Friedrich Hegel
Jean-Jacques Rousseau
👉Devletin doğal bir varlık olduğunu,
👉Devletin yapay bir varlık olduğunu,
savunan görüşler var.
Göbeklitepe,gibi tarihin sürprizleri var, bazen bilim de kesin olmadığı için(yenilenebilir bilgilerle tarihin gelişimini etkileyen durumlardan dolayı)kesin bilinemez
çekilirken), ahlak denildiğinde ise daha çok mutluluk ve fazilet
kavramları ön plana çıkmaktadır. Nitekim Farabi’ye göre, insanın var oluşundan maksat, yüce mutluluğa erişmesidir.
manevi önemine dikkat çekmesi Muhammed’in şu hadisini hatırlatmaktadır:
olursa bütün vücut iyi olur. Eğer o bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası ‘kalp’tir.”
👉Fâsık devlet ve millet,
👉Câhil devlet ve millet,
👉Sapık devlet ve millet.
👉kanunlar mükemmel olsa da idare fena olur.
(Özetlediğim kaynağın dışına çıkarak şu notu yazmalıyım, filozoftan öte teolog buluyorum onu.)
Meşşâî felsefesinin en öenmli temsilcilerinden ve Aristo’nun eserlerini kendi
doktrinine bağlı olarak şerhettiği için “eş-şârih” olarak bilinen İbn Rüşd’ün devlet anlayışı hakkında öncelikle dikkati çeken şey, Platoncu ve İslami öğelerin ağırlığıdır.
adlı eseri üzerine şerh yazması dikkat çekicidir.
gereklilik ise, aynı şekilde insan, ahlaki erdemleri de ancak toplumla yaşayarak öğrenebilir. İnsanı hayvandan ayıran şeyin, sosyal bir varlık olmasının da altını çizer ki insanın devletsiz yaşayamayacağını öne sürer.
İbn Rüşd’e göre ideal devlet
👉İslam dininin hükümleri (Şeriat) imâm
veya
👉emîru’l-mü’minîn
diye adlandırılan ideal yöneticisi olmalı.
İbn Rüşd’e göre demokrasi ile idare edilen şehirde ev, olması gereken ilk şeydir. Zaten şehir de bunun içindir.
1- Egemenlik
2- Kamusallık
3- Meşruluk
4- Hükmetme
(Acaba hala devletimiz var mı diye düşünüyorum...)
Marx’a göre devlet belli bir sınıfın çıkarını savunmak için belli bir sınıf tarafından (burjuva sınıfı) oluşturulmuştur.
Geçici Bir Kötülük Olarak Devlet; Klasik sosyalist terminolojide devlet pratikte her zaman egemen sınıfların çıkarlarına hizmet etmiştir.
Komünist manifestoya göre modern devlet, bütün bir burjuvazinin ortak işlerinin yürütücüsüdür.
Göre Devlet Çağdaş siyasi doktrinler içinde devleti yücelten tek ideoloji, görüş, faşizmdir. Hitler için devlet, ırkın üstünlüğünü sağlamak için bir araç iken Mussoloni için devlet bizatihi amaçtır.
Liberalizmin temel ilkeleri; bireycilik, özgürlük, piyasa ekonomisi ve sınırlı devlettir. Liberalizm bireyi felsefesinin temeline aldığı için “birey” liberal felsefede her şeye öncüldür.
İngiliz düşünür Thomas Hill Green (1836-1882), klasik liberalizmin temel tezlerine ve faydacı felsefeye karşı çıkarak, devletin işlevinin sadece piyasanın düzenli işlemesini sağlamaktan ibaret olmadığını,
İnsanlığın modern zamanlarda içinde bulunduğu duruma karşı eleştirilerin biçimlendirdiği bir düşünce geleneği ve yaklaşık 300 yıllık siyasi ideoloji olarak “Muhafazakarlık”, genel olarak güçlü devletten yana olarak bilinir.
Anarşist felsefede her türlü otorite kabul edilemez. Devleti otoritenin en son hali olarak değerlendiren anarşist geleneğe göre devlet, kötülüklerin başıdır. Anarşist felsefede devlet, insan özgürlüklerinin önündeki engeldir.
Hukuk devleti, tüm eylem ve işlevlerinde hukukun genel ilkelerine bağlı kalan ve meşruiyetini de bu bağlılıktan alan devlet türüdür. Ancak burada “kanun devleti” ile “hukuk devleti” arasında net bir fark vardır.