Atatürk “Neden duraksadın?” dedi. “Darılma ama paşam, sizin hayal peşinde koşan taraflarınız var” diye cevapladı Müfit Bey.
“Bunu zaman gösterir, sen yaz” dedi Atatürk. Dört "Latin harfleri kabul edilecek.” “Paşam yeter, yeter.”
İşte Atatürk, cumhuriyet mucizesini gerçekleştirecek ve şapka devriminden sonra soracaktı:
“Azizim Müfit Bey, kaçıncı maddedeyiz? Notlarına bakıyor musun?”
Daha o günlerden milletin iradesi ve hakimiyetine vurgu yapmıştı.
Bizi yine büyük bir savaş bekliyor. Durumumuzun bir bölümünü cephe komutanı ve Lozan başdelegesi olarak elbette biliyorsun.
Nüfusun % 80’i kırsal bölgede yaşıyor. Bunun önemli bölümü göçebe. Telefon, motor, makine yok.
Düşmanın yaktığı köy sayısı 830. Yanan bina sayısı 114.408. Ülkeyi neredeyse yeniden kurmamız gerekiyor.
Raporlarda daha ayrıntılı, daha acı bilgiler var. Bunları Bakanlara ve parti yönetim kuruluna da ver. Genel durumu tam bilsinler.
Cumhuriyet’e uygun bir anayasaya gerek var. Bu zor durumdan nasıl çıkılabileceğini gösteren ne bir örnek var önümüzde, ne de bir deney.
İŞTE OSMANLIDAN KALAN MİRAS TAM OLARAK BU ŞEKİLDEYDİ.
"Geçtiğimiz yerlerde fabrikalar görmek istiyorum, ekilmiş tarlalar, düzgün yollar, elektrikle donanmış köyler, küçük fakat canlı tertemiz sağlıklı insanların yaşayabileceği evler.
Atatürk, bu hayali gerçekleştirmek için, hiç vakit kaybetmeden çalışmaya başladı.
Hepinizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyor, Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum.
#29ekim
#29EkimCumhuriyetBayramıkutluolsun
#CumhuriyetBayramı