Şapka inkılâbı kararının kabul edildiği gün halkın ayağında çarık, üzerinde elbisesi yoktu. Protestolar oldu. Yüzlerce tutuklama, onlarca idam yapıldı. Şapka inkılâbının ne sağlıkla ne de yaşam kalitesiyle ilgisi vardı ama kimse "Kim emrettiyse şapkayı o bedava dağıtsın" demedi..
1925'te halka hitaben “Bu serpuşun adına şapka derler. Redingot gibi, bonjur, smokin gibi, işte şapkanız! Buna câiz değil, diyenler vardır. Onlara diyeyim ki, çok gafilsiniz ve çok câhilsiniz!" denirken kimse "Millet aç aç! Derdimiz bu mu? " demedi.
Erzurumlu Şalcı Bacı da tutuklanır, yargılanır ve 22 erkekle birlikte asılır. "Ben hatun kişiyim, şapkayla ne işim olur?" dese de kimseye dinletemez. İdam edilirken kadın olduğu anlaşılmasın diye başına çuval geçirilir. Bu süreçte idam edilen ilk ve tek kadın olur.
Hamidiye Zırhlısı 12 Aralıkta Rize şehrini "Şapka kanuna muhalefetten" TOPA tuttu. Bir gün içinde karar alan ve temyizi olmayan bu mahkemede, tutuklanmış olan 143 kişiden 8’i için idam kararı çıktı ve diğerleri de çeşitli cezalara çarptırıldı. Kimse kimseye "KATİL" diyemedi...
Şapka, İstiklal Mahkemeleri’nin en önemli konusu olmuştu ve başta İskilipli Atıf Hoca ile Babaeski Müftüsü olmak üzere, Rize’de 8, Maraş’ta 7, Erzurum’da 4, Sivas’ta 3, İskilip’te 2, Menemen’de 28 olmak üzere, çeşitli yerlerde toplam 78 kişi idam edildi. Kimse "DİKTATÖR" diyemedi
