-kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir- /
Bilgi ve iletişim: kelimekoken@gmail.com
Jun 18, 2023 • 10 tweets • 4 min read
Söylenişleri benzer olsa da dilimizde anlamları farklı üç "misket" kelimesi vardır. Bunlardan ilki çocukluğumuzda oynadığımız, bilye olarak da bildiğimiz renkli cam güllecikleri ifade eden "misket"tir.
Bilyeyi ifade eden misket kelimesinin, ok atmaya mahsus bir silahın kısa okunu ifade etmek için kullanılan İtalyanca "moschetto" kelimesinden geldiği düşünülmektedir. Moschetto kelimesi kökte İtalyanca mosca "sinek" kelimesine dayanır.
Feb 16, 2022 • 5 tweets • 1 min read
"Konuşurken el ve baş hareketleri yapanlar sadece Avrupalılardır. ... Bir Frank birçok söz söylemek için çırpınıp dururken, bedenini hırpalarken bir Türk bir an nargilesini ağzından çıkarır, yarım ağızla iki sözcük söyler ve onu bir vecize ile ezer geçer."
Jean-Jacques Rousseau
Rousseau, Türkçeyi Kuzey dillerinden biri olarak tasnif eder. Fransızca, Almanca ve İngilizce de bahsi geçen Kuzey dillerindendir. Ona göre Kuzey dilleri konuşmaktan çok yazmaya uygundur. Bu dilleri dinlerken değil okurken daha büyük bir haz duyulur.
Jun 12, 2021 • 7 tweets • 1 min read
Farsça sâye kelimesi "gölge" anlamına gelmektedir. Kelime mecazen "bir kişinin himayesi" anlamında da kullanılır. Sâye salmak yani "gölge yapmak, gölgelendirmek" deyimi de bu anlamda çok hoştur.
"Bîhûde değil bu gönlüm almak
Gelmek başım üzre sâye salmak"
Fuzûlî
Farsça sâye "gölge" kelimesiyle oluşturulmuş bazı bileşikler:
Bazı yiyeceklerin/yiyecek malzemelerinin kök anlamları:
Çorba: tuzlu aş/su
Lahmacun: etli hamur
Mantı: bohça (?)
Kebap: kızartma
Pide: yassı ekmek
Pilav: pirinç, pirinç kasesi, küme (?)
Salata: tuzlu, tuzlanmış.
Makarna: yuvarlak erişte
Milföy: bin yaprak
Mercimek: göz bebeği
Bazı yiyeceklerin/yiyecek malzemelerinin kök anlamları(1):
Köfte: dövülmüş, çiğnenmiş
Kadayıf: hav, kırpıntı
Sütlaç: sütlü aş
Keşkül: dilenci kasesi
Bazlama: hamur yumağı
Büryan: kızarmış et
Cacık: yemeklik yabani ot
Turşu: tuzlu / ekşi
Midye: kas, fare
Şöbiyet: çok yeme, doyma
Jun 10, 2021 • 5 tweets • 2 min read
Marşmelovdan bahsettik "cips"ten de bahsedelim.
Patates cipsiyle ilgili bilinen en eski yazılı tarif İngiliz gözlükçü ve aşçı William Kitchiner’a aittir. Bay Kitchiner, 1817 yılında yazdığı The Cook’s Oracle kitabının 1822 yılındaki baskısında patates cipsinden bahseder.
Tarife göre ince ince doğranıp kurutulan patatesler, bitkisel ve hayvansal yağ karışımında kızartılır. Burada yağın "taze" olması oldukça önemli bir detaydır. Bu sayede patateslerin kararması engellenir. Kızartılan patatesler tüm bu işlemlerin sonunda iyice süzdürülür.
Jun 10, 2021 • 5 tweets • 2 min read
Amerikan filmlerinde oldukça klişe bir sahne vardır. Ateşin başında toplanan bir grup, dal parçalarının ucuna beyaz bir yiyecek takıp pişirirler. Küçükken "peynir" sandığım "marşmelov" adlı şekerleme aslında bir ilaç olarak ortaya çıkmıştır.
Yumuşak şeker veya puf şeker olarak da tanımlanabilecek olan marşmelov "bataklık ebegümeci" anlamına gelir ve malum bitkiden elde edilir. Biz bu bitkiyi "hatmi" olarak da adlandırırız.
Mar 16, 2021 • 13 tweets • 2 min read
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(1):
-İtriyum: İsveç'in Ytterby kasabasından.
-Kadmiyum: Fenikeli prens Kadmos'un adından.
-Toryum: İskandinav mitolojisinde tanrı Thor’un adından.
-Küriyum: Marie Curie'nin adından.
-Lutetyum: Paris'in eski adı Lutetia'dan.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(2):
-Niyobyum: Tantalus’un kızı Niobe’den.
-Paladyum: Pallas adlı asteorit. Ayrıca mitolojik bir unvan.
-Helyum: Güneş tanrısı Helios’un adından.
-Magnezyum: Magnesia bölgesinden.(bkz: Manisa)
-İndiyum: Hindistan adından.
Sep 16, 2020 • 4 tweets • 1 min read
Türkçe ve Farsça kaynaklar ışığında "Türkçeden Farsçaya Geçen Kelimeler" başlıklı bir liste hazırladım. Listede bazı kelimelerin Farsçaya geçerken nasıl bir anlam değişimi yaşadığını da görebilirsiniz. 🇹🇷🇮🇷
Bazı kelimelerde ihtilaflar söz konusudur. Çift, kaz, çoban gibi kelimeler Türkçe ve Farsça kaynaklarda (?) olarak görülmüştür. Örneğin "kaz" bazı kaynaklarda "Eski Türkçe" gösterilirken bazı kaynaklarda "Farsça" kökenli verilmiştir. Bu her iki tarafta da muğlaktır.
Sep 13, 2020 • 4 tweets • 1 min read
Hadi en şaşırdığınız etimolojik bilgiyi yazın da biraz neşelenelim. :)
Benim en şaşırdığım "algoritma"ydı. Büyük matematikçi Ebû Ca'fer Muhammed bin Mûsâ el-Hârizmî'nin geliştirdiği yöntem onun adıyla dünya dillerine yerleşmiş.
Ama en duygusal etimolojik bilgi bence "yankı" anlamındaki "eko" idi. Neler neler gelmişti güzel perinin başına...
Jun 17, 2020 • 17 tweets • 3 min read
Sizlerle uzun soluklu bir zincire başlayalım. Konumuz:
"Arapçadan İngilizceye Geçen Kelimeler ve Türkçedeki Yansımaları"
Bu başlık altında günde en az iki kelime paylaşıp kökenlerini, hikâyelerini, ilgili kelimelerin Türkçedeki kullanımlarını inceleyeceğim.
İlk kelimemiz "Cebir - Algebra":
Özellikle büyüklerimizden duyduğumuz “cebir” kelimesi Türkçeye Arapça cebr “kırık kemiğin kaynaması, sentez, matematikte cebir, güç, zor, kuvvet, üstünlük” kelimesinden geçmiştir.
Jun 6, 2020 • 8 tweets • 1 min read
Hafta kelimesi Farsça heft "yedi" kelimesine dayanmaktadır. Sümerlerden bu yana birçok kültür haftayı yedi gün olarak taksim etmiştir. Çoğunlukla gökteki yedi felek -bilinen beş gezegen, Güneş ve Ay- adlarıyla taksim edilen haftanın günleriyle ilgili mini bir zincir yapalım.
Pazar: Önceleri haftanın ilk günü ve dinlenme günü olan "pazar" dilimize Farsça'dan geçen bir kelimedir. Pazar, Fransızca dimanche "Tanrı'nın günü", İngilizcede sunday "güneş günü" olarak ele alınmıştır.
Apr 12, 2020 • 9 tweets • 1 min read
Etimolojiyle bağlantılı hüzünlü bir mitolojik hikaye anlatalım:
Irmak tanrı Maiandros'un oğlu Kalamos, Zephyros'un oğlu Karpos'a tutkunmuş. İki genç bir gün gezintiye çıktıklarında nehirde yüzmeye karar vermişler.
Soyunup suya giren iki genç şakalaşıyor, gönüllerince eğleniyorlarmış. En nihayetinde yarışa tutuşmaya karar vermişler. Derken yüzme yarışı başlamış, Kalamos arkadaşını geçmeye başlamış. Karpos ona yetişmeye çalışmış ve akıntıya kapılmış.
Aug 14, 2019 • 4 tweets • 1 min read
Dente'nin "Cehennem"inde "kaina" adında bir bölüm bulunmaktadır. Akrabalarına ihanet edenlerin cezalandırıldığı yer olarak tasavvur edilen kaina, adını kardeşi Habil'i öldüren "Kain (Kabil)"den alır.
Dante'nin "Cehennem"inde beni en çok etkileyen bölüm intihar etmiş insanların böğürtlen ağacına çevrilmiş ruhlarından bahsedilen bölümdü. Daima inleyen bu ağaçların dallarından biri kırıldığında kan gibi mor bir sıvı akar ve ağaca çevrilen ruh durmadan feryat eder.
Jun 28, 2019 • 16 tweets • 6 min read
Hadi gece zinciri yapalım. Uzun zaman önce hazırladığım bir konu üzerine konuşacağız. Konumuz "Lât, Menât, Uzzâ ve Hübel" yani bir diğer deyişle İslam öncesi Arap tanrıları. Başlıyoruz...
Konumuz kendi döneminde "Allah'ın Kızları" olarak tanınan "Lât, Menât ve Uzzâ" üçlüsünden Lât ile başlayacak. İslam öncesi Arap toplumunun taptığı ikincil tanrılardan olan "Lât" kısmet, bereket ve kader tanrıçası olarak bilinir.