Karadenizli olarak söylüyorum ki Karadeniz yemekleri kötüdür. Çünkü yoksulluktan oluşmuş yemeklerdir; sebze çeşitliliği az, et az, baharat yok, diğer bölgelerde ineklere yedirilen karalahana yokluktan temel besin olmuş o derece. Ama nesiller boyu yenilince kültüre dönüyor tabii.

https://twitter.com/halozef/status/1640739713937031171

Balıkçılıkla özdeşleşmiş görülür ama Karadenizde Ege'deki kadar bir balık kültürü bile yoktur. Hamsiden başka balık yakın zamana kadar bilinmezdi, Karadenizlinin ömür boyu yediği balık türü bir kaçı geçmezdi ki o da sahilde. Dağ köylerinde yaşayan dedelerimiz onu da görmemiş.

İstiklal Marşı'nın yapay zekada nasıl bir izlenim yaratacağını merak edip kıta kıta görsele çevirdim.

"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak." "Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl."

Cevdet Paşa'ya göre III.Mustafa astroloji ve gizli ilimlere meraklıymış. Buradan alacağı bilgiyle Moskofları yenmenin yolunu ararmış. Prusya'dan astroloji kitapları ve müneccimler istetmiş. Büyük Friedrich ise cevabında güvendiği tek müneccimin son model bir top olduğunu söylemiş Mustafa'nın gizli ilim merakı o dereceymiş ki şehzadesinin cihangir biri olması için rahme düşeceği ve doğacağı dakikayı bile müneccimlere tespit ettirmiş. Oğlu Selim birkaç dakika erken doğunca hekimbaşı çaktırmadan saatin yelkovanını biraz ittirerek padişahı kandırmış.

Şehrin "körler ülkesi" denilen tarafında manzara böyle. "Altın Şehir" tarafında ise böyle.

Kimin ne dediği önemli değil ama ramazan demenin de dini bir yönü yok. Ramazan kelimesi sıcak anlamından geliyor. Günlerin sıcak olduğu, güneşli ay yani. Hicri takvimi tasarlayanlar güneşin konumu ile uyumlu olmaması sebebiyle soğuk aylara da kayacağını öngörenemiş heralde :)

https://twitter.com/kilicarslan_is/status/1393245352828997640

Bir de Ramazan Bayramı, ramazan ayında da değildir. Ramazan ayından sonra gelen şevval ayının ilk üç günündedir.

Bizim meşrutiyete (devamında cumhuriyete) yani anayasal ve meclisli bir rejime geçişimizde dönemin siyasi koşulları ile Fransa ve İngiltere gibi ülke hukuklarının etkisi çokça değerlendirilir ama Osmanlı içindeki özerk bölgelerde yaşanan hukuki gelişmelerin etkisi göz ardı edilir Osmanlı'ya bağlı özellikle de Balkanlarda bulunan özerk bölgeler Batı dünyası ile daha bir iletişim halindeydi ve buralarda basın Osmanlı geneline göre daha bir özgürdü. Dolayısıyla buralardaki parlamenter/anayasal gelişim Osmanlı'dan daha önce başlamıştı. Örneklersek;

Anti-emperyalizm sadece yayılmacı bir güçle, günümüz özelinde ABD ile siyasi ilişkilerin kötü olması demek değildir. Ulusal düzeydeki sömürüye karşı bilinçli, programlı, ideolojik bir karşı çıkıştır. Bağımlılık Teorisi bu konuya kafa yormuş, bağımsızlığın teorisini geliştirmiştir Bağımlılık teorisi kuramsal olarak 1960’lı yıllarda gelişmeye başlar. Modernleşme Okulu'na tepki olarak doğmuştur ve Marksist temellidir. Marksist tarihin ilerlemeci tarih anlayışını benimser. Genel olarak son 300 yıllık düzenin analizi çabasındadır.

Camiye çevirme kararı alınmışken mozaikler perdelerle kapanmadan Kariye'yi bir daha ziyaret edeyim dedim. Bugünkü uzun bir yürüyüşün ilk durağı Kariye oldu. Kariye aslında büyük bir manastır kompleksinden günümüze ulaşabilen tek yapı. İsmi; taşra, şehir dışı anlamına gelen "Chora" kelimesinden geliyor. 5.yy'da yapılan Theodosius surlarının hemen dışında bulunduğu için bu isimle anılmış.