Damar duvarı 3 tabakadan oluşmuştur.
En içteki intima (endotel) tabakasıdır,kan akımı için pürüzsüz bir yüzey sağlar.
Ortadaki media tabakası,damarın sağlam ve dayanıklı olmasını sağlar.
Bütün bu 3 tabakayla damar duvarı,kalbin pompaladığı ve içinden geçen yüksek kan basıncına bir ömür boyu dayanır.
Damar genişleyip balonlaştıkça,zaten zayıflamış duvarı daha da incelir,zayıflar,dayanıksız hale gelir.
Sadece dış zar tabakası da bir süre sonra patlar.
Başlıca 4 grupta toplanabilir:
1-Ateroskleroz:
Diyabet,obezite,hipertansiyon ve sigara gibi risk faktörleri yüksek kolesterolün de desteğiyle damar duvarını bozar,zayıflatır,kırılgan (frajil) hale getirir.
Yüksek kan basıncı,özellikle hiç tedavisiz ise,daha ateroskleroza neden olmadan da anevrizma yaratır.Damar yırtılması ve rüptürün en önemli nedenidir.
3-Doğuştan gelen bazı anomaliler:
örn.aort kapağın 2 yapraklı olması ( biküspit aort) gibi
Bazı ailelerde genlerdeki bir sorun nedeniyle damarın o dayanıklılığını sağlayan media tabakası doğuştan zayıftır veya genç yaşlarda sebepsiz yere hızla zayıflamaya başlıyor. Ne şansızlık!
Aniden,genç ölümlerin bir nedeni de budur.
Bahsettiğim bu ameliyatla tedaviler çok başarılı olur,neredeyse risk %1 in altındadır.
AMA,şimdi gelelim madalyonun önür yüzüne:
Anevrizma aşamasında farkedilmeyip de o bahsettiğimiz rüptür (patlama) ya da disseksiyon (yırtılma) olayına maruz kalınırsa ani hayati tehlike çok yüksek oluyor.
İç kanama veya kalp,beyin,böbrek yetersizliği kaçınılmaz.
Aile öyküsü olan veya bahsedilen risk faktörlerine sahip insanların mutlaka normal kontrollerine ilaveten Kalp Ekosu yaptırmaları gerekir.
Eko ve gerekirse tomografi ile teşhis çok kolaydır.
Doğuştan biküspit aort kapağı olanlarda ise 4,5 cm olunca ameliyat öneriyoruz.