Ey gönül bir derde düş kim anda dermân gizlidir
Gel karış bir katreye kim anda ‘ummân gizlidir

Eşrefoğlu Rûmî Dîvânı Değme bir derviş fakîri hor görüp hor bakma kim
Kalbinin her köşesinde ‘arş-ı Rahmân gizlidir

Bir zamanlar beleş tepe. Beleş kelimesinin etimolojisi eski sözlüklerde de geçiyor:

Beleş: bilâ-şey'den galat. bâd-ı hevâ, parasız.

Şöyle bir flood geldi, başında da Fatih'i gerçek anlamda kimsenin tanımadığı yazıyor. Evet doğru denmiş, gerçekten tanınmıyor.

Uzun bir şey, inanın okumaya vakit yok. Sadece 1. maddedeki hatalar için bir şeyler yazacağım... Fatih, hocası Akşemseddin ile öyle sanıldığı gibi uzun vadede yıllarca görüşmemiştir. İstanbul'un fetih hazırlıkları esnasında dahi yanında değildir. Fethe davet edilmiştir.

Fetih'ten sonra da inziva için Göynük'e çekilmiş ve vefatına kadar orada kalmıştır.

Bir baba 1758 senesinde doğan kızı Zübeyde için doğum tarihi ve saatini kitabın arkasına yazmış.

Babanın kızı için kullandığı ifade: "Duhter-i sa'd-ahterim."

"Uğurlu, kutlu, bahtı açık yıldızım, kızım..." Ve şu şekilde dua etmiş:

"Cenab-ı Hakk onu uzun ömür, salih amel ve mutlu bir gelecek ile nasiplendirsin."

İngilizce oruç anlamına gelen fast / fasting ile kahvaltı için kullanılan breakfast kelimesi bağlantılı.

Break-fast akşamdan beri yemek yememe durumunu kırmak yani oruç bozmak. Kahvaltı anlamının yanında dini anlamda oruç açmak için de "fast breaking" veya "break (the) fast" ifadesi kullanılır.

Koku ama bilhassa güzel koku anlamındaki Ar. "râyiha" kelimesinin kökeni rûh. Hatta fesleğen anlamındaki reyhan kelimesinin de.

Güzel kokunun ruha tesiri olduğu ise muhakkak. Akla hemen Almanca "koklamak" fiili riechen geliyor. Bir bağlantı kurulabilir.