Yaşadığımız sitede de kontrol yaptırmaya karşı olan sakinler var. Gerekçeleri "Riskli çıkarsa ve tahliye ederlerse ne olacak? Daha iyi bir yere taşınacak gücünüz var mı?"

Bu durum insan doğasını yansıtan, 2001'de kaşiflerine Nobel ödülü kazandıran bir olgu: Beklenti Teorisi Beklenti teorisine göre:
Söz konusu kazanmak olduğunda kesin olana yöneliriz.
Söz konusu kayıp olduğunda ise risk ararız.

İnsanlar -bilhassa riskli evlerde- kontrol ettirerek kesin 1 ev kaybetmeye karşı belirsiz gelecekte hayatlarını kaybetmeme ihtimaline oynuyorlar.

Verilen metin sorgusundan video üretebilen yapay zeka geliştirilmiş: PHENAKI.

Aşağıdaki videonun üretilmesinde kullanılan metni ikinci tweette paylaşacağım. PHENAKI aşağıdaki metni alıp yukarıdaki videoya dönüştürebiliyor...

Atatürk'ün bazı fotoğraflarını GFP-GAN ile restore ettim. Sonuçları epey tatmin edici buldum. Şu iki resmi karşılaştırarak iyileştirmenin boyutunu anlayabilirsiniz; ama ifadede bir miktar değişiklik olduğu da seziliyor.

GFP-GAN adını verdikleri yeni GAN AI, düşük kaliteli portreleri muazzam başarıyla yeniden oluşturuyor!

Proje: github.com/TencentARC/GFP… Gerçek restorasyon bu değil :P

Maymunların veya tavukların kuantum mekaniğini anlamaları mümkün değil zira beyinlerindeki filogenetik sınırlar bunu imkansız kılıyor. Acaba biz Homo sapiensler için evrenin hangi sırları bu limite takılıyor? Neyi asla anlayamayacağız? Korkunç bir soru. Yeteri kadar zaman verilirse her şeyi anlayıp çözeceğimizi düşünüyoruz ama sınırları daha geniş bir canlıyla ve onların bilgiyi kullanma becerileriyle karşılaşmadıkları sürece muhtemelen maymunlar da öyle düşünüyorlardır (bunu düşünebiliyorlarsa).

Bir şeye bilimsel değildir ve saçmalıktır demek için, o saçmalığı öğrenmek gerekmiyor. Bilimin nasıl çalıştığını bilmek ve saçmalığın neden saçmalık olduğunu bilmek yetiyor. "Kutsal bir mağara var, periler orada beyin felcini iyi ediyor" iddiasına "hadi oradan" deyince, "sen mağara hakkında ne biliyorsun, perilerle çalıştın mı ki" diye çıkışan oluyor. Periler yoktur. Beyin felci iyi edemez.

1. Yeni öğrendiğim bir teori beni çok heyecanlandırdı. Sizlerle de paylaşayım. Konu, neden rüya gördüğümüzle ilgili. Muzip soru şu: Rüya görmemizin nedeni Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönüşü olabilir mi? 2. Bildiğiniz üzere körler, diğer duyularda gören insanlara göre daha becerikliler. Çünkü beynin görmeyle ilgili alanları bir süre sonra diğer duyu alanları tarafından işgal ediliyor. fMRI gözlemleri net olarak bunun böyle olduğunu gösteriyor. Şüphe yok.

YENİ YAYIN: Okumuş insandan ne zarar gelir? Ciddi ciddi: Ne gibi bir zarar gelebilir mesela?

Başlığı yanlış seçtiğimi bana "Okumuş insan melektir, hiçbir okumuş insandan zarar gelmez, okumak tüm kötü huyları alır, insanları pambık gibi yapar" gibi anlayıp cevap verenler sayesinde anladım. Teşekkürler.

ZİNCİR: Renklerin spor müsabakalarına etkisi üzerine enteresan şeyler okudum. Paylaşmazsam olmaz! O derece. Başlayalım... 1988'de Frank ve Gilovich, hokey ve amerikan futbolu geçmiş kayıtlarını inceleyince hakemlerin "siyah formalılar" aleyhine daha çok penaltı verdiğini bulmuş. Hatta geçmişinde forma renklerini değiştiren bir takım, yeni siyah formalarıyla daha çok penaltı cezasına maruz kalmışlar

Dışarı çıkanlara yüklenmeyi anlamsız buluyorum. İstisnasız herkes en uygun, en mantıklı davranışı yapabilecek olsa sokağa çıkma yasağı gibi bir karara da ihtiyaç olmazdı. İnsanlar doğal olarak panikliyorlar. Kimisi yevmiyeyle çalıştığı için de bugün son ücretini aldı; 2 gün yok. İnsanlar mecbur olmasa o kalabalığa girerek kendi hayatını riske atmaz bence. Mecbur olmayan manzarayı görüp geri dönmüştür.

1) Malumunuz kendine "akademik etik" diyen ancak etikle hiçbir ilgisi olmayan bir hesap, dün Çağrı Yalgın'a attığı pis ve kara iftira hakkında özür dilemek yerine önce sessiz sedasiz tweetini silip, sonra tepki verenlere saldırmaya başladı. Bunlardan biri de benim. Yanıt verelim: 2) Öncelikle bu hesabın tam bir "çamur at izi kalsın" hesabı olduğunu, kendisine katılmayan herkesi peşinen "kolpacı/sahtekar" ilan ettiği, Çağrı Yalgın olayında da olduğu gibi insanları tahkir ve tehdit ettiği, iftira attığının bir ton örneğini kolaylıkla görebilirsiniz.

BİZİM BÜYÜK KISIR DÖNGÜMÜZ: Greta'nın konuşması ve sonrası, bana kısır döngülere hapsolmamızın kaçınılmaz olduğunu düşündürttü. Greta belki iddia edilen her şeydir. BİLEMEM. Tek bildiğim bahsettiği dert GERÇEK. Sorun: Gerçek bir çevreci haykırışla, komployu nasıl ayırt edeceğiz? DÖNGÜ 1- "Arkasında yeni/çevreci enerji sektörü var."
Eğer bir problem küresel ölçekte büyümüş, politik bir mesele olacak kadar herkesi ilgilendirir hale gelmişse mutlaka bir çözüm pazarı oluşmuş demektir. Salgınların ve kronik hastalıkların aşı ve ilaç pazarını yaratması gibi.++

Arxiv'de ilginç bir çalışmaya rastladım. Videolardaki beğeni, yorum ve küfür sayısına göre eğittikleri YZ, bir videonun sağ-sol politika, sözdebilim ya da komplo teorisi hakkında olup olmadığını kaydadeğer başarıyla tahmin edebiliyor.
scholar.google.com.tr/scholar_url?ur… İçinde en az bir küfür geçen yorumların oranı. Üstte seçili Youtube kanallarındaki analiz, alttaysa video kategorisime göre analizin grafikleri yer alıyor. Komplo ve Sözdebilim, küfürde başı çekenlerden.

Çevre ve ekoloji duyarlılığı da kendi aptallarını yaratıyor. 30 kişinin öldüğü heyelan felaketi için diyor bunu. Geçenlerde de birleri "orman işçisi ağacın altında kalıp öldü" haberinin altına "doğa intikamını aldı" yazmıştı. Doğaya, çevreye, diğer canlılara olan sorumluluk bilincini adeta bir din gibi algılayıp, "ben daha dindarım" demek için fırsat kollayan tipler bunlar.

#TarafsızBölge / #TaraflıBölge espirisi bana ABD'de "Astroturfing" denen kavramı hatırlattı... Belki çok ilgili değil ama "Astroturfing" taktiğinde de (Türkçeye "Bindirilmiş Kıtalar" olarak tercüme etmiştim), bir STK'ya gerçek (gizli) amacının tam tersi bir isim verilir. Kavrama bu ismin verilmesinin nedeni, bizde "taban / kamuoyu" olarak andığımız politika teriminin İngilizcedeki bir karşılığının "grassroots" olması. Dolayısıyla da "yapay kamuoyu / sahte kamuoyu" için bir yapay çim markası olan "Astroturf" zamanla terimleşmiş ve kalıplaşmış.

İlk yayımlandığından beri tarafsızca düşünmeye çalışıyorum: Bu soruya kamera karşısında daha sorulur sorulmaz "ben eve almam" diyecek kişi sayısı çok çok azdır bence.

https://twitter.com/M1Re_Miran/status/1122171439380090880

- "İmkânınız olsa işi, gücü, her şeyi bırakıp dünya turuna çıkmak ister miydiniz?"
- "Evet"
- "Buyrun size 20 adet uçak bileti ve 20 otelden tam pansiyon ödenmiş rezervasyon"
- "Ama şimdi... Benim çoluğum çocuğum var ağabey"

Bir Boeing 737 Max motor problemi sebebiyle acil iniş yapmış. Bu durumun belki de kazaya sebep olan problemle ilişkisi yok (belki de var). Ancak zihnimiz konuyu otomatik olarak önceki olayla ilişkilendirerek ele alıyor. Ki gazetecilerin de öyle.

https://twitter.com/cnnbrk/status/1110655184944926720

Hangisi daha muhtemel? (Çok hızlı, üzerinde çok düşünmeden yanıt verin lütfen):
1) Bu sıradan bir acil durum
2) Boeing 737 Max problemli bir uçak ama bu sıradan bir acil durum
3) Boeing 737 Max'ta bir sorun yok ama bu sıradan bir acil durum

Bu Tweet'teki problem "peynir yapmanın" da bir mühendislik ya da bilim araştırmasındaki gibi kontrollü deneylerden geçmediğini sanmaktan kaynaklanıyor. O ninelerin yaptığı da araştırmacılık ve mühendislikti. Bu resmi unvanları veren kurumlar yoktu, o kadar.

https://twitter.com/mehmettuluce4/status/1100335844731351040

Öncelikle şunu söyleyeyim: Bence bir kimse bilimsel ve teknik ilerleme için "aslında hiç olmasa daha iyi olurdu" demekte, hatta bunu teknoloji aracılığıyla yapmakta özgürdür. Ancak özgürlük, argümanın doğruluğunun garantisi değil. Ki buradaki problem ilk tweette söylediğim şey.

Dün başlattığım anketin sonuçlarını aşağıdaki zincirde açıkladım. Şimdi sorulara kendi yanıtlarımdan bahsetmek istiyorum:

https://twitter.com/tevfik_uyar/status/1100154851076526083

İster iyi, ister kötü, ister nötr olsun: Öznel deneyim onu algılayan zihin için gerçekliği temsil eder. 70 yıl yok yere hapis yatıp, ölümünüzden 5 dakika tahliye olmanız ve hatta muteber olmanız 70 yıllık durumunuzu değiştirmez. Bana göre bu durum simülasyon için de geçerlidir.

1) "Neden bilim?" adlı bir tefrika yapıp, "alternatif bilim" neden olmaz üzerine konuşalım mı? Bazı noktaları kafası karışanlar için netleştirmeye ihtiyaç var gibi... Ne dersiniz? 2) En baştan başlayalım. Bilgiyi nasıl elde ederiz? Nasıl biliriz? İnsanlar bu soruya pek çok alternatif yanıt üretebilirler. Pozitivistler gözlem, rasyonalistler akıl yürütme, entüisyonistler sezgi derler. Astrologlar yıldızlara, büyücüler kürelere, falcılar telvelere bakarlar.

Küçük hesapların insanlarıyla yaşadığımız için her daim kazıklanma kaygısıyla yaşadığımızı daha önce de dile getirmiştim. Kazıklama, "ne koparırsan ondan kâr etme" resmen bir başarı kültü olmuş. Piyasa böyle dönüyor. Sadece bir haftada karşılaştığım bir kaç hadiseden bahsedeyim: Ofis çatı katında. Çatıda güvercinciler var. Kullandıkları giderin üzerine bir mazgal koymayı çok gördükleri için, gidere kaçan (ya da attıkları) poşetler boruyu tıkamış. Mutfağı açınca su içeri doluyor. Bir tesisatçının numarası vardı. Onu aradık. Ertesi gün geleceğini söyledi.