Milli Mücadele - Köyünde Hiç Erkek Kalmayan Askerin Dilekçesi

Biz Türk Milli Mücadelesinin ne zor ve hatta imkansıza yakın şartlarda gerçekleştiğini hatırlamak ve hatırlatmak zorundayız. Ki böylece bir yüzyıl önce Türk milletinin tek başına neler yapabildiğinin tekrar idrakine varalım...

2 Ağustos 1922 tarihli Müdafaa-i Milliye Vekaleti (Milli Savunma Bakanlığı) antetli olan bu belge Tefenni kazasının Kuşdili köyünden Hüseyin Çavuş’un arzuhaline verilen cevabı içeriyor. 37 yaşında ve on yıldır asker olan Hüseyin Çavuş daha önce yazdığı arzuhalde köyündeki bütün erkeklerin silah altına alınmasından dolayı köyde hiç erkek kalmadığından bahsederek terhis olarak köyüne gitmeyi talep etmiş.+ Bakanlık ise yaşı ilerlemiş ve on yıldır silah altında olarak muhtemelen Yemen’de, Balkanlarda, Cihan Harbinde ve İstiklal Harbinde savaşmış Hüseyin Çavuş’un terhis talebini kabul etmeyerek sadece kısa bir süreliğine köyüne gitmesi için izin veriyor. Anlıyoruz ki Büyük Taarruza 24 gün gibi bir süre kaldığı için bir askere bile ihtiyaç vardı.+

Rüşvet Yiyen, Yalancı Şahit Kullanan Kadı Kara Bela Mehmed Efendi (1707)

Çankırı mutasarrıfı Hüseyin’e ve Çerkeş kadısına gönderilen bu hüküm Çerkeş’te kara bela olarak nam salmış olan Kara Mehmed adındaki bir kadı efendinin yaptığı suçları ve zulümleri anlatıyor.+ Kara bela namını almayı hak edecek fenalıklara artık dayanamayacaklarından olsa gerek kasabadaki tımar ve zeamet sahibi kişiler ve askerler durumu İstanbul’a belli ki mutasarrıf aracılığıyla bildirmişler. Bunun üzerine gönderilen hüküm kara bela namındaki kadının neler yaptığını+

Mustafa Kemal Paşa’nın Acil Telgrafı / Hamid Bey’in Samsun’a Mutasarrıf Olarak Atanması Talebi

Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaşmasından sonra Samsun Mutasarrıfı Ethem Bey yerine bölgenin haiz olduğu önem dolayısıyla yeni bir mutasarrıf talebinde bulunuyor.+ 20 Mayıs 1919 tarihli bu telgrafına göre bölgenin mülki görevlerinin geçici süreyle Kolordu Kumandanı Refet Bey’e verilmesinin bazı sakıncaları barındırdığı üzerinde durmuş. Sakıncadan kasıt nezaketli bir dönemde olması nedeni ile ehil bir mutasarrıfın bölgede bulunmamasının+

Bundan tam 195 sene önce 15 Haziran 1826 günü Osmanlı ordusunun mühim unsuru olan yeniçeri ocağı yine isyana kalkışmış ancak bu kez isyana hazırlıklı olan Sultan II. Mahmud ve ona tabi askerler, devlet erkanı, ulema ve ahali tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştı.+ Üç gün boyunca sürecek olan yeniçeri avı 6000’i aşkın yeniçeri askerinin idamıyla, Aksaray’da bulunan kışlalarının tamamen imhasıyla sonuçlanacaktı. Bunun yanı sıra askeri sistem ve devlet sistemi büyük değişikliklere uğrayacaktı.