, 39 tweets, 6 min read Read on Twitter
1/ Dün gece Sokrates hakkında kısa bir zincir yaptım, iş acayip yerlere gitti, "Atina'nın bekası ve dinimiz için idamı meşrudur" demişim gibi taşak geçmişsiniz. Resmen Doğu Perinçekçi olduk :)

Hata bende ama. Bugün zinciri düzeltip uzatayım. İkna psikolojisi, tarih, özgürlük...
2/ Ben Sokrates'i, Platon'dan okudum. Diğer kaynaklarınsa özetini sağdan soldan okudum. Yani Sokrates'i en çok ben bilmem, en çok bana sormayın.

Diyaloglarda dikkatimi çeken şey Sokratik metodu uygulamanın zorluğu. Bence bunu Sokrates'in kendisi bile yapamıyordu. Nedir bu metod?
3/ Bir konuda, kusursuz bir karşı argümanla, tüm hatalarınızı sıralasam, sizi ikna şansım %5 olur. Özellikle yazılı ortamda.

Ama bir diyalog sürecinde, karşıdakinin kendi yanlışını bulmasına yardımcı olmak çok daha etkili. Sokrates'in olayı kağıt üstünde bu.
4/ Hatta normalde, bir tartışmada ne önkabullerimizin farkındayız, ne de iddiamızın (iddia noktası sürekli oynar). Sokrates, bunları rakibine söyleterek, sabitliyor ve ona benimsetiyor. Bu zahmetli bir iş ama iknayı kolaylaştırıyor. Kişi, kendi kendini ikna ettiğini sanıyor zira.
5/ Bunlar zamanının çok ötesinde şeyler.

Fakat Platon'un diyaloglarındaki ideal senaryoların aksine, zamane insanları Sokrates'in bunu becerdiğini düşünmüyorlar. Aksine ona kıl oluyorlar ve "profesyonel laf ebeleri" olan sofistlerle özdeşleştiriyorlar.
6/ İngilizcede bir laf vardır bildin mi: "patronizing". Tepeden bakan + abilik taslayan + yalandan iltifat eden

Böyle davranırsan, hele de biraz ukala isen, yine karşıdakinin egosunu rencide etmiş olursun, ikna yolları sana kapanır. Bence Sokrates'in gerçek imajı buydu.
7/ Bunlar işin bireysel kısmıydı. Gelelim toplumsal rolüne. Sokrates için "toplumu rahatsız eden bir at sineği" tabiri kullanılır. (gadfly).

Platon bunu bir iltifat olarak kullanır. Uyuşukluk eden hayvanı (Atina toplumu) uyandıran ve doğru yola sevk eden bir at sineği.
8/ Benim için, "toplumu rahatsız eden at sinekleri ezilmeli mi" sıkıcı bir konu. Çünkü cevabı bariz: Hayır

Ben bile ufak çapta bir at sineğim ve Twitter irili ufaklı at sinekleriyle dolu zaten.

O yüzden biz konuya başka yerden yaklaşalım: Grup seçilimi

fularsizentellik.com/journal/2016/5…
9/ O zamanlar Atina ile Sparta rekabet halinde. Ve bambaşka siyasi modelleri temsil ediyorlar:

Atina yabancılara, mültecilere açık bir şehir ve bir demokrasi. Sparta ise militer, elitist ve "birlik, beraberlik, korku ve savaş" sloganıyla yürüyen bir toplum.

Hemen iki parantez:
10/
Atina "demokrasisi", sadece özgür erkek vatandaşlara mahsus, ki muhtemelen nüfusun %10'u ediyor bu.

Yeni öğrendiğim bir şey: Sparta hakkında bilinen hemen her şey dış kaynaklardan geliyor. Özellikle de Atinalılardan. O yüzden bu karşılaştırma pek adil değil.

Devam...
11/ Soru şu:

Grup açısından bakarsak (yani şehir devletlerini birer organizma olarak düşünürsek) Sokrates gibi at sinekleri Atina'yı daha kuvvetli mi yapıyor, daha zayıf mı?

Benzer soru: İngiltere liberalizmi ve demokrasisi, Nazilere karşı bir zayıflık mıydı?
12/ Bunlar hileli sorular değil: 3. Reich yok artık. Sparta kültürü yok.

Atina ise hem siyasi bir yapı olarak daha uzun ömürlü oldu, hem de Aydınlanma Çağı'nı etkileyerek bugün yaşayan her insana dokundu.

Ama illa böyle olması gerekiyor muydu? İlla açık toplum mu kazanır?
13/ İşin ironik yanı: Sokrates'in kendisi Atina'yı fazla açık ve demokratik olmakla eleştirip, Sparta'yı övüyor.

Bu görüşün ne kadarı Platon'un, ne kadar Sokrates'in bilinmez, lakin Devlet'te anlatılan "ütopya", Sparta'ya daha yakın totaliter bir rejim.

fularsizentellik.com/journal/2016/7…
14/ Yani bizim gibi geçmişe bakma lüksü olmadığı için, bu rekabetin Atina'nın sonu olacağını düşünmüş. Evrim terminolojisini bilmese de, aynı içgörüye erişmiş:

"Ahenkli ve militer bir toplum, at sinekleriyle dolu kozmopolit bir toplumu yer. Hayatta kalmak için adapte olmalıyız"
15/ Fakat Sparta ile mücadele edebilecek bir toplumun, "Sparta'dan çok Spartacı" olması, zaten Sparta kültürünün zaferi olacaktır.

Eski bedenini bırakıp, daha büyük bir bedene geçen bir virüs gibi...
16/ Bu arada Sparta ile Atina mücadelesini bir "yönetim modeli savaşı"na indirgeme taraftarı değilim. Bir sürü başka faktör var. Sparta'nın tarım için köle işgücüne bağımlı olması, tüm denklemi değiştiren bir şey mesela. Bu olmadan da otokrasi vs demokrasi maçı olabilirdi. Neyse
17/ Konuyu buralara getirmemin sebebi şuydu. Grup seçiliminde bir alışveriş (tradeoff) var.

Bir yanda ahenk (birlik beraberlik, örf adet, mahalle baskısı, süperego), bir yanda da yeniliklere açıklık (at sinekleri).
18/ Yeniliğe çok açık olanlar, ahenk sağlayamadıkları için komşuları tarafından ezilirler. Yeniliğe kapalı olanlarsa o anki şartlar altında kuvvetlilerdir, ama şartlar değiştiği anda (kıtlık, yeni ticaret yolları, vs) yıkılırlar.
19/ İnsan evrimi, bu iki yöne yatkınlık arasında bir denge tutturmuş. Fakat bu ilginç bir şekilde olmuş:

Bireysel seviyede daha Spartalıyız. Tasarımımızda olan confirmation bias (mevcut önyargılarını güçlendiren bir feedback loop) buna delil. Groupthink yatkınlığı buna delil.
20/ Karizmatik bir konuşmacıyı dinlerken, eleştirel düşünce ile alakalı olan prefrontal cortex'in resmen şalterleri indirmesi buna delil.

İnsan evriminin ilk %99'luk kısmında, optimum nokta Spartalılığa yakın olmuş. Ve onun psikolojik mirasını halen taşıyoruz.
21/ Atinalılığa yaklaşmamız ise kurumlar yoluyla oluyor. Sokrates gibi kıl birine müsamaha göstermek, ifade özgürlüğüne saygı duymak, vs, insana doğal gelen bir şey değil ama asırlar boyunca yavaş yavaş, bu değerleri inşa etmişiz.
22/ Toplanıp yan kabileyi basabilmenin getirisi, bir noktada yeterince düşmüş. Onun yerine farklı istekleri, kimlikleri, ekonomik statüleri olan bir sürü insanı, daha geniş paydada buluşturabilmenin değeri artmış. Hak hukuk ve çeşitli -izmler bunlar.
23/ Atinalılar bu yolda olduklarından ötürü gurur duyuyorlardı. Zaten Sokrates gibi bir at sineğinin Sparta'da barınamayacağı kesin. O ancak Atina'da çıkar, ancak orada yıllarca hayatta kalır, meşhur olur ve öldükten sonra da okunmaya devam edilirdi.
24/ Şimdiye kadar nelerden bahsettik:

-Sokrates'in kişisel ikna tekniği
-Kozmopolit-monolit veya demokrasi-otokrasi
-İnsanın bireysel evrimi ve toplumsal evrimi

Şimdi gelelim Sokrates'in davasına ve (spoiler alert) idamına.

(10 dk ihtiyaç molası)
25/ Döndüm.

Sokrates'e getirilen suçlama "gençlerin ahlakını bozmak" ve "dini değerleri aşağılamak, resmi Tanrıları kabul etmemek".

Taa 2300 sene sonra bile aynı sorunları yaşadığımız için, "Sokrateslar ölmez, Mustafa Kemaller ölmez" sloganıyla konuyu kapamak epey çekici.
26/ Fakat Sokrates'in mahkemesi ilginç. Tahminen 500 kişilik bir jüri var. Atina zaten ufacık yer, 500 kişilik davayı bütün şehir konuşuyor.

Avukat veya hakim yok. Savcı var, Sokrates de kendini savunuyor. Ve savunma sonrası ilk oylama "suçlu mu değil mi" oylaması.
27/ Bazı kaynaklara göre sadece 30-40 oyla kaybediyor Sokrates. Yani yıllarca kıl ettiği insanların neredeyse yarısı tahliye istemiş.

Zira Sokrates konuyu hemen Atina'nın nasıl bir toplum olduğuna getirmiş. "Siz beni değil, Atina'yı ve kültürünü yargılıyorsunuz"a getirmiş.
28/ Belki ayrıntıları bilmediğim içindir: Burada "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" tepkisi veriyorum. Hani Sparta gibi olalım diyordun?

Bu basit bir ikiyüzlülük suçlaması değil. Siyasi konjonktür, Sokrates'e tamamen karşı. Dört faktör var:
29/
a) Atina değerlerini bozması (suçlama bu)

b) Genel Sparta sempatisi

c) Alcibiades ile olan yakın ilişkisi. Ki kendisi felakat ile sonuçlanan Sicilya seferinin mimarı, sonra da Sparta'ya sığınıyor, sonra onlara da ihanet ediyor vs.

d) Son faktör ise "30 tiran". Ne bu?
30/ Birkaç sene önce Sparta yanlısı bir kukla rejimi Atina'ya hakim oluyor ve bu süreçte, nüfusun %5'i öldürülüyor, bir sürü kişinin malına el konuyor. TR'de birkaç sene içinde 4 milyon kişinin öldürüldüğünü düşünün. Travma.

Bu tiranlardan bazıları Sokrates'in eski öğrencileri.
31/ Sokrates'in bunlara ne kadar sempati duyduğu bildiğim kadarıyla belirsiz. Ama önemli olan, mahkemede, bu travmadan yeni çıkmış insanların kafasındaki algı. Sokrates'in hem bu Sparta yanlısı tiranlarla, hem ihanet edip Sparta'ya kaçmış Alcibiadesle yakın ilişkisi var mı, var.
32/ Dolayısıyla buna rağmen, neredeyse tahliye edilecek olması inanılmaz bir şey bence.

İlk oylamadan sonra, sıra cezayı belirlemeye geliyor. Savcı idam istiyor. Sokrates'in de kendi cezasını önerme hakkı var. Ev hapsi filan istese kurtaracak paçayı. Ama istemiyor, derdi başka.
33/ "Ceza" olarak, sadece kahramanlara ve Olimpiyat birincilerine özgü bir rütbe istiyor. Bu sadece ömür boyu bedava yemek hakkı da doğacak.

Bu, milleti dellendiriyor ve ilk oylamada "suçlu" oyu kullanandan fazlası, 2. tur oylamada "idam" oyu veriyor.
34/ Gerçi, ilk isteğinden sonra işi para cezasına döküyor ve pazarlığa tutuşuyor ama önerdiği rakamlar da komik, çünkü parası yok.

Paralı arkadaşları ödemeyi teklif ettiklerinde bunu da reddediyor.
35/ Dün bu olaydan bahsederken, hatalı bir mantık kurdum. Mahkemedeki savunması üzerinden, ikna kabiliyetine saldırdım. Sonra biraz düzelttim gerçi ama karıştı ortalık, şimdi netleştireyim:

Sokrates prensipli adamdı. Kaçma şansı vardı ama ölmeyi seçti
36/ Verdiği dersin (adaletin önemi, idam cezasının ağırlığı) bu kadar etkin olacağını ne kendisi, ne de Platon biliyordu ama tarihin bir cilvesi sonucu, hikayesi taa modern zamanlara kadar ulaştı ve bir adalet, özgür ifade sembolü oldu. Yani bizim açımızdan, fedakarlığına değdi.
37/ "Sokrates'in idamı meşru muydu değil miydi" tartışması anakronizm batağına saplanmak zorunda. Ben olsam idam etmezdim ama ben de zaten bu halimle orada olamazdım. Belki ifade özgürlüğüne inanmazdım, belki çocuğumu 30 tiran öldürmüş olurdu, ben de intikamımı alırdım.
38/ Bu idamın, "yobazlık ve faşizm karşıtı" bir sembol olması belki son kertede iyi bir şey.

Yani Sokrates'in tarzıyla veya siyasi konjonktürle işi bulandırma denilebilir. Hele de Batı değerleri hem dışardan (siyasal İslam) hem de içerden (postmodernizm) saldırı altındayken.
39/ Ama biz bizeyken söyleyeyim: "Shaq adam değil".

(Bir araba laf edip de konuyu böyle bağlamaya el verecek trollük seviyesine gelemedim. Neyse. Bu arada böyle geçerken bir sürü konuya değiniyorum ya, "ana fikri ne şimdi?" kafasına girmeyin, o yolun sonu hayalkırıklığı.)
Missing some Tweet in this thread?
You can try to force a refresh.

Like this thread? Get email updates or save it to PDF!

Subscribe to Immanuel Tolstoyevski
Profile picture

Get real-time email alerts when new unrolls are available from this author!

This content may be removed anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!