"Ada protestoları hakkında bilmek istenip de sormaya çekinilen her şey!”
Sayın @ekrem_imamoglu ve Çok Sayın Kamuoyuna Açık Mektup;
Bir adalı olarak, son günlerde kamuoyunu meşgul eden azman minibüs sorunuyla ilgili, halk ile kurumlar arasında düzgün bir iletişim kurulamadığı görüşündeyim. Yanlış bilgiler havada uçuşuyor, ortam buram buram provakasyon kokuyor. Sadece kamuoyunun değil, İBB tarafının da eksik bilgiye sahip olduğu düşünüyorum, ki aksi gerçekten kabul edilemez. Objektif olmakta zorlanacak dahi olsam, adalarda olan biteni mümkün mertebe kendi görüşlerimi ve düşüncelerimi dışarda bırakarak, kimse üzerine alınmasın, meseleyi B'ye anlatır gibi aktarmaya çalışacağım. Önce sorunlardan en önemsiziyle, yani sorunun kendisi ile başlıyor, sonra da gelinen vahim noktaya geçeceğim. +++
#adalar #büyükada #Azmanbüs
Adaların ulaşım sorunu nedir, nereden kaynaklanıyor?
Tarih içinde uzun bir yolculuğa çıkabileceğiniz, doğasıyla, ormanlarıyla, yürüyüş ve bisiklet yolları, mimari zenginlikleri ile her gün kendi nüfusunun 4-5 katı kadar turist kabul eden Büyükada, ki bu 70-80 bin kişiye tekabül edebiliyor, özellikle yaz aylarında büyük sorunlar yaşıyor. Faytonların gidişinden sonra, sorunu elektrikli araçlarla çözmeye çalışan İBB, yaz aylarında ihtiyaç 10-15 katına çıkınca çaresiz kalıyor, hayat kilitleniyor. Turist sayısı arttıkça, evine ya da işine gitmek isteyen adalılar her gün 2-3 saat süren kuyruklarda beklemek zorunda kalıyor. Bu sorun deniz yolları için de geçerli; hafta sonları, özellikle bayramlarda gemiler ücretsiz olunca, rahat bir nefes almak için adalara gelen kalabalık adalıların çıkış ve girişlerini imkansız hale getiriyor. "Adalara gidin!" teşvikiyle ulaşımın bedava olması büyük sorunlar doğuruyor. En vahimi tuvalet sorunu. Mesela Büyükada'da bir adet umumi tuvalet var (rakam ile "1", ingilizce "one"). Yaz aylarında Büyükada'da 50 bin kişiye bir tuvalet düşüyor ki, bu Guinness Dünya Rekorları Kitabı'na geçmeli. Şehrin betondan kaçmak isteyen ziyaretçiler, doğanın tam göbeğinde yürüyüş yapabilecekleri nadide bir alanı açık hava tuvaletine çevirmek zorunda kalıyor, ada halkı ise apartman girişlerini, aralıklarını, bahçelerini umumi hela olmaktan korumak için türlü yöntemler icat ediyorlar.
Bilmeyenler için söylüyorum, adalarda akülü bisiklet, motor türü şeyler kullanılabiliyor ama bunlar da yasal değil. Toplu taşıma çözüm olarak sunuluyor ama yetmiyor. Adayı çevreleyen Nizam ve Yılmaztürk caddeleri sözde cadde ama aslında küçük bir sokak genişliğindeler, adanın tabiatı gereği bazı noktalarda yol 3 metre genişliğine kadar daralabiliyor. Tüm adayı taşıyan bu daracık yolu adalılar, işe, alışverişe gidenler, dönenler, öğrenciler, bisikletliler, akülü bisikletliler, akülü motorlular, bir işten diğerine giden esnaflar, küçük elektrikli taksiler, küçük elektrikli otobüsler, elektrikli polis araçları, çöp kamyonları, diğer kamu araçları, köpekler, kediler, martılar, kirpiler, mamalara çöken kargalar, pazarcılar, sucular, korsan vasıtalar ve tabii ki her gün adaya ziyarete gelen 40-50 bin kişi paylaşıyor. Sığmıyoruz! +++
May 8, 2022 • 12 tweets • 3 min read
madem annelerin günüymüş bugün, özel bir hikaye aktaracağım sizlere. @SunayAkin sahnede anlatıyormuş bir versiyonunu, biraz bilgi takviyesi yapayım üzerine.
yıl 1971, varan'ın ankara yazıhanesine takım elbiseli bir adam giriyor. istanbul'a gidecek ve bir otobüs bileti istiyor. ++
görevli, bir tane koltuk kaldığını, onun da maalesef bayan yanı olduğunu söyleyince, "benim için sorun yok!" diyor adam. "sizin için değil, bu bayan için bir sorun!" diye düzeltiyor görevli. adam, kararı onun veremeyeceğini, bayan her kimse, ona sorulması gerektiğini söylüyor. ++
Apr 12, 2020 • 16 tweets • 3 min read
atatürk, alkolizm, hakaret ve sahne sanatları üzerine söyleyeceklerim var. sanki biraz uzunca. timeline'nızı bir süre meşgul edeceğim, şimdiden özür dilerim. daha fazla kişiye ulaşabilmesi ve etkileşime açık olması adına düz metin yerine buradan anlatacağım derdimi.+
babamdan başlayacağım önce. on yıllar oldu göçeli. itü'nün ilk mezunlarından, inşaat mühendisi ve matematikçiydi. arkadaşları kiska, stfa gibi şirketler kurarken babam devlet memuru olarak kalmayı tercih etti. parasız yatılı okumasından kaynaklanan bir vefa borcu diyebiliriz. +