Hata bende ama. Bugün zinciri düzeltip uzatayım. İkna psikolojisi, tarih, özgürlük...
Diyaloglarda dikkatimi çeken şey Sokratik metodu uygulamanın zorluğu. Bence bunu Sokrates'in kendisi bile yapamıyordu. Nedir bu metod?
Ama bir diyalog sürecinde, karşıdakinin kendi yanlışını bulmasına yardımcı olmak çok daha etkili. Sokrates'in olayı kağıt üstünde bu.
Fakat Platon'un diyaloglarındaki ideal senaryoların aksine, zamane insanları Sokrates'in bunu becerdiğini düşünmüyorlar. Aksine ona kıl oluyorlar ve "profesyonel laf ebeleri" olan sofistlerle özdeşleştiriyorlar.
Böyle davranırsan, hele de biraz ukala isen, yine karşıdakinin egosunu rencide etmiş olursun, ikna yolları sana kapanır. Bence Sokrates'in gerçek imajı buydu.
Platon bunu bir iltifat olarak kullanır. Uyuşukluk eden hayvanı (Atina toplumu) uyandıran ve doğru yola sevk eden bir at sineği.
Ben bile ufak çapta bir at sineğim ve Twitter irili ufaklı at sinekleriyle dolu zaten.
O yüzden biz konuya başka yerden yaklaşalım: Grup seçilimi
fularsizentellik.com/journal/2016/5…
Atina yabancılara, mültecilere açık bir şehir ve bir demokrasi. Sparta ise militer, elitist ve "birlik, beraberlik, korku ve savaş" sloganıyla yürüyen bir toplum.
Hemen iki parantez:
Atina "demokrasisi", sadece özgür erkek vatandaşlara mahsus, ki muhtemelen nüfusun %10'u ediyor bu.
Yeni öğrendiğim bir şey: Sparta hakkında bilinen hemen her şey dış kaynaklardan geliyor. Özellikle de Atinalılardan. O yüzden bu karşılaştırma pek adil değil.
Devam...
Grup açısından bakarsak (yani şehir devletlerini birer organizma olarak düşünürsek) Sokrates gibi at sinekleri Atina'yı daha kuvvetli mi yapıyor, daha zayıf mı?
Benzer soru: İngiltere liberalizmi ve demokrasisi, Nazilere karşı bir zayıflık mıydı?
Atina ise hem siyasi bir yapı olarak daha uzun ömürlü oldu, hem de Aydınlanma Çağı'nı etkileyerek bugün yaşayan her insana dokundu.
Ama illa böyle olması gerekiyor muydu? İlla açık toplum mu kazanır?
Bu görüşün ne kadarı Platon'un, ne kadar Sokrates'in bilinmez, lakin Devlet'te anlatılan "ütopya", Sparta'ya daha yakın totaliter bir rejim.
fularsizentellik.com/journal/2016/7…
"Ahenkli ve militer bir toplum, at sinekleriyle dolu kozmopolit bir toplumu yer. Hayatta kalmak için adapte olmalıyız"
Eski bedenini bırakıp, daha büyük bir bedene geçen bir virüs gibi...
Bir yanda ahenk (birlik beraberlik, örf adet, mahalle baskısı, süperego), bir yanda da yeniliklere açıklık (at sinekleri).
Bireysel seviyede daha Spartalıyız. Tasarımımızda olan confirmation bias (mevcut önyargılarını güçlendiren bir feedback loop) buna delil. Groupthink yatkınlığı buna delil.
İnsan evriminin ilk %99'luk kısmında, optimum nokta Spartalılığa yakın olmuş. Ve onun psikolojik mirasını halen taşıyoruz.
-Sokrates'in kişisel ikna tekniği
-Kozmopolit-monolit veya demokrasi-otokrasi
-İnsanın bireysel evrimi ve toplumsal evrimi
Şimdi gelelim Sokrates'in davasına ve (spoiler alert) idamına.
(10 dk ihtiyaç molası)
Sokrates'e getirilen suçlama "gençlerin ahlakını bozmak" ve "dini değerleri aşağılamak, resmi Tanrıları kabul etmemek".
Taa 2300 sene sonra bile aynı sorunları yaşadığımız için, "Sokrateslar ölmez, Mustafa Kemaller ölmez" sloganıyla konuyu kapamak epey çekici.
Avukat veya hakim yok. Savcı var, Sokrates de kendini savunuyor. Ve savunma sonrası ilk oylama "suçlu mu değil mi" oylaması.
Zira Sokrates konuyu hemen Atina'nın nasıl bir toplum olduğuna getirmiş. "Siz beni değil, Atina'yı ve kültürünü yargılıyorsunuz"a getirmiş.
Bu basit bir ikiyüzlülük suçlaması değil. Siyasi konjonktür, Sokrates'e tamamen karşı. Dört faktör var:
a) Atina değerlerini bozması (suçlama bu)
b) Genel Sparta sempatisi
c) Alcibiades ile olan yakın ilişkisi. Ki kendisi felakat ile sonuçlanan Sicilya seferinin mimarı, sonra da Sparta'ya sığınıyor, sonra onlara da ihanet ediyor vs.
d) Son faktör ise "30 tiran". Ne bu?
Bu tiranlardan bazıları Sokrates'in eski öğrencileri.
İlk oylamadan sonra, sıra cezayı belirlemeye geliyor. Savcı idam istiyor. Sokrates'in de kendi cezasını önerme hakkı var. Ev hapsi filan istese kurtaracak paçayı. Ama istemiyor, derdi başka.
Bu, milleti dellendiriyor ve ilk oylamada "suçlu" oyu kullanandan fazlası, 2. tur oylamada "idam" oyu veriyor.
Paralı arkadaşları ödemeyi teklif ettiklerinde bunu da reddediyor.
Sokrates prensipli adamdı. Kaçma şansı vardı ama ölmeyi seçti
Yani Sokrates'in tarzıyla veya siyasi konjonktürle işi bulandırma denilebilir. Hele de Batı değerleri hem dışardan (siyasal İslam) hem de içerden (postmodernizm) saldırı altındayken.
(Bir araba laf edip de konuyu böyle bağlamaya el verecek trollük seviyesine gelemedim. Neyse. Bu arada böyle geçerken bir sürü konuya değiniyorum ya, "ana fikri ne şimdi?" kafasına girmeyin, o yolun sonu hayalkırıklığı.)