BİR HİKÂYEM VAR..

1892 Yılında Stanford Üniversitesi'nde 18 yaşında bir öğrenci okul harçlarını ödemekte zorlanıyordu. O bir yetimdi ve parayı nereden bulacağını bilemiyordu..

Sonra, aklına oldukça parlak gibi görünen bir fikir geldi.
O ve tıpkı kendisi gibi zor durumda ⬇️ ⬆️
olan bir arkadaşı, eğitimleri için kampüste para toplamaya karar verdiler.

Büyük piyanist Ignacy J. Paderewski'ye ulaştılar. Menajeri piyano resitali için iki bin dolar garantili ücret talep etti.

Bir anlaşma yapıldı ve çocuklar konserin başarılı olması için çalışmaya ⬇️

BİR HİKÂYEM VAR..

Şair Nazım Hikmet'in, dinleyen herkesin gözünde mavi bir liman hayalinin canlanmasına neden olan şiirinin Romen kaptan Gheorghe'ye yazıldığını biliyormuydunuz?

Mavi Liman dediği yer neresidir?

Deniz edebiyatının sembol şiirlerinden 'Mavi Liman'ın gerçek ⬇️ ⬆️
kişilerin anlatımıyla, günümüze ulaşan hikâyesini Levent Akson'dan okuyalım mı?

17 Haziran 1951 buğulu bir pazar sabahı..

Bir sürat teknesi, kıç tarafında köpüklü sular bırakarak iki yolcusuyla İstanbul Boğazından Karadeniz'e açılır..⬇️

BİR HİKÂYEM VAR..😔

Delikanlı, Askeri Deniz Lisesini kazanır ve Heybeliada'da okula başlar.

Bu arada tanıştığı Çanakkale'li bir kıza aşık olmuşur.
Okulla beraber aşkını büyüterek geliştirir.

Arada mektuplaşmalar, yazışmalar ve gün gelir okul biter..

Deniz Harp Okulu'nu ⬇️ ⬆️
bitiren delikanlı artık teğmen olmuştur.

Her zaman buluştukları kır kahvesinde buluşmak için randevulaşırlar..

Önce delikanlı gelir sonra da genç kız.

Ama delikanlının yüzü düşmüş, suratı asık onu beklemektedir.

Genç kız bu suratı hiç beğenmemiştir.
Ayrılık vakti geldi⬇️

BİR HİKÂYEM VAR..

Kanaryalar ve madenciler..😔

Maden işletmesinin ofislerindeki kafeslerde kanaryalar vardı.

Güneş doğmadan, ortalık ağarmaya başladığında hep bir ağızdan şarkılarını söylerlerdi..

Yemlerini veren maden ocağının başı kasklı işçilerini tanımışlardı, onları ⬇️ ⬆️
görünce sevinç çığlıkları ata ata kafeslerin içindeki dallardan öbürüne atlayıp dururlardı..

Onlar için işletmenin bütçesine 'ödenek' bile koymuşlardı.

Belli ki kendilerini besleyen ve seven insanlarla birlikte olmaktan çok mutluydular..

Maden ocağına inen işçiler birer ⬇️

BİR HİKÂYEM VAR..😊🇹🇷

"19 Mayıs 1919 sabahı saat sekiz..
Sert poyrazlı bir hava.

Altı gemici ve ben, hafif çırpıntılar içinde sallanan sandalımızda hep birlikte, gözlerimizi bir noktaya dikmiş bekliyorduk..

İşte !!
Fener Burnu'ndan ufak bir gemi göründü.
Bu Bandırma idi..⬇️ ⬆️
Mustafa Kemal geliyordu.
Bandırma süzüldü ve demirledi.

Geminin güvertesine çıkıncaya kadar geçen zamanı hatırlamıyorum.

Yanlız, onun mavi gözleri hâlâ gözlerimin önündedir..
Yanında altı kişi vardı, halen de kim olduklarını bilmiyorum.."

19 Mayıs 1919 günü Ata'mızı ⬇️

BİR HİKÂYEM VAR..

Dün, 'Dünya Çiftçiler Günü' idi..
Bu güzel tarım politikasını paylaşmazam olmazdı..

Gelin, bakın bakalım Hollanda nasıl dünya tarım devi olmuş?

Diyelim, Türkiye'de lale yetiştireceksiniz,
ne yaparsınız?

Arazi alıp, gidip dikersiniz..⬇️ ⬆️
Size kimse yardımcı olmaz mı?
Belki dayı oğlu, teyze kızı filan..

Yol gösteren birileri olmaz mı?
Yaşıyorsa,Dede amca falan..

Hollanda'da bu iş nasıl oluyor?
Yazayım..

Araziyi aldınız.
Öyle kafanıza göre 'şunu dikeceğim' demekle olmuyor.

Önce tarım arazisinin ⬇️

RAMAZAN AYI NEDENİYLE ORDUYA BEYANNAME..

16 Nisan 1923, Ordulara Ankara, 16.04.39..

"Rahmet ve mağfiret ayı,bu sene de bizi silah ve vazife başında buluyor..
İnayeti Rabbaniye ile kazandığımız emsalsiz muvaffakiyetlerden sonra, meşru haklarımızın temini için devletçe ⬇️ ⬆️
yapılmakta olan barışçı teşebbüsler neticesini sükunetle ve itimat ile bekliyoruz..

Netice,bizim tekrar harekete geçmemizi icap edecek bir şekilde zuhur ederse, gâza ve kahramanlık yolunda aynı vatanperverlik şevki ile devam edeceğimiz tabiidir..

Bu hususta bütün ⬇️

BİR HİKÂYEM VAR..😔🇹🇷🇹🇷

Yirmibeş kuruşun hikâyesini bilirmisiniz?

Seferberliğin ilânıyla beraber, Ayvalık'taki
9.Tümen'e bağlı
23.Alay ağırlıklarıyla birlikte Soma'ya gelerek, trenle Bandırma üzerinden Tekirdağ'a sevkedildi..

23.Alay'ın Burhaniye'de bulunan bir piyade ⬇️ ⬆️
taburu,mesafenin daha kısa olacağı hesabıyla, Burhaniye/Edremit/Çanakkale yoluyla cepheye sevk edildi..

Bu tabur yürüyüşe geçmeden önce, geçecekleri yollara yakın olan köylere gönderdikleri çavuşlar vasıtasıyla gelecekleri gün geceleyecekleri yerleri hazırlamaları istendi.⬇️

Bir hikayem var ama,
HİKAYE DEĞİL GERÇEK...

SARIŞIN-MAVİ GÖZ-BEYAZ TEN hassasiyetiyle UKRAYNA halkına sahip çıkan AVRUPA'nın gerçek yüzünü
ALİYA İZZETBEGOVİÇ mektubundan bir hatırlayalım.
Avrupa'da TÜRK olmak...
BOSNA-HERSEK DRAMI
(lütfen sonuna kadar okuyun) “Merhaba Efendim,
Ben Aliya.
Aliya İzzetbegoviç.
Bosna-Hersek’in Cumhurbaşkanıyım.
Sizi Devlet-i Aliyye’nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı’ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna’dan selamlıyorum.

DOĞAN CÜCELOĞLU'nun KALEMİNDEN..

"Ben Amerika'da 25 yıl kalmış bir insan olarak şöyle bir gözlem yapıyorum;

Amerika'da hiç eğitim görmemiş bir insanla aynı odada kalmaktan korkarım.

Beş dolar için gırtlağını kesebilir.
Eğitim orada gerçekten bir fark yaratıyor..⬇️ ⬆️
Eğitim düzeyi yükseldikçe,uygar, olgun, sorumluluk sahibi,verdiği sözü tutan,kişisel bütünlüğü olan bir insan olma yolunda ilerliyor.

İstisnalar elbette olabilir ama genelde böyle..

Türkiye'ye gelip baktığımda iki faktör görüyorum.

Şehirleşme ve eğitim..⬇️

BİR HİKÂYEM VAR..😊

İlginç bir yazı okudum ve sizinle de paylaşmak istiyorum..

Gidin bir çölden 100 tane kırmızı ateş karıncası yakalayın..

Daha sonra bir başka topraktan 100 tane de bildiğimiz siyah karıncayı alın ve bunların hepsini bir kavanozun içine koyun..⬇️ ⬆️
İlk başta hiç bir şey olmayacaktır.

Daha sonra kavanozu elinize alın,oldukça şiddetli bir şekilde çalkalayın ve tekrar yerine koyun..

Kavanozun içinde bir anda,karıncaların birbirini öldürmek için savaştığı bir kaos ortamı göreceksiniz..

Kırmızı karıncalar bunu yapan⬇️

MADEM 26 AĞUSTOS, BU FOTOĞTAFIN HİKÂYESİNİ DE ANLATMAK LAZIM..😊🇹🇷🇹🇷

Hiç düşündünüz mü, Büyük Taarruzdan neden sadece bu "efsane fotoğraf" vardır?

26 Ağustos 1922..
Afyon Kocatepe..
Saat 11 di..

Büyük Taarruz, şafak vakti saat 5'te başlamıştı.

Mustafa Kemal hamleleri⬇️ ⬆️
adım adım takip ediyor, sahra telefonuyla emirler yağdırıyordu.

Bir ara diğer komutanların yanından ayrıldı,tek başına uçurumun kenarına, kayalıklara doğru yürüdü.

Dürbünle düşman hattına bakıyordu.
Dalgın ve düşünceliydi..

Parmaklarını sigara içer gibi dudaklarına⬇️