Thread by @HurAyse

1/13 1964'te YUNAN UYRUKLU RUMLARIN TEHCİRİNİ SOLCU YÖN NASIL GÖRDÜ? @ToplumsalTarih'in Ocak 2018 tarihli 289. sayısında Emre Can Dağlıoğlu'nun makalesinden: YÖN,Rumların sınırdışı edilmelerinin zirvede olduğu Mart-Eylül 1964 döneminde kapalı olduğu için bu konudaki sınırlı

2/13 yazı varmış. İbrahim Çamlı'nın Eylül 1964-Nisan 1965'e kadar süren Kıbrıs yazılarında sınırdışı edilen Rumlardan bahsedilmezken, radikal.com.tr/yazarlar/ayse-… Samim Kocagöz,Ahmet Şükrü Esmer ve özellikle Niyazi Berkes'in yazıları Rumlara ve Patrikhane'ye düşmanlık içeriyormuş.

3/13 Kurucu kadrodan İlhan Selçuk'un Nisan 1965 tarihli 109. sayıdaki yazısında: [Belli merkezler tarafından tahrik edilen] Milli Misak dışında kalmış Rumlar, Ermeniler ve Kürtler, Türkiye'ye karşı Doğu Akdeniz'den Amerika'ya uzanan örgütlenme içindedir" der.

4/13 Hal böyleyken hükümetin tehcir uygulamasının ve Patrikhane'ye baskı yapmasının Türkiye'ye bir getirisi olmayacaktır.Bu hamleler Batı'ya koz vermektir. Selçuk Nisan 1966 tarihli 160. sayıda Süleyman Demirel'i Patrikhane'ye karşı vaat ettiği hamleleri yapmadığı için eleştirir.

5/13 İlhan Selçuk'a göre Patrikhane "Bizans kilisesinin devamı ve Amerika'nın desteklediği Yunan hülyalarının sağlam kalesidir. Patrikhane metropolitleri Anadolu şehirleri üstünde Yunan iddialarını unvanlarında taşımaktadırlar.

6/13 Yine Selçuk'a göre Demirel hükümetinin "haddi olmasa da" "Ayasofya minarelerinde ezan okutmak ve Patrikhane'yi yola getirmek" Amerikan kapitalizminin hoşuna gitmeyeceği için yapılması gereken hamlelerdir.

7/13 YÖN'ün ideologlarından Doğan Avcıoğlu ise "Rumların tehciri ve rehine olarak kullanılması hakim düşünce olsa bile uygun değildir" der. İtirazının iki nedeni vardır: Irkçılık kokması ve Türkiye'nin kolayca suçlanabileceği bir durum yaratması.

8/13 Dolayısıyla Avcıoğlu'na göre esas nokta Rumlara yönelik ayrımcılık ve hukuksuzluk değil, Türkiye'nin elinin Kıbrıs davasında zayıflamasıdır. Ayrıca Kıbrıs konusunda, Türkiyeli Rumları hedefleyen ekonomik bir misillemeye kategorik olarak karşı değildir.

9/13 Avcıoğlu Heybeliada Ruhban Okulu'nun Demokrat Parti hükümeti tarafından Yüksek Din Okulu ve Fakültesi" olarak kabul edilmesini de "Türkiye'nin aleyhine bir Rum genişlemesinin" parçası olarak görmektedir. (Patrikhane ve Heybeliada Ruhban Okulu hakkında:haksozhaber.net/oksijeni-kalma…

10/13 Emre Can Dağlıoğlu makalesini şöyle bitiriyor: "YÖN dergisinde Kıbrıs meselesi bağlamında yayımlanan yazıların önemli bir kısmı Rum tehciri ile Türkiyeli Rumlara ve Patrikhane'ye yapılan baskıları görmezden gelir ve bunlara hiç değinmez.

11/13 Kristina Boreus'un medyada söylemsel ayrımcılıkları sınıflandırırken belirttiği "görünmez kılma", hedef alınan gruptan hiç bahsetmeyerek o gruba yapılanı hasıraltı etme, o grubu "dışlama" metodudur. [D]erginin tehciri görmezden gelme tavrı örtük bir ayrımcılığa işaret eder.

12/13 "İlhan Selçuk ve Doğan Avcıoğlu'nun yazılarında görülen daha açık ayrımcı tavır ise özellikle Ekumenik Patrikhane'nin "tarihsel olarak oynadığı yıkıcı rol" ve ABD ile ilişkili Patrik Athenegoras üzerinden Rumları doğrudan hedef alan yazılarda ortaya çıkar."

13/13 İki yazar da Rum tehcirine temkinli yaklaşmakla birlikte esas olarak endişeleri Rumların başlarına gelenler değil bu olayın Türkiye'nin bu hamlelerle uluslararası imajının bozulması ve Kıbrıs meselesinde haklılığını yitirmesidir." Kıssadan hisse:Solcusu böyle olan ülkenin..