My Authors
Read all threads
“Eski zamanlar tabii… Polis işkence ediyor, ben küfür ediyorum. Polis elektrik veriyor, ben ağzıma geleni sayıyorum polise. Acıdan kıvranıyorum. Bi ara aklıma o gün oynanan Beşiktaş-Zonguldakspor maçı geliyor. ‘Maç kaç kaç bitti’ diye soruyorum iniltiyle.
‘1-1’ diyo polis. Sonra işkenceyi bırakıp ‘Sen Beşiktaşlı mısın’ diyor, ‘heralde’ diyorum. Beni tezgahtan indiriyor. Çay söylüyor. Karşılıklı çay içip, coşkuyla hakeme, futbolculara, takım yönetimine bir güzel saydırıyoruz. Sonra polis beni tekrar tezgaha alıyor.
Polis işkence ediyor, ben küfür ediyorum. Polis elektrik veriyor, ben ağzıma geleni sayıyorum.”

Yazar, senarist, şair, öykü yazarı, aktivist Eşber Yağmurdereli 1945 yılında Erzurum – Tortum’da dünyaya geldi.
Görme yetisini kötü bir olay sonucu kaybetmesi sonrası 1958 yılında
Ankara körler okulunda orta öğrenimine başlamıştır.

Lise döneminde arkadaşları ile birlikte "aydınlığa doğru" adında bir dergi çıkarmaya başlamıştır. Lise son sınıfta William Saroyan'ın "yoksul insanlar" adlı kitabından oyunlaştırdığı "yüreği dağlarda olan adam"
öyküsü aynı dönem bursa halkevi oda tiyatrosunda sahnelenmiştir.
1963’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Arkadaşlarıyla “ Yeni Eylem ” adında bir dergi çıkardı.
12 Mart Muhtırası sonrası 1973 yılında üniversitedeki öğretim üyelerinin uzaklaştırılması operasyonundan
o'da nasibini almış 12 Mart 1971'den sonra üniversiteden uzaklaştırılmıştır.

Samsun'un Havza ilçesinde 1972 yılında avukatlığa başlamıştır. Disk, töbder gibi halk örgütlerin sıkıyönetimdeki yargılanmalarında savunma avukatlığını üstlenmiştir.
Yağmurdereli "Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi/ Acilciler" grubunun kurucusu ve lideri olduğu iddiasıyla 13 Mart 1978'de tutuklanmıştır.
Bursa cezaevinde Nazım Hikmet'in ranzasında yattıktan bir ay sonra kesintisiz 14 yıl süren cezaevi süreci başlamıştır.
Bir siyasi mahkum olarak sırasıyla; Bursa, Samsun, Trabzon, Adıyaman, Amasya, Mardin, Diyarbakır, Mardin, Sinop, Samsun ve Bursa cezaevlerini tutukluluğu süresince dolaşmıştır.
29 ocak 1982'de Sinop kalesi ceza evine sürgüne gönderilmiştir ve zaman zaman deniz suyu ile dolan bir
hücrede bir ay kadar tutulmuştur. Sonrasında iki yılını geçireceği bir başka hücreye kapatılmıştır. Sinop kalesi'ndeki yıllardan sonra Samsun'a, birkaç yıl sonra da Bursa cezaevine nakledilmiştir. 1987 yılının eylülü'ne kadar çaycı ve gardiyanlar dahil kimse ile ne konuşturuldu,
ne görüştürüldü. Tecrit tam 7 yıl sonra sona erdiğinde içeri alındıktan 20 gün sonra doğan oğlu ve ailesiyle görüşebildi.
Yağmurdereli uzun cezaevi günlerinde yazdığı kısa öyküleri ve tiyatro oyunlarını gizlice dışarı ulaştırabildi. "Pek firaklı bir dağ masalı" adlı öyküsü
1986 yılında bir yarışmada birinci oldu. "Cezaevi şiirleri antolojisi" Londra'da İngilizce olarak yayınlandı. Uluslararası af örgütü 1990 yılında "Avukat Eşber Yağmurdereli'nin adil olmayan yargılanması" başlıklı raporu yayınlayarak tüm hükümetlere yollayıp,
Dünyanın dikkatini Yağmurdereli'nin durumuna çekmiştir.
13 buçuk yıl sonra, Terörle Mücadele Yasası (TMY) ile öngörülen "şartlı tahliye" den yararlanarak, 1 Ağustos 1991'de serbest bırakılmıştır.

Yağmurdereli, serbest bırakılmasından sonra, "barış" ve"demokrasi" girişimlerinde
yer aldı, ölüm oruçlarında aracı oldu. "Barış için 1 Milyon imza kampanyası"nın sözcülüğünü yaptı.
Yağmurdereli, 8 Eylül 1991'de İnsan Hakları Derneği (İHD) mitingindeki konuşması nedeniyle 10 ay hapis cezasına mahkum oldu.
Karar Yargıtay'da onanınca, daha önce, "şartlı tahliye" edildiği için 10 aylık hapis cezası daha önceki cezasının geri kalanıyla birleştirildi.

7 kasım 1995 tarihinde tutuklanarak Ümraniye cezaevi'ne konuldu. Kamuoyunun yoğun tepkisi üzerine 15 aralık 1995 günü serbest bırakıldı
1996 temmuz'unda cezaevlerindeki ölüm oruçları 60. güne ulaşıp ölümler başladığında, Yağmurdereli bayrampaşa cezaevi'ndeki mahkumlarla görüşerek sorunların çözümü konusunda aracı oldu. daha fazla can kaybı olmasını önledi.
8 ekim 1996 günü "barış için bir milyon imza" adını verdiği toplumsal barış kampanyasını aydınlar, aydınlar, sanatçılar, bilim adamları, iş adamları, politikacılar ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri ile başlattı.
Ülkeyi baştan başa dolaşarak topladığı bir milyon imzalı dilekçeyi 17 mayıs 1997 yılında tbmm başkanına teslim etti.
Sinop kalesindeki hücresinde kalırken yaşayıp yazdığı "akrep" adlı oyununu Ankara sanat tiyatrosu'nun sahneye koyacağı 24 ekim 1997 gününden beş gün önce
19 ekim günü kanal d'de Tbmm başkanı Hikmet Çetin'le yer aldığı programdan sonra canlı yayında gözaltına alınıp Çankırı cezaevi'ne kapatıldı.
Tekrar toplumsal tepki gündeme gelince, hükümet gözlerinin görmemesini bahane ederek, Cumhurbaşkanı tarafından affedilmesi yoluna
gidilmesini istedi ama Yağmurdereli bu özel affı kabul etmedi. bunun yerine düşünceyi suç olmaktan çıkaran yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasını istedi.
Hükümet; "cezaevinde bulunuşu hastalıklarının tedavisini imkansız kıldığından bu durum cezaevinde ölüm sonucu yaratır" gerekçesiyle inisiyatifi dışında tahliye etti.

"Tarihiyle yüzleşmeyen, tarih bilinci olmayan toplumlarda geleceğe dönük beklentiler olmuyor.
Gündemde ne varsa o! Oysa; soğuk savaş döneminde dünyada ve Türkiye’de Yeşil Kuşak namıyla ve Türk-İslam sentezi temelinde Sovyetler’i kuşatan bir çember yaratıldı. Aralarındaki çelişkilere rağmen tek amacı Sovyetler’e karşı olmak olan ideolojiler örgütlendi.
Sovyetler ortadan kalkınca da bunlar işsiz, başıboş kaldı. Şimdi tek kutuplu bir dünya var ve insanlık ortaya çıkmış olan bu kaos ortamının, bu keşmekeşin, bu sahipsizliğin, bu başıboşluğun olumsuzluklarını yaşıyor."
"Bizi içeri kapatanlar bizden “ne istiyorsanız yapacağım beni buradan çıkarın” demenizi bekliyor en kaba haliyle. Öyle bir şey yapamayacağınızı biliyorsunuz, yaparsanız artık kendiniz olmayacağınızın da farkındasınız.
Tavır olarak başka türlü davranamayacağınız için kendiniz olmaya devam edersiniz. Bu fikre ulaşan hapishanede de olsa özgürdür. Ben o yüzden hep özgürdüm."

İnsan hakları mücadelesinin en önde gelen isimlerinden Yağmurdereli'nin 13 buçuk yıllık cezaevi günlerinde yazdığı
"Akrep" oyunu Ankara Sanat Tiyatrosu'nda sahneledi.
Akrep, Yağmurdereli'ye iki de ödül getirdi: 1998'de Sanat Kurumu'ndan "bütün zamanların en iyi yazılmış oyunlarından", 1999'da İsmet Kuntay En İyi Oyun Yazarı ödülleri.
1985'te Nelson Mandela'nın aldığı, Fransa'nın Bordeaux kentindeki İnsan Hakları Enstitüsü ile Avrupalı Avukatlar Derneği'nin verdiği Ludovic Trarieux ödülü 2000'de Yağmurdereli'nin oldu.
Görmeden hissetmek…
Görmeden duymak…
Görmeden dokunmak…
Görmeden…
Hissederek…
Duyarak…
Dokunarak yaşamak…
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with Kapheros

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Trending hashtags

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!