1-Evet sevgili dostlar seçim yarışı kıran kırana devam eder ve tüm gözler İstanbul’da çıkacak sonuçlara kilitlenirken geçtiğimiz günlerde aday ilan edildiği günden bu yana +++
Tabii ki hayır…
Tarih yapraklarını bu kez 19 sene öncesine saracağız…
TARİH:Mayıs 2000 …Fazilet Partisi içerisinde “Yenilikçiler-Gelenekçiler” ayrışması yaşanmış ve Erdoğan-Gül ikilisinin başını çektiği “Yenilikçiler”+++
Ancak “Gömleği biçenlerin” onlara “Gardrobu” teslim etmek için çok önemli bir şartı vardır…
To:Mr. Recep Tayyip Erdogan
From:Ms. Ayla Bakkalli Date:July 2, 2001
Subject: Globalization: Is Turkish politics part of the solution or part of the problem?
cc: Mr. Muammer Saka and Mr. Süleyman Kaya
(KAYNAK:ARSLAN BULUT:KÜRESEL HAÇLI ESERİ)
Ve sonrasında Erdoğan ile AKP iktidara yürüyor!
Tabii ki hayır!
Küresel güç odakları 1 Mart Tezkeresi’nin CHP’nin tarihi çabaları ile reddi sonrasında çok net bir karar vererek Türkiye’de sadece iktidarı dizayn etmenin yeterli olmadığını ve +++
(Kaynak: SÖZCÜ GAZETESİ-SAYİME BAŞÇI)
Şimdi efendim bu SOROS, “HEDEF ÜLKELERDEKİ” projelerine kadro devşireceği ve +++
Bu LEUREATE VAKFI ve ÜNİVERSİTELER Grubu'nun en önemli özelliklerinden birisi de ünlü ABD Başkanı Bill Clinton ve eşi Hillary Clinton'un CLİNTON VAKFI tarafından desteklenmesidir...
1994 yılında yani TESEV'İN kurulduğu sene Türkiye'de pek çok kişinin dikkatini çekmese de ilginç ve önemli bir gelişme yaşanıyordu...
Kılıçdaroğlu çok başarılı olmuş ve gerçekten çok “profesyonelce” yönetilen bir kampanya ile “parlatılmıştır” Peki kim yapmıştır bu işi?
Burada karşımıza ÖYKÜ AJANS ve bu ajansın başkanı olarak Necati ÖZKAN ismi çıkmakta
Tesadüfe bakın ki Kılıçdaroğlu’nun 2009 seçim kampanyasını yürütüp “parlatılmasını” sağlamış kişi…Ve yürüttüğü bu kampanya ile 2010 ARİSTOTELES KÜRESEL KAMPANYA ÖDÜLÜNÜ alıyor…
Peki efendim bu Mehmet Ural aynı zamanda SOROS destekli 10 Aralık Hareketi’nin “POLİTİKA GELİŞTİRME KURULU” üyesi desek!
"Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayı'nda söylüyorum, CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğim"
Peki Kılıçdaroğlu bunu söylerken Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1991 Mayıs ayında, DYP-SHP koalisyonu hükümeti döneminde TBMM’de onaylanan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın 7 maddesine ve 10 paragrafına “şerh koyuyordu”
Yerel makamları doğrudan ilgilendiren konulara ilişkin planlama ve karar alma süreçlerinde kendilerine olanaklar ölçüsünde zamanında ve uygun biçimde danışılacak. (Madde 4, pa rag raf 6)
- Her devlet yerel makamların ortak çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için birlikte üye olma ve uluslararası yerel makamlar birliklerine katılma hakkını tanıyacak.
TARİH:2017
Kemal Kılıçdaroğlu, Oğuz Kaan Salıcı ve Canan Kaftancıoğlu’na “İstanbul’un %65’inin Karadenizli belediye başkanları tarafından yönetildiğini” ifade ederek, +++
O esnada yapılan anketlerde İmamoğlu’nun tanınırlık oranı %16’dır sadece…
Karadenizli,yıpranmamış,babası ANAP kurucularından eski ANAP İl Başkan Yardımcısı, amcası MHP eski İstanbul İl Başkan Yardımcısı, muhafazakar-milliyetçi çevrelere uzak olmayan bir sosyal demokrat!
Herkes bu genç adayın ne söyleyeceğini merak etmektedir ve Haliç Kongre Merkezi hınca hınç dolmuştur…
İmamoğlu konuşmaktadır:
“İstanbul böyle devam edemez yönetilemez. İstanbul bu yolla mutlu olamaz. +++
“”Nasıl yapacağım bunu? Her şeyden önce bir Kent Anayasası'yla.Toplumsal uzlaşmayla yazacağımız yeni bir mutabakat belgesiyle.”
Öncelikle son derece ters ve ezber bozan bir seçim stratejisi izlendi ve CHP’nin en az oy aldığı ilçelerden başlandı çalışmaya…
Ekrem İmamoğlu “seçim gecesi” için Onursal Adıgüzel’e verilen “veri aktarım” sistemine güvenmeyerek,kendisi özel ve ayrı bir “ekip kurdu”.
Şimdi bu yazdıklarımızın önümüze koyduğu “Veri tablosu”na bakarak okumamızı ve şahsi analizimizi yapacağız…
Bu kararı ve sebeplerini de yaklaşık 1,5 yıl önce yazdığımız 2009’DA “TEĞET” GEÇEN KRİZ,ŞİMDİ NEDEN DELİP GEÇİYOR? Başlıklı floodumuzda yazmıştık…
Ancak burada şöyle bir husus var…
İmamoğlu’nun önünün “açıldığı” bir gerçek…