Hamza Ünal Profile picture
https://t.co/h7U4U2mGBz| https://t.co/D5Y0BWMK0K| huozelders@gmail.com|
Jan 14, 2024 9 tweets 4 min read
Okunan kitaplar nasıl akılda kalır?

Genel olarak okunan kitapların akılda kalmaması çok şikayet ediliyor. Ben de bir dönem bundan muzdarip olmuştum. Kütüphanemdeki bazı kitapların neler söylediğini hiç hatırlamıyordum. Hatta bazı kitapları okumama rağmen tekrar satın aldığım olmuştu. Bu problemi yaşayanlara yardımcı olabilecek, faydasını tecrübe ettiğim bir kaç madde yazmak istiyorum. 1- Kitapta yazanları unutmak ya da ne okuduğunu hatırlamamak her zaman büyük bir problem değildir. Çünkü her kitap içinde yazanlar hatırlansın diye okunmaz. Kitapları malumat veren ve meleke kazandıran kitaplar olarak ikiye ayırırsak bu durumu daha iyi kavrayabiliriz. Kitapların çoğu bu iki işlevi birden icra eder. Sadece birine daha fazla ağırlık verir. Misal Osmanlı'nın kuruluşuyla alakalı hususi bir tezi olan kitabı okumuşsanız ve sonra kitaba baktığınızda bu tezi hatırlamıyorsanız bu problemli bir durumdur. Ama bir tarih felsefesi metni okuduysanız ve daha sonra o kitaba dair aklınızda çok bir şey kalmamışsa bu durumdan o kadar da rahatsız olmaya gerek yok. Çünkü bir tarih metni okurken istemsizce tarih felsefesi metninden öğrendiklerinizi kullanıyor, onlarla metne bakıyorsanız kitap sizde bir meleke tahsil etmiş, vazifesini ifa etmiştir.
Mar 13, 2023 4 tweets 1 min read
Memlüklüler Mısır üzerinde hak iddia ederken Yusuf as’ın soyundan geldiklerini iddia etmişler. Bu da Çerkez lafzından geliyor. Dört kişi ya da kardeş mi ne demek. Yusuf as dört kardeşi tövbe için yurtlarını terk edip Kafkasyaya göçmüşler. Orada çoluk çocuğa karışmışlar. Memlüklü ler de onların soyundanmış. Bu yüzden Mısır’da namı diğer tahtı yusufta hükmen varis oluyorlar amcaları sebebiyle. İşin trajik tarafı bu bir halk efsanesi değil. Son Memlük sultanı Kansu Gavrinin de katıldığı ulema udeba meclisinde konuşuluyor bu konu. Hatta elmecalisül gavriye
Mar 12, 2023 4 tweets 2 min read
Dilin anlamla bağını kurmak hususunda eskilerden daha iyi bir konumdayız. Çünkü Samerrai gibi Abdülkahir Cürcani’yi anlamış ve onun teorisini dile tatbik etmiş bir zatla muasırız. Maalesef hala yeterli ilgiyi göremedi. Eserleri ders metni olmadı yan kaynak olmalı, senelerce el altında sürekli tutulmalı. Samerrai bizi dili öğrenmenin semeresiyle doğrudan karşı karşıya bırakıyor. Bir harfe, harekeye dair kuralın, kullanımın bile keyfe keder olmadığını söylüyor. Çok çok büyük adam.
Mar 11, 2023 10 tweets 2 min read
Nahiv baştanbaşa anlamdır. Sarf da öyle. Lakin sarfın hıffet-sıkletle olan ilişkisinin yoğunluğu bu anlam cihetini çoğunlukla gölgede bırakıyor. Bu yüzden ortak anlamları ifade eden benzer kullanımlar üzerinden sarfi tercihlerim tesirini görmek gerek. Üç ayet var Tahrim 7 يا أيها الذين كفروا لا تعتذر اليوم

Kafirun 1 قل يا ايها الكافرون

Abese ألاءك هم الكفرة الفجرة

Hepsi kafirlerden bahsediyor ama sigalar farklı.

Tahrim ayeti kafirlerin cehennem yakıtı olduğundan bahsediyor. Devamı ise mahşerde özürlerinin geçerli olmayacağından.
Mar 11, 2023 4 tweets 1 min read
Şu kitap niye piyasada yok anlamış değilim. Dilbilimle uğraşanlar için enfes bir eser. Saussure’ün dil anlam bağlantısını (vaz) keyfiliğe irca ettiği yerde, Porzig kültür, tarih gibi etkenlere irca ediyor ve bunları bolca örnekle destekliyor. Ayrıca kitabın girişinde hayvanların dili var mı meselesinde yapay bir münazara tertip ediyor.
Dilin değişimi, toplumla, psikolojiyle alakası vs. Daha bir çok konu yalnızca kitapta yazılanlara odaklanarak anlaşılıyor.

Dilbilimle alakalı türkçede epey kitap okudum ama bunun yeri bende ayrıdır.
Mar 9, 2023 7 tweets 1 min read
Nahiv özelinde dil-gerçeklik ilişkisinin en kuvvetli hali belki de fiilin bazı hükümlerinin talilinde ortaya çıkıyor. Misal fiilden haber verilememesi. Bu isim ile fiili ayrıştıran en bariz alamet. Bunu talil ederken kitaplar genellikle fiilin nekira olduğunu söylüyorlar. Zamanın da bu konuyu epey aradım, fiilin niçin nekira olduğunu bir türlü bulamadım. Marife olması için bir sebep yok deyip de talil edenler vardı ama bu sadra şifa gelmiyordu. Sonra bir ara Haşimi'nin Cevahirül belagasında bir dipnotta denk geldim. Haşimi fiillerin nekiralığını zamanın
Dec 24, 2022 5 tweets 1 min read
Ebu Ali Farisi ile İbni Cinni'nin ilişkisi ibretlik. İbni Cinni henüz yirmilerine gelmeden Musul'da bir mescidde ders veriyor. Sarfa dair bir meseleyi takrir ettiği sırada mescide Ebu Ali geliyor. Biraz dinliyor, bakıyor gençte iş var ama biraz daha okuması gerek. İbni Cinni'ye eksikliğini hissettirecek bir iki soru soruyor. İbni Cinni cevap veremiyor. Ebu Ali olgunlaşmadan bu işe atılmışsın diyor ve mescitten ayrılıyor. İbni Cinni yanındakilerden öğreniyor bu meşhur Ebu Ali Farisi. Müderrisliği bırakıp peşine takılıyor. Şehir şehir beraber geziyorlar.
Dec 24, 2022 5 tweets 1 min read
Nahvi illetlere dair şüpheli tutumun ikinci bir sebebi de mucib illetler ile mücevviz olanları birbirinden ayırmamaktır. Mucip illetler mütekellimin tercihini zorunlu olarak belirleyen illetlerdir. Mücevviz illetler ise mütekellime, tercih hakkını kullanabileceği illetler sunar. Bu ayrım teazzür ile istiskal örneklerinde bariz bir şekilde tezahür eder. Misal olarak elif maksure ile biten bir kelimeye hareke veremez, irabını takdir ederiz. Lakin ya ile biten bir kelimeye geçerli sebeplere sahipsek hareke verebilir, irabını takdir etmeyebiliriz.
Dec 23, 2022 5 tweets 1 min read
Nahvi illetlerin kurmaca olduğunun düşünülmesi çoğu zaman onların kelami-felsefi illetlerle kıyaslanmasından dolayıdır. Kelami illetlerde çoğu zaman illet tek bir şeydir. Her ne kadar nakıs illet tartışmaları olsa da, illet denildiğinde tam illet anlaşılır. Mesela hüdus sonuçtur sebebi tahayyüz sahibi olmaktır. Bu ise tek bir şeydir. Nahvi illetlerde ise illet çoğu zaman nakıs illetlerin mecmuudur ve biz illet tayininde yetersiz araştırmadan dolayı çoğu zaman mecmuyu oluşturan illetleri eksik tayin ederiz. Bu yanlış tayinden dolayı da malulun olmadığı
Nov 5, 2022 12 tweets 2 min read
Men yu'teddu bi kelamihim olan bazı ihvan bu sitede çok makul konuşmamak gerektiğini söyledi. Ama mesele önümüze düşmüşken bir iki kelam edelim. Gazali İslam düşüncesinde hakkında en çok yanlış konuşulan kişi olsa gerek. Kayıtta geçen ifadelerin çoğu doğru. Meseleyi illaki güç-iktidar ilişkileri üzerinden hakikatin buharlaşması olarak görmeye gerek yok. Bu sahneyi dramatize ediyor. Gazali'yi harici etkenler olmaksızın ele almamanın en büyük dayanağı Gazali'nin yine kendisi. Mizanu'l-Amel'in son babı bu konuya ayrılmış.