Thread by @YusufMetin1725

1-AYM'nin tarife usulü karar skandalı pek çok kişiyi şaşırttı; "bu kadar da olmaz", "tuz koktu" dedirtti. Evet vahim bir olay, ancak şaşırtıcı değil. Bağımsız olmayan Türk Yargısı için yeni bir durum söz konusu değil. Bu flood'da bu konudaki tespit ve delilleri paylaşacağım.

2-Siyasi davalarda, özellikle KHK'lılara ve Gülen Cemaatine yönelik davalarda ne yönde karar verileceği tıpkı AYM'de olduğu gibi önceden belli.

Siyasi iktidarın istek ve görüşlerine aykırı karar verilmesi mümkün değil. Bunun sayısız örnekleri var.
@ECHR_Press @AYMBASKANLIGI

3-Tutuklama/tahliye, ByLock, "F..Ö" ve 15 Temmuz olaylarına ilişkin resmi görüşe aykırı karar verenler, tereddüt edenler, vicdanı ağır basıp hukuk çerçevesinden çıkmak istemeyenlerin hepsi soruşturma geçirdi, açığa alındı, sürgün edildi, tutuklandı. Bkz:

https://twitter.com/YusufMetin1725/status/1130519270721564673?s=19

4-Cezalandırmanın yanısıra ödüllendirme sistemi de mevcut elbette.

Örneğin Erdoğan'ın "hak yerini buldu" diyerek memnuniyetle karşıladığı Reza Zarrab vd hakkındaki tahliye kararını veren iki Sulh Ceza Hakimi Yargıtay üyesi yapıldı.

Ayrıca bakınız: aa.com.tr/tr/turkiye/fet…

5-Sadece belirtilen konular değil; 17-25 Aralık 2013 tarihli soruşturmalar sonrasında iktidarın söylem değişikliğine giderek "kumpas" olduğunu iddia ettiği davalar ve bu tarih sonrası meydana gelen olaylarda ne tür bir karar verileceği önceden biliniyor. @MetinGnday @izzetoezgenc

7-Bu karar sonrası yandaş medya tarafından "kumpas tescillendi" şeklinde haber yapıldı. Ancak gerçekte olan şey; tıpkı AYM skandalında olduğu gibi önceden bilinen bir kararın, resmi görüşün açıklanması idi, yani malumun ilamı.Nasıl mı? @ibrahimkaboglu @CanAnayasa @KeremALTIPARMAK

8-17-25 Aralık 2013 sonrasında siyasi iktidar Ergenekon, Balyoz, Casusluk Davaları, 17-25 Aralık, MİT Tırları gibi önemli dava ve soruşturmaların "kumpas" olduğunun açıkladı ve o tarihten beri aynı görüşe sahip.

9-Erdoğan'ın 17-25 Aralık sonrası "bir proje üzerinde çalışıyoruz" söylemi sonrasında kurulan Sulh Ceza Hakimliklerinden başlayarak Yargıtay'a varıncaya kadar yeniden dizayn edilen yargı teşkilatının üst kurumlarındaki kişilerin (ihsas-ı rey içeren) görüşleri de bu yönde.

10-HSYK 2847 hakim-savcıyı oybirliği ile ihraç ettiği 24.08.2016 tarihli (ve sonrasındaki müteaddit) kararlarında "FETÖ/PDY İLE BAĞLANTILI BAZI SORUŞTURMA DOSYALARI" başlığı altında 17 madde halinde sayılan dosyalar arasında "MİT Tırları" olayı da bulunmaktadır.

11-HSYK kararının 46-53. sayfalarında 01.01.2014 ve 19.01.2014 tarihli MİT Tırları olayları anlatılmış, adları belirtilen 5 C.Savcısının "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümetini, gerek yurt içinde gerekse uluslararası platformda zor durumda bırakmak ve itibarsızlaştırmak, +

12-El Kaide vb. Terör örgütlerine yardım ettiği görüntüsü vererek uluslararası yargı organları nezdinde hukukî ve cezaî sorumluluk altına sokmak amacıyla" hareket ettikleri belirtilmiştir (Karardaki bu cümlelere dikkat).

13-Kesin yargı kararı bulunmadığı halde aynı görüş 15 Temmuz sonrası düzenlenen iddianame ve mahkeme kararlarında da açıkça yer bulmuştur.

Örneğin İstanbul CB'nın 27.02.2017 tarih ve 2017/852 sayılı (darbe) iddianamesinde şöyle denilmektedir:

14-"Nihai hedefe ulaşmak için başlatılan son sürecin kamuoyunda Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, İzmir Askeri Casusluk, Taşhiye, Selam Tevhid, MİT Tırları ve 17-25 Aralık isimleriyle bilinen kurgu ve kumpas soruşturmalarla başlatıldığı". Bu ve benzeri sayısız örnek mevcuttur.

15-Yine bir ACM kararında; "kamuoyunda bilindiği üzere MİT tırlarının durdurulması olayında örgütün silahlı güçlerini kullandığı" denilmektedir. Yani yargı mensupları yargılaması devam eden bir olayda HSK ve siyasi iktidarla aynı görüşe sahip olduklarını ortaya koymuşlardır.

16-Gelelim MİT Tırları davasına bakan Yargıtay 16. CD'ne.

İki hakimin yargılandığı davanın 24.04.2017 tarihli kararında "MİT Tırları" adını kullanmamaya özen göstermekle birlikte, Daire'nin bu olaya bakış açısının HSK ve siyasi iktidar ile aynı yönde olduğu görülmektedir.

17-Daire kararında; "2012 yılı ve sonrasında örgüt mensubu olan kamu görevlileri tarafından yapılan operasyonlar gibi, örgütün nihai amacını açıkça ortaya koymaya başladığı sansasyonel olaylar sonrasında" denilerek isim verilmeksizin 17-25 Aralık ve MİT Tırları operasyonlarına +

18-karşı bakış açısı yansıtılıyor.Bu operasyonların "örgüt mensubu kişilerce" yapıldığı, "örgütün nihai amacına yönelik olduğu" zımnen ifade ediliyor ki, Daire'nin bu davalara baktığı veya temyizen bakacağı nazara alındığında bunu açıkça zikretmesi zaten büyük bir skandal olurdu.

19-Karardaki daha çarpıcı bölüm ise şurası: İki hakimin kararına konu olan sanıklara yönelik suçlamalarla ilgili olarak; "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca örgüt faaliyeti kapsamında gerçekleştirilen TC Devleti ve Hükümetini gerek yurt içinde gerekse uluslararası +

20-platformda zor durumda bırakmak ve itibarsızlaştırmak, El Kaide Terör Örgütüne yardım ettiği görüntüsü vererek uluslararası yargı organları nezdinde hukuki ve cezai sorumluluk altına sokmayı amaçlayan çeşitli eylemler.." nitelemesi yapıldığı görülmektedir. @candundaradasi

21-Evet, bu ibareleri bu flood'da ikinci kez okudunuz.

11 ve 12 nolu tweetlere tekrar bakınız.

Bu niteleme HS(Y)K'nın MİT Tırları olayına ilişkin görüşü ile kelimesi kelimesine birebir aynıdır.

22-Buna göre Yargıtay 16 CD, söz konusu davaların "kumpas" veya "algı operasyonu" olduğu konusunda HS(Y)K ile hemfikir olduğunu açık etmiştir.

@izzetoezgenc @MetinGnday @ibrahimkaboglu @CanAnayasa @HasanHerken @drhaluksavas @KeremALTIPARMAK @cenkyigiter @candundaradasi

23-MİT Tırları olayı ile birlikte kumpas olduğu iddia edilen davaların tümü hakkında iktidarın ve HSK'nın görüşü bellidir. Bu görüş, yukarıda açıklandığı üzere kesinleşmiş yargı kararı olmadığı halde tüm iddianamelerde ve mahkeme kararlarında da yer bulmuştur.

24-Bütün bu nedenlerle Yargıtay 16. CD'nin MİT Tırları olayına ilişkin kararı, benzerlerinde olduğu gibi resmi görüşün karar altına alınmasından ibarettir, malumun ilamıdır. Siyasi iktidarın, HSK'nın "kumpas" nitelemesi yaptığı yerde aksi yönde karar çıkma ihtimali de yoktur.

25-Bu tür kararların bağımsız ve tarafsız bir yargılama sonucunda verildiğine ilişkin delil yoktur, aksi yöndeki deliller ise pek çoktur ve bir kısmı yukarıda belirtilmiştir. @ECHR_Press @AYMBASKANLIGI @TCYargitay

26-Bir tahliye kararı konusunda bile "HSK ile mutlaka istişarede bulunulduktan sonra irade oluşturulacaktır" denilerek hakimlerin baskı altında tutulduğu bir yerde böylesine önemli davalarda hakimlerin özgür iradeye sahip olduklarını düşünmek en hafif tabirle saflıktır.

27-Şunu önemle vurgulamak isterim ki, burada MİT Tırları olayı şudur veya budur demiyorum. Bu olayın veya diğer tüm dava ve soruşturmalar hakkında soruşturma-kovuşturmaların devam ettiği bir yerde bunlarla ilgili olarak siyasi iradenin ve HSK'nın kesin yargı kararı varmışçasına

28-"kumpas" görüşünü dile getirmiş olmaları yargı üzerinde büyük bir baskı oluşturmuştur. Bunun sonucunda hakim-savcılar iddianame ve kararlarında yargılama devam ettiği halde bu davalar hakkında aynı yönde görüş belirtmişlerdir.

29-Bu husus hem tarafsızlığın ihlali, hem de “ihsas-ı rey” niteliğindedir. Resmi görüşe aykırı karar vermenin mümkün olmadığı da nazara alındığında söz konusu dava ve soruşturmalarda ne yönde karar verileceği önceden bellidir. @izzetoezgenc @KeremALTIPARMAK @candundaradasi

30-Özetle; yargı kararlarını değerlendirirken yargının bağımsız olmadığı, hakim-savcıların siyasi baskı altında tutuldukları, özgür irade sahibi olmadıkları ve resmi görüşe aykırı karar vermelerinin mümkün olmadığı gerçeğini görmek gerekiyor.