Hasan Mert Kaya Profile picture
Editör | Yazar | Dinler Tarihi | Efemera | Kent Hafızası & İstanbul | Anadolu ve Ortadoğu | Seyyah

Feb 20, 2023, 24 tweets

İstanbul'un Deprem Tarihi

İstanbul'da 10 Tem. 1894 günü saat 12.24'te Marmara Denizi İzmit açıklarında ve tahminen 7.0 büyüklüğünde kent hafızasında derin izler bırakan bir deprem olmuştu.

Taksim Atatürk Kitaplığı'ndaki bu albüm depremde oluşan hasarı tespit için hazırlanmış.+

1894 Depremi'nde İstanbul ile birlikte Adalar, Sapanca, Yalova, Çınarcık, Gölcük ve Adapazarı gibi doğu Marmara yerleşimleri de hasar gördü ve 1.349 kişi öldü. İstanbul’da Tarihi Yarımada'da Kapalıçarşı başta olmak üzere çok sayıda bina yıkıldı ya da ağır hasar aldı.

Deprem sonrası İstanbul Kapalıçarşı Kuyumcular caddesi:

Deprem sonrası Beyazıt Tramvay Yolu civarındaki yapılar:

İstanbul Osmanlı Matbaası / Matbaa-i Osmaniye:

Deprem sonrası büyük oranda yıkılan Küçük Han'ın durumu:

Deprem tüm Anadolu'da, hatta Yunanistan'da ve Girit'te de hissedildi. Rusya ve İngiltere'de sismik kayıtlara girdi. Osmanlı için uluslararası yardım kampanyası başlatıldı. Devlet de yurtiçinde resmi yardım kampanyası başlattı. Bağışçılara Deprem (Hareket-i Arz) Madalyası verildi.

Deprem sonrası Yunanistan'dan Atina Rasathanesi Müdürü Eginitis başkanlığında bir bilim kurulu İstanbul'a davet edildi ve bu kurul bir bilimsel rapor hazırladı.

Yurtdışından sismograflar alındı. Bir cihaz Yıldız Sarayı'na, diğeri ise Rasathane-i Amire'ye yerleştirildi.

Osmanlı Devleti 1868 yılında deprem araştırmaları yapacak olan ilk kurum olan Rasathane-i Amire'yi kurdu.

1894 Büyük İstanbul Depremi'nin ardından Sultan 2. Abdülhamid'in İtalya'dan getirttiği cihazlarla deprem araştırmalarına başlayan Kandilli Rasathanesi depremleri kaydetti.

1894 Depremi ile ilgili o dönem basınında çeşitli haberler ve komplo teorileri de çıktı. Bunlardan biri, depremin Marmara Denizi'nde sondaj yapan yabancı bir gemi tarafından suni olarak yapıldığı yönündeydi. Depremle ilgili haber yapan yabancı yayınların ülkeye girişi yasaklandı.

1894 Depremi ile ilgili haberleri dönem gazetelerinden, özellikle de Ahmed Midhat Bey tarafından kurulan Tercüman-ı Hakikat gazetesinden takip etmek mümkün. İkdam Gazetesi dizgi hatasıyla sultandan ''mösyö'' unvanıyla basılınca toplatılıp kapatıldı.

1894 Depremi yardım kampanyası kısa sürede devlet - millet elele verilen bir yardımlaşma ve dayanışmasına dönüştü. Padişah ve devlet adamlarının ardından dönemin sanatçıları, iş insanları ve şirketleri de yardım ve bağışlarla yaraların sarılmasına yoğun biçimde katkı sağladılar.

1894 Depremi gibi #İstanbul kent hafızasında iz bırakan büyük depremlerden biri ''küçük kıyamet'' olarak adlandırılan 1509 Depremi olmuştu. O günlerde görülen bir kuyruklu yıldız depremin işaretçisi, alameti olarak yorumlanmıştı ki bu konu ile ilgili dönem görsellerine de yansır.

1509 Depremi, ''1000 yılından sonraki dönemde Doğu Akdeniz'de meydana gelen en büyük deprem'' olarak nitelendirildi. Bolu'dan Edirne'ye kadar kendini hissettiren depremde şehir halkının yaklaşık yüzde 10'u deprem sonucu ya öldü ya da yaralandı. En büyük hasarı camiler aldı.

109 cami tamamen yıkılırken ayakta kalanların da tümünün minaresi tahrip oldu. 1070 ev yıkıldı, surlar zarar gördü, burçlardan 49'u yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Ayasofya Camisi'nin ise fetihten sonra yapılan minaresi yıkıldı. Fatih Camii de ağır hasar gördü.

II.Bayezid'in Topkapı Sarayı'ndaki yatak odası da depremden çöktü, ancak padişah bir kaç saat önce odadan ayrıldığı için zarar görmedi. Depremden sonra toplanan Divan-ı Hümayun, depremin izlerini silebilmek için her evden 22 akçe ek vergi toplanmasına karar verdi.

1509 Büyük Depremi dışında, tarihsel süreçte İstanbul küçük ve orta büyüklükte gerçekleşen onlarca sarsıntı yaşadı. Kente büyük zarar veren depremler ise M.S. 447, 542, 1296, 1509, 1719, 1766, 1894, 1912, 1935, 1963 ve 1999'da meydana gelen depremlerle korku dolu anlar yaşadı.

Özellikle 447 yılında gerçekleşen depremde İstanbul'un surları yıkılında halk oldukça panikledi. Çünkü İstanbul'u da tehdit eden Hun Ordusu ve lideri Attila her an çıkıp gelmek üzereydi. Tüm halk canla başla çalıştı ve İstanbul'un surları bir, iki ay içerisinde hızla onarıldı.

16 Ağustos 542'deki şiddetli deprem bir çok evi, surları ve meydanlardaki heykelleri yıktı, binlerce insanın ölümüne yol açtı. 7 Mayıs 558'de gerçekleşen deprem ise çok daha büyük hasara yol açtı ve Ayasofya'nın kubbesi çöktü. Yine yüzlerce ev yıkıldı.

6 Ekim 740'ta İstanbul büyük bir depremle sarsıldı, daha sonra 780, 790, 796, 860, 866, 869, 948, 989 ve 1010 depremleri meydana geldi. İstanbul 13 Ağustos 1032 ve 16 Mart 1033'te arka arkaya iki depremle tahrip oldu, bunları 1042 ve 1064 depremleri izledi.

Kentte 1 Mart 1202'de meydana gelen deprem, şiddeti kadar saraydaki olayla da tarihteki yerini aldı. Depremde Bizans İmparatorunun yatağının önü yarıldı ve bir harem ağası oraya düşerek öldü.

Latin İşgali döneminde 11 Mart 1231 salı günü meydana gelen şiddetli depremde şehir ve surlar zarar gördü. Fazla şiddetli olmayan 1289 depreminden 7 yıl sonra 1 Haziran 1296 Cuma gecesi İstanbul'da büyük bir deprem oluştu. Bu depremde İstanbul'da taş üstünde taş kalmadı.

Evler, saraylar, kiliseler, surlar yakıldı, su baskınları meydana geldi, artçı sarsıntılar iki ay kadar devam etti ve Bizanslılar'a korku dolu anlar yaşattı. 1419 Depremi'nde ise İstanbul'da tsunami oluştu. İstanbul, Ocak 1303'te ard arda 2 deprem yaşadı.

Depremler İstanbul'un yakasını hiç bırakmadı. Bu sürecin en büyük ve en yeni halkalarından biri olan 17 Ağustos 1999 Depremi'ni çok şiddetli yaşadım. Bilim insanları bu sürecin devam ettiğini açıkça belirtiyor. Çözüm kaçmak değil. Her yer depreme açık.
Çözüm bilimde.

V'esselam

Share this Scrolly Tale with your friends.

A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.

Keep scrolling