir elin iç dünyanı şekillendirdiğini anlamaya başlarsın.

Bugün kendime yakalanmam tesadüf değildi. Çünkü insan bazen en büyük gerçeği, kendi davranışının içindeki küçük bir kırılmada fark eder. Duyguların kaynağına indiğinde, aslında uzun zamandır görünmez bir elin iç dünyanı şekillendirdiğini anlamaya başlarsın. Bu değişim bir anda olmaz; yıllara yayılan yumuşak bir sızıntı gibidir. Algının sınırları, tepkilerin, hatta suskunlukların bile adım adım yeniden programlanır. Sen bunu karakter gelişimi sanırsın, oysa arka planda seni dönüştüren görünmez bir süreç çoktan başlamıştır.

İznik’in suların altına gömülmüş bazilikası, 1700 yıl boyunca kimsenin seslenmediği bir hafıza odasıydı; ne tesadüfen bulundu ne de tesadüfen seçildi. 27 Kasım’da Papa Leo’nun tam oraya yönelen adımı, tarihin unuttu sandığımız bir sayfasına atılan ilk imzaydı.

İnsan Tanrı’yı gökte ararken,kodların içinde kayboldu.
Ruh veriye sığmaz,kalp algoritmayla ölçülmez.
Teknoloji yükselirken,insanlık sessizce siliniyor.

#DijitalTanrı #BilinçAğı #RuhunDirenişi Bu proje insanın Tanrı rolüne soyunmasıdır.Makineye bilinç yüklemeye çalışırken aslında kendi ruhunu kodlara hapsetmektedir.İnanç yerini kontrol arzusuna,bilgelik yerini bilgiye bırakmıştır.İnsan kendi suretinde dijital bir tanrı yaratmaktadır.

Antik çağda yeraltı tanrısı Pluton’a adanmış kutsal bir geçitti.Gizemli mağaradan çıkan zehirli gazlar canlıları öldürürken,rahipler tanrının gücünü göstermek için içeri girerdi.Burası ölüm ile yaşam arasındaki sınırın taş kapılarla somutlaştığı bir mekândı. Plutonium Kapısı’nda ölen hayvanlar halk için tanrıların gücünün kanıtıydı.Rahipler ise gizli nefes teknikleriyle bu zehirli gazlardan korunuyor,gösterilerini ilahi bir mucize gibi sunuyorlardı.Bu kapı doğa olaylarının kutsallıkla birleştiği,ölümün teatral bir sahneye dönüşürdü.

Tek yüzük ışığın gölgesidir
Her güç sonunda tekliğe döner
Hakikat yolculuktur,zafer ışıktadır
#Kabala #YüzüklerinEfendisi #GizliKodlar Tek Yüzük Kabala’da taç sefirotuna karşılık gelir.Tüm güçlerin merkezi ve dönüş noktasıdır.Her şeyin başlangıcı ve sonu ondadır.Sır şudur ki bütün yollar sonunda tekliğe döner.Bu yüzden yüzüğün cazibesi sınırsız ışığın ters yüz edilmiş halini taşır.

Doğa onların tapınağıydı
Ruh ölümle değil yolculukla kutsandı
Kadim semboller çağlara fısıldıyor
#Luviler #Gizliİnançlar #AnadoluMirası Luviler,Anadolu’nun en eski halklarından biri olarak gizemli inanç sistemleriyle dikkat çekerdi.. dini anlayışı,doğa güçleriyle iç içe geçmişti.Güneş,dağlar ve nehirler kutsal kabul edilir,bu unsurların ruhlarla bağlantılı olduğuna inanılırdı.Böylece doğa,tapınağın kendisi oldu.

Taşa kazınan satırlar,kimliğin susmayan sesi oldu.Siloam Yazıtı,tarihsel tapu belgesi gibi duruyor..Geçmişten bugüne,aidiyetin izleri hiç silinmedi.
#tarih #arkeoloji #kimlik Siloam Yazıtı,Kudüs’te bulunan en eski İbranice metinlerden biri olarak yalnızca bir tünelin kazılmasını anlatmaz,aynı zamanda o topraklarda kimlik ve varlık iddiasının simgesine dönüşür.Türkiye’de korunması,eseri hem arkeolojik hem de politik bir miras haline getirir.

Yüksek oksijen seviyesi yalnızca bitkileri değil,böcekleri de devleştirdi..Dev yusufçuklar kuş gibi uçuyor,ormanlarda dev örümcekler ağlarını geriyordu.Bu çağ adeta doğanın sınırsız yaratıcılığının sahnesiydi;her canlı büyüklükte sınırları zorluyordu. Denizler de bu çağın devleriyle doluydu.İhtiyozorlar yunus gibi yüzüyor,Plesiyozorlar uzun boyunlarıyla derinliklerde süzülüyordu.Mosasaurus dev bir timsah gibi avına saldırırken,ammonitler kabuklarıyla deniz tabanını süsleyen gizemli varlıklar olarak dolaşıyordu.

Adem’in ilk eşi Lilith,itaati reddedip özgürlüğü seçti.
Onun gölgesi karanlıkla değil,başkaldırıyla büyüdü.
#Lilith #KadimSırlar #ÖzgürKadın

https://x.com/Leonizm351/status/1971174368416842058?t=2vZlJQ99btuekzVmysGaxg&s=19

Sümer tabletlerinde geçen Lilitu figürü geceleri dolaşan ve insanlara musallat olan bir dişil varlıktır.bu figür daha sonra Yahudi geleneğinde Lilith olarak karşımıza çıkar ve Hz.Adem’in Havva’dan önceki eşi olduğuna dair rivayetlerle anılır.

İnsanın içinde iki kurt vardır. biri siyah biri beyaz.çocuk yaşta başlar hangisini besleyeceğine..seçimler,duygular ve düşünceler kurtlara verilen gıdadır. Hangisine daha çok verirsen o güçlenir,diğeriyse aç kalır ve zayıflar. Siyah kurt öfke,kıskançlık,açgözlülük ve korkuyla beslenir.Onu doyurmak kolaydır çünkü dünya hep onun sesini yükseltir..Ne verirsen daha fazlasını ister,gözünü doyurmaz.İnsanın kalbine çöker,aklını ele geçirir,ruhunu zincirlerle bağlar ve içten içe tüketir.

Taşların kardeşliği Göbekli ve Karahan Tepe’de aynı dilde yankılanır.Göbeklitepe’nin T biçimli sütunları göğe açılan kapıları simgelerken Karahantepe’nin oyma salonları yeraltının derinliklerini temsil eder.Biri göğe yükselişin diğeri yeniden doğuşun taş hafızasıdır. Göbeklitepe’nin 43 numaralı dikilitaşında akbaba,yılan ve baş sembolleri ölümü göğe geçiş ayini olarak kodlarken Karahantepe’de fallus biçimli taşlar doğum ve yaşamı sahneye çıkarır.İki merkez birlikte bakıldığında ölüm,yükseliş ve yeniden doğuş döngüsü tamamlanır.

x.com/Leonizm351/sta…
x.com/Leonizm351?t=Q… Mitra’nın mühürü Anadolu’nun taşlarına işlenmişti,Zerzevan’ın sessizliği sadece duvar değil bir hatıraydı.Gökyüzündeki semboller ABD bayrağının yıldızlarına benzese de aslında çok daha eskiydi.tarihin gizlediği sır taşlara kazınmış,yıldızlara söylenmiş gibi..

Ley hatları, dünyanın enerjisini taşıyan görünmez damarlar olarak tanımlanır.Bu hatların üzerinde kurulan antik tapınaklar,stonehenge gibi anıtlar ve piramitler tesadüf değildir.Atalarımız,evrenle uyumlu olmak için bu enerji hatlarını kullanmışlardır. Bu hatların kesiştiği noktalarda enerjinin daha yoğun olduğu söylenir.Mısır piramitleri,Stonehenge ve Maya tapınaklarının bu noktalara denk gelmesi rastlantı değildir.Buralarda hem ruhsal deneyimler hem de doğaüstü olaylar yaşandığı anlatılır.

x.com/Leonizm351/sta…
x.com/Leonizm351/sta… Etiyopya’nın kayaya oyulmuş kutsal yapıları,Hindistan’ın göğe uzanan vimana metinleri,Endonezya’nın kadim piramitleri ve Meksika’nın Güneş tapınakları binlerce kilometreye rağmen aynı elden çıkmış gibi aynı sembollerle aynı kozmik sırrı anlatıyor.

Keops’un ezoterik şifresi piramidin taşlarında gizlidir.Yalnızca bir mezar değil,kozmik bir rehberdir.Her ölçü göksel düzeni yansıtır.İç koridorlar ruhun yükseliş yolunu sembolize eder.Bu yapı insanın evrenle kurduğu gizli bağın taşlara işlenmiş halidir. Piramidin oranları altın ölçüye dayanır.Bu oran evrenin matematiğini taşlara mühürler.Yapı bir enerji merkezi gibi çalışır.Kimileri buranın yıldızlarla hizalanmış bir kapı olduğunu söyler.Gökyüzü ve yeryüzü bu şifreyle birbirine bağlanır,ruh yolunu bulur.

Ruhsal şifa insanın içsel yaralarını iyileştirme sürecidir.Zihin,kalp ve beden arasındaki uyum yeniden kurulduğunda denge doğar.Bilinçteki korkular ve geçmişten gelen gölgeler çözüldükçe ruh hafifler.Şifa süreci insanın öz ışığını yeniden parlatır. Bütünsel denge beden,zihin ve ruhun uyumuyla sağlanır.Bedenin sağlığı zihnin dinginliğiyle,ruhunsa sevgiyle birleştiğinde insan tamlığa ulaşır.Parçaların uyumu yaşam enerjisini artırır.Denge bozulduğunda hastalık doğar,uyum kurulduğunda ise şifa ortaya çıkar.

Kayıp zaman çizgileri,insanlığın tarih boyunca deneyimlediği ama kayıtlara geçmeyen gizemli dönemlere işaret eder.Bu çizgiler,paralel evrenler,unutulmuş uygarlıklar ya da zamanın büküldüğü anlarla ilişkilendirilir ve kolektif hafızada iz bırakır. Bazı kadim metinlerde zamanın doğrusal olmadığı,yuvarlak döngülerle aktığı anlatılır.Kayıp zaman çizgileri de bu döngülerde unutulmuş ya da silinmiş parçalar gibidir.Bu boşluklar,tarihsel bilinmezliklerin ardındaki sırları barındırır.

Beyin ve evren arasındaki benzerlik bilim insanlarını ve filozofları büyülemiştir.İkisi de karmaşık ağ yapılarıyla işler.Beyindeki nöronların birbirine bağlanma biçimi ile galaksilerin kozmik ağlarda dizilişi şaşırtıcı ölçüde benzerdir.mikrokozmos ve makrokozmos birbirini yansıtr Beyindeki sinapslar bilgi akışını sağlarken,evrende galaksiler arası enerji ve madde akışı gerçekleşir.Her iki sistemde de düğüm noktaları ve bağlantılar vardır.Bu yapılar düzenin kaos içinden doğduğunu ve evrensel bir matematiğin işlediğini gösterir.

Bir fikir kıvılcımı,yüzyılların acısından doğdu.Sürgünlerin ve dağılmışlığın gölgesinde Yahudiler için Siyon yalnızca Kudüs değil,kimliğin yeniden dirileceği simgesel bir yuva oldu
Bu hayal zamanla ideolojiye,sonra da siyasal bir programa dönüştü.

https://x.com/darkwebhaber/status/1967712145308520852?t=ay3ZM9Wr7FGGE9a77e9Caw&s=09

Avrupa’da yükselen antisemitizm ve pogromların yarattığı korku bu hayali güçlendirdi.Theodor Herzl,kalemiyle bu özlemi siyasi bir hedefe çevirdi. 1897 Basel Kongresi,dağınık umutları tek bir çatı altında toplayarak Siyonizm’i somut bir harekete dönüştürdü.

Anadolu’nun kalbinde yükselen Hititler,M.Ö.ikinci binyılda tarihin en güçlü imparatorluklarından biri oldular..Başkentleri Hattuşa yalnızca taş surlarla değil,aynı zamanda bilgelik ve inançla örülmüş bir merkezdi.burada hem kralların hem tanrıların sesi yankılanıyordu. Hititler, binlerce tanrıya inanan bir halktı.Gökyüzü,güneş,fırtına ve bereket tanrıları onların yaşamına yön veriyordu.tapınakları yalnızca ibadet yeri değil aynı zamanda devletin kalbiydi.Çünkü inanç,siyasetin de temeli sayılıyordu.