savaş meraklısı insanların kafalarının çalışmadığı kesin; hele vatan diyen tam mal. çünkü kazanmanın ne olduğunu bilmiyorlar; kazanmayı birini hırpalayıp ondan güçlü olduğunu göstermen sanıyorlar, ilkel bir düşünce yapıları var; haliyle mevzuyu kavrayamıyorlar. +
bir sorunu çözmek için fiziksel olarak savaşman gerekiyorsa; son seçeneğe gelmişsin demektir. ilk seçenek avukat tutmaktır çünkü; iş ölüm-kalıma gelene kadar beş bin tane daha yöntem/yordam var. sorun birilerinin ölme ihtimali içinde gerçekleşebiliyorsa mağarada olmalısın... +
2019 yılındayız arkadaşlar, azıcık aklınızı başınıza alın. ne savaşla sorun çözmesi yav? hele bir de konu kazanmaksa; dünya izin verdi oradaki her yeri dümdüz edebilirsin dese bile bir bok yiyemeyiz; bunun finansal maliyetini hesapladınız mı hiç? +
mehter söyleye söyleye gideriz mi sanıyorsunuz? amk bu iş kolay olsa osmanlı batar mıydı? ne salak salak düşünceler bunlar.verdiğin zaiyatla ve ülkeyi soktuğun stresle baş etmen gereken yük o kadar yükselir ki; midyat’taki bulgurdan olursun. savaşı oyun mu sanıyorsunuz gerçekten?
kendi ülkende suç oranını kontrol edemiyorken, sınırötesinde güvenli bölge oluşturmak için harcanması gereken paraya kim dayanabilir? bizim ülkeyi satınca ortaya ne çıkıyor biliyor musunuz; amerika’nın savunma sanayisinden 1.5 tane; ülkeyi satınca diyorum, 80 milyon. +
ve ülke zaten krizin ortasında, son 1 senede 1 milyondan fazla yeni işsiz var; çıkarılan fatura yine savaş. taşşak mı geçiyorsunuz lan? bu desteklenebilir mi yani?
toprak bütünlüğümüz; güvenliğimiz diyenler boş konuşmasın. yok öyle bir şey çünkü. pkk, ayrılıkçı bir iddiayı 90’larda bıraktı, türkiye’de kürtlerde öyle bir talep yok. olmayacak da. +
bunun yanında biz zaten nato üyesiyiz; bize kurumsal hiçbir devlet saldıramaz, böcek gibi ezilir. bu nedenle sınırlarımızda bırakalım da amerika’nın emriyle merkezi otoritesi oturan devletler oluşsun. +
kuzey ırak kürt yönetimi ortaya çıktı da kötü mü oldu yani? senede 50-60 milyarlık ticaret dönüyor orada, iki taraf da kazanıyor. sınırlar güvenli. bundan kazançlı ne var allah aşkına? merkezi otoritenin kurulması için 2 dakka diyalog kursak zaten amerika işi pişirecek. +
o zaman bölgede terör örgütleri de takılamayacak; çünkü şu an terörist dediğimiz o bölgenin insanı; bölgede kuzey ırak gibi tanınınca ordusunu, güvenliğini kendi kuracak. sınırları bizden iyi koruyacaklar. bizden de yardım isteyecekler inşaat için, ticaret için, mal için. +
bunun daha kazançlı olduğunu neden kimse konuşmuyor. ırkçı ve çelişkili bir grup slogana nasıl bu kadar yürekten bağlı kalıyorsunuz? bu işin özünü anlamak için gözünüzün önünde kaç gerçek daha olması lazım?
ticaret sihirli bir şeydir arkadaşlar; silah değil ticaret. her şeyi çözer; diyalog yaratır, empati geliştirir, karlıdır, dayanışmayı güçlendirir. cizre’deki tüccar mallarını istanbul’a değil, daha yakınındaki yere satsın; ama bunun adına kaçakçılık diyoruz yav. +
ortada devlet olmayınca terör örgütleri geliyor, onlar gelince sınır kapıları duvara dönüyor, ticaret tıkanıyor; sefalet başlıyor. sonra bölge insanı çareyi başka yerlerde arıyor. bırakın makul senaryolar işleme girsin, bu bölge insanları yönetim devralsın.+
kimse terörist doğmuyor. makul senaryolara 30 yıldır saçma bir ‘bölünme’ korkusuyla karşı çıkıyoruz da bölünme nedir arkadaşlar? sınır kapılarını kullanamıyorsan dünyadan/bölgeden bölünmüş olmuyor muyuz zaten? bu vatan dediğiniz şey gerçekten nedir yav sizin? ne işe yarar yani?
kurulsun şu bölgesel özerklikler, terör çapulculuğu bitsin; sınırlarımızdan vızır vızır tır geçsin yav. antep gelişsin, diyabakır metropol olsun. bir hayat, bir dünya oluşsun. 5 sene sürmez yav bu; inanın sürmez. savaş seven adamın da ilk tercihi kavga değil, o da biliyor bunu. +
konu ülke, vatan, bayrak olunca da değişen bir şey yok, kendinizi kandırmayın. bir grup deli dışında kimse koşarak savaşmaya gitmez, herkes ilk mermi sıkılmadan anlaşma sağlansın diye içinden dua eder. çünkü budur olması gereken, anlaşın. bırakın birileri devlet/devletçil olsun.+
muhataplarımız olsun, kimi istiyorlarsa o olsun; bize ne be! onlar siktir etsin bölgedeki pislikleri, eğer hayatta kalmak istiyorlarsa. gelsinler onlara mal satalım, ihracat bağımlımız olsunlar; bu sayede üzerlerinde siyasi otoritemiz olur; aynı amerika’nın bize olduğu gibi. +
herkes kazansın; ama biz daha çok kazanalım. ortadoğu’ya sınırlarımızın önünde bir duvar örelim. vatana, millete daha hayırlı bir şey de yok bu arada. sınırlarını açabiliyorsan bırak bölünmeyi haritan değilse de çapın büyür; avrupa birliği önümüzde örnek olarak duruyor. +
almanya, nasıl tüm avrupa’nın büyük abisi olduysa, biz de ortadoğu için aynısı olacağız, ama savaşarak değil elbette. savaşarak ancak bölgeyi daha fazla fakirleştirirsin; bu da toplu konut değil öyle insan taşıyarak bölgeyi geliştiresin, orada yaşayanlarla olacak bu. anlaştık mı?
insanlar bu vatan işini gerçekten yanlış anlıyor. vatan bölgeden bağımsız olamaz. vatan için yazdığın şiirler bir karadenizli için de, bir anadolulu içinde anlamlıdır; ama hikayesinin az bir parçasıdır. onun sadece ailesinin tarihi, senin ülke tarihinden daha eski ve büyüktür. +
o bölgeler, o bölgede yaşayanların hikayeleri-tarihleri-vatanları-aidiyetleri; birilerinin mecliste/başkentlerde verdiği kararlarla oluşmaz, zaten vardır ve kıymetlidir de. o nedenle gerçek hikaye bayrakla başlamıyor; hikaye zaten var. o nedenle bayrak hikaye, mevzu güvenlik.
güvenli olunca vatan şiiri yazan kimseyi görmezsiniz; herkes kendi hikayesini anlatır. çünkü vatan şiiri yapaydır, uydurmadır, bayrak uydurmadır. ama önemlidir; merkeziyet için, güvenlik için gereklidir. ama hikaye zaten bölgede mevcut, orası da orada yaşayan kimse; onun.
birazcık düşünün artık. 2019 yılındayız, hanzo olmayın. bayrak dalgalanınca değil, alışveriş yapılınca yüzler güler; gerçek mutluluk budur. başkentte takılan bir grup takım elbiseli angutum anlattığı vatan, bayrak gevezeliklerini bırakın artık. gerçekler gözünüzün önünde.
