1. Virüse karşı aşımız var mı? Yok.
2. İlacımız var mı? Yok.
3. Virüs kendiliğinden durdu mu? Hayır.
Ülkeler, en başında da olduğu gibi, ekonomik zorluğu sağlık etiğiyle dengelemeye çalışıyorlar. Tabii sosyal izolasyonun psikososyal etkileri de bir risk unsuru.
Ve anladığımız şu: Virüsün tek "derdi" üremek, kendi kopyalarını daha çok üretmek, yayılmak.
Hücreye giriyor, kendi RNA'sını enjekte ediyor, konak hücrenin (bu durumda insanın) proteinlerini kullanarak kendi RNA'sını okutuyor, kendi proteinlerini üretiyor, bu sayede kendinden milyonlarca kopya yaratıyor.
Ama trilyonlarca hücreden daha iyisi nedir, biliyor musunuz?
Katrilyon kere katrilyonlarca konak hücre!
Ve insan popülasyonu virüse işte tam da bunu veriyor!
Ve döngü böyle devam ediyor.
Ya aşı/ilaç üretilene, ya popülasyonun en az %40-70 civarı enfekte olana dek...
Ya kontrollü bir şekilde insanları hasta edip sürü bağışıklığı (popülasyonun %40-90 civarının hastalığı geçirmesini umacağız. Aşılar da özünde toplumu bu şekilde koruyor.
İlki, bu virüs en iyi ihtimalle bile gripten 10 kat kadar ölümcül. Bir ihtimal 50 kata kadar ölümcül. Her yıl gripten yüz binlerce insan ölüyor, bundan milyonlarcası ölecek demektir.
Hatta bağışıklık ilk enfeksiyon sonrası hemen oluşmayabiliyor ve oluşana kadar tekrar enfekte olma ihtimaliniz var.
E o zaman neden sosyal mesafelendirme ve karantina uyguluyoruz ki? Nasılsa olacak...
Çünkü hastane kapasitesi kısıtlı.
"Her şeyi geri açsak bile dikkatli oluruz, maske takarız, valla bak söz." desek bile böyle olacak. Çünkü insanları biliyoruz...
Evet, yapabilirsiniz.
Ama ne olacağı zaten çok bariz değil mi?
Aşı yok. İlaç yok. Virüs değişmedi.
Her şey ilk baştaki ile aynı.
Tek değişen şu: İnsanlar "sıkıldı" (ve para lazım).
Belki de bu virüsü normal bir ölüm kaynağı olarak kabulleneceğiz, insanlık bunu daha önceden çok kere yaptı (diyabet, kalp, nadir hastalıklar, vs.)
Ve tek seferlik karantina ve önlemlerin yeterli olmayacağını gösteriyor.
İlaçlar ve aşı geldikten *sonra* kademeli olarak geri açılmalar başlayabilir.
Ama bu işin "bir kere yaptık, oldu bitti" olmadığını hatırlamak gerekiyor.
Sonuç olarak, bu virüsün kuzeni SARS gibi kısa sürede unutulmasını beklemeyin.
Ve en erken yorulanlar, salgından en çok etkilenecekler.