Thread by @KelimeKoken

Etimolojiyle bağlantılı hüzünlü bir mitolojik hikaye anlatalım:

Irmak tanrı Maiandros'un oğlu Kalamos, Zephyros'un oğlu Karpos'a tutkunmuş. İki genç bir gün gezintiye çıktıklarında nehirde yüzmeye karar vermişler.

Soyunup suya giren iki genç şakalaşıyor, gönüllerince eğleniyorlarmış. En nihayetinde yarışa tutuşmaya karar vermişler. Derken yüzme yarışı başlamış, Kalamos arkadaşını geçmeye başlamış. Karpos ona yetişmeye çalışmış ve akıntıya kapılmış.

Derken akıntı hızlandıkça hızlanmış ve Karpos suların içinde yitip gitmiş. Kalamos ne kadar çabalasa da arkadaşına yetişememiş, Karpos köpüren suların arasında can vermiş.

Kalamos, arkadaşının ölümüne öylesine üzülmüş öylesine üzülmüş ki ırmağın içinde günden güne kurumuş, sararmış solmuş. Ağladıkça ağlamış, kendini tükettikçe tüketmiş ve en sonunda kupkuru bir "kamış" haline gelmiş.

Tanrılar arkadaşının ölümü üzerine kuruyup kamışa dönen Kalamos'a çok üzülmüşler ve ölen Karpos'u "güzün ölen ilkyazda doğan" bir tarla yemişine bugün "karpuz" dediğimiz meyveye dönüştürmüşler.

Oğlunun ölümüne üzülen ırmak tanrı Maiandros da oğlunu hep sinesinde saklamış, kendi kıyıları ve diğer ırmak kıyıları boyunca oğlunu büyütmüş. Tüm nehirler kamışlarla donanmış.

Maiandros bildiğimiz "Büyük Menderes Irmağı"dır. Kalamos kelimesi de Yunanca "kamış" anlamına gelir, kelime bu hikaye üzerine oturtulmuştur.

*Türkçe "kamış" kelimesi ile Yunanca "kalamos" birbirinden ayrı iki kelimedir, ilişkileri yoktur.

Hüzünlü hikayemiz sona erdi, teşekkürler...🥀

Bir hususu daha belirtmek gerekiyor. Karpuz kelimesi dilimize Farsçadan geçmiştir. Kaynaklar Farsça χarbūz kelimesinin Yunanca "karpos"tan geldiğini belirtir.