Önce @HurAyse 'nin verilerini düzelteyim de düzgün tartışalım:
1) Tepedeki %1, tüm servetin değil, geçen sene yaratılan servetin %82'sine sahip (Oxfam). Toplamınsa yarısına.
Ve bu %1'de siz de varsınız+
Hayırlı olsun. Hayatınızda alakanız olmadığı Bangladeşlileri "sömürdüğünüz" için, gelecek Pazar kilisede günah çıkarırsınız artık.
1.5 milyar kişinin, açlık sınırının *yarısında* yaşayabildiğine nasıl inanıyor insanlar? Güneş enerjisiyle mi beslendiklerini düşünüyorlar?
Ama "1.5 milyar yoksul" rakamı da yalan çünkü +
Fakir ülkelerde $1.25 veya $2 sınırı varken, gelişmiş ülkeler "curve yapıyor" (örnek: en alttaki %15).
oxfamblogs.org/fp2p/should-po…
Dolayısıyla 1.5 milyarın yarısı, gelişmiş ülke "fakirleri". Mutlak ölçütlerden gidersek tablo çok farklı:
Yani 1.5 milyar kişi $1 altında yaşamıyor, 760 milyon $1.90 altında yaşıyor.
worldbank.org/en/topic/pover…
($1.90 limiti PPP, yani alım gücüne oranlı)
En zengin 85 kişi, en yoksul 1 milyarın yoksulluklarının sebebi değil. Warren Buffett, Çinli köylüleri sömürdüğü için zengin olmadı. Google'ın piyasa değeri, gariban Türk işçisinin teri ile artmıyor.
Adaletsizlik istatistiklerini yanyana görünce, otomatikman sebep-sonuç ilişkisi kuruyoruz. Halbuki "siz ayrı dünyaların insanlarısınız".
Pastanın büyüklüğü (gelişim) ve onun paylaşımı (adalet) ayrı şeyler. Sosyalist ülkelerde adalet olsa bile -ki yok- pasta yetmiyor. Pastayı bırak, ekmek bulamıyorlar.
Çin'e bakın:
35 senede 600 milyon Çinli'nin sefaletten kurtulup pastayla tanışması, yani tarihin açık ara en büyük toplu kalkınması bir sosyalist başarı öyküsü değil.
Asıl soru şu: 600 milyonu sefaletten kurtaran *daha fazla* sosyalizm miydi?
Daha fazla sosyalizm bazen daha fazla sefalet -ve otokrasi- yarattı ama ne zaman toplumları sefaletten kurtardı?
İşin aslı, kapitalizm ile sosyalizm arasında öyle siyah-beyaz bir ayrım da yok +
Yarın otomasyon arttıkça bu politikalar da artacak.
Fakat Avrupalı zenginle Afrikalı fakiri yanyana koyup, "çare Sosyalizm" demenin ne kadar hatalı olduğunu anladık umarım.
(son)
1) 30bin euro servet, sizi en zengin %1'e sokmuyor. Onun için 720 bin euro lazım.
Ama orada "yeni yaratılan servetten alınan pay"ı konuşuyorduk. Ayşe'nin bilmeden verdiği o istatistikte %1'e girmek için, son senede servetinizin 30k euro artması yeter.
(Kitabı çok uzun gerçi de, özetlerini okuyun, adamın tezleri hakkında yazılan makalelerin haddi hesabı yok)
İlk cevap bu önkabulu doğru farzediyor: Labda değil dünyada olduğumuz için, "kendi iyi de çevresi kötüydü" demek yeterli değil. Ayakta duramıyorsa ne işimize yarayacak?
Yine Çin örneği: Great Leap Forward'ın, devasa bir açlığa dönüşmesi, bir ABD ambargosu yüzünden veya IMF kredileri yüzünden olmadı.
Bu bir "kapitalizm süper, sosyalizm rezalet" floodı değildi. İkisini, birbirinden uzakta iki nokta yerine, kesişimleri olan iki küme olarak düşünmek lazım. Her ülke, bu çok boyutlu kesişimlerin bir noktasında.+
Dahası, hangi politika kombinasyonunun doğru olduğu da, toplumun şartlarına göre değişiyor. Flood'ın ikinci ana fikri de buydu. Örneğin +
Bir noktadan sonra pastanın paylaşımı, büyümesinden daha önemli oluyor. Bugün bence ABD'ye gereken politika kümesi daha sosyalist.
(yine son)
"uzaktan" çünkü sosyalizmle doğrudan bağ kurmadım (yine de Çin ve SSCB'ye bir bakın)
"alakalı" çünkü Dünya çoğumuzun sandığından daha hızlı biçimde daha iyiye gidiyor. Kolay gelsin