,
10 tweets,
2 min read
Read on Twitter
BİZİM BÜYÜK KISIR DÖNGÜMÜZ: Greta'nın konuşması ve sonrası, bana kısır döngülere hapsolmamızın kaçınılmaz olduğunu düşündürttü. Greta belki iddia edilen her şeydir. BİLEMEM. Tek bildiğim bahsettiği dert GERÇEK. Sorun: Gerçek bir çevreci haykırışla, komployu nasıl ayırt edeceğiz?
DÖNGÜ 1- "Arkasında yeni/çevreci enerji sektörü var."
Eğer bir problem küresel ölçekte büyümüş, politik bir mesele olacak kadar herkesi ilgilendirir hale gelmişse mutlaka bir çözüm pazarı oluşmuş demektir. Salgınların ve kronik hastalıkların aşı ve ilaç pazarını yaratması gibi.++
Eğer bir problem küresel ölçekte büyümüş, politik bir mesele olacak kadar herkesi ilgilendirir hale gelmişse mutlaka bir çözüm pazarı oluşmuş demektir. Salgınların ve kronik hastalıkların aşı ve ilaç pazarını yaratması gibi.++
Bu durum her türlü sosyal "yakarış" için, arkasında bir sektör olduğu yönünde komplo teorisi üretmenin mümkün olacağı anlamına gelir.
Çocuk: - "Ey BM! AIDS'e karşı daha ne bekliyorsunuz? G. Afrika'da Mbeki resmen çocukları öldürüyor!"
Mbeki - "Arkasında kesin ilaç sektörü var"
Çocuk: - "Ey BM! AIDS'e karşı daha ne bekliyorsunuz? G. Afrika'da Mbeki resmen çocukları öldürüyor!"
Mbeki - "Arkasında kesin ilaç sektörü var"
DÖNGÜ 2 - "Afgan/Tuvalu'lu çocuk oralara gelebilir miydi?"
Gelemezdi. Gelişmekte olan ülkelerde ne eğitim seviyesi, ne temel problemler, ne de sivil toplum 16 yaşında bir çocuğun "politikacıların çoğunun inanmadığı" küresel bir problemle ilgilenmesine izin vermez maalesef.++
Gelemezdi. Gelişmekte olan ülkelerde ne eğitim seviyesi, ne temel problemler, ne de sivil toplum 16 yaşında bir çocuğun "politikacıların çoğunun inanmadığı" küresel bir problemle ilgilenmesine izin vermez maalesef.++
Hatta "şahsen" ben, eğer öyle olsaydı bir proje olduğundan şüphelenmek için makul bir neden olarak görürdüm, zira esas o ülkelerden bir çocuğun BM'de konuşma yapabilmesi için (arkasında sivil toplum veya basın gücü olmayacağından) gerçek bir ayarlamaya/organizasyona ihtiyacı var.
DÖNGÜ 3- "İsveç'in tuzu kuru. Bu işte başka bir iş var"
Küresel ölçekteki problemler genelde tuzu kuru ülkeleri değil, yoksul ülkeleri tehdit ediyor. Buna rağmen çoğunlukla araştırma ve çözüm, ancak ve ancak para, bütçe ve insan kaynağı ayırabilen "tuzu kuru" ülkelerden geliyor.
Küresel ölçekteki problemler genelde tuzu kuru ülkeleri değil, yoksul ülkeleri tehdit ediyor. Buna rağmen çoğunlukla araştırma ve çözüm, ancak ve ancak para, bütçe ve insan kaynağı ayırabilen "tuzu kuru" ülkelerden geliyor.
Çünkü yoksul ülkeler etnik çatışma, kıtlık, dikta rejimleri, kötü ekonomi gibi sorunlarla meşgul. Küresel iklim değişikliğiyle ilgili çalışmalara bakın: Keşfinden, izlenmesine tüm bilimsel aktivite zengin ülkelerde. Dolayısıyla bu çelişki de genel anlamda kaçınılmaz bir çelişki.
Aynı sebeple bir ürün pazarı oluşuyorsa da bu ülkelerde oluşuyor. Bilimsel araştırmaya para ayırabilen ülkeler A kümesindeyken, buna karşı teknoloji/enerji kaynağı/çözüm üreten ülkelerin B kümesinde olmasına imkan zaten yok. Mantıken olamaz da. İkisi de para gerektiriyor.
Sözgelimi, Ay'a bir gün bir üs kurulacaksa bu kaçınılmaz olarak 50 senedir Ay'ı izleyen, yatırım yapan ülkeler olacak. Jüpiter'in uydularını ABD ve Avrupa iken, oraya sonda gönderen ilk ülkeler Etiyopya, Afganistan ya da Kosta Rika olacak değil...
BU ARADA: Neden Türkiye'nin de dahil olduğu 5 ülke şikayet edilmiş diye merak ettim. Hem çocuklara bu şikayet hakkını tanıyan 44 ülke arasında hem de G20 üyesi olan sadece 6 ülke var. Greta ve temsil ettiği ekip, nedense bu kesişim kümesinden sadece İtalya'yı şikayet etmemiş.
