Ümit Doğan Profile picture
Tarihçi, yazar. Cumhuriyet Tarihi Uzmanı. https://t.co/SU8PDkZkWS'de yazar. Kitapları Kripto Kitaplar Yayınevinden çıkar. 🇹🇷

Nov 4, 2024, 10 tweets

Atatürk'ün mal varlığı İslamcı yazar Emine Şenlikoğlu'na dert olmuş.

"Osmanlı hanedanlarının hiçbiri saltanat yaşamadı. Asıl saltanatı Atatürk yaşadı, mal varlığını araştırdım aklım şaştı" diyor.

Bak cahil kadın. Tane tane anlatacağım iyi oku.

1⃣- Atatürk’ün sahip olduğu gayrimenkuller, çıkmış olduğu yurt gezilerinde ziyaret ettiği yöre halkının bir şükran ifadesi, vatanı kurtarması karşılığında küçük bir teşekkür, bir saygı nişanesi olarak kendisine hediye edilmiştir. Atatürk bir gayrimenkulü sahibinin elinden zorla almış ve yahut hukuksuz yollardan gayrimenkul sahibi olmuş değildir. Buna ihtiyacı da yoktur.

Vatanı kurtarmasına karşılık diyorum. Anlıyor musun? Vatan kavramının ne olduğunu biliyor musun?

2⃣- Hindistan’dan vatanın kurtulması için gelen paranın büyük kısmını Büyük Taarruz öncesinde orduya teslim etmiştir. Kalan parayı ülke menfaatleri için en faydalı şekilde nasıl kullanacağının arayışına başlayan Atatürk, bu parayla memleketin ekonomik ve zirai alanda kalkınmasını sağlayacak iki büyük yatırım yapmıştır. Bunlardan birincisi İş Bankası’nın kurulmasıdır.

İş Bankası pek çok fabrikanın kurulmasında sermayedar olmuş, yaptığı yatırımlarla Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında önemli rol oynamıştır.

3⃣- Atatürk’ün ikinci büyük yatırımı çiftlikler projesidir. Atatürk Türk köylüsüne ziraatta öncülük etmek maksadıyla yurdun çeşitli bölgelerinde çiftlikler kurmuştur.

Büyük araziler üzerine kurulan bu muazzam çiftliklerin içinde yerli yabancı pek çok hayvan ırkı üzerinde inceleme yapılmış, bu çiftlikler tarım alanında bilimsel ve uygulamalı deneylere ev sahipliği yapmıştır. Çiftliklerden elde edilen kazanç yine çiftliklerin geliştirilmesinde kullanılmıştır.

13 yıl süren çalışmalar sonunda çiftliklerin amacına ulaştığını gören Atatürk bu çiftliklerin tamamını hazineye devrederek halkın hizmetine sunmuştur

4⃣- Burada Atatürk’ü mal mülk elde edinmekle suçlayanlar, Atatürk’ün çiftlikleri neden kendi üzerine yaptığını soranlar şu önemli noktayı göz ardı etmektedirler.

1933 yılındaki miras hukukuna göre bir kişi üzerindeki mal ve mülkün en fazla %75’ini bağışlayabiliyor iken, Atatürk kendisini bundan muaf tutup üzerindeki malların tamamını bağışlayabilmenin önünü açan bir kanun çıkartmıştır.

Daha açık bir ifade ile üzerindeki malların %25’i kanunen kız kardeşi Makbule Hanım’a kalması gerekirken, Atatürk mal varlığının %25’lik kısmını da milletine bağışlayacak şekilde kanuni düzenleme yapmış ve birkaç yıl sonra üzerindeki çiftlikleri milletine devretmiştir.

5⃣- Vasiyetinde görüleceği üzere Atatürk, Çankaya’da bulunan evi bile “yaşadığı müddetçe” Makbule Hanım’ın emrine tahsis ederek kız kardeşinin mülk edinmesinin önüne geçmiştir. Vasiyetinde yer almayan ve bazı belediyeler tarafından Atatürk’e hediye edilen evlerden bazıları Atatürk’ün ölümünden yıllar sonra kız kardeşi Makbule Hanım’ın üzerine geçmiştir. Makbule Hanım tarafından tekrar devlete bağışlanan bu evlerin pek çoğu Atatürk Müzesi olarak hizmet vermektedir.

6⃣- Trabzon Atatürk Köşkü: (Hediyedir)

Trabzon’un Soğuksu köyünde yer alan Atatürk Köşkü, 1890 yılında Konstantin Kabayanidis tarafından yaptırılmıştı. Tapuya kayıtlı olmayan bu köşk, ayrıca iki haneli bir ev, bir tarla ve bir otlak Maliye tarafından Hazineye müzayede ile 10.000 lira bedelle satıldı. Cumhuriyet’in ilanından sonra Trabzon Valiliği Özel İdaresi bu köşkün sahibi olarak tapuya kaydedildi. Trabzon Valiliği Daimi Encümenliğinin 18 Mayıs 1931 tarihli ve 361 numaralı kararıyla Trabzon Özel İdaresi’nin malı olan bu köşkün Gazi Mustafa Kemal’e hediye edilmesine karar verildi. Kararın gereği 16 Haziran 1931’de yerine getirilerek köşk ve diğer gayrimenkuller Gazi Mustafa Kemal adına tapuya kaydedildi. Tapu Numarası: Trabzon Tapu Zabıt Defterleri, C:109/1, Sf:18, Sayı No:50.

Atatürk’ün 1937 yılında gerçekleşen Trabzon ziyaretindeki faaliyetlerini anlatmak için 12 Haziran 1937’de İsmet İnönü’ye çektiği telgrafta kullandığı “Trabzon Hususi İdaresinin bana kıymetli bir hediyesi olan köşküme geldim.” ifadesi de söz konusu köşkün Atatürk’e hediye edildiğini göstermektedir.

7⃣- Erzurum Atatürk Evi: (Hediyedir)

Erzurum Atatürk Evi 1895 yılının Mart ayında Mıgırdıç adlı bir Ermeni tarafından yaptırılmıştır. 1915 Ermeni tehciriyle birlikte terkedildiği anlaşılan ev Hazine’ye geçmiştir. Bir süre Almanya’nın Erzurum Konsolosluğu’na kiraya verilen ev, Erzurum’un Ruslar tarafından işgal edilmesiyle birlikte Ermeni çete reislerine tahsis edilmiştir. İşgalin sona ermesiyle birlikte Erzurum Valisi bu evde ikamet etmeye başlamıştır. Atatürk, Erzurum Kongresi sürecinde ve sonrasında Erzurum’dan ayrılana kadar bu evde kalmıştır. 8 Şubat 1926’da Erzurum Özel Muhasebe İdaresi adına evin tapu kaydı yapılmıştır. Erzurum Valiliği Genel Meclisi’nde 31 Aralık 1925 tarihinde yapılan toplantıda evin bedelsiz olarak Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya hediye edilmesine karar verilmiştir. Söz konusu ev, Erzurum Valiliği Özel İdaresi’nin 8 Şubat 1926 tarihli ve 3241/106 numaralı tezkeresi gereğince aynı gün Gazi Mustafa Kemal Paşa adına tapuya kayı edilmiştir. Tapu Numarası: Erzurum Tapu Zabıt Defterleri, C: 44, S: 63, SR:5

Ev, Atatürk’e Erzurum halkı adına hediye edilmiştir. Evin anahtarını ve tapusunu takdim etmek üzere Belediye Başkanı Nafiz Bey ve Bayburt üyesi Tevfik Bey’den oluşan bir heyet seçilmiştir. Erzurum İl Genel Meclisi, 13 Ocak 1926 tarihli toplantısında kıymetli hemşerileri olan Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya, Vilayet halkının saygılarını sunmak ve son irtica olayı nedeniyle üzüntülerini iletmek adına, vatanın kurtarılması hususundaki programını tespit ettiği evin tapusunun ve anahtarının görevli heyet tarafından kendisine takdim edilmesine karar verildiği İçişleri Bakanlığı’na bildirmiştir. İçişleri Bakanlığı yazıyı Başbakanlığa iletmiştir. 22 Ocak 1926’da Erzurum’dan Ankara’ya hareket eden heyet yaklaşık bir aylık yolculuktan sonra 18 Şubat 1926’da Ankara’ya ulaşmıştır. Heyetin Ankara’daki faaliyetleri 22 Şubat 1926 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde “Güzel Erzurum, İnkılabın Sadık Şehridir. Ankara’ya gelen Erzurumlu misafirlerimizle mülakat” başlığıyla haber yapılmıştır.

8⃣- Bursa Atatürk Köşkü: (Hediyedir)

Atatürk’ün 20 Ocak 1923 tarihindeki Bursa ziyaretinde kaldığı köşk ise, Bursa Belediyesi tarafından sahibinden satın alınarak kendisine hediye edilmiştir. Atatürk Çelikpalas Oteli’nin bahçesinde bulunan bu köşkü 2 Şubat 1938 tarihinde Bursa Merinos Fabrikasını hizmete açmak için yaptığı Bursa ziyareti esnasında tekrar Bursa Belediyesine bağışlamıştır. Atatürk, Bursa Belediyesine hitaben köşkü ve Bursa kaplıcalarındaki hisselerini bağışladığını bildiren şu mektubu yazmıştır:

“Bursa kaplıcalarının büyük medeni ihtiyaçlarından birini karşılayan Çelikpalas Oteli’nin Bursa Belediyesinin de himmet ve muavenetiyle daha fazla inkişaf edebilmesini temin için bu otelin aid olduğu şirketteki 34.830 Türk liralık hissemi belediyeye terk ediyorum. Aynı zamanda vaktiyle Bursa Belediyesinin 1923 tarihinde bana hediye etmiş olduğu otel bahçesinde muttasıl köşkü de bütün müştemilatı ile belediyeye hibe ettim.”

9⃣- Atatürk Mal Varlığının Tamamını Bağışlayabilmek İçin Kanun Çıkartıyor

Buraya kadar sunduğumuz belgeler söz konusu gayrimenkullerin Atatürk’e Türk milleti tarafından vatanı kurtarmasına bir teşekkür, bir saygı nişanesi olarak hediye edildiğini ispat etmektedir. Bu malların tamamı Atatürk’e hediyedir. Peki Atatürk ne yapmıştır? Atatürk, bu malların tamamını bağışlamaya karar vermiştir.

Miras Hukukundaki “mahfuz hisse” kavramına göre Atatürk’ün mal varlığının %25’i kız kardeşi Makbule Hanım’a ait sayıldığı için Atatürk ancak mal varlığının %75’ini bağışlayabilmektedir.

Tam bu noktada Atatürk, hiç kimsenin kolay kolay yapmayacağı bir davranış sergileyerek bu malların tamamının bağışlanabilmesi için bir kanun çıkartmıştır.

12 Haziran 1933 tarih ve 2307 sayılı kanunla Gazi Mustafa Kemal Hazretleri’nin mallarının mahfuz hisseler hakkındaki hükümden müstesna olduğu hususu hüküm altına alınmıştır.

🔟- Atatürk, sahip olduğu çiftlikleri hazineye hediye etmesinden dolayı kendisine hükümet adına teşekkür eden İsmet İnönü’ye gönderdiği cevabî mektupta, çiftliklerini Türk köylüsüne bağışlamanın küçük bir görev olduğunu ve asıl vermeyi düşündüğü armağan karşısında hiçbir değere sahip olmadığını ifade ederek ve asıl vermeyi düşündüğü armağanın canı olduğunu, zamanı geldiğinde zamanı geldiğinde Türk milletine en büyük armağanı olmak üzere canını vereceğini ifade etti.

Mektubun tam metni:

"Hatırlarsınız, Türk köylüsünün Türk’ün efendisi olduğunu söylediğim zamanı. Ben o efendinin isteği ve iradesi altında yıllardan beri çalışmış olan bir hizmetçiyim. Şimdi beni çok duygulandıran olay, değersiz olsa da Türk köylüsüne ufak bir görev yapmış olduğumdur. Milletin Yüksek Temsilciler Kurulu bunu iyi görmüş ve kabul etmişler ise, benim için en unutulmaz bir mutluluk anısını bana vermişlerdir. Bundan ötürü çok yüksek bir zevkle millet, memleket ve Cumhuriyet hükümetine yapmak zorunda olduğum görevlerden en basiti karşısında gösterilmiş olan iyi duygulardan ne kadar heyecanlandığımı anlatacak güçte değilim. Söz konusu olan armağan Yüksek Türk Milletine benim asıl vermeyi düşündüğüm armağan karşısında hiçbir değere sahip değildir. Ben gerektiği zaman en büyük armağanım olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim."

Share this Scrolly Tale with your friends.

A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.

Keep scrolling