Fitne Bükücü
Laik Türkiye Cumhuriyeti için Milli Güvenlik tehditi oluşturan Fesligiller Familyasının iftiralarına cevaplar...
3 subscribers
Dec 5 • 43 tweets • 62 min read
Fitne Bükme Serisi
Yeni Bölüm: Burak Turna’nın "Lozan ve Sevr Aynı" Fitnesi
Burak Turna fitne peşinde!
Metal Fırtına gibi spekülatif kurgularla ünlü bir arkadaşımız kendisi. İşin ehli, ama fantastik senaryoda!
Hatırlarsınız, Metal Fırtına’da Anıtkabir’i ABD’ye bombalatıp yerle bir ettirmişti. Bilinçaltında "Anıtkabir’i yıkma" hayali mi vardı, nedir, patlayıverdi herhalde. Üstelik bu işi de ABD’ye yaptırmış.
Şimdi aynı kafayla tarih kitabı yazdı.
Neymiş? Sevr geçersizmiş, Lozan onun kopyasıymış, hatta Sevr o kadar da kötü değilmiş! Daha da ileri gidip Lozan’da yapılan değişikliklerin Türkiye’nin zararına olduğunu söylüyor.
Yani hem “aynı” diyor, hem “zarar verdi” diyor.
Mantık? Kayıp. Hayal gücüyle tarih yazmaya kalkarsan böyle çelişir işte!
Adam öyle iddialarda bulunuyor ki resmen “Milli Direniş olmasa da Sevr uygulansaydı, aynı sınırlara sahip olacaktık” demeye getiriyor. Hee tabii! İngiliz, Fransız, Yunan zaten oturmuş Anadolu’yu bize altın tepsiyle sunmayı bekliyordu, değil mi? Şaka gibi gerçekten. Sevr’de İzmir’i Yunan’a bırakıyorlar, Kürdistan’ı ve Ermenistan’ı parçalıyorlar, Anadolu’yu lime lime ediyorlar, ama Burak Turna bunları “tehlike” bile saymıyor. Neymiş? Sevr’in uygulamalarıymış! Lozan’da bu sınırları Kuvayi Milliye değil, Sevr belirlemişmiş.
Yahu Allah aşkına, bu nasıl bir kafa? Kuvayi Milliye sahada savaş vermemiş olsa, Anadolu’nun halinin ne olacağını görmek için tarih okumaya bile gerek yok! Sevr, bu ülkeyi tarihten silmeye geliyordu; Lozan ise bağımsızlıkla tarihi yeniden yazdı. Nokta!
Amaç belli arkadaşlar: Cumhuriyet’e çamur at, bağımsızlık mücadelesini küçümse, Lozan’ı gölgede bırak. Ama tarih böyle yazılmaz! Lozan, Metal Fırtına’nın aksiyon dolu fantezilerine benzemez; Lozan sahada alınmış bir zaferdir, teslimiyet değil.
Burak Turna’nın bu kurgu kafasıyla fitne yayma çabası tarihin gerçeği karşısında darmadağın olur. Anıtkabir’i bombalattığı o bilinçaltı fitnesi gibi, Lozan’a çamur atma çabası da burada bükülüp tarihin çöplüğüne atılacak. Nokta!
Burak Turna'nın sosyal medyada saçtığı fitnelere tek tek bakalım:
Fitne 1: Sosyal Medyada Dolaşan Sevr Haritası Sahteymiş..! Sevr Sözleşmesindeki ekli harita günümüz sınırlarına daha yakınmış..!
Fitne 2: Vahdettin Sevr’i İmzalamamış..! O yüzden Sevr geçersizmiş..! Onun imzası yokmuş..! Bu nedenle Sevr geçersizmiş ve Osmanlı Devleti üzerinde bağlayıcı bir hüküm taşımıyormuş..!
Fitne 3: Vahdettin ve Meclis Sevr’i onaylamamış..! Bu nedenle Sevr geçersizmiş ve Osmanlı Devleti üzerinde bağlayıcı bir hüküm taşımıyormuş..! Vahdettin ve Meclis Sevr Antlaşması’nı onaylamamış..! Bu nedenle Sevr geçersizmiş ve Osmanlı Devleti üzerinde bağlayıcı bir hüküm taşımıyormuş..!
Fitne 4: Vahdettin Sevr’de Muhatap Alınmamış..! Sevr Antlaşması’nda diğer devletlerin liderlerinin isim ve unvanları yer alırken, Vahdettin’in adı ve unvanının geçmiyormuş..! Bu durum, Osmanlı sultanının ve Vahdettin’in antlaşmada muhatap alınmadığı anlamına geliyormuş..! Bu yüzden Sevr Antlaşması'nın hukuken bağlayıcılığı yokmuş..!
Fitne 5: Sevr ve Lozan’ın maddelerinin birebir aynıymış..!
Fitne 8: Lozan’da Batı Trakya'nın Türkiye verilmesi Versay ve Sevr’in bir uygulaması sonucuymuş..! Bulgaristan'ın Ege denizine ulaşması için Meriç'in uluslararası nehir statüsüne ulaşması gerekitormuş..! Bu yüzden Meriç nehri sınır yapılmış..!
Fitne 9: Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin savaşla alınmamış..! Lozan’daki Türkiye-Suriye sınırı ve 1921 Ankara Antlaşması, Sevr’in bir uygulamasıymış..! Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin savaşarak alınmamış..! 1921 Ankara Antlaşması ile Sevr’in 361. maddesi arasında benzerlikler varmış..! ransızların Kilikya’dan çekilmesi, aslında bir savaş sonucu değilmiş; Fransa, Sevr’den doğan haklarını düzenlemek için çekilmiş..!
Fitne 10: Lozan’daki Ermenistan sınırı Sevr’in bir uygulamasıymış..! 1921 Moskova ve Kars Antlaşmaları Sevr'in uygulanması sonucu imzalanmış..! Lozan'daki Ermenistan Sınırı Sevr'in 88. ve 92. Maddelerinin Uygulamasıymış..! 1921 Moskova ve Kars Antlaşmaları Sevr'in uygulanması sonucu imzalanmış..!
Fitne 11: Gökçeada ve Bozcaada'nın hatta Tavşan Adası'nın Türkiye'ye Bırakılması Sevr'in bir uygulamasıymış..! Doğu Trakya Türkiye'ye bırakılınca Boğazlar'a yakın olan 5 adanın 2'si Türkiye'ye özerk olarak bırakılarak Boğaz geçişinin sağlıklı olması sağlanmış..! bu 2 adanın konumuna bakıldığında Yunanistan'da kalması durumunda Boğaz çıkışını tıkadığı görülüyormuş.. . Bu iki ada tamamen Boğaz trafiği düzenlemesi ile ilgiliymiş..!
Fitne 12: Sevr'de Kapitülasyonların kaldırılması kararı alınmış ve Lozan'da uygulanmış..! Kapitülasyonlar Osmanlı devletinin silahı ve güç unsuruymuş..! En başından beri bu strateji kullanılmış; Bu nedenle Sevr'de kaldırılması kararı alınmış ve Lozan'da uygulanmış..! Zaten Ankara Antlaşmasında Fransızlara bütün imtiyazlar verilmiş..!
Fitne 13: Sevr/Versay/Lozan birbirlerinin kopyasıymış..! Versay Antlaşması’nın 434. maddesi, Sevr Antlaşması’nın 133. maddesi ve Lozan Antlaşması’nın 25. maddesi birebir aynıymış..! Bunun gibi toplamda 100'den fazla benzer madde varmış.
Fitne 14: Sevr’e göre İzmir, Türk toprağıymış..! Yunanistan yalnızca idareciymiş..! İzmir'in Türklere bırakılması Sevr'in 143. maddesinin uygulamasıymış..! Parası ve bayrağıyla tamamen Osmanlı'ymış..!. Yunanistan'a 5 sene sonra halk isterse devrolma hakkı veriyormuş ama Sevr 143 gereği mübadele yapılınca bu imkan sona ermiş..!
Fitne 15: Lozan’da Kürdistan'dan bahsedilmemesi Sevr Uygulamasıymış..! Sevr'deki Kürdistan maddesi, koşullu bir proje olarak sunulmuş..! Kürtler bir yıl içinde bağımsızlık talebinde bulunur ve bu talep kabul edilirse gerekli çalışmalar yapılacakmış..! Ancak Kürtler bağımsızlık istemediği için bu madde rafa kaldırılmış..! Kürdistan konusu, Lozan’dan yıllar önce Sevr'in emri doğrultusunda karara bağlanmış..! Dolayısıyla Kürdistan'ın kurulmaması Sevri'in bir uygulamasıymış..!
Mustafa Kemal Atatürk aslında Türk değilmiş, Selanikli Safarad Yahudisi ve/veya Yahudi Dönmesi (Sabetaist) imiş..! Sabetay Sevi'nin soyundan geliyormuş..! Kripto Yahudiymiş..!
Din bezirganları, bu fitneye en çok sahip çıkan kişilerdir ve sosyal medyada sıkça paylaşırlar. Bu hesaplara baktığınızda, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı olduklarını ve Osmanlı’yı övdüklerini görürsünüz. Asıl amaçları ise "Türkiye Cumhuriyeti'ni bir Türk kurmadı, Yahudi kurdu" diyerek rejimi değiştirmek ve Cumhuriyet’i yıkıp, saltanatı ve halifeliği geri getirmektir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk olduğu, Selanik’te doğmuş olsa da kökeninin Türk olduğu, ailesinin ve kökeninin tarihi belgelerle kanıtlanmıştır. Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde bir asker olarak yetişmiş ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini başarıyla yönlendirmiştir. Sosyal medyada bu tür teorileri paylaşanlar genellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerini, laikliğini ve modernleşmesini hedef almayı amaçlarlar.
Atatürk'ün annesi ve babasının kökeni, köyü ve ailesi bellidir; o köyde hâlâ Yörükler yaşamaktadır. Atatürk’ü karalamaya çalışanlar, bu tür fitnelerle onun Türk milletinin gözündeki değerini sarsacaklarını düşünüyorlar. Ancak, Atatürk'ün Türk olup olmaması, ya da hangi kökenden geldiği önemli değildir. Önemli olan, Türk milleti için yaptığı fedakarlıklardır. O, Türk milletinin özgürlüğü ve yükselmesi için hayatını ortaya koymuş, savaşmış ve ülkesine büyük hizmetlerde bulunmuştur.
Atatürk'ün büyük devlet adamlığından dolayı Arnavutlar, Bulgarlar, Yunanlılar, Makedonlar, Sırplar, Yahudiler -hatta Masonlar bile- Atatürk'e sahip çıkmak için birbirleri ile yarışıyorlar. Dünyada 60 küsür ülkede heykelleri var, adına cadde ve meydanlar var. Bir tek içimizdeki kripto etnik artıklar değerini anlamadı. Kökeni üzerinden fitne saçarak itibarını yok edeceklerini düşünüyorlar.
Eğer Atatürk Yahudi olsaydı, bu durumun resmi belgelerle, örneğin ketuba kayıtlarıyla kanıtlanması gerekirdi. Her cemaatin kendi kayıtları ve belgeleri bulunur, ancak ilginç bir şekilde bugüne kadar böyle bir belge ortaya konamamıştır. Bu tür iddialar, gerçekleri çarpıtmak ve halk arasında fitne yaratmak amacıyla ileri sürülmektedir.
Atatürk, kendi ağzından "ben Yahudiyim" demediği için, özellikle samimi bir Müslümanın bu tür dedikodulardan uzak durması gerektiği açıktır. İslam dinine göre, bir kişi ömrünü ateist, Yahudi, Hristiyan ya da putperest olarak geçirmiş olsa da, son nefesinde tövbe edip Kelime-i Şehadet getirirse, Müslümanlığı kabul edilebilir. Çünkü din, Allah ile kul arasındaki bir meseledir. Bu durumda, bir Müslümanın başka bir insanın dini konusunda sorgulama yapması veya tartışmaya açması, Allah'a şirk koşma anlamına gelebilir. Bu nedenle, inanç meselesi Allah’a aittir ve kimse başka birinin dini konusunda yargılama yapma hakkına sahip değildir.
Ayrıca, Yahudilik bir ırk dini olarak kabul edilir ve Yahudi hukukuna göre soy, anneden geçer. Bu geleneksel kural, bir kişinin Yahudi sayılabilmesi için annesinin Yahudi olması gerektiğini belirtir. Atatürk’e Yahudi iftirası atanlar, dolaylı olarak Zübeyde Hanım’a da Yahudi iftirası atmış olurlar. Oysa Zübeyde Hanım, hayatını tamamen dindar bir Müslüman olarak geçirmiştir. Mümin birine kafir iftirası atmak, Allah’a şirk koşmak anlamına gelir ve büyük bir günah işlemek demektir. İnsanların inançlarına saygı göstermek, dinin özüne uygun bir davranış olmalı, asılsız suçlamalardan kaçınılmalıdır.
Atatürk’e Yahudi imasında bulunan din bezirganları, saltanatı ve halifeliği geri getirip, Osmanoğlu soyundan birini başa getirmeyi planlıyorlar. Ancak bu kişiler, Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihindeki önemli bir gerçeği göz ardı ediyorlar: Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Polonya kökenli bir Yahudi’ydi. Dolayısıyla, Kanuni Sultan Süleyman ve onun soyundan gelenler, yani günümüzdeki Osmanoğulları soyundan olanlar, Yahudilik inancına göre aslında birer Yahudi sayılabilirler. Atatürk’e Yahudi yaftası yaparak rejim değiştirmeyi hedefleyenler, farkında olmadan bir başka Yahudi’yi başa getirmek istediklerinin bilincinde değiller. Dolayısıyla, bu durum çelişkili ve tutarsız bir yaklaşımı ortaya koyuyor.
Ayrıca Atatürk yahudilik inancına eleştirel bakan bir insandır. Kendi gözetimi altında hazırlanan ve bazı bölümlerini bizzat Atatürk'ün kaleme aldığı "Türk Tarihinin Ana Hatları" kitabında Yahudilik ve Tevrat eleştirisi yapılmıştır. (Kaynak: Türk Tarihinin Ana Hatları, Tük Tarih Matbaası, 1930, s. 2.)
Atatürk'ün direktifi ile liseler için hazırlanan "Tarih IV" kitabında Tevrat'ın yaratılış kısmından açıkca "hikâye" diye bahseder.
KAYNAK: Tarih IV. İstanbul Devlet Matbaası, 1931, s. 243
Tevrat'ta anlatılanları "bilim dışı, efsane, hikaye ve kıymetsiz" olarak gören ve bunu okul kitaplarına yazdıran bir kişinin, Yahudi sever ya da kripto Yahudi olup olmadığı gibi bir çıkarım yapmak, kesinlikle bilimsel ve mantıklı bir yaklaşım değildir. Bu tür iddialar, somut delil ve belgeye dayanmayan, magazinsel dedikodularla yayılmakta olan dezenformasyon girişimleridir. Din bazlı yanlış bilgileri yayarak sistematik algı yaratmaya çalışan din bezirganları ve fitneciler gibi kişilere itibar edilmemesi son derece önemlidir. Bu tür kişiler, toplumu yanıltarak doğruyu söylemekten kaçınmakta ve yanlış yönlendirmektedir.
Bu konuda saçılan fitnelere cevap verip doğrusunu söylemek her vatanseverin asli görevidir. Fitnelere karşı durmak ve yanlış bilgilerin önüne geçmek, sadece toplumun değil, milletin huzuru ve birliği için de kritik bir görevdir.
Öncelikle, Atatürk'ün Safarad Yahudisi ya da Yahudi Dönmesi (Sabatayist) olduğu iddiası üzerinden ortaya saçılan fitnelere ve bu fitneleri besleyen kaynaklara bakalım:
Fitne-1: Yahudi soyundan geldiği için Atatürk'ün soyağacı 5816'dan dolayı açıklanmıyormuş..!
Fitne-2: Atatürk doğduğu zaman Selanik'te çoğunlukla yahudiler yaşarmış..! Dolayısıyla Atatürk de bir yahudiymiş..!
Fitne-3: Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi Sabetayistmiş..! Dolayısıyla Atatürk de bir yahudi dönmesiymiş..!
Fitne-4: Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım Dönmelerin cemaatine mensupmuş..! Dolayısıyla Atatürk bir yahudiymiş..!
Kaynak: Ataullah Kopanski; "Sabres of Two Easts
Fitne-5: Atatürk ilkokulda Sabetaycı Şemsi Efendi okulunda okumuş..! Şemsi Efendi bir Sabetayist yahudiymiş ve okulunda sadece sabetaycıları okuyormuş..! Dolayısıyla Atatürk de bir yahudi dönmesiymiş..!
Kaynak: Ilgaz Zorlu, Evet, Ben Selanikliyim
Fitne-:6 Atatürk'ün sarışın-mavi gözlü olması onun yahudi olduğunun göstergesiymiş..!
Fitne-7: Atatürk'ün karısı Latife Hanım sabetayistmiş..! Sabetay aileler (güya)Sabetay olmayana kız vermediği için Atatürk de bir yahudi dönmesiymiş..!
Kaynak: Soner Yalçın'ın Efendi adlı kitabı ve Cengiz Şişman'ın Suskunluğun Yükü adlı kitabı
Fitne-8: Atatürk'ün Etrafında Nuri Conker gibi çok sayıda sabetayistlerin olması onun Yahudi dönmesi olduğunun kanıtıymış..!
Kaynak: Cengiz Şişman'ın Suskunluğun Yükü adlı kitabı ve Marc David Baer'in "Selanikli Dönmeler" adlı kitabı
Fitne -9: Atatürk yahudi şapkası ve kıyafetleri giyiyormuş..! Taktığı Fötr/Silindir Şapka yahudi şapkasıymış..! Kıyafeti de yahudi kıyafetiymiş..!
Fitne -10: Mustafa Kamal Itamar Ben Avi'ye Sabatay Sevi'nin soyundan geldiğini söylemiş..!
Kaynak: Itamar Ben Avi'nin Anıları -1961 Yılı Baskısı
Kaynak: Uluğ İğdermir, "Atatürk'ün Yaşamı
Kaynak: Hillel Halkin; "When Kemal Ataturk Recited Shema Yisrael"; Forward; 8 Ocak 1994
Fitne -11: Atatürk Nuri Conker'e Selanik'ten ne çıkar diye sormuş..! Conker de "Bol Yahudi Çıkar Paşam!" demiş..! Atatürk " Napolyon korsikali İtalyandi. Fransız olarak öldü" diyerek aslında kökeninin Türk olmadığını imâ etmiş..!
Kaynak: Atatürk'ün uşağı Cemal Granda'nın Sözde Anıları
Fitne -12: Atatürk'ün İngiliz valisi olma teklifini sunduğu Ward Price Aubrey Herbert'e gönderdiği mektupta Atatürk'ün yahudi olduğunu söylemiş..!
Kaynak: Damat Ferit
Fitne -13: Küçük Asya'daki isyâncı Genç Türk partisinin başı ve orada güçlü bir orduya liderlik eden Dönme Türk Mustafa Kemal (aslında Selânikli bir Yahudi)...!
Kaynak: Mehmet Hasan Bulut, "İngiliz Derviş"; Letters from James Henry Breasted to His Family; John A. Larson
Fitne -14: Atatürk'ün Gerçek Babası İbrahim İhsan'mış..! İbrahim İhsan da yahudi dönmesiymiş..!
Kaynak: Bahattin Çağdaş ve Ilgaz Zorlu(!)
Fitne -15: Mustafa Kemal ve Cavit bey Selanik dönmesi olan gizli yahudilerdenmiş..!
Kaynak: Joachim Prinz'in The Secret Jews adlı kitabı ve Gershom Scholem(!)
Fitne -16: İngiliz Belgelerinde Mustafa Kemal'in Selanikli yahudi olduğu yazıyormuş..!
Kaynak: The Times History of the War, Volume XXI. London: The Times Printing House, 1920.
Fitne -17: Yahudiler bile Mustafa Kemal'in bir dönme olduğunu doğrulamışlar..!
Kaynak: Jewish Virtual Library
Fitne -18: Ermeni yazar Ara Papian Atatürk'ün yahudi olduğunu kanıtlamış..!
Kaynak: Ara Papian; 8 Şubat 2011; Some Facts on the Origins of Mustafa Kemal Ataturk
Nov 4 • 36 tweets • 19 min read
Fitne: İsrail Devletinin asıl kurucusu Filistin'i İngilizlere veren Mustafa Kemal'miş..!
-Filistin'in kaybedilmesinin sorumlusu Mustafa Kemal değil,
-Filistin düştüğünde o cephede değildi,
-Filistin kaybedilmesin diye çok mücadele etti, daha fazla sorumluluk istedi ama kabul edilmediği için istifasını istedi,
-Filistin cephesinde tekrar atandığında Filistin zaten kaybedilmişti ama yine de son bir umut olarak kahramanca mücadele etti,
-Onbinlerce Türk askerinin daha ölmesini ve esir alınmasını engelledi,
-Son ana kadar İngiliz ve Arap orduları ile savaştı. İngilizlerin savaşarak Anadolu'ya girmelerine izin vermedi
-Katma savaşında aldığı zafer sayesinde günümüz sınırı çizildi diye ne kadar anlatsak da nafile..
Peki Filistin'in kaybedilmesinde, sonucunda İsrail Devletinin kurulmasında en çok kimin payı oldu?
Abdulhamit Dönemi ve sonrası Filistin'e yerleştirilen Yahudiler İngilizlere birlik ve istihbarat desteği sağlayarak Filistin'in savunulmasını olumsuz etkilemiştir.
Birüssebi Muharebesi’nin kaybedilmesinden sonra Yahudiler İngilizler’in buyruğuna girerek bir birlik oluşturdular. 1. Dünya Savaşında fiilen askerlerimizle savaşmışlardır.
İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Arthur James Balfour, General Allenby’ın esas hedefi Kudüs olan Üçüncü Gazze Taarruzu’nu başlatırken, 2 Kasım 1917’de şu tarihinde İngiltere’deki Yahudiler’in Lideri Lord Rothschild’a bir deklarasyon gönderdi:
“...Yahudi Siyonist emellerine bir sempati deklarasyonu olan aşağıdaki bildirinin, kabine tarafından onaylandığını Krallık Hükümeti adına bildirmekten büyük mutluluk duymaktayım:
Krallık Hükümeti, Filistin’de Yahudi halkı için bir milli yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır.
Filistin’de Yahudi olmayan toplulukların sivil ve dini haklarına ya da başka ülkelerde yaşayan Yahudiler’in hak ve politik statülerine zarar verecek hiçbir şey yapılmayacağı kabul edilmektedir.
Bu deklarasyonu Siyonist Federasyon’un dikkatine sunmanızı rica ederim.”
Peki İngilizlerin Filistin'de yahudilere devlet kurması için mektup gönderdikleri Lord Rothschild kimdir?
Edmond James de Rothschild, Filistin’de arazi alarak Yahudiler Filistin'e yerleşmesini sağlayan kişidir.
Rothschild Filistin'deki ilk araziyi Abdulhamit'in de onayıyla 1882’de satın almıştır. Daha sonra buralara Yahudilere yerleştirmiştir. Öyle ki 1918 yılına gelindiğinde Filistin’in 7.120.000 dönüm toprağından, 650.000 dönümü Yahudi toprağı olmuştu.
Osmanlı Devleti, Abdulhamit zamanında Filistin’de durumu net bir şekilde öğrenmek için tahkik heyetleri göndermiştir. Gönderilen heyetlerden birinin raporu şu şekildedir:
“Baron Rothschild, 22.987 dönüm araziye sahiptir. Ayrıca Baron’un adamları aracılığıyla satın aldığı arazi 24.206 dönümdür. Merci’iyyun kazasında yine adamlarınca alınan arazi miktarı 12.800, yine örgütü marifetiyle elde ettiği arazi, Cisr-i Benan’da 2.500, Şecera’da 13.000 dönüm miktarındadır. Safed’deki arazilerinde 138 hane vardır ve 153 aile yaşamaktadır. Merci’iyyun kazasındaki arazisinde 70 hane ve bu kadar aile vardır. Örgütün idaresindeki Cisr-i Benan ve Şecera arazisinde 18 hane ve 20 aile mevcuttur. Baron’un Filistin’de sahip bulunduğu köylerdeki işler, Beyrut’ta bir merkez tarafından idare ve kontrol edilmektedir.”[24] 1898 yılına geldiğimizde ise Filistin’deki yerleşim yeri sayısı 22’dir. Bu 22 yerleşim biriminde 4.722 göçmen ikamet etmektedir. Satın alınan arazi miktarı ise 195.680 dönümdür."
Birinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde ise Yahudilerin Filistin’de, 418.000 dönüm toprağı ve 47 yerleşim merkezi vardı.
Doğu Avrupa ve Rusya’dan "Aliyah" olarak adlandırılan toplu Yahudi göçlerine karşı, II. Abdülhamit ve hükûmet, yasakların çiğnendiğini gösteren birçok rapora rağmen ciddi bir adım atmamıştır. Yasa dışı olarak gelen Yahudilerin Filistin’e yerleşmelerine ve tarım yapmalarına izin verilmiyordu. Ancak Filistin’de yaşayan Musevilerin toprak satın almalarına izin verilmekteydi. Bu şekilde yapılan yasaklamalara ve fermanlara rağmen Filistin’deki Yahudi yerleşiminin kalıcı olmasının ve geniş alanlara yayılmasının önü açılmıştır. Filistin’e yerleşen Yahudiler de Rothschildlerin kolonilerinde yaşamaya, tarım yapmaya ve kendilerine yurt kurmaya başlamışlardır. Bu şekilde Filistin’de yaşayan Yahudi nüfusu, II. Abdülhamit tahta çıkmadan önce olan orana göre tam üç kat artmıştır.
Ayrıca II. Abdülhamid’in, Rothschild Ailesi’yle yakın ilişkiler kurmaya özen gösterdiği belgelerden anlaşılmaktadır. 28 Temmuz 1888 tarihinde, Ailenin Paris Grubunun lideri Mayer Alphonse de Rothschild (1827-1905) ve kızı Bettina Caroline de Rothschild’e nişanlar verildi.
14 Kasım 1890’da, Filistin’de toprak satın alan Edmond James de Rothschild’in eşi Adelheid de Rothschild’e, Şefkat Nişanı tevcihi için Osmanlı Dahiliye Nezareti’ne başvuru yapıldığı görülmektedir. Müracaatı yapan Elie Scheid, Baron Edmond’un ve eşinin vekilidir. Adelheid de Rothschild, Filistin’de, Kudüs yakınlarında Safed’de, masrafı kendisi tarafından temin edilen bir hastane inşa ettirmektedir. İşte bu faaliyet nedeniyle üçüncü rütbeden Osmanî nişanı verilmiştir.
9 Temmuz 1894 tarihinde, Ahmet Cevat Paşa tarafından Saray’a gönderilen ve kısa bir süre önce borç anlaşması yapılan Rothschild Ailesi’nin önderi ve aynı zamanda Birinci Lord olan Nathaniel (Natty) Mayer de Rothschild’in taltif edilmesine dair şu yazı ilgi çekicidir.
Ahiren Hükümet-i Seniyye ile Rothschild Bankası beyninde icra olunan konversiyon muamelesinde mezkûr banka tarafından menafi-i Devlet-i ‘Aliyye’ye muvafık-ı şerait dermiyân kılınmış olmasından dolayı Mösyö [Nathaniel Mayer de] Rothschild’in suret-i münasebe ile atıfet-i Seniyye-i Cenâb-ı Hilâfetpenâhî’ye mazhariyeti layık-ı şan-ı âlî görünmüş ve kendisinin İngiltere’de Lord unvanını ve Lordlar Meclisi Azalığı sıfatını haiz olmasını mebni nişan-ı zi-şan ile taltifi muvafık-ı emsâl bulunmamış olduğundan bermantuk-ı emr ü ferman-ı Hümâyûn Hazret-i Padişahî mumaileyhe bir hediye ve ihsan-ı celîlüş-şan olmak üzere tedarik ettirilen mahfaza arz ve takdim kılınmağın şekl-i imali rehin-i tensib-i âlî olduğu halde Londra Sefareti Seniyyesi vasıtasıyla mumaileyhe irsal ettirilmesi hakkında her ne vecihle emr ü ferman buyrulur ise hükm-i münifi infaz olunur efendim.
Buna göre Hükümet, borç anlaşması yaptığı için Rothschild’i mükâfatlandırmak amacındadır. Fakat Hükümet, İngiltere’de Lord unvanına sahip olan ve Lordlar Kamarası üyeliği de bulunan Rothschild’e, mevcut Nişanların da maksada hizmet edemeyeceğini düşünmektedir. Saray’la görüşüldükten sonra, mahfaza hediye edilmesine karar verilir. Bu defa da mahfaza -mücevher kutusu- Çubukçuoğlu Stefan Efendi’ye ihale edilir. Fakat fiyatı hususunda, yetkililer uyarılır.
Sultan Abdülhamid’in mahfaza -mücevher kutusu- hediye ettiği Nathaniel (Natty) Mayer de Rothschild (1840-1915) Rothschild Ailesi’nin Birinci Lordu’dur. Nathaniel, ilk defa 1891 yılında Londra Sefiri Rüstem Paşa aracılığıyla Rus ve Polonyalı muhacir Musevilerin Filistin’e kabul edilmesini önermişse de bu önerisi kabul edilmemişti. Osmanlı Devleti’nin 1891 ve 1894 yıllarında yaptığı iki borçlanma da Nathaniel de Rothschild’den alınmıştı.
Elimizde bulunan belgelerden ortaya çıktığına göre, Rothschild Ailesi fertlerinin başka bir ziyareti de II. Abdülhamid devrinde gerçekleşmiş ve 1888 yılına tesadüf etmiştir. Bu tarihte Sultan Abdülhamid, Baron Rothschild görüşmesi Beyoğlu’nda çıkan Moniteur Européen gazetesi tarafından tespit edilmiştir. Gazetenin, 30 Temmuz 1888 tarihli haberine göre, görüşme şöyle cereyan etmiştir.
Baron Rothschild ile kerimesi dün Talya vapuruyla Dersaadet’i terk eylemişlerdir. Talya Vapuru Pire’ye uğrayıp sonra Ancona ve Marsilya’ya gidecektir. Baron Rothschild’in geçen Cuma selamlığından sonra [27 Temmuz 1888] Yıldız Sarayı Hümâyûnu’nda gördüğü iltifat Hazret-i Cihanbânî ve huzûr-ı Hümâyûn’a kabulden fevkalgaye mahzûz olduğu temin ediliyor. Zât-ı Hazret-i Padişahî Baron ile bir saat kadar müddet mülakat ederek envai …bulunmuştur ve Anadolu şimendiferlerinin Baron tarafından teşkil edilecek bir heyet-i sarrafiye tarafından inşa arzusunu dermiyân buyurmuşlardır. Bu arzu-yı Cihanbanî Mösyö Rothschild’ce büyük mahzûziyeti celbetmiş olup mumaileyh tedkik-i keyfiyet edeceğini vaad eylemiştir. Baron’un mazhar olduğu envai iltifatlardan başka avdeti esnasında Zât-ı Hazret-i Padişahî kendisine bilhassa imâl ettirilmiş on bin aded sigara hediye buyurmuşlardır.
*
II. Abdülhamit’i savunanların en çok öne çıkardığı konu, Theodor Herzl’in Osmanlı dış borçlarına karşı Filistin’i istemesi üzerine, II. Abdülhamit’in onu reddedip huzurundan kovmasıdır. Bu hurafe üzerinden de II. Abdülhamit vatansever olarak anılır. Ancak ortaya çıkan belgeler ışığında, II. Abdülhamit’in, vatan toprağının karış karış Yahudiler tarafından alınmasına ses seda çıkarmadığını, çıkarılan kânunlar ile de bu işlemin kolaylaştırılmasını sağladığını, vatan toprağını satın alan Yahudilere de nişanlar taktığını, mücevher kutuları hediye ettiğini, Başbakanlık Osmanlı Arşivinden çıkan raporlar ve resmî yazışmalar ışığında görmekteyiz.
👉Filistin Cephesi İftiralarını Çürüten Yazı Dizisi👈
Hepiniz bildiği üzere Atatürk düşmanı Arap sevicileri Osmanlı ordusunun Sina/Filistin/Suriye Cehpeleri üzerinde aldığı başarısızlıkları Atatürk'ün üstüne yıkmaya çalışırlar. Hatta Atatürk'ün İngilizlerle anlaşıp hainlik yaptığını öne sürerler.
Arap sevicilerinin özellikle Filistin cephesi üzerinden fitneler saçmalarının asıl amaçları Atatürk'ü bir hainmiş gibi gösterip "Türkiye Cumhuriyetini bir hain kurdu" demeye getirmek ve sonrasında Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkıp tekrar saltanatı ve hilafeti getirmek.
Akıllarınca tekrar ümmet birliği (Osmanlı vb.) kuracaklar.
Arapların isyanlarından hiç bahsetmeyerek "Araplar isyan etmedi, asıl biz Araplara ihanet ettik" imâsında bulunarak Arapların saltanata ve hilafete tâbi olacağını düşünüyorlar, iyi mi!
Bu fitnelerin bir diğer amacı da Atatürk'ün İngilizlerle işbirliği yapmış gibi gösterip "kendilerinin emperyalizm uşaklığını yapmalarını haklı göstermek".
Atatürk İngilizlerden yardım aldıysa biz de pek âlâ yardım alabiliriz demeye getiriyorlar. Kadir Mısıroğlu'nun Amerikan projesi BOP'u desteklemesi de bu yüzden.
Fitneci Fesli, Muritlerine;
"Kemalizmi yıkmak için ABD'nin desteği lazım";
"Kemalizme karşı gücümüz yoksa Amerika'nın yardımını başımın üstüne kabul ederim.";
"Amerikan desteğiyle Amerikan kuklası bir halife gelirse... Gelsin de kim gelirse gelsin." demesi de bunun ispatı.
Ayrıca sosyal medyada "Mehmetçik Filistin/Gazzeye gitsin" diyen bütün hesaplara bakın, hemen hemen hepsi Atatürk'ün (güya) Filistin'de hainlik yaptığına inanırlar. Bunları amaçları Filistin'e asker gönderip NATO ile aramızı bozmak. Sonrasında Türkiye'nin işgalinin önünü açmak.
Atatürk düşmanlarının oyunlarını bozmak Laik Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmak isteyen bütün vatanseverlerin görevidir.
Milli bayramlarda Atatürk resmi paylaşarak Atatürkçülük yapılmaz. Asıl Atatürkçü; Atatürk hakkında ortaya atılan iftiraları kaynakları ile bilen ve en önemlisi bunlara nasıl cevap vereceklerini öğrenen uygulayan kişidir. Kendisini durmadan geliştirendir.
Bu iftiraların doğrusunu öğrenip ve fitnecilere cevap vermek sadece Atatürkçülerin/Kemalistlerin görevi değildir, aynı zamanda "Atatürk'ü sevmeseler de samimi müslüman olduğunu iddia eden insanların" da görevidir.
Hucurat 6. Ayet ve Nisa 168. Ayet der ki;
"Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın"; "Zulme sessiz kalmak da zulümdür."
*
Atatürk üzerinden fitne saçanların her bir iftirasına cevap verseniz de konuyu değiştirmek için başka iftira atarlar ortaya. Doğal olarak diyalog Arap saçına döner.
Bu yazı dizisinde Filistin cephesi üzerinden Mustafa Kemal Atatürk'e mâl edilen bütün fitnelere detaylıca cevap verilecektir ve en azında konunun Filistin cephesi üzerinden konunun arap saçına dönmesine engel olacağız.
Bu yazı dizisinde konuyu hiç bilmeyenler Filistin cephesi konusunu kolaylıkla -hem de detaylı bir şekilde- öğrenecek, bilenler ise bilgilerini pekiştirecektir.
Öncelikle bu konuda ortaya atılan bütün fitnelere tek tek göz gezdirelim:
Filistin Cephesi Üzerinden Söylenen Yalanlar
Fitne -1: Gazze Mustafa Kamal yüzünden düşmüş..!
Fitne -2: Kudüs Selanikli Kemal yüzünden düşmüş..!
Fitne -3: Mustafa Kemal Kudüs'ü Kurşun atmadan teslim etmiş..!
Fitne -4: Kamal Gazze'de savaşmaktan korktuğu için kaçmış..!
Fitne -5: 1. ve 2. Gazze muharebelerinde İngilizlere karşı kazandık. 3.'yü de pek âlâ kazanabilirmişiz ama Mustafa Kemal kazanacağımıza inanmayıp İstanbul'a gitmenin yollarını aramış...!
Fitne -6: Filistin'i Mustafa Kemal yüzünden kaybetmişiz..!
Fitne -7: Filistin cephesindeki yenilgilerin sorumlusu Mustafa Kemal'miş çünkü o en tepedeki komutanmış (Yıldırım Orduları Komunatıymış)..!
Fitne -8: Filistin (Nablus) Cephesindeki başarısızlığın sorumlusu Mustafa Kemal'miş..! Filistin'de bir başarı varsa süvari birlikleri ile BENZERSİZ BİR ZAFERE imza atan Allenby'e aitmiş..!
Fitne -9: İngilizlerle Anlaşan Ajan Kamal Filistin/Nablus'ta İngilizlerin rahat geçmesi için 7. Ordu'da gedik açmış..!
Fitne -10: Mustafa Kemal Filistin'de dostu Allenby ile haberleşmiş..! Sonrasında Askerleri kimseye haber vermeden çekmiş..!
Fitne -11: Selanikli Mustafa Kamal, Filistin/Suriye Cephesi'nde İngiliz ajan Lawrence ile birkaç defa görüşmüş..! Lawrence; Kamal’a “Sen Anadolu’ya odaklan; buraları Arap milliyetçilere vereceğiz” demiş..!
Fitne -12: Mustafa Kemal Deraa vadisinde isyancı Araplara esir düşmüş, onu esir düştüğü bölgeden serbest bıraktıranın da İngiliz casusu lawrence imiş..!
Fitne -13: Filistin Nablus muharabesinde Mustafa Kemal askerleri emir almadan ve kimseye haber vermeden çekmiş..! O yüzden Filistin'i kaybetmişiz..!
Fitne -14: 8. Ordu Komutanı Cevat Paşa ve 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa'nın yaveri Mustafa Kemal'in Filistin'de hainlik yaptığını doğrulamış..!
Fitne -15: Mustafa Kemal Filistin'den kaçıp askerleri başsız bırakmış..!
Fitne -16: Allenby 36 saat içinde 8. ve 7. Orduyu yok etmiş..! Kattettiği mesafe yürüse 36 saat etmezmiş..! Demek ki birileri (yani Atatürk) buyur gel paşam demiş..!
Fitne -17: Mustafa Kemal 60-75 bin askeri esir vermiş..!
Fitne -18: "Yıldırım Orduları Komutanı Kamal orduları 600 km çektiği için Filistin'i, Kudüs'ü, Lübnan'ı, Suriye'yi ve Irak'ı kaybetmişiz..!
Fitne -19: Liman Von Sanders Paşa Filistin hezimetinin sorumlusu Mustafa Kemal demiş..!
Fitne -20: İsrail Devletinin asıl kurucusu Filistin'i İngilizlere veren Mustafa Kemal'miş..!
Oct 29 • 51 tweets • 64 min read
Fististin cephesi üzerinden söylenen iftiraları/fitneleri dünyadan tamamiyle çürütecek yazı dizisine hazır mısınız?
O zaman başlayalım.
*
Öncelikle Filistin konusu üzerinden Mustafa Kemal'e mal edilmiş fitnelere tek tek bakalım:
Fitne -1: Gazze Mustafa Kamal yüzünden düşmüş..!
Fitne -2: Kudüs Selanikli Kemal yüzünden düşmüş..!
Fitne -3: Mustafa Kemal Kudüs'ü Kurşun atmadan teslim etmiş..!
Fitne -4: Kamal Gazze'de savaşmaktan korktuğu için kaçmış..!
Fitne -5: 1. ve 2. Gazze muharebelerinde İngilizlere karşı kazandık. 3.'yü de pek âlâ kazanabilirmişiz ama Mustafa Kemal kazanacağımıza inanmayıp İstanbul'a gitmenin yollarını aramış...!
Fitne -6: Filistin'i Mustafa Kemal yüzünden kaybetmişiz..!
Fitne -7: Filistin cephesindeki yenilgilerin sorumlusu Mustafa Kemal'miş çünkü o en tepedeki komutanmış (Yıldırım Orduları Komunatıymış)..!
Fitne -8: Filistin (Nablus) Cephesindeki başarısızlığın sorumlusu Mustafa Kemal'miş..! Filistin'de bir başarı varsa süvari birlikleri ile BENZERSİZ BİR ZAFERE imza atan Allenby'e aitmiş..!
Fitne -9: İngilizlerle Anlaşan Ajan Kamal Filistin/Nablus'ta İngilizlerin rahat geçmesi için 7. Ordu'da gedik açmış..!
Fitne -10: Mustafa Kemal Filistin'de dostu Allenby ile haberleşmiş..! Sonrasında Askerleri kimseye haber vermeden çekmiş..!
Fitne -11: Selanikli Mustafa Kamal, Filistin/Suriye Cephesi'nde İngiliz ajan Lawrence ile birkaç defa görüşmüş..! Lawrence; Kamal’a “Sen Anadolu’ya odaklan; buraları Arap milliyetçilere vereceğiz” demiş..!
Fitne -12: Mustafa Kemal Deraa vadisinde isyancı Araplara esir düşmüş, onu esir düştüğü bölgeden serbest bıraktıranın da İngiliz casusu lawrence imiş..!
Fitne -13: Filistin Nablus muharabesinde Mustafa Kemal askerleri emir almadan ve kimseye haber vermeden çekmiş..! O yüzden Filistin'i kaybetmişiz..!
Fitne -14: 8. Ordu Komutanı Cevat Paşa ve 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa'nın yaveri Mustafa Kemal'in Filistin'de hainlik yaptığını doğrulamış..!
Fitne -15: Mustafa Kemal Filistin'den kaçıp askerleri başsız bırakmış..!
Fitne -16: Allenby 36 saat içinde 8. ve 7. Orduyu yok etmiş..! Kattettiği mesafe yürüse 36 saat etmezmiş..! Demek ki birileri (yani Atatürk) buyur gel paşam demiş..!
Fitne -17: Mustafa Kemal 60-75 bin askeri esir vermiş..!
Fitne -18: "Yıldırım Orduları Komutanı Kamal orduları 600 km çektiği için Filistin'i, Kudüs'ü, Lübnan'ı, Suriye'yi ve Irak'ı kaybetmişiz..!
Fitne -19: Liman Von Sanders Paşa Filistin hezimetinin sorumlusu Mustafa Kemal demiş..!
Hepiniz bildiği üzere Atatürk düşmanı Arap sevicileri Osmanlı ordusunun Sina/Filistin/Suriye Cehpeleri üzerinde aldığı başarısızlıkları Atatürk'ün üstüne yıkmaya çalışırlar. Bu konuda da bir sürü fitne saçmaktan da hiç çekinmezler.
Arap sevicilerinin bu fitneleri saçmalarının sebebi Atatürk'ü bir hain gibi gösterip aslında "Araplar isyan etmedi, biz Araplara ihanet ettik" diyerek tekrar hilafeti getirmek ve ümmet birliği (Osmanlı) kurmak.
Sosyal medyada "Mehmetçik Filistin/Gazzeye gitsin" diyen bütün hesaplara bakın, hemen hemen hepsi Atatürk'ün (güya) Filistin'de hainlik yaptığına inanırlar.
Bu fitnecilerin her bir iftirasına cevap verseniz de konuyu değiştirmek için başka iftira atarlar ortaya. Doğal olarak diyalog Arap saçına döner.
Atatürk düşmanlarının oyunlarını bozmak her Atatürkçünün/Kemalistin boynunun borcudur. Atatürk'ü seven herkesin bu konuda ortaya atılan iftiraları, iftiraların kaynaklarını ve bu iftiralara nasıl cevap vereceklerini bilmeli/öğrenmeli.
Bu yazı dizisinde bütün fitnelere detaylıca cevap verilecektir ama yazı dizisine geçmeden önce Filistin Cephesi konusunuda hızlıca daha detaylı bilgiye sahip olmanız için aşağıdaki harita üzerinden anlatımlı videoyu şiddetle izlemeniz tavsiye edilir:
++ youtube.com/channel/UC17By…
Jan 18 • 14 tweets • 8 min read
1⃣ Atatürk düşmanı vatan hainleri Sosyal medyada bir fotoğraf paylaşıyorlar.
Güya İngiliz ajanı Aubrey Herbert İttihat ve Terakki üyeleri ile birlikte Selanik’te bir hatıra fotoğrafı çektirmiş.
Fotoğrafta güya Mustafa Kemal ile Cemal Paşa da varmış.
Akıllarınca Mustafa Kemal ve İttihatçılar Abdulhamit’i devirmek için İngilizlerden yardım aldılar demeye getiriyorlar.
++
@AkmanAkar4
@Kusu__Ebabil
@KadirDemirbas6
@cemaltoptanc21
@Ahmetya25922833
@Nisyan06
@Bulentferhat555
·..
2⃣ Kendilerinin Amerikan, İngiliz seviciliklerini örtmek için bu yalanı uyduruyorlar. Güya Mustafa Kemal de Osmanlı’yı yıkmak için İngilizlerden yardım aldı, dolayısıyla biz de Amerika’dan halifelik pazarlığı yapabiliriz demeye getiriyorlar.
İşte böyle K4R4KT€R#S!Z, $€R€F$!Z dinbaz bu herifler.
*
Gelin, Bu fotoğraftaki yalanları tek tek inceleyelim. bakalım kaç tane yalan bulacağız.
++
Jan 8 • 6 tweets • 7 min read
Dayının biri sokak röportajında tarikat hocalarında duyduğu masalı anlatıyor.:
❌ İsrail Devleti'nin gerçek kurucusu Mustafa Kemal'miş..!
❌Mustafa Kemal Filistin cephesinde Allenby ile anlaşmış..!
❌Mustafa Kemal 7. Orduyu ve 3. kolorduyu savaş meydanından çekmiş..!
❌Mustafa Kemal İngilizlerin geçmesi için gedik açmış..!
❌İngilizler Mondros'tan sonra Yahudi devleti kurmak için bir senaryo yazmış..! İngilizler bu senaryonun kahramanları olarak Türk tarafından Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa'yı, Yunan tarafından ise Yunanistanın o günkü başbakanı Hacı Anesti'yi belirlemişler..!
❌İngilizler bu figüran kahramanlarla Kurtuluş Savaşı denen uyduruk bir savaş yaptırmış..!
*
Vay be.. Masala bak.
Siz bu masalları anlatanları engellemeye, görmezden gelmeye devam edin ama bilin ki bu video karşı cenah tarafından durmadan paylaşılıyor.
Siz kendinize herşeyden uzak konfor alanı yaratırken bu tarz videolar üzerinden gençlerin beyinleri yıkanmaya devam ediyor.
*
Bu uğurda tek kalsam da ben yine de bu iddialara tek tek cevap vermeye vereceğim.
++
1⃣
❌ İsrail Devleti'nin gerçek kurucusu Mustafa Kemal'miş..!
✅Kudüs düştüğünde zaten Filistin düşmüştü. Kudüs düştüğünde Mustafa Kemal cephede değildi. Bu mantıkla düşünürsek İsrail Devleti'nin gerçek kurucusu Mustafa Kemal olamaz.
Başka bir açıdan bakarsak; İsrail Devleti'nin temeli Abdulhamit zamanında atıldı. 1881-1903 yılında Romanya'dan Filistin topraklarına Rothschild vasıtasıyla onbinlerde Yahudi yerleştirildi (bu göçün adı: The First Aliyah).
1904 yılında da Filistin'e göçler devam etti. (The Second Aliyah)
Filistin'e yerleşen bu yahudiler 1. Dünya savaşında savaşı İngilizlerin lehine çevirmek için içeriden çalışmalarda bulundu: Kimi Ajanlık yaptı, kimi İngiliz ordusuna katıldı, kimisi de bölge halkını kışkırttı..
Bu mantıkla bakarsak İsrail Devleti'nin gerçek kurucusu Abdulhamit oluyor.
++
Dec 19, 2023 • 51 tweets • 21 min read
Siyonistler Kemalizm'i kurmuş, Kemalizm'e ise, İsrail'i kurdurmuş.
1⃣ 5 yıl Musevi firmasında çalışırken İsrail'in kuruluş tarihini bizzat Yahudilerden öğrenmiş biri olarak gelin size İsrail Devleti'nin nasıl kurulduğunu anlatayım:
++
2⃣ İsrail'de bulunan bu müze Abdulhamit döneminde Yahudilerin ilk defa nasıl Filistin'e yerleştiğini anlatıyor. Müzenin adı The First Aliyah Museum.
Aliya, Yahudilerin kalıcı olarak yerleşmek amacıyla bir bölge ya da ülkeden Filistin‟e yaptıkları göç anlamına gelmektedir.
++
Dec 13, 2023 • 22 tweets • 8 min read
Bursa'nın işgali, YAZI DİZİSİ
*
1⃣ Bundan 103 sene (104 değil) önce Topkapı Sarayı'na 100km mesafedeki Bursa, tahtta Padişah/Halife Vahideddin, vezir koltuğunda ise Damat Ferit varken, İngiliz desteğindeki Yunanlılar tarafından işgal edildi.
++
2⃣ Peki o zaman Vahideddin'in veziri Damat Ferit ne yapıyordu?
Bursa'yı işgal eden Yunan'a karşı mücadele mi ediyordu?
Ya da Yunan'ı destekleyen İngiliz hükümetine işgali engelllemesi için mektuplar mı yazıyordu?
Hayır tabi ki de.. Tam tersini yapıyordu.
++
Dec 11, 2023 • 37 tweets • 22 min read
1⃣ Geçenlerde, Fitnecigillerin elebaşı @ahmetfree2 “Filistin cephesinde Atatürk hainlik yaptı” imasında bulunarak çeşitli fitneler saçmıştı:
Anlattığı masal şuydu:
“1907’de Mason olan Mustafa Kemal, 1913 yılında dostu Aubrey Herbert’in evinde bir yemek organizasyona katıldı ve orada Allenby ile tanıştı. Mustafa Kemal ile Allenby orada dost olup anlaştı. Daha sonra Filistin cephesine atanan Mustafa Kemal İngilizlerin savaşı kazanması için dostu Allenby’e önce bilerek gedik açtı ve sonrasında orduyu habersiz çektı. Mustafa Kemal’in bu yardımı sayesinde Allenby 32 saatte orduları çökertti ve Filistin’i işgal etti. Sonrasında da Mustafa Kemal İngiliz valisi olma teklifinde bulundu.”
*
İngilizlerin yazdığı hatıratlardan cımbızla çektiği cümleleri eğip büküp kendilerine bir masal uydurmuşlar. Sonra bizim resmi tarihimizi İngilizler yazdı diyorlar.
*
Dünyanın neresinde olursanız olun, Birinin yazdığı bir hatırat, biyografi kitapları resmi belge olarak kabul edilmez. Hele ki bu kitap bahsedilen kişinin ölümünden yıllar yıllar sonra yazılmış ise hiç kabul edilmez.
Ama nedense bu fitnecigillere göre hatıratlarda yazanlar eğer işlerine geliyorsa doğru ama işlerine gelmiyorsa asla iftira, yanlış.
Ne güzel memleket..!
++
2⃣ Siz onları chl olarak görüyorsunuz ama her fitnenin bir amacı var.
Mesela bu fitnenin amacı şu:
“Biz zamanında din kardeşimizi Filistinliler hainlik yaparak sattık, savaşmadan çekildik, İsrail devletini kurdurduk, şimdi bu hatayı telafi etmemiz lazım, din kardeşlerimizi kurtarmamız için oraya asker göndermemiz lazım”
*
#Mehmetcikgazzeye tagini açan hesapların hepsine teker teker bakın. İstisnasız hepsi "Mustafa Kemal Filistin'de hainlik yaptı" yalanına inanır...
*
Ben hep söylerim:
Atatürk’e düşmanlık milli güvenlik sorunudur.
Onlar istiyor ki biz oraya asker gönderelim. Nato’yu, Abd’yi kendimize düşman edelim.
Sonra ne olacak peki?
Bu sayede ABD, İsrail ve diğer ülkelerin bize saldırması için bahane vermiş olacağız. Onlar da Suriye, Irak da yaptıkları gibi bize saldıracak. Türkiye’yi bölecekler. Kürdistan gibi ayrılıkçı devletler kurulacak.
Ne güzel plan değil mi?..!
Türkiye'yi bölmek isteyen biri olsam aynen bunların yaptığı gibi Fesligillerin arasına sızarım. Osmanlı-şeriat güzellemeleri yapar, Mısıroğlu'na da üstad derdim.
*
Bu yüzden bizim küçük büyük demeden her fitneyi çürütmemiz lazım. Çürütebilmek için de Kendimizi tarih konusunda da geliştirmemiz lazım.
Bazıları Bunlara etkileşim vererek para kazandırmamalıyız diyorlar. böyle düşünürseniz onların istediğini yapmış olursunuz. Meydanı tamamen onlara bırkmış olursunuz. Onlar da bu sayede rahatça daha fazla insanın beynini yıkamış olurlar.
Bu fitnecigiller zaten sosyal medyadan fitne saçsınlar diye fonlanıyor. Etkileşim alarak kazandıkları para bunların dişinin kavuğuna gitmez.
*
Bizim amacımız bunların fikirlerini değiştirmek değil. Bu imkansız zaten.
Bizim amacımız fitnelerinin altına hakaret etmeden doğrusunu yazarak gençleri uyandırmak olmalı. Onlar 100 kere yalan söylüyorsa biz 1000 kere doğrusunu yazmalıyız.
*
Asıl Konumuza dönecek olursak..
++
Dec 7, 2023 • 62 tweets • 19 min read
1⃣ Fitneci Ahmet diyor ki:
“1907ade Mason olan M. Kemal, 1913'te A. Herbert’in evinde Allenby ile buluşup dost oldu.
M. Kemal Filistin'de bilerek Allenby’e gedik açtı. Bu sayesinde İngilizler Filistin'i işgal etti. 1.5 ay sonra M. Kemal İngiliz valisi olma teklifinde bulundu."
++
2⃣ Masala gel.. Filmi çekilse Oskar alır ama Saçmalık'tan..
İngilizlerin yazdığı dedikoduları cımızlayıp sonrasında birleştirerek kendilerine ne de güzel bir masal uyduruyorlar.
Sonra da bizim tarihimizi İngilizler yazdı diyorlar.
Olmaz böyle bir şey.. Kafayı yemelik..
++
Nov 15, 2023 • 22 tweets • 4 min read
1⃣ Bazı kişiler, Atatürk’ün 1 Kasım 1937 tarihli Meclis açılış konuşmasından cımbızla çektikleri "gökten indiği sanılan kitapların dogmaları" sözüne göre Atatürk'ü din düşmanı olarak ilan ediyorlar:
Bahsi geçen konuşmanın tamamı şu şekildedir:
++
2⃣ Burada bashi geçen “Gökten indiği sanılan kitapların dogmaları” ifadesi bazı kişiler tarafından din düşmanlığı gibi gösterilip inkilapların dini yok etmek için yapıldığını öne sürüyorlar. Bu sözleri üzerinde Cumhuriyeti ve ilkelerini yok etmek için saldırıyorlar.
++
Nov 14, 2023 • 10 tweets • 4 min read
BOYKOT
*
1️⃣ Kadir Mısıroğlu Boykot adında bir kitap çıkarmıştı: Bu kitaba göre öz-Türkçe kökenli sözcükler boykot edilmeliymiş. Boykot edilmesi gereken Türkçe sözcüklerden uzuuunca bir liste çıkarmış.
++
2️⃣ Mısıroğlu'na göre harf inkilabından sonra bu sözcükler sonradan türetilmiş ve kullanılmamalıymış. Boykot edilmemiymiş. Bunların yerine Arapça kökenli sözcükler kullanılmıymış.
*
Feslinin bahsettiği bu sözcüklerden birkaç tanesine örnek vereyim.
++
Sep 29, 2023 • 9 tweets • 5 min read
Mustafa Kemal Atatürk, Ward Price'a İngiliz Valisi olmayı teklif etmiş..!
*
Normalde bir kişinin hatıratı veya anısı resmi belge olarak kabul edilmez ama Fesligiller mevzu Atatürk ve Cumhuriyet olunca hatıratları resmi belge olarak kabul etmeye çalışıyorlar.
Hatıratlardan cımbızla çekip ufacık bir bilgiyi eğip bükerek kendilerince paralel tarih yaratmaya çalışıyorlar. Fakat nedense kullandıkları kaynaklardaki işlerine gelmeyen diğer bilgilerden hiç bahsetmiyorlar. Biz bahsedince de o bilginin yalan olduğu iddia ediyorlar
Oh ne güzel memleket!
Kendi kullandıkları kaynakta işlerine gelen kısımlarını doğru kabul edrken işlerine gelmeyen kısımların ise yalan olduğunu iddia ediyorlar..
Bunların tarihçilik anlayışı bu işte.
Sorunca da Ellamdüllillah'ı vurgulayarak Müslümanız derler. Bunların din anlayışında fitne saçmak, yalan söylemek, dedikodu yapmak günah sanırım.
*
Asıl konumuza gelecek olursak..
Fesligillerin sıkça kullandığı hatıratlarından biri de İngiliz savaş muhabiri Ward Price'in yazdığı kitaptır: Extra Special Correspondent
(Emin olun bu fitneyi paylaşanların hemen hepsi bu kitabı açıp okumamıştır. Kitabın kapağını bile görmemiştir bile..)
Price ölmeden hemen önce 1957'de anılarını yazdığı bir kitap yayınladı. Kitabına, 1918 yılında Mustafa Kemal'in kendisine gelerek İngiliz valisi olmak istediğini yazdı. (sy 103)
(İngiliz valisi olma teklifi aslında bir ajanlık teklifidir. Atatürk Osmanlı subayı iken ne diye ajan olma teklifini bir gazeteciye açıklasın ki! Bir muhabir bu konularında güvenilecek en son kişidir. Atatürk gibi zeki biri bunu bilir herhalde, değil mi!)
Ward Price; Atatürk ve bu olayın şahitleri sağ iken bu iddiayı hiç haber yapmadı, dile getirmedi. Niye bu olayı doğrulayacak kişiler hayattayken bu bilgiyi dile getirmedi ki? Oysa kendisi bir muhabir. Delilsiz bir haber paylaşmaması gerektiğini en iyi onun bilmesi lazım.
(Bu satırları yazmasa para verip almayacağım Ward Price'ın kitabını sırf bu fitnesi yüzünden 2. eline 35€ para verip almak zorunda kaldım. O kadar para verince bu satırları niye yazdığını şimdi daha iyi anlıyorum.)
Ward Price hikayenin devamında Mustafa Kemal'in yaptığı bu teklifin gerçek olup olmadığı belirsizliğini koruyor dedi. (sy 105)
Ward Price 2. dünya savaşından sonra bu olayın şahitlerinden Rıfat Bele ile tekrar görüştüğünü ve konu üzerinde tartıştığını da yazmış kitabına.
Rıfat Bele, Price'a "eğer Mustafa Kemal'in teklifini sammimi bulup kabul etseydiniz Yakın Doğu Tarihi Farklı seyir edebilirdi" demiş.
Sonradan Atatürk ile yollarını ayrılan Rıfat Bele her fırsatta Atatürk'ü yerden yere vururken, nedense bu hadiseyi anlatmak hiç aklına gelmemiş.. Bak sen!!
*
Ayrıca bu hikayeden başka ne öğrendik?
Hani Fesligiller diyorlar ya: "Atatürk olmasaydı ülkemizi işgal eden İngilizler saltanatlığı ve hilafeti kaldırır, yerine laikliği ve cumhuriyeti getirir hatta harfleri değiştirip çekilirdi..."
Ward Price "Atatürk İngiliz valisi olma teklifi kabul edilseydi, Yakın Doğu Tarihi Farklı seyir edebilirdi" diye yazdığına göre İngilizler kazansaydı, Atatürk'ün yaptığı inkilapları yapmayacaklarıını" öğrendik.
*
Ward Price'in kitabında Abdulhamit ve Vahdettin ile ilgili yazdıklarından bahsedelim biraz.
Madem Abdulhamid ve Vahdettin güzellemeleri yapan Fesligil tayfa Ward Price'ın yazdığı herşeye inanıyor. Bunlara da inansın o zaman.
*
Abdulhamid ile ilgili yazdıklarından bahsedelim önce
-Abdülhamid, haftalık olarak camiye yaptığı ziyaret dışında, Yıldız Köşkü'nden hiç ayrılmamıştı. (sy.40)
-Abdülhamid'in 370 kadın kölesi vardı. (sy.40)
-Abdülhamid sürekli bir suikast korkusuyla yaşamıştı. Ufak tefek bir adamdı, boyu bir buçuk metreyi geçmiyordu, iri gözleri ve sarkık omuzları vardı; bunun da sürekli bir zırh giymenin sonucu olduğuna inanılıyordu. (sy.40)
-Abdülhamid Sürekli olarak tabancayla antrenman yapıyordu ve bir keresinde bir bahçıvan saray bahçesindeki bir çalının arkasından aniden çıktığında Abdülhamit onu vurarak öldürdü. (sy.40)
-Abdülhamid'in Sarayda yılda bir milyon sterline mal olduğu söylenen bir casus ordusu bulunuyordu. (sy.40)
-Abdulhamit tarafından İstanbul'da her yıl yaklaşık 1000 Türk'ün gizli ihbarlar sonucunda tutuklandığı, işkence gördüğü ve idam edildiği bildirildi. (sy.40)
-Abdülhamid'in siyasi ajanların faaliyetleri o kadar ısrarcıydı ki, Pera Palace Oteli'nin bekleme salonuna Türkçe bir ilan asıldı, ben okuyamasam da, casusların ayrılmış sandalyelere oturmaması yönünde bir talep olduğu söyleniyordu. (sy.40)
-(Abdulhamit zamanında) ticaret İngilizlerin ve Fransızların hakimiyetindeydi. (sy.43)
-Türklerin (ittihatçıların) düşmanlarımızın yanında yer aldığı Birinci Dünya Savaşı patlak vermden önce, İstanbul'daki İngilizler yüzde 46'yı kontrol ediyordu. (sy.43)
-Türkiye ile uluslararası deniz taşımacılığı ticaretinin Konstantinopolis'teki rıhtım ve rıhtımların yarısı İngiliz, diğer yarısı da Fransız şirketlerinin elindeydi. (sy.43)
-Türkiye'nin ihracatının %90'ı Londra üzerinden finanse ediliyordu. (sy.43)
-Osmanlı Devlet Borcunun 150.000.000 £'luk bir kısmı İngiltere'de tutuluyordu. (sy.43)
- Konstantinopolis Belediyesi, Birleşik Krallık'tan bir milyon sterlinlik bir kredi sözleşmesi yapmıştı. (sy.43)
-Anadolu'daki İzmir-Aydın Demiryolu da Türk Telgraf Şirketi gibi İngilizlerin mülkiyetindeydi. (sy.43)
-Tahttan indirilen Sultan Abdülhamid, Donanmasını bir nevi saray muhafızı olarak kullanmıştı. Gemileri asla demirleme yerlerinden ayrılmadı. (sy.43)
-Abdülhamid zamanında Subayların çoğu gemiye hiç ayak basmamıştı. (sy.43)
*
Vahdettin hakkında yazdıklarına da bakalım:
-Vahdettin tahttan indirilen Abdulhamid'in küçük kardeşiydi. Hayatının çoğunu esaret altında geçirdiği için Avrupa meselelerini anlama konusunda eksikti. (sy.50)
-Bana İngiltere'nin Türkiye'ye dayatılan savaşta destek vereceği umudunu dile getirdi. (sy.50)
- Sevr antlaşması Vahdettin'in gönderdiği elçiler ve İstanbul hükümeti tarafından imzalandı (sy.130-134)
-Vahdettin Kemalistlerin artan gücünde korkarak Harrington'dan kendisini güvenli bir yere göstermisini istedi (sy.136)
-Elinde kalan tek otorite İslam Halifesiydi ama bu, Milliyetçiler tarafından Müslüman dininin laikleştirilmesiyle ortadan kaldırıldı. (sy.136)
*
İlgili sayfaların taratılmış hallerini devamında paylaşıyorum. İnanmayan varsa kontrol edebilir.
Ahmet Özcan
sy 40-41
Apr 25, 2023 • 31 tweets • 4 min read
1⃣ Ermeni kardeşlerime açık mektup.
Ermeni kardeşlerim,
(Kardeşlerim diyorum çünkü hepimiz yüzyıllardır iç içe birlikte yaşadık. Aynı kültürleri paylaştık.)
Benim köyüm Sakarya'dadır. Osmanlı zamanında Sakarya'da Türkler, Rumlar, Ermeniler, Çerkezler, Abhazyalılar..++
2⃣ ...ve daha birçok farklı dilden, dinden milletler refah ve barış içinde yıllarca yaşıyordu. Özellikle gayrimüslimler olarak Sizler Dilinizi özgürce konuşuyor, Kiliselerinizde ibadet edebiliyordunuz. Sizin için ayrı gayrimüslim hukuku bile vardı. Askere alınmıyordunuz...++
Apr 25, 2023 • 16 tweets • 2 min read
CUMHUR ittifakı kazanırsa, seçimden sonra söylenecek KEŞKE'ler:
-6lı Masadakiler: KEŞKE Kılıçdaroğlu'nu aday yapmasaydık
-Hdpliler: KEŞKE Ekrem İmamoğlu'nun ya da Mansur Yavaş'ın adaylığını kabul etseydik
-Oktroller: KEŞKE İnce aday olmasaydı. Onun yüzünden kaybettik
++
CUMHUR ittifakı kazanırsa, seçimden sonra söylenecek KEŞKE'ler:
-İnce: KEŞKE benimle ittifak kursaydınız. Ben size dedim kaybedeceksiniz diye.
-Oktrol olmayan Chpliler: KEŞKE İnce'nin dediklerine inansaydık. Adam haklıymış.
++
Feb 2, 2023 • 15 tweets • 2 min read
1⃣Bir Geri Zekalıya Anlatır Gibi Anlatayım.
-Yıl: 1828–1829
Osmanlı tahtında Sultan 2. Mahmut oturuyor.
Osmanlı-Rus savaşı sürüyor.
Osmanlı ordusunun Tuna garnizonlarında ekmek yok! Çünkü ekmeği yapacak un yok, buğday yok!
Osmanlı, ünlü Yahudi banker Rothschild’e başvurur.
++
2⃣ Rothschild, gerekli buğdayı satın alıp Osmanlı’ya verir.
Osmanlı devleti, aldığı buğdayın ancak yarı parasını ödeyebilir.
Yıl: 1834
Osmanlı tahtında Sultan 2. Mahmut oturmaktadır.
Yunanlar Osmanlı’ya başkaldırmış, savaşmış ve bağımsızlıklarını kazanmışlardır.
++
1⃣ Cumhuriyet düşmanı biri aklınca bize gerizekalı diyip bir soru sormuş:
7 düveli yendiğimiz halde Osmanlı borçlarını neden kabul ettik? Yunanistan savaş tazminatı ödeseydi.. Cumhuriyet'te böyle (kötü) şeyler oldu..
Ben de gerizekalıya anlatır gibi cevap vereyim:
++
2⃣ Lozan antlaşması sadece Kurtuluş Savaşını kapsamaz. 1. Dünya savaşını da kapsar. 1. Dünya Savaşı'nda yenildiğimiz için itilaf devletleri bizden de savaş tazminatı istediler. Karşılığında bizde onlardan istedik. Sonuç olarak Savaş tazminatlarından karşılıklı olarak vazgeçtik.
+
Jan 7, 2023 • 8 tweets • 2 min read
1⃣ Türk düşmanlarının kesişim noktası Fesligiller
Türk düşmanı Ermeni biri olsaydım Türkiye'yi parçalamak için Vahdettin ve Osmanlı'nın arkasına sığınarak Atatürk düşmanlığı yapardım.
Çünkü Vahdettin sözde Ermeni soykırımını tanımıştı ve Ermeniler Osmanlıda çok rahat yaşıyordu.+
2⃣ ...Sözde Ermeni soykırımın baş sorumluları olarak görülen İttihatçılara düşmanlık yapan Fesligillerin arasına sızardım.
*
Türk düşmanı Yunan biri olsaydım Türkiye'yi parçalamak için yine Vahdettin ve Osmanlı'nın arkasına sığınarak Atatürk düşmanlığı yapardım...++
Jan 6, 2023 • 6 tweets • 1 min read
1️⃣ Türk düşmanı Ermeni biri olsaydım Türkiye'yi parçalamak için Vahdettin ve Osmanlı'nın arkasına sığınarak Atatürk düşmanlığı yapardım.
Çünkü Vahdettin sözde Ermeni soykırımını tanımıştı ve Osmanlı'da Ermeniler çok rahat yaşıyordu.
Çıkarlarım çatıştığı için Fesligil olurdum.
2️⃣ Türk düşmanı Yunan biri olsaydım Türkiye'yi parçalamak için yine Vahdettin ve Osmanlı'nın arkasına sığınarak Atatürk düşmanlığı yapardım.
Çünkü Vahdettin Yunan işgalini desteklemişti ve Osmanlı'da Yunanlılar ekmek elden su gölden yaşıyordu.
Yani Fesligillerden biri olurdum.