,
13 tweets,
2 min read
Read on Twitter
kısmen yuvarlak hesaplarla (ki makro bir işte bu gayet normal) neden her alanda niteliksiz işlerin çok satar olması konusuna değinelim. bu sayede her fırsatta çoğunluğa bok atma kolaycılığını da bertaraf etmiş olalım. umarım çok kişi okur. (flood)
kültürlü/nitelikli/kendini eğitmiş insan olmak için zaman/mekan/sınıf fark etmeksizin bir gerçek var; buna ayrılmış bir zamanın ağırlığının olma zorunluluğu. yani zengin de olsan fakir de kalsan fark etmez, zaman ayırabilmişsen keşfetmeye, öğrenmeye o zaman niteliklileşirsin. +
yani nitelikli olmak için derinleşmek gerekir. derinleşmek için de konuya ortalamanın üzerinde vakit ayırıp, çalışmak gerekir. peki bunu kim yapabilir? haftada 60 saat tezgahtarlık yapıp ay sonunu getiremeyen birisi yapabilir mi? inşaat işçisi yapabilir mi? fabrika işçisi? +
yapan çıkmıyor mu? çıkıyor, ama o kadar az çıkıyor ki alıp haber yapıyoruz; çobandı şu oldu, fabrika işçisi 10 çocuklu ailede büyüdü şunu başardı diye. o nedenle toplumunun %90’ının ay sonunu getiremeden, yarı tok yaşadığı bir ülkede, suç sadece bu insanlara yüklenmemeli. +
her fırsatta boktan sinema filmleri 7 milyon izleniyor, nuri bilge 100 bin diyen insanlar; o 7 milyon kişiden ne istiyor allah aşkına? müzeye gidip, şarap içip, ekspresyonizm konuşmalarını filan mı? bunun için gerekli olan sosyo ekonomik zemini görmek çok mu zor?
nuri bilge izlemek için sinemayı bilmek yetmez, sinema türlülerini, author sinemacıları ve nuri bilge ismini biliyor olman lazım. nüfusun %90’ı sinemanın o tarafını bilmez/bu şartlarda bilemez, ama zevk için sinemaya gidildiğini bilir ve buna göre film seçer. +
haliyle nuri bilge’nin, en çok izlenen filmlerin seyircisi yanında az seyircisinin olmasından daha normal bir durum yok. popüler dediğimiz şey halk içindir; halk da ortak paydayı temsil etmelidir. ortak paydanın niteliğinin düşük olmasına kızmadan önce açları kurtarmak lazım.
ama haftada 40 saat herhangi bir işte çalışıp, senede 1-2 tatile gidip, araba sahibi olunabilen avrupa’nın herhangi gelişmiş bir ülkesi kıvamına gelsek de recep ivedik tipi filmlerin 7 değil 20 milyon, nuri bilge’nin yine 100 bin izleneceğini unutmayın. o zaman bu nasıl iş?
şöyle ki o seviyeye gelince yine boktan eserler çok satıyor o zaman ne anladım bu işten? diyenlerin içine su serpelim, nuri bilge yine 100bin izlenecek ama nuri bilge gibi yüzlerce sinemacı da bu civarlarda izlenecek. yani herkese pastada yer olacak. ama insanlara bu yetmiyor...+
kötü sanatın bu kadar satar olmasına dönük nefretleri var insanların. ama fark edemedikleri şu, toplumun ortalaması seviye olarak ve ekonomik olarak yükseldiğinde, onların tepeye yaklaşabildiği anlamını çıkaramıyoruz bundan. +
çünkü nitelikli hal zaten kendi tanımını yaratırken ortalamanın üstü üzerinden kendini varediyor; yani doğasında ilericilik var; bu nedenle de çalışma/hayat şartları düzelse de makas daralmayacak aslında. sadece çeşitin artmasına imkan verecek bu durum. ki bu yeterli.
sonuç olarak çok satanlar konusunda anlaştığımızı düşünüyorum. artık kötü bir ürünün neden çok sattığını gündem etmeyi yasaklayalım. bu doğanın kanunu. iyinin yaşaması da aç karnına olmuyor.
recep ivedik’in 7 milyon izlenmesi bir halkın seviyesini gösterir yorumu yerine, 80 milyon nüfuslu bir ülkenin en çok izlenen filmlerinin tepe sayısı bu kadar azsa, sinema izleyicisi az, demek ki halkı fakir bi ülke yorumu yapmaya meyilli olun. o zaman daha dikkatli konuşursunuz.
