Atlar, papağanlar, ve maymunların aritmetikle imtihanı.
Biyolojik dünyada sayısal anlayış araştırmaları.
16 Nisan 2019 Salı 09:30 acikradyo.com.tr/stream ve acikradyo.com.tr/program/44255/… podcast. +
1. Bütün insanlar sayı saymayı ve hesap yapmayı bilir.
2. İnsanlar dışında hiçbir canlıda sayı kavramı ve aritmetik hesap yeteneği yoktur.
"Numerik kognisyon" araştırmalarına göre, şempanzeler, yunuslar ve papağanlarda sayı kavramı var ve davranışlarına yansıyor.
Hans, bir ayağını yere vurarak saymaya başlıyor. 1, 2, 3, ... 19, 20.
Kalabalık heyecan içinde bekliyor.
Hans, 21 olunca duruyor.
Buyrun, işte doğru cevap!
Hans'ın doğru cevabı verebilmesi için üç farklı ve zor şeyi becerebilmesi gerek:
1. Almanca soruları anlaması.
2. Aklından aritmetik hesap yapması.
3. Bulduğu sonucu insanların anlayabileceği şekilde ifade etmesi.
Komisyon 1904'de yayımladığı raporla, olayı çözemediğini itiraf ediyor.
von Osten, raporun kendisinin doğaüstü güçlere sahip olduğunu doğruladığını öne sürüyor ve gösterilerine devam ediyor.
Hans'ın, sahibini göremediği durumlarda da verdiği cevaplar, yanlış.
Ama aradaki nedensellik ilişkisi belirsiz.
von Osten atına kasten bir sinyal göndermiyor ama doğru cevaba ulaştığında,Hans bunu sahibinin vücut dilinden anlıyor ve o noktada duruyor.Böylece doğru cevabı farkında olmadan ifade etmiş oluyor.
Yani olayın mistik güçlerle ilgisi yok. Çözüm, atın olağanüstü hassasiyetinde.
(Ama çok etkileyici başka bir şey yapabildiğini, sahibinin vücut dilini bilim insanlarının göremediği bir hassasiyetle okuyabildiğini göz ardı etmeyelim.)
Peki, sayı saymayı becerebilen başka hayvanlar var mı?
[Daha sonraları Hauser tartışmalı bir şekilde üniversiteden ayrılmak zorunda kaldı, deneyle ilgili elimde yayımlanmış başka bir veri yok.]
A'nın kafesine iki tepsiyle yaklaşıyorsunuz, ama kolunun uzanamayacağı bir mesafede duruyorsunuz.
1. tepside iki üzüm tanesi, 2. tepside dört üzüm tanesi var.
Bunun üzerine siz o tepsideki üzümleri (A'nın görebileceği bir şekilde), komşusu B'ye veriyorsunuz.
A'ya da, seçmediği diğer tepsideki iki üzüm düşüyor.
Üstelik bu durumunda faili, bizzat kendisi.
Nitekim bir süre sonra A kendisine sunulan problemi çözüyor. Durumla uyumlu şekilde davranışını değiştiriyor.
Sistematik biçimde, iki tepsiden daha az üzüm olanına hamle yapmaya başlıyor.
A'nın seçtiği (daha az üzüm olan) tepsi komşusu B'ye gidiyor.
A ise seçmediği tepsideki daha çok üzüme kavuşuyor.
Tepsilerin üzerindeki üzümleri farkı o ana kadar hep 1-2 civarındayken, bu kez ilk tepside 1 üzüm, ikincisindeyse 20 üzümle A'ya yaklaşılıyor.
Ama öyle olmuyor.
A büyük bir heyecanla 20 üzümlük tepsiye doğru hamle ediyor, ya da böyle yapmaktan kendini alamıyor.
Yani burada yalnızca bir akıl işi yok, devreye giren bir de gönül işi var.
Diğer soruysa, sayısal anlayış ile ilgili. Tamarind maymunlarının davranışının sayılara, yani üzümleri saymalarına bağlı olduğunu söyleyebilir miyiz?
Tamarind maymunları bir, iki üç diyerek üzümleri sayıp buna göre hareket etmiyorlar.
Iki tepsideki üzüm öbeklerinin yarattığı görsel uyaran üzerinden, en fazla bir az-çok sınıflaması yaparak, tercihlerini belirliyorlar.
Bir üzüm tanesiyle, bir aradaki üç üzüm tanesinin görünüşündeki fark, ve sayıları bilinsin bilinmesin, birinin diğerinden daha çok olduğu anlayışı, yeterli.
Hayvanlarda sayı kavramının bulunduğuna dair büyük ölçüde kabul gören veriler, beklendiği gibi maymunlardan değil, bambaşka bir canlı türünden geliyor.
Gri Afrika papağanları.
Yani bir tepsideki tenis toplarının sayısını sayarak söyleyebilen Alex, daha sonra aynı sayma becerisini kibrit çöpleri, anahtarlar, veya ilaç kutularına da taşıyabilmişti.
Hayata veda ettiğinde ulusal kanallarda haber olan Alex'le ilgili küçük bir video:
Bazı araştırmalar, kimi alanlarda biz insanların en tepede olmadığımızı bile gösteriyor.
Podcast kayıtları:
ia800507.us.archive.org/32/items/AB21O…
ia800608.us.archive.org/34/items/AB28O…
Üstelik makaleye "adalet algısı" ('fairness perception') temasını yakıştıranlar, okurlar.
De Waal'in başlığı: "Maymunlar Eşitsiz Ücreti Reddediyor".
Maymunlar bu taşları yaptıkları bir iş sayesinde elde ediyorlar, ama daha sonra bir yiyecek parçasıyla değiştirebiliyorlar.
Salatalık fena bir yiyecek değil, maymunlar seviyorlar.
A da, "parasını verip aldığı" salatalığı afiyetle yiyor.
İçindeki şeker yoğunluğu nedeniyle, üzüm Kapuçin maymunları için her zaman salatalığa yeğlenecek bir yiyecek.
Birazdan, deneyde üzüm yüzünden bir dram yaşanacak!
Ama karşılığında bir salatalık parçası yerine bir üzüm tanesi alıyor.
Hem de A'nın gözleri önünde.
Makaledeki "aynı iş, farklı ücret"benzetmesi bu durumdan kaynaklanıyor.
Bunları nereden çıkarsıyoruz?
A'ya yeniden bir salatalık parçası verildiğinde gösterdiği tepkiden!
İlgilenenler konuşmanın bütününü şurada bulabilir (İngilizce):
Çok tanıdık, bildik bir tepki.
Çünkü, Darwin'in söylediği gibi, hayvanlarla insanlar arasında bir süreklilik var.
Bu Kapuçin maymunu daha "hesapçı" davranabilirdi.
Hiç yoktan iyidir diye salatalığa razı olabilirdi.
Öyle yapmamasını, adaletsizliğe isyan etmesini, kendimize yakın buluyoruz.
Saymakla başladık, nerelere geldik.
Bu küçücük beyinli maymundan bile öğreneceğimiz şeyler olabilir.
Geçmiş programların özetleri ve aktardığımız kaynaklar: acikradyo.com.tr/program/acik-b…
Podcast kayıt arşivi: acikradyo.com.tr/program/44255/…
Yalnız biz insanların değil, atlar, papağanlar ve maymunların sayılarla imtihanı. Peki, adalet bunun neresinde?
Kaçıranlar için, program özeti, kaynaklar, ve podcast: acikradyo.com.tr/acik-bilinc/sa…