AKP'ye oy verenlerin "dini, milli" nedenlerle oy verdiğini düşünmüyorum. Türkiye'de tabu olan ve üzerine konuşmaktan çekinilen, imalarla anlatılan bir "CHP dönemi" var.

Aynı anda kentlerde batılı modern hayat kurulurken, Anadolu'da sert bir kalkınma hamlesi yapıldı o dönem. Madenlerde silah zoruyla çalıştırılan köylüler, yol vergisi ile ödeyecek parası olmadığı için bedeniyle ve para almadan çalışarak vergisini ödeyenlerin sayesinde demir ağlarla örüldü ülke. Bu sırada şehirlerde bale ve vals yapılıyordu.

Seçim moduna giriyoruz, Fahretinle kapışacağız, belli kalıplarda ezber propaganda yapacaklar, aslında taraftarlarına argüman sunuyorlar. Bu argümanlara net ve etkili cevapları sıralayayım şerbetlendik sonuçta. - Millet İttifakı gelirse SİHA'lar uçmaz, vatan tehlikeye düşer, terör örgütleri cirit atar.

+ "Su fatularını DHKP-C'liler getirecek, belediyeler felç olacak" demişlerdi. Ne oldu? Bir şey olmadı. Yine bir şey olmaz.

Ülke nüfusunun %95'inin ailesi +50 sünni dayı zaten.

Yahu benim anne tarafım silme AKP'li, bir kısmı ilçe yöneticisi, belediye başkanı falan, bunlar kadar ahkâm kesmiyorum.

https://twitter.com/Comrade_Valery/status/1632482032138715136

Mevzunun AKP cenahında nasıl döneceğini de söyleyeyim size. Fanatik AKP'li zaten oy vermeyecek, Mansur'a da oy vermezdi. Bu dönemde işsiz, evsiz kalmış, işleri batmış olanlar sandığa gitmeye pek gönüllü olmayacak. Bunun adayla pek ilgisi yok.

Ben adalet yürüyüşünü başlattığı günden beri Kılıçdaroğlu'nun muhalefet cephesini birleştirmek için gösterdiği çabaya olan saygım ve AKP sonrası bu ülkenin raya tekrar oturması için doğru isim olduğu için adaylığını en baştan beri destekliyorum. Bunu gizlemedim. Tüm bunlara rağmen adaylık tartışmasının son dakikaya bırakılması büyük yanlıştı.

Belediye başkanlarının "istemem yan cebime koy" tavrı, Meral hanım ve Kemal beyin masada konuşmadıkları aday işini ekranlarda yapmaları yanlıştı.

Yıllardır lisans verilmeyen sözcü televizyonuna RTÜK seçime iki ay kala lisans veriyor ve sözcü tv'de Yılmaz Özdil ilk yayınında masayı dağıtan Meral hanımı güzelliyor. Gören gözler için ne ibretler vardır. Meseleye bakışıma açıklık getireyim. Bir plan yapıldı ve özel olarak günü gününe ayarlandı değil kast ettiğim. İktidar bir taviz veriyorsa bunun karşılığını bir şekilde alıyor. Yılmaz Özdil o sözlerin neye yol açacağını bilmeyecek bir adam değil.

Devleti yasal şekilde nasıl soyarız anlatayım arkadaşlar. Sıfır ev alımlarında %0,67 faizle kredi veriyor kamu bankaları. Ama herkese vermiyor.

Ben müteahhitim, Ahmet de müteahhit. İkimizin de evi var. Beşer milyona birer tanıdığımıza satıyoruz evleri(aslında birbirimize).

https://twitter.com/voiceofworldco/status/1629107025161469955

500er bin peşinat verip, 4,5 milyon lira için cillop gibi kredi çekiyoruz. Şimdi Ahmet'in de evi var, benim de evim var. Üstüne ikimizde toplam 9 milyon cash para var.

Bu parayı hemen dövize, altına ya da getiri elde edeceğimiz bir finansal araca yatırıyoruz.

Şimdi "AAAĞBİİ MÜLKİYET HAKKI AAĞĞĞBİİİ" diyen dünyadan bihaber ergen liberal gerizekalılara, gerizekalıya anlatır gibi dünyadaki kira kontrollerinden örnekleri paylaşacağım.

Hepsi de kapitalist ülkelerden. (Sosyalist ya da eski sosyalist ülkelerde hemen herkesin evi var zaten) 1) Avusturya

1981 yılında çıkarılan kira kontrolü kanunu ile taşınmaz kira bedelleri sınırlı.

Bu kanun ile apartman daireleri A, B, C ve D olmak üzere dört sınıfa ayrılıyor ve her sınıfın metrekare fiyatı belli oranlarda sınırlandırılıyor.

30 Ekim 2020'de İzmir'de 6.9 şiddetinde bir deprem yaşandı.

Depremin ardından 5.000 konut kullanılamaz hale geldi.

Erdoğan 5 Kasım 2020'de "1 sene içinde hak sahiplerine konutlarını teslim etmiş olacağız" dedi. Yaklaşık bir yıl sonra "işte sözümüzü tuttuk" diyerek yaptıkları törende 5.000 konutun 546'sını teslim ettiler. (kura çekerek)

Şimdiye kadar da toplamda 3.000'i bulmadı yapılan konut sayısı.

İYİ Partili bazı isimlerin depremden önce yaptığı CHP'nin tabanını oyma operasyonu kendi açılarından mantıklı ve onları güçlendiren bir operasyondu.

Şimdi aynı şeyi yaptıklarında kendi kendilerini bitirecek ve muhalefet cephesinin antipatisini toplayacaklar. AKP halkı 48 saat yüzüstü bıraktığında "şimdi konuşma zamanı değil" diyip ortadan kaybolmalarını, bu esnada CHP genel başkanının halkın sorunlarına sahip çıkması ve 15 gün boyunca sahada İYİ Parti'nin bir sahra hastahanesi dışında icraatının olmadığını da görüyor insanlar.

Bülent Arınç'ın paylaşımı depremden beri AKP tabanında yayılan "galiba bu seçimi kaybedeceğiz" hissini perçinlemekten başka işe yaramayacak bence.

Gidiyorlar. Havuz medyasında ses yok. AKP'lilerden ses yok. Delinin biri kuyuya taş attı, biz taşı çıkartmaya çalışırken, taş reisin başını yardı.

İki büyük depremde sapa sağlam duran ilçelerin; 1999 Tavşanlı ve 2023 Ezrin belediye başkanlarının ortak noktası dikkatinizi çekti mi? İkisinin de CHP'li olması dışında şöyle bir özellikleri var:

En yakınları dahil selamı sabahı kesmiş bu adamlarla namuslu oldukları için. Bu aslında düzensiz iç göç ve çarpık kentleşmeyle ortaya çıkan boşlukta türemiş, imtiyazlı bir müteahhit kliğinin ülkeyi rehin almasının hikayesi. Pek ideolojik tarafı da yok, parti ayrımı olmadan her yere bulaşmış bir virüs.

Siyaset-medya-müteahhit çarkı can alıyor.

Bugün şahit oldum, deprem bölgesinden bir tırın kasasında İzmir'e geliyorlar. İzmir'de kimi kimseleri yok, bir şekilde belediyeye ulaşıyorlar, bir kira bir yuva kampanyası kapsamında Seferihisar'da bağışlanmış bir evde konaklama ayarlanıyor. Ailenin babası aşçı, ev işi hallolunca iş buluyor kendine ve sıfırdan bir hayat kuruyorlar şimdi. En azından 3 ay ev kirası, yerleşme derdi düşünmeden kendini toparlayacak olanak yaratmış oluyor.

Herkes için mümkün olmayacak belki ama böyle etkiliyor hayatları yardımlar.

"Dezenformasyonla mücadele" aşırı önemliymiş. 4 gün telefon-internet çekmeyen bölge sosyal medya yüzünden kaos yaşamış diye bir yalan uydurdular peşine takılıyorlar.

Milletin canı burnunda doğru bilgi mi ayıklayacak?

Hayatın gerçekleriyle kavga ediyorlar ya. Sen Afet anında sosyal medyadaki bilgileri filtreleyip, doğrusunu faydana kullanacak altyapı kurdun mu? Yok.

Nerede enkaz var, nerede çalışma var insanların buna ulaşacağı bir tane internet sitesi yapmak zor muydu? Yaptın mı? Yok.