Texas'ta an itibariyle inanılmaz bir iklim ve enerji krizi yaşanıyor. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim.
5+ milyon kişiye elektrik verilemiyor, internet gelip gidiyor, birçok yerde su boruları donmuş ve kullanılamaz halde, doğal gaz hatları bile bozuluyor.
Texas sıcağa alışık eyalet, aşırı düşük hava sıcaklıklarına hazırlıklı değil.
Dolayısıyla her şey, eyalet genelinde bir kış fırtınası yaşanması ile başladı.
Sıcaklıklar -20 derecelere, hatta yer yer ötesine kadar düştü ve buna bağlı olarak hem birçok şehirde su boruları dondu.
Bazı yerlerde bu derecede düşük sıcaklıklar en son 1989 yılında görülmüş, bazı yerlerde 1899 yılında...
Yani 100 yıllık bir zaman diliminde ilk defa bu kadar ekstrem bir hava olayı yaşanıyor.
Eyalet tarihinde ilk defa kış fırtınası uyarısı verildi.
+ @MeteAtature: Mutant virüsten korkup, Evrim yok diyenlere selam!
- O tür içi evrim bir kere, türden türe geçiş değil hepiniz yobazsınız!
+ 🤦♂️ O zaman bu salgın nereden geldi? SARS-CoV-2 ile SARS ayrı türlerse ve ortak atayı paylaşıyorsa, türden türe de evrim var demektir.
- ...
(5 dakika sonra)
- Buldum! 💡 Tamam yeni bir tür evrimleşti ama virüs halen virüs. Sonuçta evrim virüsler ayaklandı ve karaya çıktı diyor. Hani bunun isBatı nerede?!
Virüsler elbette ayaklanıp etmedi elbette ama tüm canlılar bakteri benzeri ortak ataları paylaşıyorlar, evet.
Bugüne kadar mikroevrimin neden ve nasıl mikroevrim ile sonuçlanmak zorunda olduğunu ve buna yönelik gözlemsel kanıtları 1000 defa anlattık, linkleri bırakacağım.
Önce eyaletinizin sağlık biriminin sitesinden risk gruplarının kategorizasyonuna bakın.
Eğer bir risk grubundaysanız, sadece yaşadığınız county'de değil, aşı olmak için gidebileceğiniz civar county'lerde de aşı sırası alın.
Aşı şu anda sadece 75+ yaşlılara yapılmıyor: bakımevi çalışanları (ve buralarda kalanlar), sağlık personeli, öğretmenler, 16-74 yaş arası altta yatan sebebi olanlar (hipertansiyon, diyabet, obezite, vs.), sigara içenler, gebeler ve daha nicesi... Bunlar sıra alabiliyor.
Bir de "aşı avcılığı" yapanlar (vaccine hunters) var. Kliniklerin kapanma saatine doğru gidip, hiçbir risk grubunda olmasanız da dolaptan çıkarılan ama yapılamamış/artan aşıları oluyorlar.
Her sesi çıkan, bu ülkede "terörist, vatan haini, din düşmanı" oluyor. Bu kabul edilebilir değil ve çok tehlikeli. Bir ülkenin yarısı "terörist" olabilir mi?
Bu ülke için her şeyin en iyisini, en doğrusunu tek bir kesim bilmeye muktedir olduğunu sanıyor.
Tamamen yanılıyorlar.
"Katılmıyorum" de, "Desteklemiyorum" de, "Bizim başka fikirlerimiz var" de, "Sizi duyuyorum ve anlıyorum ama biz bunun şu şu nedenlerle daha iyi olacağına inanıyoruz" de.
Terörist ne abi?
Şaka mısınız siz?
Dalga mı geçiyorsunuz?
Siyasetin de, politikanın da, hadi onu geçtim bir insan olarak "insan ilişkilerinin" de bir adabı, bir usulü vardır. Herkes herkesle aynı fikirde olmak zorunda değil ama bunu ifade etmenin de bir raconu vardır. Bu racon, sadece "insan olmak" ile değil, pozisyon ile de belirlenir.
WhatsApp'ın yeni sözleşmesi hiçbir şeyi değiştirmiyor.
Zaten WhatsApp, eğer ki 2016'da size tanınan 30 günlük süre zarfında bunu reddetmediyseniz, 4 yıldır mesaj içerikleri hariç neredeyse tüm verilerinizi Facebook ile paylaşıyor.
Değişen tek şey, zaten 2016'daki o 30 günlük süreden sonra zaten yapamadığınız gibi, artık resmen WhatsApp ile Facebook arasındaki veri paylaşımına engel olamayacak olmanız.
Ama zaten 4 yıldır engel olamıyordunuz, isteseniz bile...
"Facebook'un iş modeli gözetlemedir."
Bu da @eyupcanakman ile 31 Aralık 2018'de WhatsApp'ı bırakıp Telegram'a geçmeye karar verdiğimiz an. 😂
Telegram gizlilik konusunda en iyi uygulama değil ama bizim de o düzeyde gizliliğe ihtiyacımız yok. Arayüzüne bayılıyoruz, ondan tercih ediyoruz. 😊
Doğuştan gelen bir hastalık düşünün. Yavrunuz 2 yaşına kadar hastalık nedeniyle ölmemeyi başarırsa, ömrü boyunca kasları yavaş yavaş eriyecek ve hareketini giderek kısıtlanacak.
Tedavi edilemez olan bu hastalığın gen terapisiyle tedavisi bulunuyor.
Fiyat?
2.5 milyon dolar.
SMA olarak bilinen bu hastalığın keşfedilen yeni ilacının 2 yaşından önce uygulanması gerekiyor.
Dolayısıyla yavrunuz normal veya normale yakın bir hayat sürebilsin diye, 2.5 milyon dolar toplamanız gerekiyor.
Ama süre var: 2 yıl.
Ve yavrunuz, bu sırada gözünüz önünde eriyor.
İnsanlar halihazırda bildiğimiz bu çözüme erişebilmek için GoFundMe sayfaları açıyorlar, insanlara para göndermeleri için yalvarıyorlar.
Bu kısım çok normal! Tabii ki yalvaracaklar, yakaracaklar. Hangimiz yapmayız?
Halen et tüketen, evrimsel geçmişimizin önemli ölçüde et tüketmekle şekillendiğini ve hepçil olduğumuzun tartışması olmadığını düşünen biri olarak; gelecek nesillerin bizi, et tüketimindeki ısrarımız dolayısıyla yargılayacağını düşünüyorum.
Tıpkı köleliği yargıladığımız gibi.
Bir zamanlar yaptığımız birçok rezilliğin, o zamanlarda çok güçlü "gerekçe" ve "savunuları" vardı.
Bunların bir kısmı belki doğruydu bile!
Ama bu, bizim şimdi bu rezillikleri yargılamamız ve hatta lanetlememiz önünde bir engel değil.
Kültürel bir tür olmanın en ilginç tarafı, biyolojik temellere meydan okuyabilmek. Biz, işimize geldiğinde biyolojik kökenlerimize zıt düşmekte tereddüt etmiyoruz.
Yahu, beton binalarda ve şehirlerde yaşıyor, uçakla kıtaları aşıyor, savaşta bile kural ihlalini cezalandırıyoruz!
1) Sosyal mesafelendirme AŞIRI önemli çünkü insanların birbirine ne kadar yakın olduğu virüsün evrimini doğrudan etkileyebilecek bir faktör.
2) Sürü bağışıklığını unutun! Minklerde, tam da insanlarda da olmasını beklediğimiz gibi, salgın %90 enfektivite sonrası duruyor.
Açalım.
Başından beri virüs üzerinde pek bir pozitif seçilim baskısı olmadığını, zaten rahat rahat yayıldığını anlatıyoruz. Hatta öldürücülüğünün artmasına gerek de yok; çünkü çok öldürücü ve hasta edici olan soy hatları kolay kolay yayılamayacak ve elenecekler. Az ölüm, çok bulaşma.
Aşırı klişe, biliyorum ama, bunu her deneyimlediğimde tekrar haykırmak istiyorum:
Eğitim sistemleri sınav/not odaklı olmaktan çıkmadığı sürece, çocuklara öğrenmenin ne kadar keyifli ve tatmin edici bir şey olduğunu öğretmeleri imkansız!
"Zor" değil, "imkansız".
Elbette yaş ile birlikte gelen olgunlaşma, öğretmenin yetenekleri ve zamanla oluşan fikrî gelişimin de muhakkak etkisi var ama, lise sıralarında adeta tiksinerek okuduğum konuların BİREBİR AYNISINI, şimdi "Vay canına!" diyerek okumak gerçekten tuhaf bir deneyim.
Bu farklı bilişsel deneyimin ardında yatan sebeple ilgili kanaatim, bunun en büyük nedeninin, o konuları "girmeyi daha en başından istemediğim bir sınavı geçmek" için değil, "ilgim o yönde evrimleştiği" için ve adeta "vakti geldiği" için, kendi tercihimle öğrenmeyi seçiyor olmam.
İnternet üzerinde (elbette bazı) insanlar bir espriye neden gülüp geçemiyorlar? Neden her şeye sahte bir sivri zeka, sahte bir sivri dil ile cevap verme ihtiyacı güdüyorlar?
Çünkü sosyal medya, "beğeni, paylaşma ve öne çıkarma" mekanizmasıyla sivri olanı yüceltiyor.
Gerçek hayatta, 1000 kişilik bir salonda iyi bir espri yapıldığını düşünün. 1000 kişinin 900'ü gülecektir. Geri kalanı çeşitli nedenlerle komik bulmayacak; ama nedenini kendine saklayacaktır. Ama aşırı nadirdir ki onlardan herhangi biri komedyeni gömmeye, ezmeye çalışsın.
İnternette bir espri yapıldığında, yine 1000 kişinin 900'ü gülüp geçiyor. Bunların belki 200'ü yorum olarak alta esprinin komik olduğunu doğrulayan ibareler bırakıyor. Beğenmeyen 100 kişinin ise 50'si, kaynağı gömme yarışına giriyor.
Bir sahtebilim olan astrolojinin en sinir bozucu tarafı ise "astroloji" (yıldız araştırması) sözcüğüne "çökmüş" olmaları.
Halbuki astroloji falcılık, astrolog falcıdır.
Yıldız astrofiziği, astrodinamiği, vs. çalışan ise astrolog.
Ama sözcüğü 5 asır yıkasak belki anca paklanır.
Kıyas olması bakımından, gerçek yıldız bilimcilere "astronom", gerçek yıldız bilimine ise "astronomi" diyoruz.
Bu sözcük, "yıldız sayma" anlamına geliyor.
Yıldız kategorizasyonu astronominin önemli bir parçası, tamam ama, bir astrologun işi yıldız saymaktan (kelimenin tam anlamıyla "astronomi") ve masal uydurmaktan ibaret, bir astronom ise gerçekten yıldızları çalışıyor (kelimenin tam anlamıyla "astroloji" yapıyor).
Ana akım medya, SEO'ya nasıl mahkum oldu ve ne tür bir iğrençlik yaşanıyor, gelin hep birlikte görelim.
"Filyasyon" ne demek, merak ettiniz ve Google'a yazdınız diyelim. Bende ilk sırada @Hurriyet çıkıyor. Peki, girdim içine, başladım okumaya...
Satır satır alıntılıyorum:
Başlık: "Filyasyon nedir ve ne demek? Türkiye'deki filyasyon süreci nasıl işledi? TDK'da filyasyonun anlamı"
Tamam, peki.
Lütfen yazdıklarımı satır satır, kelime kelime okuyun. Birebir @Hurriyet'ten, aynı sırada alıyorum.
Alt başlık:
Filyasyon nedir? sorusu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yaptığı açıklamalarla beraber, yanıtı araştırılan konulardan oldu. Özellikle corona virüsü gelişmelerini takip edenler, filyasyon corona virüs ilişkisinin ne demek olduğunu ve filyasyonun koronavirüste (...)