hangisi hakkında az bilinen bir çok detayın da yer aldığı uzun bir flood'a başlamamı isterdiniz?
20 dakikalık bi ankete göre yayınlarım;
İlk macerada Rusya ve komünizme karşı küçümseyici bakışın ileride taraflı tarafsız bir çok tepki alması üzerine Hergé bu macerayı unutmak istediğini, bir gençlik hatası olarak kabul edilmesini ister hep.
Kongo macerasında Afrikalıları o derece aşağılar ki savunulacak yanı da kalmaz bu sefer işin.
Amerika macerasında ise neredeyse Rusya macerasının bir benzeri yaşanır, en ufak sanatsal ve edebi kaygı güdülmeden klişelere saplanıp kalınmıştır.
Bu ırkçı yakıştırmaları hayatı boyunca ne Hergé’nin ne de kahramanımız Tenten’in yakasını bırakmaz ama ilerleyen maceralardaki görsel ve yazınsal şölenle gönül almayı da bir şekilde başarır.
Hergé’nin buna görünürde bir tepkisi olmasa da özellikle karakter çizimlerinde kesinlikle yardımcılarına izin vermediği ve sadece arka planlar/taşıtların çizimi gibi konularda onları çalıştırdığı herkesin malumudur.
‘Kara Ada’ tekrar çizilen maceralardan biridir. stüdyonun yetenekli ismi Bob De Moor İngiltere’ye yollanıp çok sağlam eskizlerle dönmek üzere tembihlenir
Öngörüsüyle bile başlı başına efsane kabul edilebilecek bu macerada aya yollanacak mekiğin çizildiği panel çizgi roman tarihine çoktan geçmiştir. Sonrasında ‘Aya Ayak Basıldı’ macerasıyla sevenlerini mest eden bu eser sayesinde iyice ünlenir Hergé’
Her ne kadar ‘Totor’ adlı kahramandan evrilmiş olsa da yayınlandığı hemen hemen her ülkede ‘Tintin’ olarak tanınan karakterimiz bazı ülkelerde lehçe ve anlam nedeniyle değişik isimlerle de anılmıştır.
Profesör Turnusol ise ağır işiten kulakları ve birbirinden tuhaf icatlarıyla kendi hayran kitlesini oluşturmakta pek zorlanmamıştır diyebiliriz
Bunlar ve bazı maceralarda tekrar tekrar ortaya çıkan bir çok yan karakteriyle sergilenen müthiş galeri bile başlı başına incelenip analiz edilmeyi fazlasıyla hak etmektedir
40’lı yıllardan itibaren bir çok yayıncı tarafından ülkemizde tekrar tekrar ve aşırı kalitesiz bir şekilde basılan albümler her ne kadar can sıkıcı olsa da 90’larda nihayet orijinal yayın sırasına ve kalitesine uygun serilere de kavuştuk.
O, Tenten'in kudretli çizeri Hergé'nin yakın dostu ve mesai arkadaşıydı.
Hergé eski hikayelerin yeniden çizilip güncellenmesi hususunda Belçika ekolünün en büyüklerinden biri olan Edgar Pierre Jacobs'a teklif götürmüşse de bu iş Bob’a kalmıştır.
Herge’nin ölümünden sonra Tenten’in devam etmesini istemediğini belirtmesi çok büyük bir engeldi
Pilote dergisindeki yayınını 1961 senesine kadar sürdüren Asteriks, o yıl ilk albümüne kavuşur. Her ne kadar beklentilerin altında bir tiraj elde etse de aradan geçecek 20 sene sonunda bir tek albümünün satışı bile tahminlere göre 2 milyonu geçmiştir.
Çok çok acaip..
80’lerin ortalarında Bulvar yayınlarında da arz-ı endam ettikten sonra 94 yılından itibaren Remzi kitabevinin çatısı altına girmiştir.
Her biri başlı başına kült haline gelen bu maceralarıyla akılda kalmayı başarır.
Hafif, iddiasız bir sayı olsa da diğer maceralar arasında özel bir yeri vardır.
Gölgesinden hızlı silah çeken, bir aile kurmaya hiç fırsatı olmayan, sadık atı ile diyardan diyara dolaşıp kanun ve düzen sağlamaya çalışan, kötü örnek olmamak için sigarayı bırakıp ağzında saman çöpüyle gezen, iyilerin dostu..